×

Nós usamos os cookies para ajudar a melhorar o LingQ. Ao visitar o site, você concorda com a nossa política de cookies.


image

Baha's Stories, TÜRKİYE’DE MAFYA VE DERİN DEVLET

TÜRKİYE'DE MAFYA VE DERİN DEVLET

Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti'nin istihbarat örgütünden bahsetmek istiyorum: Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT). 1965'te kurulmuştur. İstihbarat teşkilatı olduğundan dolayı hakkında kesin şeyler söyleyemem. Çünkü emin değilim. MİT'in personelinin büyük çoğunluğu askerlerden oluşur. Siviller de MİT için çalışabilir.

MİT, 1990'larda bazı skandallar sebebiyle sık sık konuşuldu. En bilinen olay Susurluk Kazası'dır. Veya Susurluk Skandalı'dır. Susurluk, Türkiye'nin kuzeybatısındaki küçük bir şehirdir. 1996'da o şehirde bir araba kazası oldu. Arabanın içindekiler çok ilginçti: bir milletvekili, bir polis ve bir mafya.

Arabadaki en meşhur kişi Abdullah Çatlı'dır. O, kazada öldü. O, Türkiye'deki en büyük mafya efsanesidir. Bazı milliyetçi gençler onu sürekli anarlar. Onun resimlerini paylaşırlar. Bu kazadan sonra soruşturma başlatıldı. Ancak bir sonuca varılamadı. Türkiye'nin tarihinde gizemli bir olay olarak kaldı.

ASALA, 1975'te Ermeniler tarafından kurulan bir örgüttür. Marksist-Leninist bir ideolojiye sahiptir. Bu örgütün üyeleri pek çok ülkede terör suçu işlediler. Amaçları Türk Hükümeti'ne “soykırım” iddiasını kabul ettirmek ve Türkiye'den tazminat almaktı. Ayrıca Türkiye'nin doğusundaki bazı toprakları almayı talep ediyorlardı.

ASALA üyeleri amaçlarına ulaşmak için birçok Türk diplomata ve onların akrabalarına karşı suikast düzenlediler. Örneğin 1983'te Fransa'da düzenledikleri saldırı sonucu 8 sivil öldü. 55 kişi yaralandı. Bu örgütten kurtulmak isteyen Türk Devleti bazı aşırı milliyetçi Türklerle işbirliği yaptı. Onlar Avrupa'ya gidip ASALA üyelerini öldürdüler.

Mehmet Ali Ağca, sanırım dünyada en meşhur aşırı milliyetçi Türktür. O, solcu gazeteci Abdi İpekçi'yi Türkiye'de öldürdü. Sonra hapisten kaçtı. Papa II. John Paul'ı öldürmeye teşebbüs etti. Ama başarılı olamadı. Onu sadece yaralayabildi.

Türkiye'nin doğusunda 1980'lerde terör faaliyetleri başladı. PKK adlı bir örgüt Türk güvenlik güçlerine saldırdı. Türk Devleti yine mafya ile işbirliği yaptı. Bunun sonucunda mafya, bazı Kürt siyasetçilere suikast düzenledi. Suç işleyen bazı mafyalar hapse girdi. Bazıları yurt dışına kaçtı. Kimisi de yok oldu. Yani onlara ne olduğunu kimse bilmiyor.

Türkiye'de şimdi en popüler mafya Sedat Peker'dir. O, bir süre hapis yattı. Turancı olduğunu söylüyordu. Ancak son yıllarda İslamcı olmaya başladı. Peker, hükümeti destekliyor. Onu destekleyen binlerce Türk var. O çok güçlü birisi. Onun hakkında kötü şeyler söylemek çok tehlikelidir.

Türkiye'de son yıllarda mafyanın etkisi azaldı. İnsanlar 1990'larda mafyadan çok korkuyorlardı. Bu korku artık azaldı. Umarım bu korku bir gün biter. Çünkü insanlar güvenli bir ortamda yaşamak istiyorlar. İyi bir ülkede insanlar egemen olmamalıdır. Hukukun egemen olması gerekir.

TÜRKİYE’DE MAFYA VE DERİN DEVLET المافيا والدولة العميقة في تركيا MAFIA UND DER TIEFE STAAT IN DER TÜRKEI Η ΜΑΦΊΑ ΚΑΙ ΤΟ ΒΑΘΎ ΚΡΆΤΟΣ ΣΤΗΝ ΤΟΥΡΚΊΑ MAFIA AND THE DEEP STATE IN TURKEY MAFIA Y ESTADO PROFUNDO EN TURQUÍA LA MAFIA ET L'ÉTAT PROFOND EN TURQUIE МАФИЯ И ГЛУБИННОЕ ГОСУДАРСТВО В ТУРЦИИ MAFFIAN OCH DEN DJUPA STATEN I TURKIET

Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti'nin istihbarat örgütünden bahsetmek istiyorum: Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT). 1965'te kurulmuştur. في البداية، أود أن أتحدث عن جهاز المخابرات في الجمهورية التركية: جهاز المخابرات الوطنية (MİT). تأسست في عام 1965. Zunächst einmal möchte ich über den Nachrichtendienst der Republik Türkei sprechen: Die Nationale Nachrichtendienstorganisation (MIT). Sie wurde im Jahr 1965 gegründet. First, I want to talk about the intelligence organizations of the Republic of Turkey: Turkish National Intelligence Organization (MIT). It was founded in 1965. Tout d'abord, je voudrais parler de l'organisation du renseignement de la République de Turquie : L'Organisation nationale du renseignement (MIT). Elle a été créée en 1965. Прежде всего, я хотел бы поговорить о разведывательной организации Турецкой Республики: Национальной разведывательной организации (MIT). Он был основан в 1965 году. İstihbarat teşkilatı olduğundan dolayı hakkında kesin şeyler söyleyemem. Çünkü emin değilim. MİT'in personelinin büyük çoğunluğu askerlerden oluşur. Siviller de MİT için çalışabilir. وبما أنها وكالة استخباراتية، فلا أستطيع أن أقول أي شيء محدد عنها. لأنني لست متأكدا. يتكون غالبية أفراد جهاز المخابرات التركية (MIT) من الجنود. يمكن للمدنيين أيضًا العمل في معهد ماساتشوستس للتكنولوجيا. Ich kann dazu nichts Genaues sagen, weil es sich um eine Geheimdienstorganisation handelt. Ich bin mir nämlich nicht sicher. Die Mehrheit der MIT-Mitarbeiter sind Soldaten. Aber auch Zivilisten können für den MIT arbeiten. Since it is an intelligence agency, I cannot say certain things about it. Because I'm not sure. The majority of MIT's staff consists of soldiers. Civilians can also work for MIT. Je ne peux rien dire de précis à ce sujet, car il s'agit d'une organisation de renseignement. Je n'en suis pas sûr. La majorité du personnel du MIT est composée de soldats. Les civils peuvent également travailler pour le MIT. Я не могу сказать об этом ничего определенного, потому что это разведывательная организация. Потому что я не уверен. Большинство сотрудников MIT - солдаты. Гражданские лица также могут работать в MIT.

MİT, 1990'larda bazı skandallar sebebiyle sık sık konuşuldu. En bilinen olay Susurluk Kazası'dır. Veya Susurluk Skandalı'dır. لقد تم الحديث عن المخابرات التركية بشكل متكرر بسبب بعض الفضائح في التسعينيات. الحادث الأكثر شهرة هو حادث سوسورلوك. أو فضيحة سوسورلوك. In den 1990er Jahren wurde aufgrund einiger Skandale häufig über MİT gesprochen. Der bekannteste Vorfall ist der Susurluk-Unfall. Oder der Susurluk-Skandal. MIT was frequently spoken in the 1990s due to some scandals. The most known event is the Susurluk Accident. Or the Susurluk Scandal. Dans les années 1990, MİT a souvent fait parler d'elle en raison de certains scandales. L'incident le plus connu est l'accident de Susurluk. Ou le scandale de Susurluk. О Массачусетском технологическом институте часто говорили в 1990-х из-за некоторых скандалов. Наиболее известным событием является Сусурлукская авария. Или Сусурлукский скандал. Susurluk, Türkiye'nin kuzeybatısındaki küçük bir şehirdir. 1996'da o şehirde bir araba kazası oldu. Arabanın içindekiler çok ilginçti: bir milletvekili, bir polis ve bir mafya. سوسورلوك مدينة صغيرة في شمال غرب تركيا. في عام 1996، وقع حادث سيارة في تلك المدينة. كان الأشخاص الموجودون داخل السيارة مثيرين للاهتمام للغاية: نائب وضابط شرطة وعضو في المافيا. Susurluk ist eine kleine Stadt im Nordwesten der Türkei. 1996 gab es in dieser Stadt einen Autounfall. Die Personen im Auto waren sehr interessant: ein Abgeordneter, ein Polizist und ein Mafioso. Susurluk is a small city in northwest Turkey. There was a car accident in that city in 1996. The contents of the car were very interesting: a deputy, a police officer and a mafia. Susurluk est une petite ville du nord-ouest de la Turquie. En 1996, un accident de voiture s'est produit dans cette ville. Les occupants de la voiture étaient très intéressants : un député, un policier et un mafioso. Сусурлук - небольшой город на северо-западе Турции. В 1996 году в этом городе произошла автомобильная авария. В машине находились очень интересные люди: член парламента, полицейский и мафиози.

Arabadaki en meşhur kişi Abdullah Çatlı'dır. O, kazada öldü. O, Türkiye'deki en büyük mafya efsanesidir. Bazı milliyetçi gençler onu sürekli anarlar. أشهر شخص في السيارة هو عبد الله تشاتلي. توفي في الحادث. إنه أكبر أسطورة مافيا في تركيا. ويتذكره بعض الشباب القومي باستمرار. Die berühmteste Person in diesem Auto war Abdullah Çatlı. Er starb bei dem Unfall. Er ist die größte Mafia-Legende der Türkei. Einige nationalistische Jugendliche erinnern sich immer an ihn. The most famous person in the car is Abdullah Çatlı. He died in the accident. It is the largest mafia legend in Turkey. Some nationalist youth constantly remember him. La personne la plus célèbre qui se trouvait dans la voiture était Abdullah Çatlı. Il est mort dans l'accident. C'est la plus grande légende de la mafia en Turquie. Certains jeunes nationalistes se souviennent toujours de lui. Самый известный человек в машине - Абдулла Чатлы. Он погиб в аварии. Он самая большая легенда мафии в Турции. Какая-то националистически настроенная молодежь постоянно его упоминает. Onun resimlerini paylaşırlar. Bu kazadan sonra soruşturma başlatıldı. Ancak bir sonuca varılamadı. Türkiye'nin tarihinde gizemli bir olay olarak kaldı. ويشاركون صوره. وبدأ التحقيق بعد هذا الحادث. ومع ذلك، لم يتم التوصل إلى نتيجة. وظل هذا الحدث غامضا في تاريخ تركيا. Sie teilen seine Bilder. Nach diesem Unfall wurde eine Untersuchung eingeleitet. Aber man kam zu keinem Ergebnis. Es blieb ein mysteriöses Ereignis in der Geschichte der Türkei. They share his pictures. An investigation was launched after this accident. However, no conclusion was reached. He stayed as a mysterious event in the history of Turkey. Ils partagent ses photos. Une enquête a été ouverte après cet accident. Mais aucune conclusion n'a été tirée. Il est resté un événement mystérieux dans l'histoire de la Turquie. Они делятся его фотографиями. После этой аварии было начато расследование. Однако никакого вывода сделано не было. Это осталось загадочным событием в истории Турции.

ASALA, 1975'te Ermeniler tarafından kurulan bir örgüttür. Marksist-Leninist bir ideolojiye sahiptir. Bu örgütün üyeleri pek çok ülkede terör suçu işlediler. أصالة هي منظمة أسسها الأرمن في عام 1975. لديها أيديولوجية ماركسية لينينية. وقد ارتكب أعضاء هذه المنظمة جرائم إرهابية في العديد من البلدان. ASALA ist eine 1975 von Armeniern gegründete Organisation. Sie hat eine marxistisch-leninistische Ideologie. Mitglieder dieser Organisation haben in vielen Ländern terroristische Verbrechen begangen. ASALA is an organization founded by Armenians in 1975. It has a Marxist-Leninist ideology. Members of this organization have committed terrorist crimes in many countries. L'ASALA est une organisation fondée par des Arméniens en 1975. Elle a une idéologie marxiste-léniniste. Les membres de cette organisation ont commis des crimes terroristes dans de nombreux pays. АСАЛА – организация, основанная армянами в 1975 году. Имеет марксистско-ленинскую идеологию. Члены этой организации совершали террористические преступления во многих странах. Amaçları Türk Hükümeti'ne “soykırım” iddiasını kabul ettirmek ve Türkiye'den tazminat almaktı. Ayrıca Türkiye'nin doğusundaki bazı toprakları almayı talep ediyorlardı. وكان هدفهم هو إقناع الحكومة التركية بقبول ادعاء "الإبادة الجماعية" والحصول على تعويض من تركيا. كما طالبوا بالاستيلاء على بعض الأراضي في شرق تركيا. Ihr Ziel war es, die türkische Regierung dazu zu bringen, den "Völkermord"-Vorwurf zu akzeptieren und von der Türkei eine Entschädigung zu erhalten. Sie forderten auch einige Gebiete im Osten der Türkei. Objectives of the Turkish government to "genocide" to assert the claim and receive compensation from Turkey. They also demand to pick up some territory in the east of Turkey. Leur objectif était d'amener le gouvernement turc à accepter l'allégation de "génocide" et de recevoir des compensations de la part de la Turquie. Ils réclament également des territoires dans l'est de la Turquie. Их цель состояла в том, чтобы заставить турецкое правительство принять заявление о «геноциде» и получить компенсацию от Турции. Они также требовали отобрать некоторые земли в восточной Турции.

ASALA üyeleri amaçlarına ulaşmak için birçok Türk diplomata ve onların akrabalarına karşı suikast düzenlediler. Örneğin 1983'te Fransa'da düzenledikleri saldırı sonucu 8 sivil öldü. ولتحقيق أهدافهم، اغتال أعضاء أصالة العديد من الدبلوماسيين الأتراك وأقاربهم. على سبيل المثال، في عام 1983، توفي 8 مدنيين نتيجة لهجوم في فرنسا. ASALA-Mitglieder organisierten Attentate auf zahlreiche türkische Diplomaten und ihre Angehörigen, um ihre Ziele zu erreichen. So wurden beispielsweise bei einem von ihnen organisierten Anschlag in Frankreich 1983 acht Zivilisten getötet. ASALA members assassinated many Turkish diplomas and their relatives to achieve their goals. For example, eight civilians died in 1983 as a result of their attack in France. Члены АСАЛА убили многих турецких дипломатов и их родственников для достижения своих целей. Например, в результате теракта, совершенного ими во Франции в 1983 году, погибло 8 мирных жителей. 55 kişi yaralandı. Bu örgütten kurtulmak isteyen Türk Devleti bazı aşırı milliyetçi Türklerle işbirliği yaptı. Onlar Avrupa'ya gidip ASALA üyelerini öldürdüler. وأصيب 55 شخصا. والدولة التركية التي أرادت التخلص من هذا التنظيم تعاونت مع بعض الأتراك القوميين المتطرفين. ذهبوا إلى أوروبا وقتلوا أعضاء أصالة. 55 Menschen wurden verletzt. Um diese Organisation loszuwerden, arbeitete der türkische Staat mit einigen türkischen Ultranationalisten zusammen. Sie reisten nach Europa und töteten ASALA-Mitglieder. 55 people were injured. The Turkish State who wanted to get rid of this organization cooperated with some ultra-nationalist Turks. They went to Europe and killed ASALA members. 55 человек получили ранения. Турецкое государство, которое хотело избавиться от этой организации, сотрудничало с некоторыми турками-ультранационалистами. Они отправились в Европу и убили членов АСАЛА.

Mehmet Ali Ağca, sanırım dünyada en meşhur aşırı milliyetçi Türktür. O, solcu gazeteci Abdi İpekçi'yi Türkiye'de öldürdü. Sonra hapisten kaçtı. أعتقد أن محمد علي آغا هو أشهر قومي تركي متطرف في العالم. قتل الصحفي اليساري عبدي إيبكجي في تركيا. ثم هرب من السجن. Mehmet Ali Agca ist wahrscheinlich der bekannteste türkische Ultranationalist der Welt. Er tötete den linken Journalisten Abdi Ipekci in der Türkei. Danach ist er aus dem Gefängnis geflohen. Mehmet Ali Ağca, I think is the most famous ultra-nationalist Turkish in the world. He leftist journalist Abdi Ipekci in Turkey killed. Then he escaped from prison. Мехмет Али Агджа, я думаю, самый известный турок-ультранационалист в мире. Он убил левого журналиста Абди Ипекчи в Турции. Потом он сбежал из тюрьмы. Papa II. John Paul'ı öldürmeye teşebbüs etti. Ama başarılı olamadı. Onu sadece yaralayabildi. البابا يوحنا الثاني حاول قتل يوحنا بولس. لكنه لم ينجح. لم يستطع إلا أن يجرحه. Er versuchte, Papst Johannes Paul II. zu töten. Aber es ist ihm nicht gelungen. Er konnte ihn nur verwunden. Pope II. He attempted to kill John Paul. But it was not successful. He could only hurt him. Он пытался убить Папу Римского Иоанна Павла II. Но ему это не удалось. Он смог только ранить его.

Türkiye'nin doğusunda 1980'lerde terör faaliyetleri başladı. PKK adlı bir örgüt Türk güvenlik güçlerine saldırdı. Türk Devleti yine mafya ile işbirliği yaptı. بدأت الأنشطة الإرهابية في شرق تركيا في الثمانينيات. قامت منظمة تدعى PKK بمهاجمة قوات الأمن التركية. الدولة التركية تعاونت مع المافيا من جديد. In den 1980er Jahren begannen terroristische Aktivitäten im Osten der Türkei. Eine Organisation namens PKK griff türkische Sicherheitskräfte an. Der türkische Staat arbeitete wiederum mit der Mafia zusammen. Terrorist activities in the east began in the 1980s, Turkey. An organization called the PKK attacked Turkish security forces. The Turkish State cooperated again with the mafia. Террористическая деятельность началась на востоке Турции в 1980-х годах. Организация под названием РПК атаковала турецкие силы безопасности. Турецкое государство снова сотрудничало с мафией. Bunun sonucunda mafya, bazı Kürt siyasetçilere suikast düzenledi. Suç işleyen bazı mafyalar hapse girdi. Bazıları yurt dışına kaçtı. Kimisi de yok oldu. Yani onlara ne olduğunu kimse bilmiyor. ونتيجة لذلك، اغتالت المافيا بعض السياسيين الأكراد. ذهب بعض المافيا الذين ارتكبوا جرائم إلى السجن. وفر البعض إلى الخارج. كما اختفى البعض. لذلك لا أحد يعرف ما حدث لهم. Infolgedessen ermordete die Mafia einige kurdische Politiker. Einige Mafiosi, die Straftaten begangen hatten, kamen ins Gefängnis. Einige flohen ins Ausland. Einige von ihnen verschwanden. Niemand weiß also, was mit ihnen geschehen ist. As a result, the mafia assassinated some Kurdish politicians. Some criminal mafia went to prison. Some of them fled abroad. Some have also disappeared. So nobody knows what happened to them. В результате мафия убила некоторых курдских политиков. Некоторые мафиози, совершившие преступления, попали в тюрьму. Некоторые бежали за границу. Некоторые исчезли. Так что никто не знает, что с ними случилось.

Türkiye'de şimdi en popüler mafya Sedat Peker'dir. O, bir süre hapis yattı. Turancı olduğunu söylüyordu. Ancak son yıllarda İslamcı olmaya başladı. المافيا الأكثر شعبية في تركيا الآن هي سيدات بيكر. أمضى بعض الوقت في السجن. وقال إنه كان توراني. ومع ذلك، في السنوات الأخيرة أصبحت إسلامية. Sedat Peker ist heute der bekannteste Mafioso der Türkei. Er war eine Zeit lang im Gefängnis. Früher sagte er, er sei ein Turanier. Aber in den letzten Jahren ist er zum Islamisten geworden. Sedat Peker mafia is now the most popular in Turkey. He was in prison for a while. He said he was a Turanian. However, in recent years, he started to be Islamist. Седат Пекер сейчас самая популярная мафия в Турции. Он был заключен в тюрьму на некоторое время. Он сказал, что он туранец. Однако в последние годы он стал исламистом. Peker, hükümeti destekliyor. Onu destekleyen binlerce Türk var. O çok güçlü birisi. Onun hakkında kötü şeyler söylemek çok tehlikelidir. بيكر يدعم الحكومة. هناك الآلاف من الأتراك الذين يدعمونه. إنه شخص قوي جدًا. إن قول أشياء سيئة عنه أمر خطير للغاية. Peker unterstützt die Regierung. Es gibt Tausende von Türken, die ihn unterstützen. Er ist ein sehr mächtiger Mann. Es ist sehr gefährlich, etwas Schlechtes über ihn zu sagen. Peker supports the government. There are thousands of Turks who support it. He is very strong. It is very dangerous to say bad things about him. Пекер поддерживает правительство. Его поддерживают тысячи турок. Он очень сильный. Говорить о нем плохо очень опасно.

Türkiye'de son yıllarda mafyanın etkisi azaldı. İnsanlar 1990'larda mafyadan çok korkuyorlardı. Bu korku artık azaldı. Umarım bu korku bir gün biter. انخفض تأثير المافيا في تركيا في السنوات الأخيرة. كان الناس خائفين جدًا من المافيا في التسعينيات. وقد تضاءل هذا الخوف الآن. آمل أن ينتهي هذا الخوف يومًا ما. Der Einfluss der Mafia hat in der Türkei in den letzten Jahren abgenommen. In den 1990er Jahren hatten die Menschen große Angst vor der Mafia. Diese Angst hat jetzt abgenommen. Ich hoffe, dass diese Angst eines Tages aufhören wird. To reduce the influence of the mafia in Turkey in recent years. People were very afraid of the mafia in the 1990s. This fear is now reduced. I hope this fear ends one day. В последние годы влияние мафии в Турции уменьшилось. В 1990-х годах люди очень боялись мафии. Сейчас этот страх уменьшился. Я надеюсь, что когда-нибудь этот страх закончится. Çünkü insanlar güvenli bir ortamda yaşamak istiyorlar. İyi bir ülkede insanlar egemen olmamalıdır. Hukukun egemen olması gerekir. لأن الناس يريدون العيش في بيئة آمنة. في بلد جيد لا ينبغي للناس أن يهيمنوا. يجب أن يسود القانون. Weil die Menschen in einer sicheren Umgebung leben wollen. In einem guten Land sollten die Menschen nicht dominieren. Das Gesetz sollte herrschen. Because people want to live in a safe environment. In a good country, people should not dominate. Law must be dominant. Потому что люди хотят жить в безопасной среде. В хорошей стране люди не должны быть суверенными. Закон должен восторжествовать.