حياة عيلتنا: سامحتك سامحتك
Unser Familienleben: Ich vergebe dir, ich vergebe dir
Our Family Life: I Forgive You I Forgive You
Nuestra vida familiar: te perdoné, te perdoné
Notre vie de famille : je te pardonne, je te pardonne
La nostra vita familiare: ti ho perdonato, ti ho perdonato
Ons gezinsleven: ik heb je vergeven, ik heb je vergeven
Nasze życie rodzinne: Wybaczam ci, przebaczam ci
Vårt familjeliv: Jag förlåter dig, jag förlåter dig
Aile Hayatımız: Seni affediyorum, seni affediyorum
أبو سند إلحق، هلأ وصلت عالبيت
Abu Sanad, hurry up! I just got back home and it looks like the electricity has been cut off since this morning
사나드 아빠, 얼른 와요! 난 방금 집에 도착했는데
Abu Sanad, acele et! Sadece şimdi eve geldim
وشكلها الكهرباء قاطعة من الصبح
And the shape of electricity cut off from the morning
아침부터 계속 전기가 나갔던 것 같아요.
En de vorm van elektriciteit is afgesneden van de ochtend
Görünüşe göre sabahtan beri elektrik kesilmiş
شو عادي! كل الأكل في الثلاجة خِرِب
What do you mean "it's okay"? All the food in the fridge is ruined. And the freezer is dripping water
뭐가 괜찮다는 거에요?! 냉장고 안에 넣어둔 건 다 상했고
Sorun değil derken!! Buzdolabındaki tüm yiyecekleri mahvoldu
والفريزر بِنزّل مي
And the freezer comes in mi
냉동실에서는 물이 뚝뚝 떨어진다고요.
Ve dondurucu su damlıyor
تعال هلأ بسرعة
Come on quickly
얼른 와요!
Давай заблудись быстрей
Çabuk gel
شو؟ ما تصلّحت؟
What happened? It isn't fixed?
왜요? 고칠 수 없는 문제에요?
Ne oldu? düzeltilmedi ?
المشكلة طلعت باللوحة الرئيسية تبعِت العمارة
The problem turned out to be in the building central board, the electrician is downstairs checking the problem
건물 전체랑 관련있는 중앙 보드 문제래요.
Sorun bu , binanın merkez tahtası kurulunda olduğu ortaya çıktı
هاي الكهربجي تحت بشوف شو مالها
Hey Al-Kahrabyji, I'll see what she has
아래층에 사는 기사님이 한 번 확인해보겠대요.
Elektrikçi aşağıda sorunu kontrol ediyor
معلم، هاذي مشكلتها كبيرة كبيرة
Teacher, this is a big big problem
선생님, 문제가 무지무지 심각하네요.
Beyefendi , bunu büyük büyük bir sorunu var
نازل عليها مي وانحرقت
Mai came down on her and she got burned
누수 때문에 아예 다 타버렸어요.
Su anladı ve yaktı
بدها تغيير كامل
She needs a complete change
교환을 해야겠는데
Değişmesi gerekiyor
كل شقة لازم تدفع ٦٠٠ ليرة
It needs changing, every apartment has to pay 600JDs. All the neighbors agree. What do you say?
한 집당 600디나르 씩 주셔야겠어요.
Her apartman 600JD ödemek zorunda
الجيران كلهم مو موافقين، شو قلِت؟
The neighbors don't all agree, what did you say?
다른 집에서는 전부 알겠다고 했는데, 어떠세요?
Komşular kabul ediyor, ne söyledin sen
٦٠٠ دينار!! كثير يا زلمة
600 JDs?!! Too much man
600디나르요?! 너무 비싼데요!
600JD?! Çok fazla adam ya
متفاجئ؟ السلام عليكو
surprised? Peace be upon you
갑작스러우신가요? 그럼 안녕히 계세요.
Şaşırdın mı ? güle güle
وين رايح؟ ولا تفاجئت ولا اشي
Where are you going? I'm not surprised at all, an organized and tidy person is never surprised
어디가십니까? 갑작스럽기는요.
Nerede gidiyorsun ? hiç şaşırmadım
المنظم والمرتب عمي ما بتفاجئ، بِكون مأمن حاله
Organized and tidy, my uncle is not surprised, because he is safe
준비된 자는 절대 당황하지 않지요.
Organize ve düzenli bir insan asla şaşırmaz
مرتّب أموره، عامل حسابه للطوارئ
Arrange his affairs, account for emergencies
모든 사태에 대처할 수 있답니다.
Acil duruma hazır
خليك هون دقيقة و بكون المبلغ جاهز
Stay a minute and the amount will be ready
여기서 잠시 기다리시면 말씀하신 돈 가져오도록 하지요.
Bir dakika burada kalın ve para hazır olacak
شو مالك! زيحي شوي، بدي أجيب المصاري للزلمة
What's with you? Move aside. I want to get the man the money, he's waiting
왜 그래요? 옆으로 좀 비켜요. 기사님한테 돈 드릴 거 가지러 가야하니까.
Ne oluyor? Kenara çekilin , Adama parayı almak istiyorum
واقف بِستنى
I'm standing in my garden
밖에서 기다리고 계세요.
Bekliyor
مصاري؟ انو مصاري
Money? What money?
돈이요? 무슨 돈이요?
geld? Het is geld
Para ? hangi para ?
مصاري صندوق الطوارئ شو مالك
What is the money for the emergency fund?
비상금 상자에 넣어둔 돈 말이에요.
Wat is het geld voor het noodfonds?
Acil durum kutusundaki para
شايفة قلتلك لازم نعمل هيك
I saw that I told you that we must do this
봤죠? 내가 이렇게 해야한다고 말했잖아요.
Zie je dat ik je vertelde dat we dit moesten doen?
Bakıyor musun ? sana bunu yapmamız gerektiğini söyledim
الواحد ما بعرف شو بصير معه، الله سترنا
One does not know what will happen to him, God will see us
언제 어떤 일이 일어날지 모른다고.
Degene die niet weet wat er met hem zal gebeuren, moge God ons beschermen
Ne olacağını bilemezsin , Allah muhafaza
وِلا كان من وين بدنا ندبرهم ال٦٠٠ دينار
Otherwise, where do we want to manage them for the 600 dinars?
아니면 600디나르를 어디서 구하겠어요?
Of was het van waaruit we de 600 dinar willen beheren
Ya da 600 JD'yi nereden alırdık ?
وين راحوا المصاري؟!
Where's the money? Were we robbed without us knowing?
돈이 어디로 갔지?!
Para nerede ?
معقول انسرقنا و احنا مش داريين!
Ist es möglich, dass wir unwissentlich gestohlen wurden?
It is reasonable to steal and we are not Dareen!
우리 모르는 사이에 도둑이라도 들었나?!
Bilmeden soyulduk mu?
أم سند! احكي مع الشرطة بسرعة
Um Sanad! Call the police quickly, we've been robbed
사나드 엄마! 빨리 경찰에 신고해요!
Um Sanad! Polisi hemen ara
احنا انسرقنا
We stole
우리 집에 도둑 들었어요!!
Soyulduk biz
طول بالك يا أبو سند، لا انسرقنا ولا اشي
Calm down Abu Sanad… we weren't robbed…I…I spent them
진정해요, 사나드 아빠.. 우리 도둑 맞은 거 아니에요..
Sakın ol Abu Sanad, soyulmadık
أأ أنا أنا صرفتهم
Aaa I spent them
내...내가 쓰..쓴거에요..
Ben ben onları harcadım
أم سند!!!
Um Sanad! Didn't we agree on no one touching the money unless it's an emergency
사나드 엄마!!!!!
Um Sanad!!
مش احنا اتفقنا انو ما حدا يلمس المصاري
We did not agree that no one touches the drains
우리 저 돈 손 안대기로 했잖아요!
Kimsenin paraya dokunması konusunda anlaşmamış mıydık ?
إلا في حالة الضرورة
Except when necessary
비상금이니까!!!
Acil değilse
معقول؟! أنا مش قادر أصدق انك اشتريتي فيهم طناجر
Could it be? I can't believe you bought pots with them… 600JDs worth of pots?!!
말이 돼요? 비상금으로 냄비를 샀다니 믿을 수가 없네요.
Olmaz ! parayla tencereler satın aldığına inanmıyorum
طناجر ب٦٠٠ دينار!!
Pots for 600 dinars!!
600디나르짜리 냄비라니!!
600JD Tencereler
فكرت انّي اصير اطبخلك اشي صحّي
I thought I'd start cooking healthy food for you, and that I'd return the money from my salary at the end of the month… how could I have known that we would need them?
당신한테 건강식 차려주려고 그런거에요...
Senin için sağlıklı yemek pişirmeye başlayacağımı düşündüm
و قلت رح ارجعهم من راتبي آخر الشهر
And I said I will return them from my salary at the end of the month
그리고 이 달 말에 월급 들어오면 메꿔놓으려고 했다고요.
Ve ayın sonunda maaşımdan parayı iade edecektim
شو بعرفني انك رح تحتاجهم
How do you know that you will need them?
Comment savez-vous que vous en aurez besoin?
지금 필요할 거라고 누가 알았겠어요?
Onlara ihtiyacımız olacağını nasıl bilebilirim ?
كان لازم تقوليلي ونوخد القرار مع بعض
You should've told me so we could make the decision together. That's what we agreed on
나한테 말해서 먼저 상의했으면 좋았잖아요.
Kararı birlikte verebilmemiz için bana söylemeliydin
هيك اتفقنا، وهادي مش أول مرة
We agreed, and this is not the first time
그렇게 하기로 했고 안 지킨 것도 이번이 처음이 아니잖아요.
Anlaştığımız şey bu , ve bunu ilk defa değildi
بتتذكري لمّا صرفتي مصاري فاتورة الكهرباء
Do you remember when you spent your electric bill?
당신 저번에 전기 요금 내야하는 걸로
Elektrik faturası parasının harcadığınızı zaman hatırlıyor musun ?
على أغراض العيد
on holiday items
명절 선물 산 거 기억나요?
Bayram hediyleri ?
بتتذكري لمّا شرّكتي الاولاد
And remember when you signed the kids up for a Japanese flower arranging course?
그리고 애들이랑 같이
Ve çocukları
بِدورة تنسيق الزهور اليابانية
Japanese flower arrangement course
꽃꽂이 교실 다녀온 건요?
Japon çiçek düzenleme kursuna kaydettirdiğinizi hatırlıyor musun ?
وأنا ما كان معي غير ٥٠ دينار لآخر الشهر
And I only had 50 JDs left for the rest of the month
월말이면 내 수중엔 50디나르 밖에 안 남는다고요.
Ve ayın geri kalanında sadece 50JD kalmıştım
و كل مرة بقلك نحكي نتناقش
And every time, I tell you "let's talk and discuss. Don't act on your own"
매번 이야기 했잖아요. 같이 상의하자고요.
Ve her seferinde ( konuşalım ve tartışalım) dedim
ما تتصرفي لحالك
What are you doing for yourself?
혼자 마음대로 결정하지 말고요!
Kendi başına hareket etme
أنا أصلاً الحق علي بفكّر بأشياء لمصلحة العيلة
It is my fault that I think about stuff for the family's own good
애초에 가족 생각해서 돈을 쓴 것이 잘못이네요.
Ik heb al het recht om dingen te bedenken voor het welzijn van het gezin
Aslında ailenin iyiliği için düşünmem benim hatam
هاي عاشر مرة بقلك و انتي مش كاينة تفهمي علي
This is the tenth time I tell you, and you still don't get it
당신이 내 말 안 듣는다고 말하는 거 이번이 열번도 더 넘게 이야기했어요.
Bunu onucu kez sana söylüyorum , ve beni hala anlamıyorsun
أقلك خلص
Tell you what? That's it. I'm going to figure out from where to get the money
됐어요.
Sana ne diyeceğim, yeter
أنا رايح أشوف كيف بدّي أدبر المصاري
I'm going to see how I can manage the money
그 돈은 내가 어떻게든 알아서 낼테니까.
Parayı nereden alacağımı bakacağım
أنا اللي بستاهل، كل مرة بعمل نفس الغلطة
I deserve this, I always make the same mistake. He tells me “Inform me” and I don't
이게 다 내 잘못이야. 똑같은 실수를 계속 했으니까.
Hakettim bunu , her zaman aynı hata yapıyorum
بقلي خبريني وما بخبره
Tell me what's wrong with him
남편이 미리 말해달라고 했지만 내가 말을 안 했지.
(Beni bilgilendir) bana söylüyor ve ben söylemiyorum
هاه يا الله تأخر كثير
Oh God! He's very late. He didn't say where he was going and his phone is off
세상에.. 엄청 늦네!
Allahım yaa ! o çok geç kaldı
ما قال وين رايح كمان
He didn't say where I was going either
어디로 간다고 이야기도 안했는데.
Ve hata nereye gittiğini söylemedi
تليفونه مغلق
His phone is off
전화도 안 받고!
Ve telefonu kapalı
لسا ما إجت الكهرباء؟
Is the electricity not back yet?
아직도 전기 안 들어와요?
Elektrik henüz dönmedi mi?
هييه شو اللي فيقّك؟
Hey, what's waking you up?
힉, 뭐 때문에 깼니?
Seni ne uyandırdı ?
ارجع بسرعة نام عغرفتك
Come back quickly to sleep
얼른 방에 가서 다시 자려무나.
Hemen odana dönün ve uyu
اووووف ولّعت
Oh, I loved it
우우우후, 번쩍거리는구만.
Offf yaa tutuşmuş
ولّعت للسما
Kindled to the sky. After I got back from my parents' and got the money, another fight happened
하늘도 번쩍거리네요.
Gökyüzüne tutuşmuş
بعد ما رجعت من عند أهلي و جبت المصاري
After I came back from my family, I got the money
부모님 댁에 돈 빌리러 갔더니
Ailem evden döndükten ve parayı aldıktan sonra,
صارت طوشة ثانية
It has become a fool again
부모님이랑도 또 싸웠어요.
başka bir kavga oldu
مش أول مرة هاذي بتصير
This is not the first time
이번이 처음은 아니지요.
Bunu ilk defa değil
مهو هاد اللي مجنني
This is what's driving me crazy, I say it's okay just once, twice, three times…she's not getting it
미칠 것 같다니까요.
Beni çıldırtan şey bu
بقول ماشي، مرة مرتين ثلاثة
I say okay, once, twice, three times
괜찮다고 한번, 두번, 세번 말하니까
Ben sadece bir, iki, üç kez sorun değil diyorum
ولا كاينة تفهم
And no one understands
전혀 이해를 못하고 있어요.
Hiç Anlamıyor
كلشي إلو حل
Everything has a solution
모든 일에는 해결책이 있죠.
Her şeyin bir çözümü var
فكرك...شو الحل هالمرة؟
Do you think...what is the solution this time?
이번 일도 해결이 될까요?
Bu sefer çözümün ne olduğunu düşünüyorsun
هيهيييه....لازم نشيل كل القديم ونبدا من جديد
Hehehehe...we have to remove everything old and start over
오래된 건 버리고 다시 시작해야지!
Hehehehe...we moeten al het oude verwijderen en opnieuw beginnen
Tüm eskileri kaldırmalı ve baştan başlamalıyız
قصدك ننسى القديم ونبدا من جديد
You mean forget the old and start over
그러니까 다 잊고 다시 시작하라는거죠?
Je bedoelt: vergeet het oude en begin opnieuw
Eskiyi unut ve baştan başla demek istiyorsun
ههههاه كنت عارف انها رح تزبط
Hahaha, I knew it would work
그렇지!! 이렇게 하면 될 줄 알았어!
Hahaha, ik wist dat het zou werken
Hahaha, çalışacak biliyordum
"بحب الضمييييير" يعطيك العافية بدّعِت
I love with a conscience
♪진심으로 사랑해요..♫ 고생 많으셨습니다.
Moge God u “met de liefde van het geweten” zegenen
Bir vicdan ile seviyorum, teşekkür ederim! Harika bir iş çıkardın
ايه هاظ من متى هون!
What is this, how long has it been here?
엥? 언제부터 저기에 있었지?
Wat is dit, hoe lang staat het hier al?
Ne zamandır burdaydın ?
أبو سند أنا غلطانة
Abu Sanad, I'm at fault
사나드 아빠, 내가 잘못했어요.
Abu Sanad , ben yanlış yaptım
بعرف
I know
알아요.
Biliyorum
و أنا آسفة كثير كثير
And I'm very very sorry
진짜 진짜 미안해요.
Ve çok ama çok özür dilerim
شو صاير حبيبتي بعيونك؟
What happened to your eyes dear? It's not worth it
여보, 당신 눈은 왜 그래요?
Wat is er met je ogen gebeurd, mijn liefste?
Gözlerine ne oldu canım?
مش مستاهلة
It's not worth it
울 필요 없어요.
Het is het niet waard
Buna değmez
لا لا لا حبيبي هاد بصل القلاية
No no, that's from the onions of the stew
아뇨, 아뇨, 여보. 이건 양파 깔라야 때문에 그래요.
Hayır hayır canım, bunu soğanları yahnısı
قلاية؟ هالمرة سماح
Stew? This time I forgive you
깔라야? 이번에는 용서해줄게요.
frituurpan? Deze keer Sama
Yahnısı , bu sefer seni affediyorum
هههههههههههه
Hahahahahahaha
Hahahaha