×

We use cookies to help make LingQ better. By visiting the site, you agree to our cookie policy.


image

Baha's Stories, TÜRKİYE'DE FUTBOL

TÜRKİYE'DE FUTBOL

Futbol, Türk kültüründe önemli bir yere sahip. Özellikle erkekler futbola meraklılar.

Milyonlarca Türk her gün futbol hakkında konuşur.

Aileleri ve arkadaşlarıyla birlikte futbol maçlarını heyecanla izlerler.

Çocuklar futbolla sokakta tanışırlar. Arkadaşlarıyla sık sık maç yaparlar.

Futbol oynamak için sadece topa ihtiyaç var.

Çocuklar kendi kalelerini kendileri yapabilirler.

Futbol erkek çocukların sosyalleşmesini sağlar, çocuklar yeni arkadaşlar edinirler.

Bazı çocuklar için futbol bir umut kaynağıdır.

Kimi fakir çocukların hayali, futbol sayesinde para kazanmaktır, ünlü olmaktır.

Bu yüzden futbol oynayan çocuklar arasında sert bir rekabet vardır.

Onlar büyük takımlarda oynayabilmek için çok çalışmak zorundalar.

Türkiye'de üç büyük futbol takımı var: Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş.

Bu üç takım da İstanbul'da.

Bu takımların müthiş stadyumları var.

Maç günleri stadyumlar çok kalabalık olur.

Türkiye'nin her tarafından taraftarlar bu takımların maçlarını izlemek için İstanbul'a giderler.

Bazı Türkler maç izlerken sinirleniyorlar, küfrediyorlar.

Futbol bazen şiddete sebep oluyor.

Holiganlar sık sık kavga ediyorlar.

Futbol maçlarından sonra yaralanan veya ölen insanlar oluyor.

Türkler başka ülkelerin futbol takımlarını da takip ederler.

Mesela İngiltere Ligi Türkiye'de popülerdir.

Özellikle Chelsea ve Liverpool'un maçları takip edilir. FIFA Dünya Kupası'nı birçok kişi heyecanla izledi.

Ben futbola pek meraklı değilim.

Futbol ilgimi çekmiyor.

Maç izlerken sıkılıyorum.

Kimi insanlar sürekli futbol hakkında konuşuyorlar.

Bu durumdan rahatsızım.

Bence hep aynı şeyden bahsetmek çok sıkıcı.

TÜRKİYE'DE FUTBOL FUSSBALL IN DER TÜRKEI ΠΟΔΌΣΦΑΙΡΟ ΣΤΗΝ ΤΟΥΡΚΊΑ SOCCER IN TURKEY ФУТБОЛ В ТУРЦИИ FOTBOLL I TURKIET

Futbol, Türk kültüründe önemli bir yere sahip. لكرة القدم مكانة مهمة في الثقافة التركية. Football has an important place in Turkish culture. Le football occupe une place importante dans la culture turque. Özellikle erkekler futbola meraklılar. Especially men are fond of football. Les hommes sont particulièrement friands de football.

Milyonlarca Türk her gün futbol hakkında konuşur. Millions of Turks talk about soccer every day.

Aileleri ve arkadaşlarıyla birlikte futbol maçlarını heyecanla izlerler. يشاهدون مباريات كرة القدم بحماس مع عائلاتهم وأصدقائهم. They watch football matches excitedly with their families and friends.

Çocuklar futbolla sokakta tanışırlar. يلتقي الأطفال بكرة القدم في الشارع. Children meet football on the street. Arkadaşlarıyla sık sık maç yaparlar. They often play matches with their friends.

Futbol oynamak için sadece topa ihtiyaç var. كل ما تحتاجه هو كرة للعب كرة القدم. You only need the ball to play soccer.

Çocuklar kendi kalelerini kendileri yapabilirler. يمكن للأطفال بناء قلعتهم الخاصة. Kinder können ihre eigenen Schlösser bauen. Children can make their own castles. Les enfants peuvent fabriquer leurs propres châteaux.

Futbol erkek çocukların sosyalleşmesini sağlar, çocuklar yeni arkadaşlar edinirler. تسمح كرة القدم للأولاد بالتواصل الاجتماعي وتكوين صداقات جديدة. Fußball hilft Jungen, Kontakte zu knüpfen, sie finden neue Freunde. Football makes boys socialize, boys make new friends. Le football aide les garçons à se socialiser, ils se font de nouveaux amis.

Bazı çocuklar için futbol bir umut kaynağıdır. بالنسبة لبعض الأطفال، تعتبر كرة القدم مصدرًا للأمل. For some children, football is a source of hope. Pour certains enfants, le football est une source d'espoir.

Kimi fakir çocukların hayali, futbol sayesinde para kazanmaktır, ünlü olmaktır. حلم بعض الأطفال الفقراء هو أن يكسبوا المال وأن يصبحوا مشهورين بفضل كرة القدم. Der Traum mancher armer Kinder ist es, mit Fußball Geld zu verdienen und berühmt zu werden. The dream of some poor children is to earn money thanks to football, to be famous. Le rêve de certains enfants pauvres est de gagner de l'argent grâce au football, de devenir célèbres.

Bu yüzden futbol oynayan çocuklar arasında sert bir rekabet vardır. ولهذا السبب هناك منافسة شرسة بين الأطفال الذين يلعبون كرة القدم. That's why there is fierce competition among children playing football. C'est pourquoi il existe une concurrence féroce entre les enfants qui jouent au football.

Onlar büyük takımlarda oynayabilmek için çok çalışmak zorundalar. عليهم أن يعملوا بجد للعب في فرق كبيرة. They have to work hard to play for big teams.

Türkiye'de üç büyük futbol takımı var: Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş. هناك ثلاثة فرق كرة قدم رئيسية في تركيا: غلطة سراي وفنربخشة وبشيكتاش. There are three big football teams in Turkey: Galatasaray, Fenerbahçe and Beşiktaş.

Bu üç takım da İstanbul'da. الفرق الثلاثة موجودة في اسطنبول. All three teams are in Istanbul.

Bu takımların müthiş stadyumları var. هذه الفرق لديها ملاعب رائعة. These teams have great stadiums. Ces équipes disposent de grands stades.

Maç günleri stadyumlar çok kalabalık olur. الملاعب مزدحمة للغاية في أيام المباريات. Die Stadien sind an Spieltagen sehr voll. On match days the stadiums are very crowded.

Türkiye'nin her tarafından taraftarlar bu takımların maçlarını izlemek için İstanbul'a giderler. يذهب المشجعون من جميع أنحاء تركيا إلى إسطنبول لمشاهدة مباريات هذه الفرق. Fans from all over Turkey go to Istanbul to watch the matches of these teams. Des supporters de toute la Turquie se rendent à Istanbul pour assister aux matches de ces équipes.

Bazı Türkler maç izlerken sinirleniyorlar, küfrediyorlar. بعض الأتراك يغضبون ويسبون أثناء مشاهدة المباريات. Manche Türken werden wütend und fluchen, wenn sie ein Spiel sehen. Some Turks get angry and swear while watching a match. Certains Turcs s'énervent et jurent en regardant un match.

Futbol bazen şiddete sebep oluyor. كرة القدم تسبب العنف في بعض الأحيان. Fußball führt manchmal zu Gewalt. Football sometimes causes violence. Le football conduit parfois à la violence.

Holiganlar sık sık kavga ediyorlar. Hooligans often fight.

Futbol maçlarından sonra yaralanan veya ölen insanlar oluyor. هناك أشخاص يصابون أو يقتلون بعد مباريات كرة القدم. People are injured or killed after soccer matches.

Türkler başka ülkelerin futbol takımlarını da takip ederler. ويتابع الأتراك أيضًا فرق كرة القدم من بلدان أخرى. Die Türken verfolgen auch die Fußballmannschaften anderer Länder. Turks also follow the soccer teams of other countries. Les Turcs suivent également les équipes de football d'autres pays.

Mesela İngiltere Ligi Türkiye'de popülerdir. على سبيل المثال، يحظى الدوري الإنجليزي بشعبية كبيرة في تركيا. For example, the English League is popular in Turkey.

Özellikle Chelsea ve Liverpool'un maçları takip edilir. وتتم متابعة مباريات تشيلسي وليفربول بشكل خاص. Especially Chelsea and Liverpool's matches are followed. FIFA Dünya Kupası'nı birçok kişi heyecanla izledi. شاهد الكثير من الناس كأس العالم FIFA بحماس. Viele Menschen haben die FIFA Fußball-Weltmeisterschaft mit Spannung verfolgt. Many people watched the FIFA World Cup with excitement.

Ben futbola pek meraklı değilim. أنا لست مهتمًا جدًا بكرة القدم. Ich interessiere mich nicht wirklich für Fußball. I'm not very fond of football.

Futbol ilgimi çekmiyor. كرة القدم لا تهمني. Ich interessiere mich nicht für Fußball. I'm not interested in soccer.

Maç izlerken sıkılıyorum. أشعر بالملل من مشاهدة المباراة. Mir wird langweilig, wenn ich das Spiel sehe. I get bored watching the game.

Kimi insanlar sürekli futbol hakkında konuşuyorlar. يتحدث بعض الناس عن كرة القدم طوال الوقت. Manche Leute reden die ganze Zeit über Fußball. Some people always talk about football.

Bu durumdan rahatsızım. Ich fühle mich unwohl in dieser Situation. I am uncomfortable with this situation. Cette situation me met mal à l'aise.

Bence hep aynı şeyden bahsetmek çok sıkıcı. أعتقد أنه من الممل جدًا التحدث دائمًا عن نفس الشيء. Ich finde es langweilig, immer über das Gleiche zu reden. I think it's very boring to talk about the same thing all the time. Je pense qu'il est ennuyeux de parler toujours de la même chose.