×

LingQ'yu daha iyi hale getirmek için çerezleri kullanıyoruz. Siteyi ziyaret ederek, bunu kabul edersiniz: çerez politikası.


image

Baha's Stories, KİTAP OKUMAYI ÇOK SEVİYORUM

KİTAP OKUMAYI ÇOK SEVİYORUM

En son hangi kitabı okudun? Kitap okumayı sever misin? Yoksa kitapları sıkıcı mı bulursun? Ben şimdi Russell'ın 'Neden Hristiyan Değilim' adlı kitabını okuyorum. Russell çok zeki ve kültürlü biriydi. Ayrıca 1950'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı. Onun dedesi İngiltere'nin eski başbakanıydı. Orhan Pamuk, şu anda dünyadaki en meşhur Türk yazar. O, 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı. Kendisi Nobel Ödülü alan ilk Türktür. Ben onun iki kitabını okudum: 'Kar' ve 'Beyaz Kale'. Kar adlı kitabı çok ilginç. Türkçesini anlamak zor olabilir. İstersen İngilizce çevirisini okuyabilirsin. 20. yüzyılda en meşhur Türk yazarlar Nazım Hikmet, Yaşar Kemal ve Aziz Nesin'di. Nazım Hikmet'in en sevdiğim şiirlerini İngilizce olarak buradan okuyabilirsin: Nazım Hikmet'in büyük dedesi Polonyalı bir aristokrattı. 1848 Devrimlerinden sonra Avrupa'dan kaçtı. Osmanlı topraklarına geldi. Dedesi Müslüman oldu. Bugün İstanbul'da bir Polonyalı köyü olduğunu biliyor musun?

Yaşar Kemal (4) ise Kürt asıllı bir Türktü. Onun Türkçesi çoğu Türkten daha iyiydi. Anadolu efsanelerini, masallarını, ağıtlarını yazdı. O, Nobel Ödülü'ne aday gösterildi. Ama Nobel Ödülünü alamadı. O, bir insan hakları aktivistiydi. Aziz Nesin Türk edebiyatında en meşhur satirist yazardır. O bir ateistti. Bütün malvarlığını yetimlere miras bıraktı. O, Salman Rushdie'nin 'Şeytanın Ayetleri' adlı kitabını Türkçeye çevirdi. Onu ölümle tehdit ettiler. Onu canlı canlı yakmak istediler. Ama beceremediler. O kurtuldu.

İran edebiyatına bakalım: Samed Behrengi'yi hiç duydun mu? Ben onun 'Küçük Kara Balık'(6) adlı hikayesini okumuştum. Bence her çocuk bu hikayeyi okumalı. O, 28 yaşında öldü. Öğretmendi, çevirmendi. Azerice-Farsça çeviriler yaptı. Türkiye'de en meşhur İranlı şair Rumi'dir.Onun şiirleri etkileyicidir. Bugünlerde Benedict Spinoza ilgimi çekiyor. Spinoza, 17. yüzyılda Amsterdam'da yaşadı. O bir filozoftu. Aslında onun ataları Portekizliydi. Portekiz'den 15. yüzyılda Yahudiler'i kovdular. Onun ailesi de Engizisyon tarafından yargılandı. Sonra Amsterdam'a kaçtılar. Fransız edebiyatından Emile Zola'yı beğeniyorum. Germinal adlı eseri çok etkileyici. Herkese öneririm. Dreyfus Davası dolayısıyla kendisine saygı duyarım. Eğer bu davayı bilmiyorsan kesinlikle öğrenmelisin. Almanya'dan Kant beni çok etkiledi. Özellikle 'Aydınlanma Nedir' adlı makalesi çok önemlidir. Nazi'lerden kaçan akademisyenlerin Türkiye'ye geldiğini biliyor musun? Bugün o akademisyenlere saygı duyuyoruz. Onlar Türkiye'nin modernleşmesine katkıda bulundular.

İspanyol edebiyatından Cervantes'i seviyorum. Don Quixote'yi okuyorum. Çok komik ve düşündürücü. Bu kitap ilk modern roman olarak kabul edilir. Cervantes 1571'de Battle of Lepanto'da Türklere karşı İspanyol ordusunda savaştı. Savaş sırasında korsanlarca tutsak edildi. Beş yıl tutsaklıktan sonra Madrid'e döndü. Rus edebiyatından Mikhail Lermontov'un şiirlerini seviyorum. Puşkin'in şiirleri de çok güzel. Puşkin'in 1829'da Osmanlı topraklarına geldiğini biliyor musun? Evet, o Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Türkiye'nin doğusuna geldi. Bununla ilgili bir kitap yazdı. İtalyan edebiyatından Italo Calvino'yu okumaktan zevk alıyorum. Özellikle 'The Baron in the Trees' adlı eseri çok güzel: yüzyılda bir asil çocuk ağaca tırmanıyor. Ağaçtan inmek istemiyor. Kitapta onun yaşadıkları anlatılıyor. Bu kitabı okurken çok zevk aldım. Amerikan edebiyatından John Steinbeck'in 'Fareler ve İnsanlar' adlı kitabını okudum. Ayrıca ‘Bülbülü Öldürmek' de güzel bir kitaptır. Evet, okumayı çok seviyorum. Böylece farklı ülkeleri, insanları, dünyaları tanıyorum. Bazen bir kitabı bir kere okumak yeterli değildir. Tekrar okumak gerekir: "Eğer bir insan bir kitabı okuduktan sonra, onu tekrar okumaktan zevk almıyorsa, o kitabı okumuş olmasının bile hiçbir değeri yoktur."


KİTAP OKUMAYI ÇOK SEVİYORUM انا احب قراءة الكتب ICH LIEBE ES, BÜCHER ZU LESEN ΛΑΤΡΕΎΩ ΝΑ ΔΙΑΒΆΖΩ ΒΙΒΛΊΑ I LOVE READING BOOKS ME ENCANTA LEER LIBROS J'AIME LIRE DES LIVRES GOSTO DE LER LIVROS Я ЛЮБЛЮ ЧИТАТЬ КНИГИ JAG ÄLSKAR ATT LÄSA BÖCKER

En son hangi kitabı okudun? Kitap okumayı sever misin? Yoksa kitapları sıkıcı mı bulursun?   Ben şimdi Russell'ın 'Neden Hristiyan Değilim' adlı kitabını okuyorum.  Russell çok zeki ve kültürlü biriydi. Ayrıca 1950'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı. Onun dedesi İngiltere'nin eski başbakanıydı. ما هو الكتاب الذي قرأته آخر مرة؟ هل تحب قراءة الكتاب؟ أو هل تجد الكتب مملة؟ أنا الآن أقرأ كتاب راسل "لماذا أنا لست مسيحياً". كان راسل شخصًا ذكيًا ومثقفًا للغاية. كما حصل على جائزة نوبل في الأدب عام 1950. كان جده رئيس وزراء إنجلترا الأسبق. What was the last book you read? Do you like reading book? Or do you find books boring? Now I'm reading Russell's book, Why I'm Not Christian. Russell was very intelligent and cultured. He also received the Nobel Prize for Literature in 1950. His grandfather was the former Prime Minister of England. Quel est le dernier livre que vous avez lu ? Ou trouvez-vous les livres ennuyeux ? Je lis actuellement le livre de Russell intitulé "Pourquoi je ne suis pas chrétien". Russell était un homme très intelligent et cultivé. Il a également remporté le prix Nobel de littérature en 1950. Son grand-père était l'ancien Premier ministre d'Angleterre. Какую книгу вы прочитали последней? Вам нравится читать книгу? Или вы находите книги скучными? Я сейчас читаю книгу Рассела «Почему я не христианин». Рассел был очень умен и культурен. Он также получил Нобелевскую премию по литературе в 1950 году. Его дед был бывшим премьер-министром Англии. Orhan Pamuk, şu anda dünyadaki en meşhur Türk yazar. O, 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı. Kendisi Nobel Ödülü alan ilk Türktür. Ben onun iki kitabını okudum: 'Kar' ve 'Beyaz Kale'. Kar adlı kitabı çok ilginç. Türkçesini anlamak zor olabilir. İstersen İngilizce çevirisini okuyabilirsin. أورهان باموق هو حاليًا أشهر كاتب تركي في العالم. حصل على جائزة نوبل في الأدب عام 2006. وهو أول تركي يحصل على جائزة نوبل. قرأت اثنين من كتبه: "الثلج" و"القلعة البيضاء". كتابه المسمى Snow مثير للاهتمام للغاية. قد يكون من الصعب فهم اللغة التركية. يمكنك قراءة الترجمة الإنجليزية إذا كنت تريد. Orhan Pamuk ist derzeit der berühmteste türkische Schriftsteller der Welt. 2006 erhielt er den Nobelpreis für Literatur. Er ist der erste Türke, der den Nobelpreis erhält. Ich habe zwei seiner Bücher gelesen: „Snow“ und „White Castle“. Schnee ist sehr interessant. Türkisch zu verstehen kann schwierig sein. Sie können die englische Übersetzung lesen, wenn Sie möchten. Orhan Pamuk is currently the most famous Turkish writer in the world. He received the Nobel Prize for Literature in 2006. He is the first Turk to receive the Nobel Prize. I have read two of his books: 'Snow' and 'White Castle'. His book Snow is very interesting. It may be difficult to understand Turkish. You can read the English translation if you want. Orhan Pamuk est actuellement l'écrivain turc le plus célèbre au monde. Il a reçu le prix Nobel de littérature en 2006. Il est le premier Turc à recevoir le prix Nobel. J'ai lu deux de ses livres : "Snow" et "White Castle". Son livre "Snow" est très intéressant. Il peut être difficile à comprendre en turc. Si vous le souhaitez, vous pouvez lire la traduction anglaise. Орхан Памук в настоящее время является самым известным турецким писателем в мире. Он получил Нобелевскую премию по литературе в 2006 году. Он первый турок, получивший Нобелевскую премию. Я прочитал две его книги: «Снег» и «Белый замок». Снег очень интересный. Понимание турецкого может быть трудным. Вы можете прочитать английский перевод, если хотите. 20\. yüzyılda en meşhur Türk yazarlar Nazım Hikmet, Yaşar Kemal ve Aziz Nesin'di. Nazım Hikmet'in en sevdiğim şiirlerini İngilizce olarak buradan okuyabilirsin: 20\. أشهر الكتاب الأتراك في القرن التاسع عشر هم ناظم حكمت، يشار كمال، وعزيز نيسين. يمكنك قراءة قصائدي المفضلة لناظم حكمت باللغة الإنجليزية هنا: 20\\. Die bekanntesten türkischen Schriftsteller des 19. Jahrhunderts waren Nazım Hikmet, Yaşar Kemal und Aziz Nesin. Hier können Sie meine Lieblingsgedichte von Nazım Hikmet auf Englisch lesen: 20 \\. The most famous Turkish writers in the 16th century were Nazım Hikmet, Yaşar Kemal and Aziz Nesin. You can read my favorite poems of Nazım Hikmet in English here: Au XXe siècle, les écrivains turcs les plus célèbres étaient Nazım Hikmet, Yaşar Kemal et Aziz Nesin. Vous pouvez lire mes poèmes préférés de Nazim Hikmet en anglais ici : В XX веке наиболее известными турецкими писателями были Назым Хикмет, Яшар Кемаль и Азиз Несин. Мои любимые стихи Назыма Хикмета на английском языке вы можете прочитать здесь: Nazım Hikmet'in büyük dedesi Polonyalı bir aristokrattı. 1848 Devrimlerinden sonra Avrupa'dan kaçtı. Osmanlı topraklarına geldi. Dedesi Müslüman oldu. Bugün İstanbul'da bir Polonyalı köyü olduğunu biliyor musun? كان الجد الأكبر لناظم حكمت أرستقراطيًا بولنديًا. هرب من أوروبا بعد ثورات 1848. جاء إلى الأراضي العثمانية. أصبح جده مسلما. هل تعلم أن هناك قرية بولندية في إسطنبول اليوم؟ Der Urgroßvater von Nazim Hikmet war ein polnischer Aristokrat. Er floh nach den Revolutionen von 1848 aus Europa. Er kam in die osmanischen Länder. Sein Großvater wurde Muslim. Wissen Sie, dass es heute in Istanbul ein polnisches Dorf gibt? Nazım Hikmet's great-grandfather was a Polish aristocrat. He fled Europe after the 1848 revolutions. He came to Ottoman lands. His grandfather became a Muslim. Do you know that there is a Polish village in Istanbul today? L'arrière-grand-père de Nazım Hikmet était un aristocrate polonais. Après les révolutions de 1848, il a fui l'Europe. Il est arrivé sur les terres ottomanes. Son grand-père s'est converti à l'islam. Savez-vous qu'il existe aujourd'hui un village polonais à Istanbul ? Прадед Назима Хикмета был польским аристократом. Он бежал из Европы после революций 1848 года. Он пришел на османские земли. Его дедушка стал мусульманином. Вы знаете, что сегодня в Стамбуле есть польская деревня?

Yaşar Kemal (4) ise Kürt asıllı bir Türktü. Onun Türkçesi çoğu Türkten daha iyiydi. Anadolu efsanelerini, masallarını, ağıtlarını yazdı. O, Nobel Ödülü'ne aday gösterildi. Ama Nobel Ödülünü alamadı. O, bir insan hakları aktivistiydi. يشار كمال (4 أعوام) تركي من أصل كردي. وكانت لغته التركية أفضل من معظم الأتراك. كتب الأساطير والحكايات والمرثيات الأناضولية. تم ترشيحه لجائزة نوبل. لكنه لم يحصل على جائزة نوبل. وكان ناشطا في مجال حقوق الإنسان. Yaşar Kemal (4) war ein Türke kurdischer Herkunft. Sein Türkisch war besser als das der meisten Türken. Er schrieb anatolische Legenden, Erzählungen und Klagelieder. Er wurde für den Nobelpreis nominiert. Den Nobelpreis bekam er aber nicht. Er war ein Menschenrechtsaktivist. Yaşar Kemal (4) was a Turk of Kurdish origin. His Turkish was better than most Turks. He wrote the Anatolian legends, fairy tales and laments. He was nominated for the Nobel Prize. But he couldn't get the Nobel Prize. He was a human rights activist. Yaşar Kemal (4) était un Turc d'origine kurde. Son turc était meilleur que celui de la plupart des Turcs. Il a écrit des légendes, des contes et des complaintes anatoliennes. Il a été nominé pour le prix Nobel. Mais il n'a pas reçu le prix Nobel. C'était un militant des droits de l'homme. Яшар Кемаль (4 года) был турком курдского происхождения. Его турецкий был лучше, чем у большинства турок. Он писал анатолийские легенды, сказки и причитания. Он был номинирован на Нобелевскую премию. Но Нобелевскую премию он не получил. Он был правозащитником. Aziz Nesin Türk edebiyatında en meşhur satirist yazardır. O bir ateistti. Bütün malvarlığını yetimlere miras bıraktı. O, Salman Rushdie'nin 'Şeytanın Ayetleri' adlı kitabını Türkçeye çevirdi. Onu ölümle tehdit ettiler. Onu canlı canlı yakmak istediler. Ama beceremediler. O kurtuldu. Aziz Nesin ist der berühmteste Satiriker der türkischen Literatur. Er war Atheist. Sein ganzes Vermögen vermachte er den Waisenkindern. Er übersetzte Salman Rushdies Buch „Die Verse des Teufels“ ins Türkische. Sie drohten ihm mit dem Tod. Sie wollten ihn lebendig verbrennen. Aber sie konnten nicht. Er überlebte. Aziz Nesin is the most famous satirist writer in Turkish literature. He was an atheist. He left all his assets to the orphans. He translated Salman Rushdie's 'The Verses of Satan' into Turkish. They threatened him with death. They wanted to burn her alive. But they failed. He survived. Aziz Nesin est l'écrivain satiriste le plus célèbre de la littérature turque. Il était athée. Il a légué tous ses biens à des orphelins. Il a traduit en turc le livre de Salman Rushdie "Les versets de Satan". Ils l'ont menacé de mort. Ils voulaient le brûler vif. Mais ils n'y sont pas parvenus. Il a survécu. Азиз Несин — самый известный писатель-сатирик в турецкой литературе. Он был атеистом. Все свое имущество он завещал сиротам. Он перевел книгу Салмана Рушди «Стихи дьявола» на турецкий язык. Они угрожали ему смертью. Они хотели сжечь его заживо. Но они не могли. Он выжил.

İran edebiyatına bakalım: Samed Behrengi'yi hiç duydun mu? Ben onun 'Küçük Kara Balık'(6) adlı hikayesini okumuştum. Bence her çocuk bu hikayeyi okumalı. دعونا نلقي نظرة على الأدب الإيراني: هل سمعت من قبل عن صامد بهرينجي؟ قرأت قصته "السمكة السوداء الصغيرة"(6). أعتقد أن كل طفل يجب أن يقرأ هذه القصة. Let's look at Iranian literature: Have you ever heard of Samed Behrengi? I read his story, 'Little Black Fish' (6). I think every child should read this story. Prenons l'exemple de la littérature iranienne : Avez-vous déjà entendu parler de Samed Behrengi ? J'ai lu son histoire "Le petit poisson noir" (6). Je pense que tous les enfants devraient lire cette histoire. O, 28 yaşında öldü. Öğretmendi, çevirmendi. Azerice-Farsça çeviriler yaptı. Türkiye'de en meşhur İranlı şair Rumi'dir.Onun şiirleri etkileyicidir. توفي عن عمر يناهز 28 عامًا. وكان مدرساً ومترجماً. قام بترجمات أذربيجانية-فارسية. أشهر شاعر إيراني في تركيا هو الرومي، قصائده مثيرة للإعجاب. Er starb im Alter von 28 Jahren. Er war Lehrer, Übersetzer. Er fertigte aserbaidschanische-persische Übersetzungen an. Der berühmteste iranische Dichter in der Türkei ist Rumi, seine Gedichte sind beeindruckend. He died at the age of 28. He was a teacher, a translator. He did Azerbaijani-Persian translations. rumi'dir.o most famous Iranian poet's poems in Turkey is impressive. Il est mort à l'âge de 28 ans. Il était enseignant et traducteur. Il a réalisé des traductions entre l'Azerbaïdjan et la Perse. Le poète iranien le plus connu en Turquie est Rumi, ses poèmes sont impressionnants. Bugünlerde Benedict Spinoza ilgimi çekiyor. Spinoza, 17. yüzyılda Amsterdam'da yaşadı. O bir filozoftu. Aslında onun ataları Portekizliydi. بنديكت سبينوزا يهمني هذه الأيام. عاش سبينوزا في أمستردام في القرن السابع عشر. كان فيلسوفا. في الواقع ، كان أسلافه برتغاليين. Nowadays, I'm interested in Benedict Spinoza. Spinoza lived in Amsterdam in the 17th century. He was a philosopher. In fact, his ancestors were Portuguese. En ce moment, je m'intéresse à Benedict Spinoza. Spinoza a vécu à Amsterdam au 17e siècle. C'était un philosophe. En fait, ses ancêtres étaient portugais. Portekiz'den 15. yüzyılda Yahudiler'i kovdular. Onun ailesi de Engizisyon tarafından yargılandı. Sonra Amsterdam'a kaçtılar. طردوا اليهود من البرتغال في القرن الخامس عشر. عائلته حوكمت أيضا من قبل محاكم التفتيش. ثم فروا إلى أمستردام. Sie vertrieben im 16. Jahrhundert Juden aus Portugal. Seine Familie wurde auch von der Inquisition vor Gericht gestellt. Dann flohen sie nach Amsterdam. They expelled the Jews from Portugal in the 16th century. His family was also tried by the Inquisition. Then they fled to Amsterdam. Ils ont expulsé les Juifs du Portugal au XVe siècle. Sa famille a été jugée par l'Inquisition. Elle s'est ensuite réfugiée à Amsterdam. Они изгнали евреев из Португалии в 15 веке. Его семью также судила инквизиция. Затем они бежали в Амстердам. Fransız edebiyatından Emile Zola'yı beğeniyorum. Germinal adlı eseri çok etkileyici. Herkese öneririm. Dreyfus Davası dolayısıyla kendisine saygı duyarım. Eğer bu davayı bilmiyorsan kesinlikle öğrenmelisin. أحب إميل زولا من الأدب الفرنسي. عمله جرمينال مثير للإعجاب للغاية. أنصح به للجميع. أنا أحترمه بسبب قضية دريفوس. إذا كنت لا تعرف شيئًا عن هذه الحالة، فيجب عليك بالتأكيد أن تعرف عنها. Ich mag Emile Zola aus der französischen Literatur. Seine Arbeit namens Germinal ist sehr beeindruckend. Ich kann es jedem empfehlen. Ich respektiere ihn für den Dreyfus-Fall. Wenn Sie diesen Fall nicht kennen, sollten Sie auf jeden Fall lernen. I like Emile Zola from French literature. His work called Germinal is very impressive. I recommend it to everyone. I respect him for the Dreyfus case. If you don't know this case, you definitely should. J'aime beaucoup Emile Zola dans la littérature française. Son œuvre Germinal est très impressionnante. Je le recommande à tout le monde. Je le respecte pour l'affaire Dreyfus. Si vous ne connaissez pas cette affaire, vous devriez absolument l'apprendre. Мне нравится Эмиль Золя из французской литературы. Его работа под названием «Жерминаль» очень впечатляет. Я рекомендую его всем. Я уважаю его за дело Дрейфуса. Если вы не знаете этого дела, то обязательно должны узнать. Almanya'dan Kant beni çok etkiledi. Özellikle 'Aydınlanma Nedir' adlı makalesi çok önemlidir. Nazi'lerden kaçan akademisyenlerin Türkiye'ye geldiğini biliyor musun? Bugün o akademisyenlere saygı duyuyoruz. Onlar Türkiye'nin modernleşmesine katkıda bulundular. كانط من ألمانيا أثر فيّ كثيراً. خاصة أن مقالته "ما هو التنوير" مهمة جدًا. هل تعلم أن الأكاديميين الهاربين من النازيين جاؤوا إلى تركيا؟ واليوم نحن نحترم هؤلاء الأكاديميين. لقد ساهموا في تحديث تركيا. Kant aus Deutschland hat mich sehr beeindruckt. Besonders sein Artikel "Was ist Aufklärung" ist sehr wichtig. Sie wissen, dass Wissenschaftler von den Nazis kommen in der Türkei fliehen? Wir respektieren diese Akademiker heute. Sie tragen zur Türkei Modernisierung. Kant from Germany impressed me a lot. In particular, his essay 'What is Enlightenment' is very important. You know that academics fleeing from the Nazis come to Turkey? Today we respect those academics. They contribute to Turkey's modernization. L'Allemand Kant m'a beaucoup influencé. Son essai "Qu'est-ce que les Lumières" est particulièrement important. Savez-vous que des universitaires fuyant les nazis sont venus en Turquie ? Aujourd'hui, nous respectons ces universitaires. Ils ont contribué à la modernisation de la Turquie. Кант из Германии произвел на меня большое впечатление. Особенно важна его статья «Что такое Просветление». Вы знаете, что в Турцию приезжали ученые, бежавшие от нацистов? Сегодня мы уважаем этих ученых. Они способствовали модернизации Турции.

İspanyol edebiyatından Cervantes'i seviyorum. Don Quixote'yi okuyorum. Çok komik ve düşündürücü. Bu kitap ilk modern roman olarak kabul edilir. أحب سرفانتس من الأدب الإسباني. أنا أقرأ دون كيشوت. مضحك جدا ومثيرة للتفكير. ويعتبر هذا الكتاب أول رواية حديثة. I love Cervantes from Spanish literature. I'm reading Don Quixote. Very funny and thought-provoking. This book is considered the first modern novel. J'adore Cervantès et la littérature espagnole. Je suis en train de lire Don Quichotte. C'est très drôle et ça fait réfléchir. Ce livre est considéré comme le premier roman moderne. Из испанской литературы я люблю Сервантеса. Сейчас читаю "Дон Кихота", очень смешно и заставляет задуматься. Эта книга считается первым современным романом. Cervantes 1571'de Battle of Lepanto'da Türklere karşı İspanyol ordusunda savaştı. Savaş sırasında korsanlarca tutsak edildi. Beş yıl tutsaklıktan sonra Madrid'e döndü. حارب سرفانتس في الجيش الإسباني ضد الأتراك في معركة ليبانتو عام 1571. تم القبض عليه من قبل القراصنة خلال الحرب. عاد إلى مدريد بعد خمس سنوات في الأسر. Cervantes kämpfte 1571 in der spanischen Armee gegen die Türken in der Schlacht von Lepanto. Er wurde während des Krieges von Piraten gefangen genommen. Nach fünf Jahren Gefangenschaft kehrte er nach Madrid zurück. Cervantes in 1571 in the Battle of Lepanto was fought in the Spanish army against the Turks. He was captured by pirates during the war. After five years in captivity, he returned to Madrid. Cervantès a combattu dans l'armée espagnole contre les Turcs à la bataille de Lépante en 1571. Pendant la guerre, il a été capturé par des pirates. Après cinq ans de captivité, il retourne à Madrid. Сервантес сражался в составе испанской армии против турок в битве при Лепанто в 1571 году. Он был захвачен пиратами во время войны. После пяти лет плена он вернулся в Мадрид. Rus edebiyatından Mikhail Lermontov'un şiirlerini seviyorum. Puşkin'in şiirleri de çok güzel. Puşkin'in 1829'da Osmanlı topraklarına geldiğini biliyor musun? Evet, o Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Türkiye'nin doğusuna geldi. Bununla ilgili bir kitap yazdı. من الأدب الروسي أحب قصائد ميخائيل ليرمونتوف. قصائد بوشكين جميلة جدًا أيضًا. هل تعلم أن بوشكين جاء إلى الأراضي العثمانية عام 1829؟ نعم، لقد جاء إلى شرق تركيا خلال الحرب الروسية التركية. وقد كتب كتابا عن ذلك. Ich liebe die Gedichte von Mikhail Lermontov aus der russischen Literatur. Puschkins Gedichte sind auch sehr schön. Wissen Sie, dass Puschkin 1829 in die osmanischen Länder kam? Ja, er kam während des russisch-türkischen Krieges in die Osttürkei. Er hat ein Buch darüber geschrieben. I love the poems of Mikhail Lermontov from Russian literature. Pushkin's poems are also beautiful. Do you know that Pushkin came to Ottoman lands in 1829? Yes, he came to eastern Turkey during the Ottoman-Russian War. He wrote a book about it. J'aime les poèmes de Mikhaïl Lermontov de la littérature russe. Les poèmes de Pouchkine sont également très beaux. Savez-vous que Pouchkine est venu sur les terres ottomanes en 1829 ? Oui, il est venu dans l'est de la Turquie pendant la guerre russo-ottomane. Il a écrit un livre à ce sujet. Я люблю стихи Михаила Лермонтова из русской литературы. Стихи Пушкина тоже очень красивы. Знаете ли вы, что Пушкин приехал в османские земли в 1829 году? Да, он попал в восточную Турцию во время русско-турецкой войны. Он написал об этом книгу. İtalyan edebiyatından Italo Calvino'yu okumaktan zevk alıyorum. Özellikle 'The Baron in the Trees' adlı eseri çok güzel: من الأدب الإيطالي، أستمتع بقراءة إيتالو كالفينو. عمله "البارون في الأشجار" جميل بشكل خاص: Ich lese gerne italienische Literatur von Italo Calvino. Besonders schön ist sein Werk „The Baron in the Trees“: I enjoy reading Italo Calvino from Italian literature. Especially his work 'The Baron in the Trees' is very nice: Мне нравится читать итальянскую литературу Итало Кальвино. Его работа «Барон на деревьях» особенно красива: yüzyılda bir asil çocuk ağaca tırmanıyor. Ağaçtan inmek istemiyor. Kitapta onun yaşadıkları anlatılıyor. Bu kitabı okurken çok zevk aldım. في القرن التاسع عشر، صبي نبيل يتسلق شجرة. لا يريد النزول من الشجرة. ويصف الكتاب تجاربه. أنا حقا استمتعت بقراءة هذا الكتاب. Ein edler Junge klettert auf einen Baum. Er will nicht vom Baum steigen. Das Buch beschreibt seine Erfahrungen. Ich habe es wirklich genossen, dieses Buch zu lesen. century a noble boy climbs a tree. He doesn't want to get out of the tree. The book tells of his experiences. I enjoyed reading this book. Au siècle, un garçon noble grimpe à un arbre. Il ne veut pas en redescendre. Le livre raconte ses expériences. J'ai beaucoup aimé lire ce livre. Благородный мальчик лезет на дерево. Он не хочет слезать с дерева. В книге описаны его переживания. Мне очень понравилось читать эту книгу. Amerikan edebiyatından John Steinbeck'in 'Fareler ve İnsanlar' adlı kitabını okudum. Ayrıca ‘Bülbülü Öldürmek' de güzel bir kitaptır. من الأدب الأمريكي، قرأت كتاب جون ستاينبيك "الفئران والرجال". كما أن كتاب "قتل الطائر المحاكي" هو كتاب جيد. Ich habe „Of Mice and Men“ von John Steinbeck aus der amerikanischen Literatur gelesen. "To Kill a Mockingbird" ist auch ein gutes Buch. I read John Steinbeck's "Mice and Humans" from American literature. In addition, 'Kill the Nightingale' is a beautiful book. En ce qui concerne la littérature américaine, j'ai lu "Des souris et des hommes" de John Steinbeck et "Tuer un oiseau moqueur" est également un bon livre. Из американской литературы я читал Джона Стейнбека "Мыши и люди", а также "Убить пересмешника" - тоже хорошая книга. Evet, okumayı çok seviyorum. Böylece farklı ülkeleri, insanları, dünyaları tanıyorum. Bazen bir kitabı bir kere okumak yeterli değildir. Tekrar okumak gerekir:   "Eğer bir insan bir kitabı okuduktan sonra, onu tekrar okumaktan zevk almıyorsa, o kitabı okumuş olmasının bile hiçbir değeri yoktur." Ja, ich liebe es zu lesen. Ich kenne also verschiedene Länder, Menschen und Welten. Manchmal reicht es nicht aus, ein Buch einmal zu lesen. Es ist notwendig, noch einmal zu lesen: "Wenn eine Person es nach dem Lesen eines Buches nicht gerne noch einmal liest, ist es wertlos, es überhaupt gelesen zu haben." Yeah, I love reading. So I know different countries, people, worlds. Sometimes reading a book is not enough. It is necessary to read again: "If a person does not enjoy reading a book after reading it again, it is of no value even if he has read it." Oui, j'aime beaucoup lire, pour connaître d'autres pays, d'autres personnes, d'autres mondes. Parfois, il ne suffit pas de lire un livre une fois. Il faut le relire : "Si, après avoir lu un livre, une personne n'a pas le plaisir de le relire, le fait qu'elle l'ait lu n'a aucune valeur. Да, я люблю читать. Так я узнаю разные страны, людей, миры. Иногда прочитать книгу один раз недостаточно. Необходимо прочитать ее еще раз: «Если человек не получает удовольствия от чтения книги после ее повторного прочтения, то не имеет никакой ценности даже то, что он читал эту книгу». Ja, jag gillar att läsa mycket, så att jag kan lära känna olika länder, människor och världar. Ibland räcker det inte att läsa en bok en gång. Det är nödvändigt att läsa den igen: "Om en person efter att ha läst en bok inte tycker om att läsa den igen, är det faktum att han har läst den inte värt något."