×

LingQ'yu daha iyi hale getirmek için çerezleri kullanıyoruz. Siteyi ziyaret ederek, bunu kabul edersiniz: çerez politikası.


image

Baha's Stories, OTOBÜSLE SEYAHAT ETMEK

OTOBÜSLE SEYAHAT ETMEK

Türkiye'de şehirler arası ulaşım sıklıkla otobüslerle sağlanır.

Ülkede seksen bir şehir var ve her şehre otobüsle gidilebilir.

Yolcular otobüslere otogarlardan binerler.

Otogarların içinde çoğunlukla restoran ve lavabo bulunur.

Eskiden otobüslerde sigara içmek serbestti.

Artık yasak.

Bence bu çok doğru bir karar zira sigara berbat kokuyor ve insanları rahatsız ediyor.

Benzer biçimde kebap ve lahmacun gibi kokulu yiyecekleri otobüslerde tüketmek de yasaklandı.

Bu tür mantıklı yasaklara karşı değilim.

Ekseriyetle otobüslerde iki şoför ve bir şoför muavini bulunur.

Uzun süren yolculuklarda şoförler otobüsü nöbetleşe yani dönüşümlü olarak kullanırlar.

Her otobüste şoförlerin uyuyabilmesi için ayrılmış bir bölme vardır.

Şoför muavini, şoföre ve yolculara yolculuk sırasında hizmet eden kimseye denir.

Muavinler yolculuk başladıktan sonra çay-kahve ve su servisi yaparlar.

Bu ikramlar ücretsizdir yani bedavadır.

Otobüse binmeden önce valizlerinizi muavine teslim edersiniz.

Yolcuların valizlerinin birbirleriyle karışmaması için her valizin üzerine yolcunun koltuk numarası yazılır.

Yolculuk sonunda da koltuk numaranızı görevliye söyleyip valizinizi alırsınız.

Türkiye'de araba ve benzin fiyatları çok yüksek yani araba almak birçok insan için bir lüks.

Bu durum otobüs kullanımını yaygınlaştırıyor.

Otobüs yolculuğu sıkıcı olsa da insanlar buna mecburen katlanıyorlar.

Bazı seferler yirmi saat sürüyor.

Neredeyse bir tam gün!

İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte insanlar biletlerini bilet. com (bilet nokta kom) gibi sitelerden satın almaya başladılar.

Tabii ki otobüs şirketlerinin ofislerine giderek de bilet alınabilir.

Ben hızlı ve güvenli olduğu için biletlerimi internetten almayı tercih ediyorum.

Uzun süren yolculuklarda otobüsler en az bir kez mola verir yani yolculuğa yarım saat kadar ara verilir.

Otobüsler genellikle “dinlenme tesisi” denilen içinde restoran ve tuvalet bulunan yerlerde durur.

Kimi insanlar bu arada ibadet ederler.

Dinlenme tesislerinde satılan ürünlerin fiyatlarının normalin üstünde olduğunu söyleyebilirim.

Yeni otobüslerde koltuklara monte edilmiş tabletler bulunur.

Yolcular film ve dizi izleyerek, müzik dinleyerek seyahatlerine devam ederler.

Bazı yolcular müziğin sesini çok açıp başkalarını rahatsız edebiliyorlar.

Kimi otobüslerde elektronik cihazlarınızı şarj edebileceğiniz prizler de bulunur.

OTOBÜSLE SEYAHAT ETMEK السفر بالحافلة REISEN MIT DEM BUS ΤΑΞΙΔΕΎΟΝΤΑΣ ΜΕ ΛΕΩΦΟΡΕΊΟ TRAVELING BY BUS VIAJAR EN AUTOBÚS VIAJAR DE AUTOCARRO ПУТЕШЕСТВИЕ НА АВТОБУСЕ RESA MED BUSS 乘坐巴士旅行

Türkiye'de şehirler arası ulaşım sıklıkla otobüslerle sağlanır. في تركيا، غالبًا ما يتم توفير النقل بين المدن بواسطة الحافلات. Der Überlandverkehr in der Türkei wird häufig mit Bussen abgewickelt. In Turkey, transportation between cities is often provided by buses.

Ülkede seksen bir şehir var ve her şehre otobüsle gidilebilir. هناك إحدى وثمانون مدينة في البلاد ويمكن الوصول إلى كل مدينة بالحافلة. There are eighty-one cities in the country and each city can be reached by bus. В стране восемьдесят один город, и в любой город можно добраться на автобусе.

Yolcular otobüslere otogarlardan binerler. يستقل الركاب الحافلات من محطات الحافلات. Die Fahrgäste steigen an den Busbahnhöfen in die Busse ein. Passengers board buses at bus stations.

Otogarların içinde çoğunlukla restoran ve lavabo bulunur. تحتوي محطات الحافلات في الغالب على مطاعم ودورات مياه. Inside bus stations, there are often restaurants and restrooms.

Eskiden otobüslerde sigara içmek serbestti. في الماضي كان التدخين مسموحا في الحافلات. Früher war das Rauchen in Bussen erlaubt. Smoking used to be allowed on buses. Раньше курить в автобусах было разрешено.

Artık yasak. إنه ممنوع الآن. It is now forbidden.

Bence bu çok doğru bir karar zira sigara berbat kokuyor ve insanları rahatsız ediyor. أعتقد أن هذا القرار صحيح جدًا لأن رائحة السجائر كريهة وتزعج الناس. Ich halte das für eine sehr gute Entscheidung, denn Zigaretten stinken fürchterlich und stören die Menschen. I think this is a very good decision because cigarettes stink and make people uncomfortable.

Benzer biçimde kebap ve lahmacun gibi kokulu yiyecekleri otobüslerde tüketmek de yasaklandı. وبالمثل، يُحظر أيضًا تناول الأطعمة ذات الرائحة الكريهة مثل الكباب واللحمكون في الحافلات. Ebenso wurden geruchsintensive Lebensmittel wie Kebabs und Lahmacun in Bussen verboten. Similarly, smelly foods such as kebabs and lahmacun were banned on buses. Точно так же было запрещено употребление ароматных продуктов, таких как кебаб и лахмаджун, в автобусах.

Bu tür mantıklı yasaklara karşı değilim. أنا لست ضد مثل هذا الحظر المعقول. I am not against such sensible prohibitions. Я не против таких разумных запретов.

Ekseriyetle otobüslerde iki şoför ve bir şoför muavini bulunur. بشكل عام، تحتوي الحافلات على سائقين وسائق مساعد. In den meisten Bussen gibt es zwei Fahrer und einen Fahrerassistenten. Most buses have two drivers and a driver's assistant.

Uzun süren yolculuklarda şoförler otobüsü nöbetleşe yani dönüşümlü olarak kullanırlar. في الرحلات الطويلة، يستخدم السائقون الحافلة بالتناوب. Bei langen Fahrten wechseln sich die Fahrer am Steuer des Busses ab. On long journeys, drivers use the bus in turns.

Her otobüste şoförlerin uyuyabilmesi için ayrılmış bir bölme vardır. تحتوي كل حافلة على قسم مخصص لنوم السائقين. Jeder Bus hat ein Abteil, in dem die Fahrer schlafen können. Each bus has a compartment reserved for the drivers to sleep.

Şoför muavini, şoföre ve yolculara yolculuk sırasında hizmet eden kimseye denir. مساعد السائق هو الشخص الذي يخدم السائق والركاب أثناء الرحلة. Ein Fahrerassistent ist eine Person, die den Fahrer und die Fahrgäste während der Fahrt bedient. A chauffeur is a person who serves the driver and passengers during the journey. Шофер – это человек, который обслуживает водителя и пассажиров во время поездки.

Muavinler yolculuk başladıktan sonra çay-kahve ve su servisi yaparlar. يقوم المساعدون بتقديم الشاي والقهوة والماء بعد بدء الرحلة. The passengers serve tea, coffee and water after the start of the journey.

Bu ikramlar ücretsizdir yani bedavadır. هذه الهدايا مجانية، أي أنها مجانية. These treats are free of charge, i.e. free of charge.

Otobüse binmeden önce valizlerinizi muavine teslim edersiniz. قبل ركوب الحافلة، تقوم بتسليم أمتعتك إلى المساعد. Bevor Sie in den Bus einsteigen, übergeben Sie dem Fahrer Ihr Gepäck. Before getting on the bus, you hand over your luggage to the assistant. Прежде чем сесть в автобус, вы передаете свой багаж ассистенту.

Yolcuların valizlerinin birbirleriyle karışmaması için her valizin üzerine yolcunun koltuk numarası yazılır. ولمنع اختلاط أمتعة الركاب مع بعضها البعض، يتم كتابة رقم مقعد الراكب على كل حقيبة. Auf jedem Koffer ist die Sitzplatznummer des Fahrgastes vermerkt, damit die Koffer der Fahrgäste nicht miteinander verwechselt werden. The seat number of the passenger is written on each suitcase so that the luggage of the passengers does not interfere with each other. На каждом чемодане написан номер места пассажира, чтобы багаж пассажиров не мешал друг другу.

Yolculuk sonunda da koltuk numaranızı görevliye söyleyip valizinizi alırsınız. في نهاية الرحلة، تخبر الضابط برقم مقعدك وتأخذ أمتعتك. Am Ende der Reise teilen Sie dem Zugbegleiter Ihre Sitzplatznummer mit und holen Ihr Gepäck ab. At the end of the journey, you will tell the attendant your seat number and take your luggage. В конце поездки вы сообщите бортпроводнику номер вашего места и заберете свой багаж.

Türkiye'de araba ve benzin fiyatları çok yüksek yani araba almak birçok insan için bir lüks. أسعار السيارات والبنزين مرتفعة جداً في تركيا، لذلك يعتبر شراء السيارة رفاهية لدى الكثير من الناس. Car and gasoline prices are very high in Turkey, so buying a car is a luxury for many people. Цены на автомобили и бензин в Турции очень высоки, поэтому покупка автомобиля для многих является непозволительной роскошью.

Bu durum otobüs kullanımını yaygınlaştırıyor. هذا الوضع يجعل استخدام الحافلات واسع الانتشار. This situation makes the use of buses widespread.

Otobüs yolculuğu sıkıcı olsa da insanlar buna mecburen katlanıyorlar. على الرغم من أن رحلة الحافلة مملة، إلا أنه يتعين على الناس تحملها. Auch wenn das Busfahren langweilig ist, müssen die Menschen es ertragen. Bus travel is boring, but people have to endure it. Несмотря на то, что путешествие на автобусе скучно, людям приходится его терпеть.

Bazı seferler yirmi saat sürüyor. تستغرق بعض الرحلات عشرين ساعة. Manche Fahrten dauern zwanzig Stunden. Some flights take twenty hours.

Neredeyse bir tam gün! يوم كامل تقريبا! Fast ein ganzer Tag! Almost a full day! Почти полный день!

İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte insanlar biletlerini bilet. ومع انتشار الإنترنت، أصبح بإمكان الناس شراء تذاكرهم. Dank der weiten Verbreitung des Internets können die Menschen Tickets kaufen. With the widespread use of the internet, people are buying tickets. С распространением Интернета люди покупали билеты. com (bilet nokta kom) gibi sitelerden satın almaya başladılar. بدأوا بالشراء من مواقع مثل com (تذكرة دوت كوم). They started to buy from sites such as com (ticket dot com).

Tabii ki otobüs şirketlerinin ofislerine giderek de bilet alınabilir. بالطبع، يمكنك أيضًا شراء التذاكر عن طريق الذهاب إلى مكاتب شركات الحافلات. Natürlich können Sie Fahrkarten auch in den Büros der Busunternehmen kaufen. Of course, tickets can also be bought by going to the offices of the bus companies. Билеты, конечно же, можно купить и в офисах автобусных компаний.

Ben hızlı ve güvenli olduğu için biletlerimi internetten almayı tercih ediyorum. أفضّل شراء التذاكر عبر الإنترنت لأنها سريعة وآمنة. I prefer to buy my tickets online because it is fast and safe.

Uzun süren yolculuklarda otobüsler en az bir kez mola verir yani yolculuğa yarım saat kadar ara verilir. في الرحلات الطويلة، تأخذ الحافلات استراحة مرة واحدة على الأقل، أي أن الرحلة تنقطع لمدة نصف ساعة تقريبًا. Auf langen Fahrten machen die Busse mindestens einmal eine Pause, das heißt, die Fahrt wird für eine halbe Stunde unterbrochen. In long journeys, the buses take a break at least once, that is, the journey is interrupted for half an hour. В дальних поездках автобусы останавливаются хотя бы один раз, то есть поездка прерывается на полчаса.

Otobüsler genellikle “dinlenme tesisi” denilen içinde restoran ve tuvalet bulunan yerlerde durur. تتوقف الحافلات عادة في أماكن تسمى "المرافق الترفيهية" والتي تحتوي على مطاعم ودورات مياه. Die Busse halten in der Regel an so genannten "Raststätten" mit einem Restaurant und Toilettenanlagen. Buses usually stop at so-called "rest stops" with a restaurant and restrooms. Автобусы обычно останавливаются в местах, называемых «местами отдыха» с ресторанами и туалетами.

Kimi insanlar bu arada ibadet ederler. بعض الناس يصلون في هذه الأثناء. Manche Menschen beten in der Zwischenzeit. Some people pray at the same time.

Dinlenme tesislerinde satılan ürünlerin fiyatlarının normalin üstünde olduğunu söyleyebilirim. أستطيع أن أقول إن أسعار المنتجات المباعة في المرافق الترفيهية أعلى من المعدل الطبيعي. Ich kann sagen, dass die Preise für die in den Raststätten verkauften Produkte über dem Normalniveau liegen. I can say that the prices of the products sold in the resting facilities are above normal. Могу сказать, что цены на продукты, продаваемые в базах отдыха, выше нормы.

Yeni otobüslerde koltuklara monte edilmiş tabletler bulunur. تحتوي الحافلات الجديدة على أجهزة لوحية مثبتة على مقاعدها. In den neuen Bussen sind Tablets an den Sitzen angebracht. New buses have tablets mounted on the seats. В новых автобусах на сиденьях установлены планшеты.

Yolcular film ve dizi izleyerek, müzik dinleyerek seyahatlerine devam ederler. ويواصل الركاب رحلاتهم من خلال مشاهدة الأفلام والمسلسلات التلفزيونية والاستماع إلى الموسيقى. Die Fahrgäste setzen ihre Reise fort, indem sie sich Filme und Serien ansehen und Musik hören. Passengers continue their journeys by watching movies and TV series and listening to music.

Bazı yolcular müziğin sesini çok açıp başkalarını rahatsız edebiliyorlar. يقوم بعض الركاب بتشغيل الموسيقى بصوت عالٍ للغاية وإزعاج الآخرين. Manche Fahrgäste drehen die Musik zu laut auf und stören andere. Some passengers may turn up the volume of the music too high and disturb others. Некоторые пассажиры могут сделать музыку слишком громкой и мешать другим.

Kimi otobüslerde elektronik cihazlarınızı şarj edebileceğiniz prizler de bulunur. تحتوي بعض الحافلات أيضًا على مقابس يمكنك من خلالها شحن أجهزتك الإلكترونية. Some buses also have sockets where you can charge your electronic devices.