×

We use cookies to help make LingQ better. By visiting the site, you agree to our cookie policy.


image

Beyhan Budak, Olumlu Düşünmenin Yolları

Olumlu Düşünmenin Yolları

Bu videoda size dört dakikada hayata

tamamen mutlu bakmayı öğreteceğim. Bu dört dakikalık

videodan sonra hiçbir şeye üzülmeyecek her şeye çok

güzel toz pembe ponçik gözlerle bakacaksınız

dersem ne derdiniz bilmiyorum ama bu

yaklaşım bu bakış açısı tamamen bana ters bir durumda

çünkü ben bir insanın hayata her daim

pozitif olarak bakabileceğini düşünmüyorum çünkü hayatta

canımızı sıkacak, üzecek, ağlatacak

gerçek acılar da var. Önemli olan bunları da

kabullenebilmek ama yine de

bir kısım var ki

bakış açımızı değiştirebileceğimiz pozitif

bakabileceğimiz bir alan. Eğer ki biz bu alanı da

psikolojik anlamda yanlış yöntemlerden dolayı kötü

ve olumsuz değerlendirdiğimiz zaman hayatta

iyi olabilecek şeylerden de mahrum kalabiliyoruz

işte bu videoda o kısım hayatta

bakış açımızı değiştirebildiğimiz o küçük kısım

hakkında pozitif bakmanın yollarını anlatacağım

ama kesinlikle bir mucize yok. Psikolojik tekniklerden

bahsedeceğim sana.

İlk başta sana şunu söylemek istiyorum dünyayı,

hayatı, insanları çok ciddiye alıyorsun şöyle

düşünüyorsun sanki sen bir filmin başrolündesin ufacık bir

aksanma yaşansa kötü giden bir şey olsa

herkes etkilenecek bu durumdan. Dünya mahvolacak sular

altında kalacakmış gibi bir psikolojiye giriyorsun bence

abartma. Binlerce yıldır, on binlerce yıldır belki

insanlığın var olduğu süreç boyunca bizim

şahit olduğumuz kısım güneş doğuyor, batıyor sen olsan da

ve şöyle aslında insanın egosunu da rahatsız eden bir düşünce ama

sen öldükten sonra da güneş doğup batmaya

devam edecek. Hayat devam edecek.

Aslında abartmaya gerek yok.

Herkes şu dünyada kendi üzerine düşen rolü

oynayıp gidiyor. Birisi kötüyse

o kötü olma haliyle devam ediyor.

O da o rolünü oynuyor. Sen bir şeyler yaşıyorsun

ilişkiler yaşıyorsun, seviyorsun, üzülüyorsun

ve hayat nihayetine eriyor.

Şu an gülüyorum ama yakın zamanda sevdiğim bir insanı kaybettim.

İyi bir insandı ama şöyle düşündüm ben

ya yaşadı güzel yaşadı

Allah rahmet eylesin ve sonrasında

hayatın nihayeti bu noktaya geldi

hayat devam ediyor ama

hepimiz için böyle olacak o yüzden

o çok kötü zamanlarda böyle bir bakış açısıyla bakmak lazım

çok da şey yapmamak lazım yani.

İnsanların yaşadıkları olaylara olumsuz bakmasının

arkasında bazen şöyle bir sebep oluyor

diyorlar ki her zaman yeterince şey yapmadım

bu durumu kurtarmak için daha yapacak çok şey var

gibi düşündüğü zaman her daim kaygı çıkıyor arka planda

düşünüyor ki yapmalıyım, yapmalıyım, eksik

ve olumsuzluğun hayat kurtardığını düşünüyoruz

böyle olunca her daim kaygılı her daim kötümser

ve en kötü ihtimalinden düşünebiliyor insan

ama şöyle diyeyim ben sana

ortalama bir zeka düzeyine sahipsen zaten

çok uzun olmayan bir sürede yaşadığın olumsuz olaylar

noktasında yapabileceğin her şeyi yapıyorsun

ortalama bir zekaya sahip olsan bile ve

sonrasında ki kısım o, ortalama zekayla yaptığın

gerçek önlemlerden sonraki kısım var ya

kaygılandığın kısım zaten gereksiz kaygı oluyor.

Ondan sonra olay zaten kötü olacaksa olacak

ama sen o olayın kötü olma noktasına kadar geçen

süreyi de kendine mahvediyorsun. Ne oldu

hem olay kötü oldu diyelim hem de eğer yaşayabileceğin güzel

bir alan aralık varsa onu da mahvettin kendi kendine

zaten yapıyorsun yapacağını rahat ol.

Martin Seligman denilen Amerika'lı bir psikolog var.

Hatta bu psikoloğun Tedtalks'ta konuşması da var izleyebilirsin

aratıp Martin Seligman diye.

Şimdi bu adam diyor ki

öğrenilmiş iyimserlik diye bir şey var aslında

yani iyimserliği öğrenebiliriz doğuştan iyimser olmayabilirsin

ama sonra yaşadığın olaylara bakış açını

öğrenilmiş iyimserlikle değiştirebilirsin

ve inceliyor insanları, etrafındaki insanları

bazı insanların neden daha iyimser olduğunu anlamaya çalışıyor

ve üç tane şeye dikkat çekiyor Martin Seligman

İyimser insanların yani hayata olumlu bakan insanların ilk özelliği

yaşadığı kötü olaylarda bunu hayatın geneline yaymıyorlar

diyorlar ki hayatta iyi şeyler de olur kötü şeylerde olabilir

şu an kötü şey yaşıyorum sonrasında iyi şeyler gelir.

Ve sonrasında bu şikayet moduna da girmiyorlar

anamdan kız doğardım anamdan erkek doğardım

benim torpilim yok benim dayım yok.

Diyor ki bir şekilde hayat akıp gidiyor şimdi kötü sonrasında iyi

olayı sadece yaşadığı anda bıraktığı zaman

o insan hayatının genelinde daha huzurlu daha mutlu ve daha pozitif oluyor.

Hayata pozitif bakan insanlar hayatlarının bir alanında yaşadığı başarısızlığı

ya da kötü deneyimleri hayatının diğer alanlarına genellemiyorlar

Martin Seligman'a göre.

Diyor ki bir insan spor alanında başarısız olmuşsa

o noktadan sonra eğer iyimserse diyor ki ben sadece spor alanında

başarısız oldum bu benim hayatın diğer alanlarında

diğer bölümlerinde başarısız olacağım anlamına gelmiyor

denemeye devam diyor.

Ama bir insan negatif bakıyorsa kötümserse

ben sporda başarısız oldum, ben neyi başardım ki zaten

Allah benim belamı versin vay be hayat bize gülmedin ya

kader felek bu moda girebiliyor.

Ne yaptı birincisi o olayı oraya hapsetti yani gerçeği olduğu

gibi gördü öbür taraf arabeske bağladı.

Bir yerde başarısız oldu ben mahvoldum diye hayatının bütün

alanlarına o kötü olayı genellemiş oldu.

Hayata pozitif bakan insanların bir diğer özelliği de başlarına gelen

iyi şeyleri içselleştirip kötü şeyleri dışsallaştırıyorlar.

Yani bu ne demek eğer ki hayata pozitif bakabilen bir insansan

güzel bir şey yaptın bir şeyi başardın diyorsun ki ya bunun için

ben çok çabaladım ben yaptım bunu

evet etrafımdaki insanların da katkısı oldu ama

benim böyle bir başarıda emeğim çabam büyük

ben bunu hakettim diyebiliyorsun.

Ve kötü bir şey olduğu zaman kendi üzerine düşen minik payı alıyor

belki sorumluluğunu da sahipleniyor ama tamamen şunu da demiyor

her şeyi ben yaptım benim yüzümden oldu demiyor

diyor ki sistemden olabilir etraftaki kötü koşullardan olabilir

hakkını da veriyor eğer kötü bir şey olmuşsa

ama bir insan kötümserse iyi şeyleri diyor ki

iyi bir şey yaptı zaten tesadüf oldu ben başaramadım

şans eseri oldu diyor ama ne zaman ki kötü bir şey olsun

benim yüzümden oldu benim hatamdan dolayı oldu diye düşünüyor.

İyimserlerin ve kötümserlerin de bu farkı bence çok önemli.

Martin Seligman diyor ki kötü bir olay yaşadığın zaman

bunu kişiselleştirme, bunu içselleştirme, bunu genelleştirme

yani nasıl bir durum bu bir şeyde başarısız oldun ya

bu benim yüzümden oldu moduna girme

ya da hayatının küçük bir alanında başarısız olduğun zaman

bunu her yere genelleme.

Kötü bir şey olduğu zaman onu sadece kendi üzerine alma

diğerlerinin de payı olduğunu unutma

ve böyle durumda yaşadığın olayları özellikle sana kötü hissettiren olayları

değerlendirdiğin zaman farklı bir bakış açısı kazanman mümkün

ama bu bir içsel disiplin yaşadığın her kötü olayda

bu muhasebeden bu filtreden geçirdiğin zaman bir kaç yıl içinde

böyle bir disiplini kazanabiliyorsun birden böyle bir değişim olmuyor

ben de bunu kendi hayatımda uygulamaya çalışıyorum

çünkü ben de bazen diyorum ki bir şeyi başaramıyorum her şey kötü gidiyor

ben de böyle hissedebiliyorum

psikologlar da böyle hissedebiliyor arada yani.

İnsanlar diyor siz psikologlar mükemmel misiniz acaba

yok öyle bir şey hepimiz insanız ben de bu konuda çaba gösteriyorum

ve ilerleme katettiğimi fark etmiş durumdayım.

Sen de böyle bir disiplini oturtabilirsin hayatta.

Son olarak bonus olarak bir şey daha söylemek istiyorum

şikayet, arkadaşım şikayet duygusal bir mastürbasyondur

gidersin anlatırsın, anlatırsın, anlatırsın

sanki rahatlamış gibi hissedersin

ama aslında bu pisliğin içine daha çok batarsın

hep olumsuzu dilinde dile getirdiğin zaman

söylemlerinle etrafında hep bu konu

zihninde, zikrinde, fikrinde bu varken her tarafını olumsuzluk sarmaya başlar.

Şikayet hiç bir işe yaramaz ve o konuda

şikayet ettiğin konuda sanki bir çözüm yaşamışsın gibi

minik bir tatmin hissi verir sana gerçek çözüme ulaşmanı da engeller.

Eğer ki hayatta olumsuzluklar yaşıyorsan lütfen bundan şikayet etme

çözebiliyorsan çöz çözemiyorsan sus.

Beni dinlediğin için teşekkür ediyorum güzel insan

eğer ki Youtube kanalıma abone değilsen abone olmayı

ve bu videoyu beğendiysen beğenmeyi unutma.

Kendine iyi davran görüşmek üzere.


Olumlu Düşünmenin Yolları

Bu videoda size dört dakikada hayata

tamamen mutlu bakmayı öğreteceğim. Bu dört dakikalık

videodan sonra hiçbir şeye üzülmeyecek her şeye çok

güzel toz pembe ponçik gözlerle bakacaksınız

dersem ne derdiniz bilmiyorum ama bu

yaklaşım bu bakış açısı tamamen bana ters bir durumda

çünkü ben bir insanın hayata her daim

pozitif olarak bakabileceğini düşünmüyorum çünkü hayatta

canımızı sıkacak, üzecek, ağlatacak

gerçek acılar da var. Önemli olan bunları da

kabullenebilmek ama yine de

bir kısım var ki

bakış açımızı değiştirebileceğimiz pozitif

bakabileceğimiz bir alan. Eğer ki biz bu alanı da

psikolojik anlamda yanlış yöntemlerden dolayı kötü

ve olumsuz değerlendirdiğimiz zaman hayatta

iyi olabilecek şeylerden de mahrum kalabiliyoruz

işte bu videoda o kısım hayatta

bakış açımızı değiştirebildiğimiz o küçük kısım

hakkında pozitif bakmanın yollarını anlatacağım

ama kesinlikle bir mucize yok. Psikolojik tekniklerden

bahsedeceğim sana.

İlk başta sana şunu söylemek istiyorum dünyayı,

hayatı, insanları çok ciddiye alıyorsun şöyle

düşünüyorsun sanki sen bir filmin başrolündesin ufacık bir

aksanma yaşansa kötü giden bir şey olsa

herkes etkilenecek bu durumdan. Dünya mahvolacak sular

altında kalacakmış gibi bir psikolojiye giriyorsun bence

abartma. Binlerce yıldır, on binlerce yıldır belki

insanlığın var olduğu süreç boyunca bizim

şahit olduğumuz kısım güneş doğuyor, batıyor sen olsan da

ve şöyle aslında insanın egosunu da rahatsız eden bir düşünce ama

sen öldükten sonra da güneş doğup batmaya

devam edecek. Hayat devam edecek.

Aslında abartmaya gerek yok.

Herkes şu dünyada kendi üzerine düşen rolü

oynayıp gidiyor. Birisi kötüyse

o kötü olma haliyle devam ediyor.

O da o rolünü oynuyor. Sen bir şeyler yaşıyorsun

ilişkiler yaşıyorsun, seviyorsun, üzülüyorsun

ve hayat nihayetine eriyor.

Şu an gülüyorum ama yakın zamanda sevdiğim bir insanı kaybettim.

İyi bir insandı ama şöyle düşündüm ben

ya yaşadı güzel yaşadı

Allah rahmet eylesin ve sonrasında

hayatın nihayeti bu noktaya geldi

hayat devam ediyor ama

hepimiz için böyle olacak o yüzden

o çok kötü zamanlarda böyle bir bakış açısıyla bakmak lazım

çok da şey yapmamak lazım yani.

İnsanların yaşadıkları olaylara olumsuz bakmasının

arkasında bazen şöyle bir sebep oluyor

diyorlar ki her zaman yeterince şey yapmadım

bu durumu kurtarmak için daha yapacak çok şey var

gibi düşündüğü zaman her daim kaygı çıkıyor arka planda

düşünüyor ki yapmalıyım, yapmalıyım, eksik

ve olumsuzluğun hayat kurtardığını düşünüyoruz

böyle olunca her daim kaygılı her daim kötümser

ve en kötü ihtimalinden düşünebiliyor insan

ama şöyle diyeyim ben sana

ortalama bir zeka düzeyine sahipsen zaten

çok uzun olmayan bir sürede yaşadığın olumsuz olaylar

noktasında yapabileceğin her şeyi yapıyorsun

ortalama bir zekaya sahip olsan bile ve

sonrasında ki kısım o, ortalama zekayla yaptığın

gerçek önlemlerden sonraki kısım var ya

kaygılandığın kısım zaten gereksiz kaygı oluyor.

Ondan sonra olay zaten kötü olacaksa olacak

ama sen o olayın kötü olma noktasına kadar geçen

süreyi de kendine mahvediyorsun. Ne oldu

hem olay kötü oldu diyelim hem de eğer yaşayabileceğin güzel

bir alan aralık varsa onu da mahvettin kendi kendine

zaten yapıyorsun yapacağını rahat ol.

Martin Seligman denilen Amerika'lı bir psikolog var.

Hatta bu psikoloğun Tedtalks'ta konuşması da var izleyebilirsin

aratıp Martin Seligman diye.

Şimdi bu adam diyor ki

öğrenilmiş iyimserlik diye bir şey var aslında

yani iyimserliği öğrenebiliriz doğuştan iyimser olmayabilirsin

ama sonra yaşadığın olaylara bakış açını

öğrenilmiş iyimserlikle değiştirebilirsin

ve inceliyor insanları, etrafındaki insanları

bazı insanların neden daha iyimser olduğunu anlamaya çalışıyor

ve üç tane şeye dikkat çekiyor Martin Seligman

İyimser insanların yani hayata olumlu bakan insanların ilk özelliği

yaşadığı kötü olaylarda bunu hayatın geneline yaymıyorlar

diyorlar ki hayatta iyi şeyler de olur kötü şeylerde olabilir

şu an kötü şey yaşıyorum sonrasında iyi şeyler gelir.

Ve sonrasında bu şikayet moduna da girmiyorlar

anamdan kız doğardım anamdan erkek doğardım

benim torpilim yok benim dayım yok.

Diyor ki bir şekilde hayat akıp gidiyor şimdi kötü sonrasında iyi

olayı sadece yaşadığı anda bıraktığı zaman

o insan hayatının genelinde daha huzurlu daha mutlu ve daha pozitif oluyor.

Hayata pozitif bakan insanlar hayatlarının bir alanında yaşadığı başarısızlığı

ya da kötü deneyimleri hayatının diğer alanlarına genellemiyorlar

Martin Seligman'a göre.

Diyor ki bir insan spor alanında başarısız olmuşsa

o noktadan sonra eğer iyimserse diyor ki ben sadece spor alanında

başarısız oldum bu benim hayatın diğer alanlarında

diğer bölümlerinde başarısız olacağım anlamına gelmiyor

denemeye devam diyor.

Ama bir insan negatif bakıyorsa kötümserse

ben sporda başarısız oldum, ben neyi başardım ki zaten

Allah benim belamı versin vay be hayat bize gülmedin ya

kader felek bu moda girebiliyor.

Ne yaptı birincisi o olayı oraya hapsetti yani gerçeği olduğu

gibi gördü öbür taraf arabeske bağladı.

Bir yerde başarısız oldu ben mahvoldum diye hayatının bütün

alanlarına o kötü olayı genellemiş oldu.

Hayata pozitif bakan insanların bir diğer özelliği de başlarına gelen

iyi şeyleri içselleştirip kötü şeyleri dışsallaştırıyorlar.

Yani bu ne demek eğer ki hayata pozitif bakabilen bir insansan

güzel bir şey yaptın bir şeyi başardın diyorsun ki ya bunun için

ben çok çabaladım ben yaptım bunu

evet etrafımdaki insanların da katkısı oldu ama

benim böyle bir başarıda emeğim çabam büyük

ben bunu hakettim diyebiliyorsun.

Ve kötü bir şey olduğu zaman kendi üzerine düşen minik payı alıyor

belki sorumluluğunu da sahipleniyor ama tamamen şunu da demiyor

her şeyi ben yaptım benim yüzümden oldu demiyor

diyor ki sistemden olabilir etraftaki kötü koşullardan olabilir

hakkını da veriyor eğer kötü bir şey olmuşsa

ama bir insan kötümserse iyi şeyleri diyor ki

iyi bir şey yaptı zaten tesadüf oldu ben başaramadım

şans eseri oldu diyor ama ne zaman ki kötü bir şey olsun

benim yüzümden oldu benim hatamdan dolayı oldu diye düşünüyor.

İyimserlerin ve kötümserlerin de bu farkı bence çok önemli.

Martin Seligman diyor ki kötü bir olay yaşadığın zaman

bunu kişiselleştirme, bunu içselleştirme, bunu genelleştirme

yani nasıl bir durum bu bir şeyde başarısız oldun ya

bu benim yüzümden oldu moduna girme

ya da hayatının küçük bir alanında başarısız olduğun zaman

bunu her yere genelleme.

Kötü bir şey olduğu zaman onu sadece kendi üzerine alma

diğerlerinin de payı olduğunu unutma

ve böyle durumda yaşadığın olayları özellikle sana kötü hissettiren olayları

değerlendirdiğin zaman farklı bir bakış açısı kazanman mümkün

ama bu bir içsel disiplin yaşadığın her kötü olayda

bu muhasebeden bu filtreden geçirdiğin zaman bir kaç yıl içinde

böyle bir disiplini kazanabiliyorsun birden böyle bir değişim olmuyor

ben de bunu kendi hayatımda uygulamaya çalışıyorum

çünkü ben de bazen diyorum ki bir şeyi başaramıyorum her şey kötü gidiyor

ben de böyle hissedebiliyorum

psikologlar da böyle hissedebiliyor arada yani.

İnsanlar diyor siz psikologlar mükemmel misiniz acaba

yok öyle bir şey hepimiz insanız ben de bu konuda çaba gösteriyorum

ve ilerleme katettiğimi fark etmiş durumdayım.

Sen de böyle bir disiplini oturtabilirsin hayatta.

Son olarak bonus olarak bir şey daha söylemek istiyorum

şikayet, arkadaşım şikayet duygusal bir mastürbasyondur

gidersin anlatırsın, anlatırsın, anlatırsın

sanki rahatlamış gibi hissedersin

ama aslında bu pisliğin içine daha çok batarsın

hep olumsuzu dilinde dile getirdiğin zaman

söylemlerinle etrafında hep bu konu

zihninde, zikrinde, fikrinde bu varken her tarafını olumsuzluk sarmaya başlar.

Şikayet hiç bir işe yaramaz ve o konuda

şikayet ettiğin konuda sanki bir çözüm yaşamışsın gibi

minik bir tatmin hissi verir sana gerçek çözüme ulaşmanı da engeller.

Eğer ki hayatta olumsuzluklar yaşıyorsan lütfen bundan şikayet etme

çözebiliyorsan çöz çözemiyorsan sus.

Beni dinlediğin için teşekkür ediyorum güzel insan

eğer ki Youtube kanalıma abone değilsen abone olmayı

ve bu videoyu beğendiysen beğenmeyi unutma.

Kendine iyi davran görüşmek üzere.