×

LingQ'yu daha iyi hale getirmek için çerezleri kullanıyoruz. Siteyi ziyaret ederek, bunu kabul edersiniz: cookie policy.


image

Who is She?, Bölüm On Yedi

CENGİZ: Tamam o zaman, size yardım etmeyi kabul ediyorum.

Umarım bu benim için sorun yaratmaz.

CANAN: Her durumda paranızı alacaksınız.

CENGİZ: Belki kardeşiniz ona âşık değildir, belki ondan kurtulmaktan mutlu olacaktır.

CANAN: Umarım öyledir.

Bu kesinlikle işleri çok kolaylaştıracaktır.

CENGİZ: Peki ne yapmamı istiyorsunuz?

CANAN: Her şeyden önce bana onun telefon numarasını verin.

CENGİZ: Bunu yapamam.

Neden telefonunu istiyorsunuz?

Ona e-posta gönderebilirsiniz ve kendini sorabilirsiniz.

CANAN: Ona soramam.

Selin'in kardeşimin evde olmadığı zamanlarda onu aramaya başlamasını istiyorum.

Birlikte yaşadığı kız telefona cevap verdiğinde eski kız arkadaşı gibi davranacak.

CENGİZ: Şimdi ne plan ettiğinizi anladım.

Siz gerçekten bir baş belasısınız.

CANAN: Sanırım bu onu ​​üzecek.

Ama işte sizden bu büyük iyiliği yapmanıza ihtiyacım var.

İkisi de uzaktayken Selin'i evlerine almanı istiyorum.

CENGİZ: Bunu yapabileceğimden emin değilim.


CENGİZ: Tamam o zaman, size yardım etmeyi kabul ediyorum. CENGİZ: Okay then, I agree to help you.

Umarım bu benim için sorun yaratmaz. I hope this doesn't bother me. J'espère que cela ne me causera aucun problème.

CANAN: Her durumda paranızı alacaksınız. CANAN: In any case, you will receive your money. CANAN : Dans tous les cas, vous aurez votre argent.

CENGİZ: Belki kardeşiniz ona âşık değildir, belki ondan kurtulmaktan mutlu olacaktır. CENGİZ: Maybe your brother is not in love with him, maybe he will be happy to get rid of him.

CANAN: Umarım öyledir. CANAN: I hope so. CANAN : Je l'espère.

Bu kesinlikle işleri çok kolaylaştıracaktır. This will definitely make things a lot easier. Cela rendra certainement les choses beaucoup plus faciles.

CENGİZ: Peki ne yapmamı istiyorsunuz? CENGİZ: So what do you want me to do? CENGIZ : Alors qu'est-ce que tu veux que je fasse ?

CANAN: Her şeyden önce bana onun telefon numarasını verin. CANAN: First of all, give me his phone number. CANAN : Tout d'abord, donnez-moi son numéro de téléphone.

CENGİZ: Bunu yapamam. CENGİZ: I can't do that. CENGIZ : Je ne peux pas faire ça.

Neden telefonunu istiyorsunuz? Why do you want his phone? Pourquoi voulez-vous votre téléphone ?

Ona e-posta gönderebilirsiniz ve kendini sorabilirsiniz. You can email him and ask himself. Vous pouvez lui envoyer un e-mail et lui demander.

CANAN: Ona soramam. CANAN: I can't ask him. CANAN : Je ne peux pas lui demander.

Selin'in kardeşimin evde olmadığı zamanlarda onu aramaya başlamasını istiyorum. I want Selin to start looking for my brother when he's not home. Je veux que Selin commence à chercher mon frère quand il n'est pas à la maison.

Birlikte yaşadığı kız telefona cevap verdiğinde eski kız arkadaşı gibi davranacak. When the girl she lives with answers the phone, she will act like her ex-girlfriend. Lorsque la fille avec qui il vit répond au téléphone, il prétendra être son ex-petite amie.

CENGİZ: Şimdi ne plan ettiğinizi anladım. CENGİZ: Now I understand what you are planning. CENGİZ : Maintenant, je comprends ce que vous prévoyez.

Siz gerçekten bir baş belasısınız. You're really the head of trouble Tu es vraiment une nuisance.

CANAN: Sanırım bu onu ​​üzecek. CANAN: I think this will upset him. CANAN : Je pense que ça va le contrarier.

Ama işte sizden bu büyük iyiliği yapmanıza ihtiyacım var. But here's what I need you to do. Mais ici, j'ai besoin que vous fassiez cette grande faveur.

İkisi de uzaktayken Selin'i evlerine almanı istiyorum. I want you to take Selin into their home while they are both away. Je veux que vous emmeniez Selin chez eux pendant qu'ils sont tous les deux absents.

CENGİZ: Bunu yapabileceğimden emin değilim. CENGİZ: I'm not sure I can do this. CENGIZ : Je ne suis pas sûr de pouvoir faire ça.