×

LingQをより快適にするためCookieを使用しています。サイトの訪問により同意したと見なされます クッキーポリシー.

image

Yuuri, Merry-go-round - Yuuri

Merry - go - round - Yuuri

好き に なる って どんな こと ?

新しい 自分 に 会う こと

好き と 口 に できなかった こと

貴方 の 幸せ の 中 私 が 居なかった こと

それ を 受け入れて しまえた こと

一人 泣いて た バスタブ の 中

顔 が 痛くて 貴方 に 会い たくて

アイシテル を もう 何度 私 口 に した のだろう

なのに どうして 今 傍 に 誰 も 居ない の

アイシテル って もう 何度 私 耳 に した のだろう

寂しさ だけ が この 胸 に 残って いる の です

好き に なる って どんな こと ?

貴方 が 一人 泣いて たら

傍 に 居ない と いけない と 思う こと

一人 泣いた ベッド の 中

声 も 顔 も こころ も 愛せない

違う 場所 に 生まれて た なら

違う 私 だった の か な

生まれ 変われる の なら 独り じゃ なく なる か な

会い に 行く って もう 何度 私 口 に した のだろう

なのに どうして 今 傍 に 誰 も 居ない の

会い に 来て って もう 何度 私 耳 に した のだろう

後悔 だけ が この 胸 に 残って いる の です

もしも あの 日 あの 瞬間 に

わがまま を 口 に できたら

思い切り 泣いて その 胸 に

また 会える また 会える また 会える を 言えた なら

どんなに 追いかけて も 追いつか ない

メリーゴーランド

愛する って ほら こんなに 苦しい の です

それ すら も 愛して 生きて いく そう 思える ほど

貴方 の こと を こころから 想ってる の です

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

Merry - go - round - Yuuri Karussell - Yuuri Tiovivo - Yuuri Manège - Yuuri 회전목마 - 유리 Carrossel - Yuuri Карусель - Юури Karusell - Yuuri Карусель - Юрій 旋转木马——勇利 旋转木马 - 尤里 Merry-go-round - Yuuri Dönme dolap - Yuuri

好き に なる って どんな こと ? すき|に|なる|って|どんな|こと |werden|||| aimer||||| sevgi|-e -a (yönelme eki)|olmak|diye|ne tür|şey like|particle indicating direction or target|to become|quotation particle|what kind of|thing 爱是什么感觉? What does it mean to fall in love? Sevmek ne demek?

新しい 自分 に 会う こと あたらしい|じぶん|に|あう|こと yeni|kendim|-e -a (yönelme eki)|bulmak|şey new|myself|at|to meet|thing 遇见全新的你 Meeting a new version of myself Yeni bir ben ile tanışmak

好き と 口 に できなかった こと すき|と|くち|に|できなかった|こと sevdiğim|ve|ağız|-e -a (yönelme eki)|yapamadım|şey like|and|mouth|locative particle|could not do|thing 不能说 "我爱你"。 Things I couldn't say I liked Sevdiğimi söyleyemediğim şeyler

貴方 の 幸せ の 中 私 が 居なかった こと あなた|の|しあわせ|の|なか|わたし|が|いなかった|こと sen|-nın (belirtme eki)|mutluluk|-nın (belirtme eki)|içinde|ben|özne işareti|yoktu|şey you|possessive particle|happiness|attributive particle|inside|I|subject marker|was not|thing 我不在你的幸福之中 The fact that I was not in your happiness Senin mutluluğunun içinde benim olmadığım şey

それ を 受け入れて しまえた こと それ|を|うけいれて|しまえた|こと |||geschafft| o|nesne işareti|kabul etmek|başardın|şey that|object marker|accept|was able to do|thing 而且你能够接受。 The fact that I was able to accept that Bunu kabullenebilmiş olmak

一人 泣いて た バスタブ の 中 ひとり|ないて|た|バスタブ|の|なか |||Badewanne|| yalnız|ağlıyor|geçmiş zaman eki|küvet|aitlik eki|içinde alone|crying|past tense marker|bathtub|attributive particle|inside In the bathtub where I cried alone Bir başıma ağladığım küvetin içinde

顔 が 痛くて 貴方 に 会い たくて かお|が|いたくて|あなた|に|あい|たくて yüz|özne işareti|acıyor|sen|yönelme eki|buluşmak|istemek face|subject marker|it hurts|you|locative particle|meet|want to My face hurts and I want to see you Yüzüm acıyor ve seni görmek istiyorum

アイシテル を もう 何度 私 口 に した のだろう あいしてる|を|もう|なんど|わたし|くち|に|した|のだろう ich liebe dich|||||||| seni seviyorum|nesne işareti|artık|kaç kez|ben|ağız|yer belirteci|söyledim|değil mi I love you|object marker|already|how many times|I|mouth|locative particle|said|I wonder アイシテル can also be written as 愛してる and contains the kanji for love. Here, it means "I love you". I wonder how many times I've said 'I love you'. Seni seviyorum'u artık kaç kez ağzımdan çıkardım acaba?

なのに どうして 今 傍 に 誰 も 居ない の なのに|どうして|いま|そば|に|だれ|も|いない|の obwohl|||||||| ama|neden|şimdi|yanında|-de|kim|bile|yok|değil mi even though|why|now|beside|locative particle|who|also|not there|explanatory particle Yet, why is it that no one is by my side now? Ama neden şimdi yanımda kimse yok?

アイシテル って もう 何度 私 耳 に した のだろう あいしてる|って|もう|なんど|わたし|みみ|に|した|のだろう seni seviyorum|diye|artık|kaç kez|ben|kulak|-e -a (yönelme eki)|duydum|değil mi I love you|quotation particle|already|how many times|I|ear|locative particle|heard|I wonder I wonder how many times I've heard 'I love you'. Seni seviyorum'u artık kaç kez kulağıma geldi?

寂しさ だけ が この 胸 に 残って いる の です さびしさ|だけ|が|この|むね|に|のこって|いる|の|です yalnızlık|sadece|ama|bu|göğüs|-de|kalıyor|var|vurgulayıcı|dır loneliness|only|subject marker|this|chest|locative particle|remaining|is|explanatory particle|is Only loneliness remains in this heart. Sadece yalnızlık bu göğsümde kalmış durumda.

好き に なる って どんな こと ? すき|に|なる|って|どんな|こと sevgi|-e -a (yönelme eki)|olmak|diye|ne tür|şey like|particle indicating direction or target|to become|quotation particle|what kind of|thing What does it mean to fall in love? Sevgi nedir?

貴方 が 一人 泣いて たら あなた|が|ひとり|ないて|たら sen|özne işareti|yalnız|ağlıyorsan|-dığında you|subject marker|alone|crying|if If you are crying alone, Eğer yalnız başına ağlıyorsan

傍 に 居ない と いけない と 思う こと そば|に|いない|と|いけない|と|おもう|こと yan|yer belirteci|yok|ve|olmamalı|ve|düşünüyorum|şey near|locative particle|not there|quotation particle|must not|quotation particle|think|thing I feel like I have to be by your side. Yanında olmam gerektiğini düşünmek

一人 泣いた ベッド の 中 ひとり|ないた|ベッド|の|なか yalnız|ağladı|yatak|-nin (sahiplik eki)|içinde alone|cried|bed|attributive particle|inside In the bed where you cried alone. Yalnız başına ağladığın yatak

声 も 顔 も こころ も 愛せない こえ|も|かお|も|こころ|も|あいせない ses|de|yüz|de|kalp|de|sevemem voice|also|face|also|heart|also|cannot love I can't love your voice, your face, or your heart. Ses de yüz de kalp de sevilmez

違う 場所 に 生まれて た なら ちがう|ばしょ|に|うまれて|た|なら farklı|yer|-de|doğmuş|geçmiş zaman eki|eğer different|place|locative particle|born|past tense marker|if If I had been born in a different place, Farklı bir yerde doğmuş olsaydım

違う 私 だった の か な ちがう|わたし|だった|の|か|な farklı|ben|idi|mı|mı|değil mi different|I|was|question marker|or|right would I have been a different person? Farklı bir ben mi olurdum acaba

生まれ 変われる の なら 独り じゃ なく なる か な うまれ|かわれる|の|なら|ひとり|じゃ|なく|なる|か|な doğmuş|değişebilir|bağlaç|eğer|yalnız|değil|değil|olacak|mı|değil mi born|can change|attributive particle|if|alone|is not|not|will become|question marker|sentence-ending particle If I could be reborn, would I not be alone? Yeniden doğabilseydim yalnız olmaz mıydım acaba

会い に 行く って もう 何度 私 口 に した のだろう あい|に|いく|って|もう|なんど|わたし|くち|に|した|のだろう görüşmek|-e -a (yönelme eki)|gitmek|diye|artık|kaç kez|ben|ağız|-e -a (yönelme eki)|söyledim|değil mi meeting|to|go|quotation particle|already|how many times|I|mouth|locative particle|said|I wonder How many times have I said that I will go to see you? Görüşmeye gideceğim dediğimde, bunu kaç kez ağzımdan çıkardım acaba?

なのに どうして 今 傍 に 誰 も 居ない の なのに|どうして|いま|そば|に|だれ|も|いない|の ama|neden|şimdi|yan|-de|kim|bile|yok|değil mi even though|why|now|beside|locative particle|who|also|not there|explanatory particle Yet, why is there no one by my side now? Ama neden şimdi yanımda kimse yok?

会い に 来て って もう 何度 私 耳 に した のだろう あい|に|きて|って|もう|なんど|わたし|みみ|に|した|のだろう görüşmek|-e -a (yönelme eki)|gel|dedi|artık|kaç kez|ben|kulak|-e -a (yönelme eki)|duydum|değil mi meeting|locative particle|come|quotation particle|already|how many times|I|ear|locative particle|did|I wonder How many times have I heard that you will come to see me? Görüşmeye gel dediğimde, bunu kaç kez duydum acaba?

後悔 だけ が この 胸 に 残って いる の です こうかい|だけ|が|この|むね|に|のこって|いる|の|です pişmanlık|sadece|ama|bu|göğüs|-de|kalıyor|var|-dır|dır regret|only|but|this|chest|locative particle|remaining|is|explanatory particle|is Only regret remains in my heart. Sadece pişmanlık bu göğsümde kalıyor.

もしも あの 日 あの 瞬間 に もしも|あの|ひ|あの|しゅんかん|に eğer|o|gün|o|an|-de if|that|day|that|moment|at If only on that day, at that moment Eğer o gün o anda

わがまま を 口 に できたら わがまま|を|くち|に|できたら şımarıklık|nesne işareti|ağız|yer zarfı|yapabilirsen selfish|object marker|mouth|locative particle|if I can I could have voiced my selfishness bencilce bir şey söyleyebilseydim

思い切り 泣いて その 胸 に おもいきり|ないて|その|むね|に tüm kalbimle|ağlayarak|o|göğüs|-e -a as hard as possible|crying|that|chest|at I would cry my heart out into your chest gözyaşlarımla o göğsüne sarılabilseydim

また 会える また 会える また 会える を 言えた なら また|あえる|また|あえる|また|あえる|を|いえた|なら tekrar|buluşabileceğiz|tekrar|buluşabileceğiz|tekrar|buluşabileceğiz|nesne işareti|söyleyebilirdim|eğer again|can meet|again|can meet|again|can meet|object marker|could say|if If I could have said, 'We will meet again, we will meet again, we will meet again' bir daha buluşabiliriz, bir daha buluşabiliriz, bir daha buluşabiliriz diyebilseydim

どんなに 追いかけて も 追いつか ない どんなに|おいかけて|も|おいつか|ない ne kadar|peşinden koşarak|bile|yetişemem|yok no matter how|chasing|even|catch up|not No matter how much I chase, I can't catch up. Ne kadar peşinden koşsam da, yetişemem.

メリーゴーランド Merry-go-round. Atlıkarınca.

愛する って ほら こんなに 苦しい の です あいする|って|ほら|こんなに|くるしい|の|です sevmek|değil mi|işte|bu kadar|acı|değil mi|dır to love|quotation particle|look|this much|painful|explanatory particle|is Loving is, you see, this painful. Sevgi, işte böyle acı veriyor.

それ すら も 愛して 生きて いく そう 思える ほど それ|すら|も|あいして|いきて|いく|そう|おもえる|ほど o|bile|de|seviyorum|yaşıyorum|gideceğim|öyle|düşünebiliyorum|kadar that|even|also|love|living|will go|so|can think|to the extent I can even think that I will live loving even that. Bunu bile severek yaşamak, böyle düşünebiliyorum.

貴方 の こと を こころから 想ってる の です あなた|の|こと|を|こころから|おもってる|の|です sen|'nın (belirtme eki)|şey|nesne belirtme eki|kalpten|düşünüyorum|vurgulama eki|dir you|possessive particle|thing|object marker|from the heart|thinking|explanatory particle|is I truly think about you from the bottom of my heart. Seni içtenlikle düşünüyorum.

SENT_CWT:AfvEj5sm=3.09 PAR_TRANS:gpt-4o-mini=1.32 SENT_CWT:AfvEj5sm=3.41 PAR_TRANS:gpt-4o-mini=2.75 en:unknowd: tr:AfvEj5sm:250516 openai.2025-02-07 ai_request(all=42 err=0.00%) translation(all=33 err=0.00%) cwt(all=234 err=2.14%)