حياة عيلتنا: انتبه يا سند - YouTube
Our Family's Life: Be careful, Sanad - YouTube
سالي، احزري شو صار معي اليوم؟
Sally, guess what happened with me today?
누나, 오늘 무슨 일 있었는지 알아?
Sally, Bugün bana ne oldu tahmin et ?
شو؟
what?
무슨 일인데?
Ne oldu ?
اليوم وديع كان بمشي بالصف بيتخوت علي بصوت عالي عامل حاله كوول
Today, Wadee’ was walking in class, and he mocked me out loud, pretending to be cool
오늘 와디가 교실 돌아다니면서 큰 소리로 날 흉내내면서 놀렸는데
Bugün, Wadee' sınıfta yürürken benimle yüksek sesle alay etti, havalıymış gibi davranıyor
طنشته، لف لقى المس بوجهه
I ignored him. He turned around and found the teacher in his face
나는 무시했거든. 근데 걔가 뒤돌아봤는데 선생님이 딱 계셨어.
Umursamadım. Döndü ve öğretmeni yüzünde buldu
أما شو اتبهدلك بهدلة
The way he was scolded..!!
선생님이 걔 혼내는 거 진짜 대박이었는데…!
Onu azarlamak şekli yaa !
طبعاً ما إنت شايف المس
of course! And you saw the teacher
넌 선생님 오신 거 알았구나.
Tabi ya! Ve sen öğretmen gördüm
ما هو عشان هيك طنشته أصلاً
That’s why I ignored him in the first place
그치. 그래서 뭘 하든 그냥 냅뒀어.
Bu yüzden en başından beri onu umursamadın
يييي شوف ما أحلاها
Aww, look how cute it is
헐, 대박 귀여워!!
Vaay, ne kadar güzel bakın
آخ إنتي وهوسك بالحيوانات
Oh! You and your obsession with animals
어휴, 누나 동물 좋아하는 걸 누가 말려.
Of ya! Sen ve hayvanlara olan takıntın
مرحبا يا شطور، شو إسمك؟ إنت ساكن هون؟
Hello young man…what's your name? Do you live here?
안녕, 꼬마야. 너 이름은 뭐니? 여기 근처에 사니?
Merhaba genç adam, senin adın ne? Burada yaşıyor musun?
آه عمو إسمي سند
Yes mister, my name is Sanad
네, 제 이름은 사나드에요.
Evet amca, benim adım Sanad
وين بيتك؟
Where's your house?
집은 어디니?
Evin nerede?
بيتي بالشارع هناك
My house is on the street over there
이 거리에 살아요. 바로 여기요.
Benim evim oradaki sokakta
عم بدور على صيدلية، ابني مريض كثير وبدو دوا ضروري، بتعرف صيدلية قريبة؟
I’m looking for a pharmacy, my son is very sick and I’m looking for medicine urgently, do you know a close pharmacy?
아들이 지금 아파서 약국에 가려고 하거든. 좀 급한데 여기 근처에 약국 어디있는지 아니?
Eczane arıyorum, oğlum çok hasta ve ve acilen ilaç arıyorum, yakın bir eczane biliyor musun?
آه آه أكيد في صيدلية في الشارع الثاني يعني بتلف من هون وبترجع تدخل يمين
Yes, yes, sure, there’s a pharmacy on the other street, you turn from here and go right
네, 당연하죠. 약국은 다음 거리에 가시면 있어요. 여기서 유턴하고 나서 우회전 하시면 돼요.
Evet tabi tabi, diğer sokakta bir eczane var, buradan dön ve sağa git
مريت كثير من هداك الشارع، شو رأيك تيجي معي تفرجيني وين؟ وأنا برجعك بعدين
I passed by that street many times, how about you come with me and show me where, and I'll bring you back --
내가 이 근처를 계속 빙빙 돌았는데 혹시 같이 가 줄 수 있니? 내가 집엔 다시 데려다…
O sokakta defalarca geçtim, benimle gel ve bana nerede olduğunu göster misin?! Sonra ben seni geri getireyim
سند!
Sanad!
사나드!!!!!
Sanad!
شو مالك؟
What’s wrong with you?
왜 그래?
Sana ne oldu?
مين هدول؟ وشو بدهم فيك؟
Who are those people? And what did they want from you?
저 사람들 뭐야?! 너한테 뭐래???
O insanlar kim? Ve senden ne istediler ?!
فضحتيني كإني ولد صغير عاملة حالك المحقق كونان
You embarrassed me, as if I’m a little child, pretending to be detective Conan
누난 왜 날 애 취급하고 그래. 누나가 뭐 코난이라도 된 줄 알아?
Beni utandırdın. Sanki küçük bir çocukmuşum, dedektif Conan gibi davranıyorsun
يا حرام الزلمة ابنه مريض وبدو إياني أدله على الصيدلية
the poor man’s son is sick and he wanted me to direct him to the pharmacy
그냥 저 분 아들이 아파서 나더러 약국으로 가는 길 물어보신 거야.
O adam yazık ya, oğlun çok hastaymış, ve ona eczanenin yönünü göstermemi istedi
سند إنت ما بتعرفهم، كيف كنت بدك تطلع معهم بالسيارة؟
Sanad! You don’t know them, how were you going to get in the car with them
사나드! 모르는 사람 차를 그냥 막 타려고 하면 어떡해!
Sanad! Bu kişi bilmiyorsun, onlarla arabaya nasıl binecektin
يعني يموت ابنه وهو بدور عصيدلية، لعبت دور الأخت الكبيرة خفي علينا
You mean let his son die while he’s looking for a pharmacy? You're playing the role of older sister…chill
그러니까 그 분이 약국 찾는 동안 아들은 죽어가도 상관 없다, 이거지? 누나는 누나로서 사명을 다 하는 거고… 진정해.
Demeki eczane ararken oğlunun ölmesine izin veriyor musun ? Abla rolünü oynuyorsun şimdi, Sakin ol
طب يلا يلا بلاش نتأخر والماما تقلق علينا بس نفسي أفهم كيف كنت رح تطلع معهم
Come on, I don’t want us to be late and worry mom. I just want to understand, how were you going to get in with them?
알겠어. 일단 빨리 가자. 우리 늦었어. 엄마 걱정하시겠다. 그리고 그냥 이해가 안되서 그래. 어떻게 넌 진짜 그 사람 따라갈 생각을 하냐?
Tamam hadi, Geç kalmamızı ve annem endişelenmemizi istemiyorum. Sadece anlamak istiyorum, onlarla nasıl binecektin?
مرحبا يا حلوين
Hello dears
아빠 왔다, 얘들아.
Merhaba canımlar
أهلين بابا
Hello dad
다녀오셨어요, 아빠.
Merhaba baba
هاي بابا
Hi dad
오셨어요.
Hi baba
يعطيك العافية خليني أقوم أجهز لك الأكل
May God give you health, let me get the food ready for you
고생 많았어요. 식사 준비할게요.
Kolay gelsin, yemeği senin için hazırlayacağım
ما تغلبي حالك حبيبتي نفسي مسدودة بعد هالخبر اللي سمعته
Don’t bother dear, I lost my appetite after this news I heard
아니, 됐어요. 이야기 전해듣고는 입맛이 뚝 떨어졌거든요.
Rahatsız etme canım bu haberden sonra iştahımı kaybettim
خبر شو؟ خير؟
Which news?
무슨 이야기요? 뭔데 그래요?
Hangi haber ?
طلال ابن أبو طلال بتعرفيهم اللي عندهم مكتبة بآخر الشارع
Talal, the son of Abu Talal, you know them, the ones who own a book store down the street
탈랄이랑 탈랄 아버님 알죠? 이 거리 끝에서 서점하는 분 말이에요.
Talal , Abu Talal oğlu, onlar biliyorsun, sokağın aşağısında kitapçı sahibi olanlar
آه، شو ماله؟
Yes, what’s wrong with him?
알죠. 무슨 일 있으시대요?
Evet, Onlara ne oldu?
كان بيلعب بالشارع جنب المكتبة وإجت سيارة بتسأله عن صيدلية
He was playing in the street beside the book store, and a car came asking him about a pharmacy close by
탈랄이 서점 앞에서 놀고 있는데 누가 차 타고 와서는 가까운 약국이 어딘지 물어봤대요.
Kitapçının yanında sokakta oynuyordu, ve bir araba geldi ona yakınlardaki bir eczaneyi sordu
تخيلي! حاولوا يخطفوه الله ستر إنه أبوه كان بالمكتبة وانتبه
Imagine! They tried to kidnap him! Thank God his dad was in the bookstore and noticed
생각해봐요! 걔네 아버지가 서점에 계셨어서 다행이지 안 그랬으면 유괴 당했을지 누가 알겠어요.
Onu kaçırmaya çalıştılar! İnanıyor musun! Allaha şükür babası kitapçıdaydı ve fark etti
ولا كان راح فيها الولد
otherwise, the boy would be gone
쥐도 새도 모르게 끌려갔을 거라고요.
aksi takdirde , çocuk gitmiş olurdu
شو بتحكي؟ معقول! شو صاير بهالدنيا
What are you talking about? Is this possible? what's happening to this world?
세상에, 그게 다 무슨 일이래요? 어쩜 세상이 흉흉하기도 하지!
Ne dedin ya? İnanmıyorum, bu dünyaya ne oluyor ?
زي ما بقول لك والشرطة هيها عم بتدور عالسيارة
I’m telling you, and the police are looking for the car
그래서 지금 경찰 쪽에서 차량 수색에 나섰대요.
Dedim gibi, ve polis arabayı arıyor
معقول نفس السيارة؟
Could it be the same car?
같은 차일까?
Aynı araba olabilir mi?
يلا إحكيلهم شو صار
Go ahead! Tell them what happened
무슨 일 있었는지 말씀드리자.
Haydi! Onlara ne olduğunu anlat
أصلاً أنا أكيد ما كنت رح أطلع معهم
I sure wasn’t going to get in the car with them in the first pace
일단 저는 차에 탈 생각도 안 했어요.
Aslında ben tabi onlarla arabaya binmek istemedim
أكيد، "يا حرام الزلمة ابنه مريض يموت يعني؟"
Yeah sure, "the poor man’s son is sick, should we let him die?"
당연히 그랬겠지. “그 분이 약국 찾는 동안 아들이 죽으면 어떡해?”
Tabi, " yazık o adam onun oğlu hastaymış yani ölmesine izin vermeyeceksin"
قديش مرة حكينا أوعك تحكي للغربا أي معلومات عنك
How many times have we talked about this! Beware of telling strangers any information about yourself
우리가 몇 번이나 말했냐! 모르는 사람한테 개인 정보 함부로 이야기하지 말랬잖아!
Bu konu hakkında kaç kere konuştuk! Yabancılara kendinizle ilgili herhangi bir bilgi vermekten kaçının
لا اسمك ولا وين بيتك ولا مدرستك ولا منطلع مع حدا غريب
not your name, not where your house is and not about your school, and we don’t get in the car with a stranger
이름, 집 주소, 어느 학교에 다니는지도! 그리고 절대 모르는 사람 차에 타지도 마!
İsmin, senin evin hata okulun ve ve bir yabancıyla arabaya binmeyiz
ولا بيقول عني المحقق كونان كمان
No, and he calls me detective Conan too
그런데도 저한테 코난이라도 된 줄 아냐고 그랬어요.
ve bana da dedektif Conan diyor yaa
وحتى لو حدا حزنك عليه وطلب منك تروح معه وتساعده
Even if someone made you feel sorry for them and asked you to go with him and help him
만약에 무슨 일이 있어서 같이 가서 좀 도와달라고 하더라도
Birisi sana onlar için üzülse bile , ve eğer senden onunla gitmeni ve ona yardım etmeni istiyorsa
ما لازم ترد وبتقول له روح اطلب مساعدة من حدا كبير
you should not agree! Tell him to go ask for help from an adult
절대로 같이 가선 안 돼! 어른 모시고 오겠다고 말씀드려야지!
Kabul etmemelisin! Bir yetişkinden yardım istemesini söyle
وحتى لو قال لك البابا أوالماما بيقولوا لك تعال اطلع معي ما ترد عليهم
And even if he told you that your dad or mom are telling you to come into the car with him, don’t believe him
혹시라도 만약에 엄마나 아빠가 불러서 데리러 온 거라고 해도 절대 절대 믿지마.
Ve bunu " baban ve annen benimle gelmeye için izin verdiler" sana söyledi bile , inanmayın
برافو عليكي يا بابا إنك وقفتيه من إنو يطلع بس كان لازم تحكي معنا على طول وتخبرينا
Great job stopping him him from going with them, but you should have called us and informed us immediately
사나드가 차에 못 타게 막은 건 정말 잘 했다, 얘야. 그래도 그 다음엔 전화해서 무슨 일이 있었는지 이야기 해줬어야지.
Onunla gitmeye izin vermeye için aferin sana , ama bizi aramalı ve hemen bilgilendirmeliydin
أنا غلطت متأسف
My mistake, I’m sorry
제가 잘못했어요… 죄송해요.
Yanlış yaptım , özür dilerim
أوعك تعيدها، مفهوم؟
Don’t ever do it again…understood?
다시는 그러지 마라. 알겠지?
Bunu bir daha yapma , anladın mı?
احنا منحكي هالحكي لمصلحتكم، خليني أروح عالشرطة أبلغ عن اللي صار معكم
We are saying this for your own good, let me go to the police and report what happened
이게 다 널 위해서 하는 소리다. 난 이제 신고하러 경찰서에 가야겠다.
Sizin için bunu söylüyor , polise gideyim ve onları rapor edeyim
بابا خدني معك أنا متذكر شكل الزلمة يعني ممكن أساعد
Dad, take me with you. I remember the man's appearance, I can help
아빠, 저도 같이 갈래요. 그 남자 얼굴 기억 나거든요. 제가 도움이 될지도 모르잖아요.
Babam, beni de götür. Adamın görünüşünü hatırlıyorum, yardım edebilirim
وأنا يمكن عندي صورة السيارة لما كنت بصور بالبسة مبينة السيارة من بعيد
Me too, I might have a picture of the car. While I was taking pictures of the cat, the car appears from afar
저도요. 그 자동차 사진 찍은 거 같아요. 고양이 사진 찍고 있을 때 그 차가 왔었거든요.
Ben de, belki benden arabanın bir fotoğrafı olabilir. Kedinin fotoğrafını çekerken araba uzaktan görünüyor
ممم، وشو كان لون السيارة
Mmm, and what was the color of the car?
음… 자동차 색깔은 어땠니?
Hmm, ve arabanın rengi nedir?
السيارة كان لونها أخضر على ذهبي
The car was gold-green
노란빛 도는 초록색이었어요.
Araba altın ve yeşil rengidir
وهي صورتها
And this is a picture of it
여기 사진이요.
Ve araba fotoğrafa budur
شكراً يا ولاد هاي معلومات جداً مهمة هي بعتتها للمركز الرئيسي
Thank you children, this information is very important, I just sent it to the head department
얘들아, 고맙구나. 정말 중요한 단서였어. 이걸 서장실에 보내고 나면
Çocuklar teşekkür ederim,bu bilgiler çok önemli. Az önce baş departmana gönderdim
وأكيد رح تساعدنا نمسك هالمجرمين والشكر لأبو سند كمان
and for sure it will help us catch those criminals. Thanks to Abu Sanad as well!
그 범죄자들을 잡는데 큰 도움이 될 거란다. 사나드 아버님께도 감사드립니다.
ve kesinlikle o suçluları yakalamak için yardım edecek. Abu Sanad'a da teşekkürler!
هذا واجبنا
This is our duty
당연히 해야 할 일인걸요.
Bu bizim görevimiz
خذوا يا ولاد وراق تعليمات السلامة واقروها منيح
Kids, take the papers on safety instructions and read them well
얘들아, 이 안내문 들고가서 잘 읽어보렴.
Çocuklar, güvenlik talimatlarıyla ilgili kağıtları alın ve iyi oku
ووزعوها على صحابكم وجيرانكم عشان نوعيهم كيف يتعاملوا مع الغرباء
distribute them to your friends and neighbors to spread awareness on how to deal with strangers
또 친구들이랑 이웃들한테 나눠주려무나. 낯선 사람에 대한 경각심을 가지고 또 혹시 그런 사람을 만나면 어떻게 해야하는지 나와있단다.
Yabancılarla nasıl başa çıkılacağı konusunda farkındalık yaratmak için bunları arkadaşlarınıza ve komşularınıza dağıtın
بعض الأشخاص الغرباء يمكن يبينوا لطيفين بس بيكونوا خطر على حياتنا
some strangers may seem nice but they can be a danger to our lives
몇몇 사람들은 친절해 보일 수도 있지만 우리 삶을 완전히 망칠 수도 있단다.
Bazı yabancılar iyi görünebilir ama hayatlarımız için tehlike oluşturabilirler
ما بصير أحكي لأي شخص غريب معلومات عني أو عن بيتي أو عن مدرستي ولا أركب معه بالسيارة
I must not tell a stranger information about myself or my house or my school and must not get in the car with him,
모르는 사람한테는 자기 자신에 대해서도, 집이 어딘지도, 다니는 학교도 알려줘서는 안되고 차에 따라 타도 안돼.
Kendim, evim ya da okulum hakkında yabancı bir bilgi vermemeli ve onunla arabaya binmemeli,
ولا أروح معاه أي مكان ولا آكل أو أشرب أيشي بيقدملي إياه حتى لو قال لي "تعال أفرجيك إشي"
not go any place with him, not eat or drink anything he gives me, even if he told me “come let me show you something”
다른데 따라가지도 말고, 아무 것도 얻어 먹거나 마시지도 마렴. 그 사람이 ‘신기한 거 보여줄게’ 라든지
Onunla hangi bir yer gitmeliyim, ve bana verdiği hiçbir şeyi yemeyin veya içmeyin, bana "gel size bir şey göstereyim" dese bile
أو "ساعدني بهالإشي" لازم أهرب وأطلب المساعدة من حدا بثق فيه
or “help me with something”, I have to run and ask for help from someone I trust
‘나 좀 도와줄래?’ 라고 해도 얼른 도망쳐서 믿을 수 있는 사람한테 가서 도와달라고 하렴.
Veya " bana bir şey yardım edecek" koşmam ve güvendiğim birinden yardım istemeliyim
أنا جاي فوراً
I’m coming immediately
제가 당장 가겠습니다.
Hemen geliyorum
شو سيدي لقوه؟
What is it sir? Did they find him?
무슨 일입니까? 범인 잡았답니까?
Ne efendim? Onu buldular mı?
هي لقوه وأنا لازم أتوجه للموقع أنا فخور فيكم جداً يا ولاد
They found him and I have to head to his location. I’m very proud of you children
잡았다네요. 가봐야겠어요. 얘들아, 너희가 큰 일을 했구나.
Evet buldular ve onun yerine gitmem gerekiyor. Sizinle gurur duyuyorum çocuklar
وإنتوا كمان يا صحاب إذا بتحبوا تنزلوا تعليمات السلامة مشان تستفيدوا منها أو توزعوها عصحابكم اكبسوا هون
You too our friends, if you would like to download safety instructions to benefit from or give to your friends, click here
여러분들도 혹시 안전 지침서를 다운로드 받고 싶거나 친구들한테 나눠주고 싶다면, 여기를 클릭하세요.
Siz de dostlarımız, güvenlik talimatlarını indirmek veya arkadaşlarınıza hediye etmek isterseniz , buraya tıklayın