×

LingQ'yu daha iyi hale getirmek için çerezleri kullanıyoruz. Siteyi ziyaret ederek, bunu kabul edersiniz: cookie policy.


image

ZihinX, Girişimcilik ile ilgili 5 GERÇEK

Girişimcilik ile ilgili 5 GERÇEK

Günümüzde, birçok kişi için şirket sahibi olmak bir amaç haline geldi.

Bu isteğin asıl sebebi, şirket sahibi olmakla ilgili etraftan duyulan kulaktan dolma bilgiler

ve doğru olduğuna inandığımız ama temelde yanlış olan düşüncelerimizdir.

İnsanların, daha doğrusu erkeklerin büyük kısmının ‘benim kendi şirketim olsun' dediginde hayal ettikleri kişi,

film ve dizilerlerdeki başarılı bir iş adamı olarak gösterilen ve bilinçaltımıza işlenen,

her zaman takım elbise giyen,

karizmatik, ciddi, az gülen, yüksek bir plazanın en son katında elinde kahvesiyle şehri izleyerek

gelecek planları yapan, asistanı ona yapması gereken işi hatırlatırken o başka bir işle uğraşacağını söylerek

ağırlığıylakarar veren kişinin o olduğunu gösteren, , herkesten üstün muhteşem bir hayata sahip bir kişidir. Bu yüzden birçok kişi, bu tarz bir hayat yaşayabilmek için sadece şirket sahibi olmanın, yeterli olduğunu sanırlar. Maalesef gerçek hayatta bu böyle değil.

Anne babanızdan miras kalan büyük miktarda bir paranız yoksa,

o tarz bir hayat yaşamak için sadece şirket sahibi vey a direktoru olmanız yeterli değil.

Şirket kurmak girişimcilik demek değildir.

Şirket bir kurum ve birkaç kağıt parçasından ibarettir.

Girişimcilik ise para kazanma sürecidir,

ya da başka bir şekilde anlatmak gerekirse, girişimcilik para üreten bir makinedir.

emek ki, böyle bir hayat yaşayabilmeniz için, öncelikle çok başarılı ve karlı bir iş kurmanız gerek . Ve Daha sonra, o işin işleyişini öyle sistematikleştirmek gerek ki, o kendi kendine çalışan bir makineye dönüşsün.

Böylece sizin de istediğiniz ve zevk aldığınız şeylerle uğraşmak için hem paranız,

hem de boş zamanınız kalsın.

Böyle bir makine oluşturmayı birçok kişi ya hiç başaramıyor, ya tam istediği gibi olmuyor,

ya da ancak hayatının son yıllarında başarabiliyor.

Yeni yaranan sirketlerin %98'inin başarısızlığa uğrayarak faaliyetine son verdiğini ve sadece %2'sinin

başarılı olabildiğini biliyor muydunuz?

Kulağa çok karamsar geliyor, değil mi?

Fakat büyük ihtimalle, başarısız olan o yüzdenin büyük çoğunluğunu,

amaçları sadece bir şirket sahibi olmaktan öteye geçmeyen kişiler oluşturuyor.

Şirket sahibi olmayı esas amaç edinmiş olan kişilerin tüm azimleri, şirket kurup birkaç ay

birşeyler yapmaya çalıştıktan sonra biter.

Çünkü onlar ‘Artık benim de bir şirketim var, bu toplumda belli bir sosyal statüm var , Linkedin profilimde falanca yerin CEO'su olduğumu yazabilirim.' diye düşünerek

dışarıdan yüksek statülü, üstün biri imajı çizdiklerine kendilerini inandırıp amaçlarına ulaştıklarını sanırlar.

Bu da onların git gide tembelleşmesine neden olur.

Dahası o işi sırf, yaptıkları tüm hareketler çevreleri tarafından beğenilsin ve toplumda bir statüm olsun diye yapmaya başlarlar. Başarılı girişimcilerin büyük çoğunluğundaysa durum bambaşka.

Onların amacı şirket sahibi statüsü kazanıp hava atmak değil,

başarılı bir girişim yapmak.

Yani, şirket onlar için bir araç ve çok küçük bir detay-hukuki bir aşamadır, bir amaç değil.

Onlar için şirketin kaydını yaptırmak sadece resmi bir evrak işidir.

Başlangıç noktasıdır, bir son değildir.

Onlar hayallerindeki hayatı yaşamak için emek sarfederler,

başkalarının gözünde öyle bir hayatı yaşıyormuş imajı çizmek için değil.

İnsanların girişimcilik ve girişimci olmakla ilgili yanlış fikirlere sahipolduğunu fark ettiğim için ,

konuyla ilgili bu videoyu yapmaya karar verdim.

Söyleyeceklerimin bir kısmı bazılarını demotive edebilir, bazılarınıysa tam tersi motive edebilir.

Bu videoyu yapmaktaki amacım bazılarımızın gerçekten de girişimci olmak isteyip

istemediğini yeniden düşünmesine,kendilerine yalan söylemeden

gerçekçi bir şekilde karar vermesine ve bazı şeyleri göz önünde bulundurarak

beklentilerini en baştan doğru şekilde belirlemesine yardımcı olmaktır. Peki bu yanlış fikirler nelerdir ?

1.Büyük çoğunluğumuz girişimcinin çok boş zamanı olduğunu

ve ne zaman ne isterse yapabildiğini sanmaktadır.

Maaşlı işlerde genellikle belli bir saatte, diyelim ki sabah saat 9'da işbaşı yapılır ve akşam belli bir saatte diyelim ki, 6'da iş biter.

O saatler dışındaki zaman sadece sizindir ve o arada işle ilgili herhangi bir sorumluluğunuz yoktur.

Kendi işiniz olduğundaysa bunun tam tersi geçerlidir.

Çünkü bu sizin kendi işiniz ve bu sefer karar verme mekanizmasının en tepesinde olan da sizsiniz.

Yani, girişiminiz devam ettiği sürece onun ayakta kalması ve gelişmesinden gece-gündüz,

haftanın her günü, 7/24 siz sorumlusunuz.

Bu şu demek oluyor, boş zaman olarak gördüğünüz zamanlarda-ister arkadaşlarınızla buluşun,

ister denize gidin, ister ailenizle vakit geçirin, ister film izleyin, ne yaparsanız yapın

ancak her zaman aklınızın bir köşesinde işiniz olacaktır

ve en iyi ihtimalle ‘Acaba herşey yolunda mı' sorusu kafanızda dönüp duracaktır.

En kötü ihtimalde de dinlenmek için ayırdığınız zamanda bile, her an işte bir sorunun olduğunu haber vererek,

huzurunuzu kaçırabilecek bir telefon alabilirsiniz.

Hatta bazı girişimciler böyle durumlarla o kadar sık karşılaşıyor ki,

dinlendikleri zaman ‘umarım işle ilgili bir sorun çıkmaz da güzelce dinlenebilirim'

düşüncesi kafalarını kurcaladığı için kafalarını dağıtacak herhangi bir şeye konsantre olamıyorlar.

O yüzden kendi işinizi yapmakta kararlıysanız eğer, hayatınızın belli bir döneminde her şeyden uzaklaşarak

gerçek anlamda bir dinlenme zamanınızın olmayacağını da göze almalısınız.

Çok ender durumlarda istisnalar olabilir, fakat istisnalar kaideyi bozmaz.

2.İkinci yanlış düşünce ise ‘İşin başarılı olması, girişimcinin,

yani baştaki kişinin başarısından kaynaklıdır.

Başarının mimarı odur ve sadece onun liderliğinin sonucudur' düşüncesi.

a. Elbette, şirket sahibinin liderliği, azmi, vizyonu, motivasyonu, doğru yönetimi ve işleri doğru bir şekilde paylaştırması vs. gibi becerileri işin başarılı olmasında önemli bir faktör.

Fakat bunların hepsinden daha da önemli bir faktör var;

Ekip. Yani çalışanlar.

Eğer bir iş başarılıysa, o başarının %70-80'i güçlü bir ekibin emeğinin sonucudur.

Bu yüzde işe göre değişebilir,fakat değişmeyen şudur,

eğer bir işin kaderi sadece o işin sahibine bağlıysa, ona girişim değil,

freelance yani Türkçe karşılığıyla bağımsız çalışma dememiz daha doğru.

O yüzden kendi işinizi yapacaksanız, ilk yapmanız gereken şey,

etrafınızda profesyonel anlamda çok güçlü becerileri ve kişisel özellikleri olan kişiler

toplayıp onlardan bir ekip kurmak olmalı.

Bu ekip şirketin kurucularından da olabilir, çalışanlarından da.

Bütçenize ve bazı diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir.

Başarılı bir iş adamı, her alan için kendinden daha akıllı ve zeki insanları işe alır,

kendisinden zayıf kişileri işe alıp da onlardan daha üstünüm diye egosunu tatmin etme ihtiyacı gütmez.

O yüzden başarılı bir iş adamının en temel güçlü özelliğinden biri,

başarılı bir ekip kurmak için insan kaynağını en iyi şekilde yönetme ve inandırma becerisidir.

3. yanlış düçünce ise şu : Kendi işin olduğunda, başkasının talimatı ile değil, kendin için ve isteyerek çalışıyor olduğundan dolayı

işin daha kolay olur.

Buradaki mantık şu,- kendi işin için çalışıyor olmandan dolayı daha büyük bir hevesle çalışırsın.

Fakat kolay olduğuyla ilgili aynı şeyi söyleyemem.

Çünkü insanın kendisini yönetmesi, başkasının onu yönetmesinden çok ama çok daha zor.

Sebebiyse şu:

Biri tarafından yönetildiğimizde,bize belli talimatlar hazır bir şekilde verilir,

işlerin biteceği tarihler belirlenir ve biz neyi yapacağımızı ve ne zaman yapmak zorunda olduğumuzu net bir şekilde biliriz.

Patron baskısı olduğundan dolayı da, çoğu zaman işlerimizi zamanında bitiririz.

Fakat iş, kendi işimiz olduğunda kendi iç tembellik duygumuzla ve eğlenme isteğimizle mücadele ederiz.

Tabiki de bu çok ama çok zor.

Çünkü tembellik duygusu da, eğlenme isteği de,

yapmak zorunda olduğumuz iş de bizim kendimizin.

Kendimizi bir müdür gibi cezalandırıp işten atmayacağımıza gore,

duygularımıza yenik düşüp işimizi geciktirdiğimiz durumları bir hayli fazla yaşarız.

Şunu da belirtmeliyim ki, işin kötü ama bir o kadar da garip tarafı, çoğu zaman başarılı bir iş kurma potansiyeli olan kişiler,

rahatına çok düşkün ve doğası gereği tembel kişiler oluyor.

Bu kişilerin tek sorunu, diğer insanlara göre biraz daha fazla rahatlıklarına düşkün olmaları.

Öyle rahatlıklarına düşkündürler ki, hiçbir şey düşünmeden, gelecekte rahat bir şekilde

istedikleri gibi tembelliklerini yaşayabilmek için, yani calismadan yasayabilmek icin

bugünlerini feda ederek, kendilerinde gece gündüz çalışabilecek motivasyonu bulabiliyorlar.

Şöyle de denilebilir,

tembel hayatı yaşamak için hayatlarının bir döneminde tembellikten tamamen vazgeçmeyi göze alabiliyorlar.

Bu yüzden kendi işimizi yapmak istiyorsak ve biraz rahatımıza da düşkün biriysek ,

önce öz disiplinimiz üzerinde çok çalışarak onu güçlendirmeliyiz ki,

duygularımıza ve isteklerimize daha az yenik düşelim

ve gelecekte istediğimiz gibi rahat ve refah bir hayat yaşayabilelim.

4. yanlış düşünce iyi bir fikri başarının anahtarı olarak görmek. Birçok kişi, bir girişimdeki en önemli şeyin iyi bir fikir olduğunu sanıyor.

Evet, fikrin güzelse, girişiminin başarılı olma şansı yüksek.

Fakat demin de söylediğim gibi, bütün start-upların sadece %2'si başarılı olabiliyor.

Bu, diğer %98'de hiç de güzel fikirler olmadığı anlamına gelmiyor tabi.

Tam tersi güzel fikirler çok.

O başarılı yüzde ikide de yeni olmayan fikirler çok.

Önceki videolarımın birinde anlattığım 80/20 kuralında da oldugu gibi,

girişimin başarılı olmasında, fikir %20, doğru bir şekilde uygulama ise %80 önem taşıyor.

Bu yüzden aynı fikir ile, ayni zamanda aynı sayıda ekip üyesiyle işe başlayan kişiler olabilir

ve onlardan bazıları bir süre sonra başarısız, bazılarıysa çok başarılı olabilir.

Önemli olan oyunu doğru ve kuralına göre oynayabilmek ve her duruma gore,

hızlı bir şekilde ama doğru kararlar verebilmek.

5.yanlış fikirse parayla ilgili.

Yeterince para ve yatırım kaynağı varsa, demek ki iş başarılı olacaktır.

İş için para lazım, bu doğru.

Çoğu yeni işlerin devam edememesinin sebebinin finansal sorunlardan kaynaklandığı da doğru.

Fakat aslında başarının esas sırrı, insanın kendisinde, istekli olmasında,

doğru karar verebilmesinde, sorun çözme becerisinde ve azmindedir.

Başarılı iş adamlarının hayat hikayelerini incelediğinizde, işi kurarken ellerinde yeterince para olmadığını,

bir şekilde ya yatırımcı bulduklarını,

ya borç aldıklarını, ya da kredi çektiklerini görürsünüz.

Yani para veya yatırım kaynağı bulmak eşittir başarı diye bir şey söz konusu değil.

Önemli olan o parayı nasıl kullandığın.

Çok küçük miktarda yatırımla çok büyük başarılara imza atmış şirket çok.

Ya da tam tersi, çok büyük yatırımlarla başarısızlığa uğrayan da çok.

Belki böyleleri yakınlarınız arasında bile vardır.

Bütün bu söylediklerimden çıkarmamız gereken sonuçlar şunlar :

Başarının öznesi insanlar, onların becerileri ve kişisel özellikleridir.

Para, fikir veya diğer şeyler değildir.

Eğer kendi işimizi kurarak girişimci olmayı seçmişsek,

bunu dışarıdan havalı gözüktüğü için veya toplumda belli bir statü kazanmak için değil,

gerçekten de büyük amaçlarımız olduğu ve bu amaçlar uğruna hayatımızın belli bir dönemini

feda etmeye hazır olduğumuz için yapmalıyız.

Her zaman hatırlattığım gibi, eğer bu video sizin icin gerçekten faydalı olduysa,

kanalın büyümesine destek olmak için arkadaşlarınızla paylaşmayı ve videoyu beğenip yorumlarınızı yorum kısmına yazmayı unutmayın. . Dinleyerek değerli zamanınızı harcadığınız için teşekkür ederim.


Girişimcilik ile ilgili 5 GERÇEK 5 FACTS about Entrepreneurship アントレプレナーシップに関する5つのFACTS

Günümüzde, birçok kişi için şirket sahibi olmak bir amaç haline geldi. Today, for many people, owning a company has become a goal.

Bu isteğin asıl sebebi, şirket sahibi olmakla ilgili etraftan duyulan kulaktan dolma bilgiler The main reason for this request is the hearsay information about owning a company.

ve doğru olduğuna inandığımız ama temelde yanlış olan düşüncelerimizdir. and thoughts that we believe to be true but are fundamentally wrong.

İnsanların, daha doğrusu erkeklerin büyük kısmının ‘benim kendi şirketim olsun' dediginde hayal ettikleri kişi, The person people imagine when they say, 'I have my own company,'

film ve dizilerlerdeki başarılı bir iş adamı olarak gösterilen ve bilinçaltımıza işlenen, shown as a successful businessman in movies and TV series and processed into our subconscious,

her zaman takım elbise giyen, always wearing a suit

karizmatik, ciddi, az gülen, yüksek bir plazanın en son katında elinde kahvesiyle şehri izleyerek charismatic, serious, smiling less, watching the city with coffee in hand on the top floor of a high plaza

gelecek planları yapan, asistanı ona yapması gereken işi hatırlatırken o başka bir işle uğraşacağını söylerek making plans for the future, while his assistant reminds him of the work he has to do, saying that he will do another job.

ağırlığıylakarar veren kişinin o olduğunu gösteren, , herkesten üstün muhteşem bir hayata sahip bir kişidir. He is a person who has a magnificent life, superior to everyone, who shows that he is the one who decides by weight. Bu yüzden birçok kişi, bu tarz bir hayat yaşayabilmek için sadece şirket sahibi olmanın, yeterli olduğunu sanırlar. That's why many people think that just having a company is enough to live this kind of life. Maalesef gerçek hayatta bu böyle değil. Unfortunately, this is not so in real life.

Anne babanızdan miras kalan büyük miktarda bir paranız yoksa, If you do not have a large amount of money inherited from your parents,

o tarz bir hayat yaşamak için sadece şirket sahibi vey a direktoru olmanız yeterli değil. It's not enough just to be a company owner or director to live that kind of life.

Şirket kurmak girişimcilik demek değildir. Starting a company does not mean entrepreneurship.

Şirket bir kurum ve birkaç kağıt parçasından ibarettir. The company is an institution and a few pieces of paper.

Girişimcilik ise para kazanma sürecidir, Entrepreneurship is the process of making money,

ya da başka bir şekilde anlatmak gerekirse, girişimcilik para üreten bir makinedir. Or to put it another way, entrepreneurship is a money-making machine.

emek ki, böyle bir hayat yaşayabilmeniz için, öncelikle çok başarılı ve karlı bir iş kurmanız gerek labor that in order to live such a life, you must first establish a very successful and profitable business. . Ve Daha sonra, o işin işleyişini öyle sistematikleştirmek gerek ki, . And then, it is necessary to systematize the operation of that business in such a way that o kendi kendine çalışan bir makineye dönüşsün. turn it into a self-powered machine.

Böylece sizin de istediğiniz ve zevk aldığınız şeylerle uğraşmak için hem paranız, So you have both money and money to do the things you want and enjoy.

hem de boş zamanınız kalsın. and have free time.

Böyle bir makine oluşturmayı birçok kişi ya hiç başaramıyor, ya tam istediği gibi olmuyor, Many people either fail to build such a machine, or it just doesn't work out the way they want.

ya da ancak hayatının son yıllarında başarabiliyor. or he succeeds only in the last years of his life.

Yeni yaranan sirketlerin %98'inin başarısızlığa uğrayarak faaliyetine son verdiğini ve sadece %2'sinin

başarılı olabildiğini biliyor muydunuz?

Kulağa çok karamsar geliyor, değil mi?

Fakat büyük ihtimalle, başarısız olan o yüzdenin büyük çoğunluğunu,

amaçları sadece bir şirket sahibi olmaktan öteye geçmeyen kişiler oluşturuyor. are people whose goals do not go beyond just owning a company.

Şirket sahibi olmayı esas amaç edinmiş olan kişilerin tüm azimleri, şirket kurup birkaç ay All the determination of the people who have aimed to be the owner of a company, found a company and took a few months.

birşeyler yapmaya çalıştıktan sonra biter. It ends after trying to do something.

Çünkü onlar ‘Artık benim de bir şirketim var, bu toplumda belli bir sosyal statüm var Because they say, 'I have a company now, I have a certain social status in this society. , Linkedin profilimde falanca yerin CEO'su olduğumu yazabilirim.' diye düşünerek

dışarıdan yüksek statülü, üstün biri imajı çizdiklerine kendilerini inandırıp amaçlarına ulaştıklarını sanırlar. They believe that they have achieved their goals by convincing themselves that they are portraying a high-status and superior person from the outside.

Bu da onların git gide tembelleşmesine neden olur. This causes them to become more and more lazy.

Dahası o işi sırf, yaptıkları tüm hareketler çevreleri tarafından beğenilsin ve What's more, they do it just so that all their actions are appreciated by their environment and toplumda bir statüm olsun diye yapmaya başlarlar. They start doing it so that I have a status in society. Başarılı girişimcilerin büyük çoğunluğundaysa durum bambaşka. The situation is different for the vast majority of successful entrepreneurs.

Onların amacı şirket sahibi statüsü kazanıp hava atmak değil, Their aim is not to gain company owner status and show off,

başarılı bir girişim yapmak. make a successful venture.

Yani, şirket onlar için bir araç ve çok küçük bir detay-hukuki bir aşamadır, bir amaç değil. So, for them, the company is a tool and a very minor detail - a legal step, not an end.

Onlar için şirketin kaydını yaptırmak sadece resmi bir evrak işidir. For them, registering the company is just official paperwork.

Başlangıç noktasıdır, bir son değildir. It is the starting point, not the end.

Onlar hayallerindeki hayatı yaşamak için emek sarfederler, They work hard to live the life of their dreams,

başkalarının gözünde öyle bir hayatı yaşıyormuş imajı çizmek için değil. not to paint the image of living such a life in the eyes of others.

İnsanların girişimcilik ve girişimci olmakla ilgili yanlış fikirlere sahipolduğunu fark ettiğim için , As I realize that people have misconceptions about entrepreneurship and being an entrepreneur,

konuyla ilgili bu videoyu yapmaya karar verdim.

Söyleyeceklerimin bir kısmı bazılarını demotive edebilir, Some of what I have to say may demotivate some, bazılarınıysa tam tersi motive edebilir.

Bu videoyu yapmaktaki amacım bazılarımızın gerçekten de girişimci olmak isteyip My point in making this video is that some of us really want to be entrepreneurs.

istemediğini yeniden düşünmesine,kendilerine yalan söylemeden rethink what you don't want, without lying to them

gerçekçi bir şekilde karar vermesine ve bazı şeyleri göz önünde bulundurarak make decisions realistically and with certain things in mind.

beklentilerini en baştan doğru şekilde belirlemesine yardımcı olmaktır. is to help them determine their expectations correctly from the very beginning. Peki bu yanlış fikirler nelerdir ?

1.Büyük çoğunluğumuz girişimcinin çok boş zamanı olduğunu 1\. The vast majority of us believe that the entrepreneur has a lot of free time.

ve ne zaman ne isterse yapabildiğini sanmaktadır. And he thinks he can do whatever he wants whenever he wants.

Maaşlı işlerde genellikle belli bir saatte, diyelim ki sabah saat 9'da işbaşı yapılır In salaried jobs, you usually start at a certain time, say 9 a.m. ve akşam belli bir saatte diyelim ki, 6'da iş biter.

O saatler dışındaki zaman sadece sizindir ve o arada işle ilgili herhangi bir sorumluluğunuz yoktur. The time outside those hours is yours alone and you have no business responsibilities in the meantime.

Kendi işiniz olduğundaysa bunun tam tersi geçerlidir.

Çünkü bu sizin kendi işiniz ve bu sefer karar verme mekanizmasının en tepesinde olan da sizsiniz. Because it's your own business, and this time you're at the top of the decision-making mechanism.

Yani, girişiminiz devam ettiği sürece onun ayakta kalması ve gelişmesinden gece-gündüz, That is, as long as your enterprise continues to survive and thrive, day and night,

haftanın her günü, 7/24 siz sorumlusunuz. You are responsible 24/7, every day of the week.

Bu şu demek oluyor, boş zaman olarak gördüğünüz zamanlarda-ister arkadaşlarınızla buluşun, This means that when you see it as free time—whether you meet up with your friends,

ister denize gidin, ister ailenizle vakit geçirin, ister film izleyin, ne yaparsanız yapın

ancak her zaman aklınızın bir köşesinde işiniz olacaktır but you will always have work in the back of your mind

ve en iyi ihtimalle ‘Acaba herşey yolunda mı' sorusu kafanızda dönüp duracaktır. and, at best, the question 'Is everything alright' will be swirling around in your head.

En kötü ihtimalde de dinlenmek için ayırdığınız zamanda bile, her an işte bir sorunun olduğunu haber vererek,

huzurunuzu kaçırabilecek bir telefon alabilirsiniz. You may receive a phone call that may disturb your peace.

Hatta bazı girişimciler böyle durumlarla o kadar sık karşılaşıyor ki,

dinlendikleri zaman ‘umarım işle ilgili bir sorun çıkmaz da güzelce dinlenebilirim' when they rest 'I hope I can have a good rest so that there are no problems with work'

düşüncesi kafalarını kurcaladığı için kafalarını dağıtacak herhangi bir şeye konsantre olamıyorlar. They can't concentrate on anything to distract their minds because the thought of it bothers them.

O yüzden kendi işinizi yapmakta kararlıysanız eğer, hayatınızın belli bir döneminde her şeyden uzaklaşarak Therefore, if you are determined to do your own business, at a certain period of your life, you will get away from everything.

gerçek anlamda bir dinlenme zamanınızın olmayacağını da göze almalısınız. You should also take into account that you will not have a real rest time.

Çok ender durumlarda istisnalar olabilir, fakat istisnalar kaideyi bozmaz. There may be exceptions in very rare cases, but exceptions do not break the rule.

2.İkinci yanlış düşünce ise ‘İşin başarılı olması, girişimcinin, 2\. The second misconception is that 'Business is successful, entrepreneur,

yani baştaki kişinin başarısından kaynaklıdır. that is, it is due to the success of the leading person.

Başarının mimarı odur ve sadece onun liderliğinin sonucudur' düşüncesi. He is the architect of success and is only the result of his leadership.

a. Elbette, şirket sahibinin liderliği, azmi, vizyonu, motivasyonu, doğru yönetimi ve işleri doğru bir şekilde paylaştırması vs. gibi becerileri işin başarılı olmasında önemli bir faktör. and properly allocating jobs, etc. skills are an important factor in the success of the business.

Fakat bunların hepsinden daha da önemli bir faktör var; But there is an even more important factor than all of them;

Ekip. Yani çalışanlar. Team. I mean, employees.

Eğer bir iş başarılıysa, o başarının %70-80'i güçlü bir ekibin emeğinin sonucudur. If a business is successful, 70-80% of that success is the result of the effort of a strong team.

Bu yüzde işe göre değişebilir,fakat değişmeyen şudur, This percentage may vary depending on the job, but the one thing that does not change is,

eğer bir işin kaderi sadece o işin sahibine bağlıysa, ona girişim değil, if the fate of a business depends only on its owner, not the venture into it,

freelance yani Türkçe karşılığıyla bağımsız çalışma dememiz daha doğru.

O yüzden kendi işinizi yapacaksanız, ilk yapmanız gereken şey,

etrafınızda profesyonel anlamda çok güçlü becerileri ve kişisel özellikleri olan kişiler

toplayıp onlardan bir ekip kurmak olmalı.

Bu ekip şirketin kurucularından da olabilir, çalışanlarından da. This team may be the founders of the company or its employees.

Bütçenize ve bazı diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. It may vary depending on your budget and some other factors.

Başarılı bir iş adamı, her alan için kendinden daha akıllı ve zeki insanları işe alır, A successful businessman hires smarter and smarter people for every field,

kendisinden zayıf kişileri işe alıp da onlardan daha üstünüm diye egosunu tatmin etme ihtiyacı gütmez. he does not need to satisfy his ego by hiring people who are weaker than him and saying that I am better than them.

O yüzden başarılı bir iş adamının en temel güçlü özelliğinden biri, So one of the most basic strengths of a successful businessman is,

başarılı bir ekip kurmak için insan kaynağını en iyi şekilde yönetme ve inandırma becerisidir. It is the ability to manage and convince human resources in the best way to build a successful team.

3\. yanlış düçünce ise şu : Kendi işin olduğunda, başkasının talimatı ile değil, kendin için ve isteyerek çalışıyor olduğundan dolayı When you have your own business, it's because you're working for yourself and voluntarily, not on someone else's instruction.

işin daha kolay olur.

Buradaki mantık şu,- kendi işin için çalışıyor olmandan dolayı daha büyük bir hevesle çalışırsın. The logic here is – because you work for your own business, you work with greater enthusiasm.

Fakat kolay olduğuyla ilgili aynı şeyi söyleyemem. But I can't say the same about it being easy.

Çünkü insanın kendisini yönetmesi, başkasının onu yönetmesinden çok ama çok daha zor. Because it is much, much more difficult for a person to manage himself than for someone else to manage him.

Sebebiyse şu:

Biri tarafından yönetildiğimizde,bize belli talimatlar hazır bir şekilde verilir,

işlerin biteceği tarihler belirlenir ve biz neyi yapacağımızı ve ne zaman yapmak zorunda olduğumuzu net bir şekilde biliriz.

Patron baskısı olduğundan dolayı da, çoğu zaman işlerimizi zamanında bitiririz. Because of boss pressure, we often finish our work on time.

Fakat iş, kendi işimiz olduğunda kendi iç tembellik duygumuzla ve eğlenme isteğimizle mücadele ederiz. But when work is our own, we struggle with our own inner laziness and desire to have fun.

Tabiki de bu çok ama çok zor.

Çünkü tembellik duygusu da, eğlenme isteği de, Because the feeling of laziness, the desire to have fun,

yapmak zorunda olduğumuz iş de bizim kendimizin. The work we have to do is our own.

Kendimizi bir müdür gibi cezalandırıp işten atmayacağımıza gore, Depending on whether we punish ourselves like a manager or not,

duygularımıza yenik düşüp işimizi geciktirdiğimiz durumları bir hayli fazla yaşarız. We experience a lot of situations where we succumb to our emotions and delay our work.

Şunu da belirtmeliyim ki, işin kötü ama bir o kadar da garip tarafı, I should also mention that the bad but strange part of the job is, çoğu zaman başarılı bir iş kurma potansiyeli olan kişiler, often people with the potential to start a successful business,

rahatına çok düşkün ve doğası gereği tembel kişiler oluyor. They are very self-indulgent and lazy by nature.

Bu kişilerin tek sorunu, diğer insanlara göre biraz daha fazla rahatlıklarına düşkün olmaları. The only problem with these people is that they are a little more comfortable than other people.

Öyle rahatlıklarına düşkündürler ki, hiçbir şey düşünmeden, gelecekte rahat bir şekilde They are so fond of their comfort that they are comfortable in the future without thinking about anything.

istedikleri gibi tembelliklerini yaşayabilmek için, yani calismadan yasayabilmek icin in order to be able to live their laziness as they wish, that is, to live without working.

bugünlerini feda ederek, kendilerinde gece gündüz çalışabilecek motivasyonu bulabiliyorlar. sacrificing their present, they can find the motivation to work day and night in themselves.

Şöyle de denilebilir, It can also be said,

tembel hayatı yaşamak için hayatlarının bir döneminde tembellikten tamamen vazgeçmeyi göze alabiliyorlar. In order to live a lazy life, they can afford to give up laziness completely at some point in their lives.

Bu yüzden kendi işimizi yapmak istiyorsak ve biraz rahatımıza da düşkün biriysek , Therefore, if we want to do our own business and we are a little self-indulgent,

önce öz disiplinimiz üzerinde çok çalışarak onu güçlendirmeliyiz ki, we must first work hard on our self-discipline to strengthen it so that

duygularımıza ve isteklerimize daha az yenik düşelim

ve gelecekte istediğimiz gibi rahat ve refah bir hayat yaşayabilelim.

4\. yanlış düşünce iyi bir fikri başarının anahtarı olarak görmek. 4\\. misconception is seeing a good idea as the key to success. Birçok kişi, bir girişimdeki en önemli şeyin iyi bir fikir olduğunu sanıyor.

Evet, fikrin güzelse, girişiminin başarılı olma şansı yüksek. Yes, if your idea is good, your venture has a good chance of succeeding.

Fakat demin de söylediğim gibi, bütün start-upların sadece %2'si başarılı olabiliyor. But as I just said, only 2% of all start-ups succeed.

Bu, diğer %98'de hiç de güzel fikirler olmadığı anlamına gelmiyor tabi.

Tam tersi güzel fikirler çok.

O başarılı yüzde ikide de yeni olmayan fikirler çok.

Önceki videolarımın birinde anlattığım 80/20 kuralında da oldugu gibi,

girişimin başarılı olmasında, fikir %20, doğru bir şekilde uygulama ise %80 önem taşıyor.

Bu yüzden aynı fikir ile, ayni zamanda aynı sayıda ekip üyesiyle işe başlayan kişiler olabilir So there may be people who start with the same idea, with the same number of team members at the same time.

ve onlardan bazıları bir süre sonra başarısız, bazılarıysa çok başarılı olabilir.

Önemli olan oyunu doğru ve kuralına göre oynayabilmek ve her duruma gore, The important thing is to play the game correctly and according to the rules, and according to every situation,

hızlı bir şekilde ama doğru kararlar verebilmek. to be able to make quick but correct decisions.

5.yanlış fikirse parayla ilgili.

Yeterince para ve yatırım kaynağı varsa, demek ki iş başarılı olacaktır.

İş için para lazım, bu doğru.

Çoğu yeni işlerin devam edememesinin sebebinin finansal sorunlardan kaynaklandığı da doğru. It's also true that financial problems are the reason why most new businesses fail.

Fakat aslında başarının esas sırrı, insanın kendisinde, istekli olmasında,

doğru karar verebilmesinde, sorun çözme becerisinde ve azmindedir. has the ability to make the right decision, problem-solving skills and determination.

Başarılı iş adamlarının hayat hikayelerini incelediğinizde, işi kurarken ellerinde yeterince para olmadığını, When you examine the life stories of successful businessmen, they did not have enough money to set up the business,

bir şekilde ya yatırımcı bulduklarını, somehow they either found an investor,

ya borç aldıklarını, ya da kredi çektiklerini görürsünüz. You see that they either borrow or take out loans.

Yani para veya yatırım kaynağı bulmak eşittir başarı diye bir şey söz konusu değil. In other words, there is no such thing as finding money or investment resources equals success.

Önemli olan o parayı nasıl kullandığın. What matters is how you use that money.

Çok küçük miktarda yatırımla çok büyük başarılara imza atmış şirket çok.

Ya da tam tersi, çok büyük yatırımlarla başarısızlığa uğrayan da çok. Or vice versa, many fail with very large investments.

Belki böyleleri yakınlarınız arasında bile vardır. Maybe there are some of them even among your relatives.

Bütün bu söylediklerimden çıkarmamız gereken sonuçlar şunlar : Here are the conclusions we should draw from all this:

Başarının öznesi insanlar, onların becerileri ve kişisel özellikleridir. The subject of success is people, their skills and personal characteristics.

Para, fikir veya diğer şeyler değildir.

Eğer kendi işimizi kurarak girişimci olmayı seçmişsek, If we have chosen to become an entrepreneur by starting our own business,

bunu dışarıdan havalı gözüktüğü için veya toplumda belli bir statü kazanmak için değil, not because it looks cool on the outside or to gain a certain status in society,

gerçekten de büyük amaçlarımız olduğu ve bu amaçlar uğruna hayatımızın belli bir dönemini that we really have big goals and that we have to spend a certain period of our life for these goals.

feda etmeye hazır olduğumuz için yapmalıyız.

Her zaman hatırlattığım gibi, eğer bu video sizin icin gerçekten faydalı olduysa,

kanalın büyümesine destek olmak için arkadaşlarınızla paylaşmayı ve videoyu beğenip yorumlarınızı yorum kısmına yazmayı unutmayın. . Dinleyerek değerli zamanınızı harcadığınız için teşekkür ederim.