Tembellik ve erteleme hastalığını tamamen yok etmenin tek yolu
Daha çok zaman var, şimdi hiç uğraşasım yok,içimden de gelmiyor.
Canim isteyince devam ederim işime.
Şu an hic zamanım yok,
olduğunda spor salonuna kaydımı yaptırcam
gece gündüz demeden spor yaparak vucudumu forma sokucam.
Bu sigara paketini de bitireyim son, kesin bırakıcam sigarayı, söz.
Şu an hiç tadım yok, sonra bitiririm derslerimi.
Şu üniversite bir bitsin, kendimi geliştirmek için gece gündüz kitap okuycam, kurslara, seminerlere katılıcam.
Ya,bugün arkadaşlarla buluşayım, yarın bitiririm işimi.
Herkese tanıdık geldi dimi bu düşünceler?
Kimi kandırıyoruz?
Kendimizi mi?..
Yok ‘Hevesim olduğunda yaparım', yok ‘Kendimi hazır hissettiğimde yaparım', yok ‘hevesim çok çabuk kaçıyor benim, yeniden bu işi yapabilmek için kendimi motive edemiyorum',
Bunlarin hepsi ne biliyor musunuz?
Boş boş bahaneler. Tembellikten başka bir şey değil bunlar.
Yapmak zorunda olduğunuz şeyleri yapmayarak kendinizi şuçlu hissetmemeniz için
bahaneler uydurarak sadece kendinizi kandırıyorsunuz.
Bir çoğumuz ancak hayalimizde bir şeyleri başarabildiğimizi düşünür ve
bir gün başarılı olacağımıza kendimizi inandırırız.
Fakat o ‘Bir gün' ne zaman, hangi gün bunu bilmiyoruz.
Ve bu şekilde de hayatımıza devam edip gidiyoruz.
Günler, aylar, seneler birbirini kovaliyor.
Bir bakıyoruz ki, 1 sene ,2 sene su gibi gecmis, bizse hala ayni noktadayiz ve düşünüyoruz,
daha hiçbir şeye başlayamamışız. Bence, kitabı okuyanlar, sizlerle su an hangi kitap hakkında konuşacağımı hemen tahmin etmiştir.
Evet, bu günkü kitabımız Brian Tracyi'nin ‘Bahane Yok- Kendi kendine disiplinin gücü' adli kitabı.
Büyük bir motivasyon ve heyecanla bir şey üzerinde çalışmak için
ideal şartların oluşması tabiki de çok güzel.
Keşke, işimizi yaparken önümüze hiçbir engel çıkmasa.
Fakat, trafikte, hiçbir zaman bütün ışıkların aynı anda yeşil yanmadığı gibi
hayatta da hiçbir başarı çok rahat bir şekilde elde edilmez.
Dikkat ettiyseniz, bizim için en yararlı olan işlerin büyük çoğunluğu hep sıkıcı ve yorucu işlerdir.
Sıkıcı bir işi erteleyerek, onu yapmak için
heves ve enerjimizin gelmesini beklersek sadece kendimizi kandırmış oluruz. Çünkü büyük ihtimalle, o heves hiç bir zaman gelmeyecek
ve böyle devam ederse de, biz hiç bir zaman amaçlarımıza ulaşamayacagiz.
Üstüne bir de o işler beynimizde ağır bir yüke dönüşüp ekstra stres yaratacak.
Bu yüzden, bir işi ne kadar ertelersek, o iş bize sanki 10 kat ağır bir iş yapıyormuşuz gibi gelmeye baslar
ve bizim için büyük bir eziyete donusur.
Kisacasi simdiyapmaniz gereken bir işiniz varsa, onu ya şimdi yapmalısınız, ya da hiçbir zaman. Bunu unutmayın;
Başarı elde etmek için zahmet çekmeliyiz, enerji harcamalıyız ki,
bu enerji bize başarı şeklinde geri dönsün.
Motivasyonumuz olmadan kendimizi bir işi yapmaya zorlamamıza öz disiplin denir. Öz disiplin bir kasa benzer,
ona sürekli egzersiz yaptırmamız lazım.
Egzersiz yaptıkca o da gelişir ve bir süre sonra daha ağır ve sıkıcı işleri,
hic içimizden gelmese de yapmaya başlarız.
Tembel olmayan, çalışkan ve başarılı insanların en büyük meziyeti
öz disiplinlerinin diğer insanlardan daha güçlü olması
ve uzun yıllar çalışarak onu daha da iyi seviyeye getirmeleri..
Diyelim ki öğrencisiniz.
‘ Yaaa o kadar yorgunum ki, hic film izleyesim yok.
Keşke şu an çalışacağım bir ders olsaydı da, biraz üzerine çalışıp, sonra dinlenseydim'
diyen birini hiç gördünüz mü?
Ya da diyelim ki arkadaşlarınızla bir kafedesiniz.
O an bir arkadaşınızın ‘Keşke şu an işte olsaydım .
Müdürün bana verdiği binlerce detayı olan kontratlar listesini excele yazarak biraz eğlenirdim'
dediğini duydunuz mu hiç?
Ya da her hafta başkalari televizyonda sevdigi filmleri izlerken
veya bilgisayar oyunu oynarken,
benimse bu videolar için metin yazarken çok eğlendiğimi düşünmüyorsunuzdur herhalde. O yüzden ‘Benim hevesim çabuk kaçıyor, hic motivasyonum yok' gibi boş ve anlamsız bahaneler ureterek kendinizi haklı çıkarmaya calismayin lütfen.
Eğer hevesiniz yoksa ve çabuk bıkıyorsanız, bu sadece sizin suçunuz.
Öz disiplininizi yeterince geliştirememişsiniz demek ki.
Öz disiplini geliştirmenin tek yolu kendimiz için bir hedef koyarak kendimizi zorlamamızdır.
Mesela diyelim ki, her sabah erken uyanmak için 15 defa her 2 dakikada bir çalacak şekilde alarmı ayarlamak yerine,
yalnız bir kez çalacak şekilde alarmı ayarlayıp,
alarm çalar çalmaz da yatakta oyalanmadan hemen kalkacağımıza dair kendimize söz verebiliriz.
2-3 hafta bunu devamlı olarak yaptıktan sonra daha zor şeylere, mesela, 1 ay içinde çok sevdiğimiz fakat bizim için zararlı herhangi bir tatlı
veya yemekten uzak durmaya kendimizi zorlayabiliriz.
Bu şekilde her defasında sabah kalktığımızda soğuk duş almak gibi biraz daha zor şeyleri yapmaya
kendimizi zorlarsak öz disiplinimiz geliştikce sigarayı birakmak için bile bu yöntemi uygulayabiliriz. Öz disiplinimizi bu şekilde geliştirdikçe bizim için sıkıcı işleri yapmak
artık heves ve motivasyonumuza bağlı olmayacaktır.
Bu yolla işlerimize duygularımızla değil, mantığımızla yaklaşmis oluruz
ve onları zamanında başlayıp zamaninda bitirmeyi öğreniriz.
Böylece her gün meditasyon yapmaya, spor yapmaya, ya da dindar biriysek günlük ibadetlerimizi yapmaya
engel olan tembellik duygumuzun da üstesinden gelebiliriz.
Öz disiplinimizin güçlü olmasının bize kazandırdığı ikinci bir avantaj ise,
yaptığımız işin çokluğu, efektifliği ve güzel sonuçlarından dolayı kendimiz için çalışkan bir kişi imajı çizdiğimizde,
bu bizim yapmak zorunda olduğumuz işler icin,heves ve motivasyonumuzu arttıracaktır. Genelde insanoğlu doğası geregi iyi özelliklere (meziyetlere) sahip olduğunu karsi taraftan duyunca
kendini mutlu hisseder ve herhangi bir özelliğinden dolayı insanlar ona saygı gösterirse,
o zaman elinden geldigince o itibarı korumaya calisir. Kendinizi düşünün.
Diyelim ki, bir çok kişi sizi ‘ çok iyi sır tutan' biri olarak biliyor
ve birkaç kez size ‘helal olsun sana, gerçekten de ser verip sır vermeyen birisin' demişler.
Bu neye sebep olacak?
Siz buna benzer iltifatları duymaktan zamanla daha çok hoşlanacak,
bu konudaki itibarınızı kaybetmemek ve hep sizi bildikleri kişi olarak kalmanız için
o kişilerin sırlarına hassasiyetle yaklaşacaksınız.
Aynı şey ‘Çalışkan , gayretli‘ vs. gibi sözler için de geçerli.
Kisacasi siz öz disiplininizi geliştirip,
daha kısa zamanda daha çok verimli çalışarak daha iyi sonuçlar elde edebilirseniz,
etrafınızdakilerin, iş arkadaşlarınızın veya müdürünüzün gözünde çalışkan biri olarak itibar kazanacaksınız.
Sizi böyle biri olarak tanıdıklarındaysa, işiniz bayagi kolaylaşacaktır.
Çünkü siz artık işinizi hem de, yaratmis oldugunuz bu itibarı korumak icin yapacaksınız ve bu sizin motivasyonunuz olacak..
Yani hem güçlü bir öz disiplininiz hem de yeterli motivasyonunuz olacaktır.
Böylece yaptığınız işler size daha az sıkıcı gelecek ve iş yapma hızınız da artacaktır. Öz disiplininizi daha da güçlendirmek, aynı zamanda hayat kalitenizi daha da arttırmak için para biriktirmeyi öğrenmelisiniz. ‘Aldığım maaş belli, o kadarcik maaşla ben nasıl para biriktireyim?' dediğinizi duyar gibiyim.
Para biriktirebilmeniz için illaki gelirinizin yuksek olması gerekmez.
Önce gelirinizin sadece %1-ini bir kenara atmakla başlayıp, bunu daha sonra %10'a kadar çıkarabilirsiniz.
Diyelim ki, 1600 lira maaş alıyorsunuz ve bu miktar, ailenizin aylık harcamasına zar zor yetiyor.
Mesela, yarın müdürünüz size ‘Şirketimizin durumu çok kötü. Bu yüzden maaşları düşürmek zorundayiz.
Bundan sonraki aylık maaşın 1600 lira yerine %10 daha az, yani 1440 lira olacak.' dedi.
Simdi, o 160 lira yüzünden açlıktan ölecek misiniz?
Günümüzde iş bulmanın ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz.
O yüzden büyük ihtimalle, bir çoğumuz işten ayrılıp yeni bir iş arayışına girmeyi düşünmeyecektir. Tabi ki, 1600 lirayla ailenizi nasıl geçindirmeye çalıştıysanız,
bundan sonra da 1440 lirayla geçinmeyi bir şekilde başarmaya calisacaksiniz.
Başka çareniz olmadığı icin de başa gelen çekilir diyeceksiniz.
Yani istersek biz de az olan gelirimizin bile %10'unu bir kenara atarak para biriktirebiliriz.
Bunun için İllaki mudurun maaşımızı dusurmesine veya kendi işinizse satışların azalmasına gerek yok degil mi?
Çoğumuz bu miktari azimsayip, aylık 160 lira biriktirmekle ne yapabilirim ki diye dusunebilir.
O zaman şöyle bir soru sorayım ben size.
0 mı büyük yoksa 160mı?
Tabiki de 160.
En kotu senaryoda hayat şartlarınız veya kariyerinizde onunuzdeki 5 sene içerisinde hiçbir gelişme,
, maas zammi veya gelirinizin bir şekilde artması vs. gibi bir durum olmasa bile
o zaman bir kenarda birikmiş 9600 liranız olacak. Kenarda birikmiş bir paraninizin olması kendinizi daha rahat ve guvendehissetmenizi saglayacak.
Sizi yeni bir şeyler yapma konusunda motive edecek,
bir yerlere para yatırmak veya birileriyle ortak olup küçük bir girişim yapma şansınız olacak. Üstelik bu yatırımı yaptığınızda size daha önce riskli gorunen şeyler o kadar da riskli gelmeyecek. Çünkü siz artık aylik 1440 liraya alışmış olacaksınız ve sizin için o 9600 lira ek bir para.
Hem de kendi paranız,
hiç kimseden ödünç almadığınız, kredi çekmeden biriktirdiğiniz bir para.
Aslinda onu kaybetmenizle bir kenarda durmasının herhangi bir farkı yok.
Ama size daha kaliteli bir yasam şansı yaratan bir para.
Öz disiplinle elde ettiğimiz birçok şey zamanla alışkanlığa dönüşür ve hayatımızı daha da kolaylaştırır.
Kısacası öz disiplinimizi geliştirmekle zamanimizi daha kaliteli kullanmak kendimiz için
veya çocuklarımız için tamamen farklı bir gelecek oluşturmamızı sağlayabilir..
Sunu unutmayın,
, bugun bizi biz yapan geçmişte aldığımız kararlardir .
Bu gün vereceğimiz kararlar ise gelecekte nasıl biri olacağımızı belirleyecektir.