Konfor Alanını Terk Et ve Başarılı Ol
Herhalde hepimizin ücra bir köy veya kasabadan büyük bir şehre göç etmiş
ya da çok zor şartlarda yaşayan bir aileden çıkmış ve bu zor şartlara rağmen
kendine çok iyi bir hayat kurarak bizi imrendiren bir tanıdığımız vardır.
Üstüne bir de, o insanlar hakkında konuştuğumuzda onları başkalarına örnek göstererek
͞Helal olsun, öyle bir ortamda doğup büyüyeceksin, sonra da kalkıp kilometrelerce uzağa göçüp,
kendine mükemmel bir hayat kuracaksın. Vay be, hayatta ne insanlar var͟ deriz.
Dikkat ettiyseniz,
neredeyse her başarılı insanın başarısının arkasında onu daha çok çalışmaya iten vemotive eden negatif,
hüzünlü bir olay vardır.
Hepsinin kendine özel farklı hikâyeleri vardır.
Kimi önceleri çok fakir olup çocukluğunu sokakta bir şeyler satmakla geçirir,
kimi müzik yarışmasına başvurur ama başvurusu kabul edilmez, sonra gider tek başına yıldız olmayıbaşarır vs.
Hatırlarsanız, ͞6 dakikada daha mutlu ol͟ isimli videomda,
yıllar önce üniversite sınavlarına hazırlandığım dönemde yaşadığım zorlukları
ve bu zorlukların beni nasıl daha çok çalışmaya ittiğini sizlere anlatmıştım.
ZihinX projesinin doğmasına da aslında olumsuz bir olay vesile oldu.
Beni hep bildikleri Fuat olarak gördüklerinden,
hayatlarını olumlu yönde değiştirmeleri için etkileyemediğim
ama benim için çok değerli olan birkaç arkadaşım vardı.
Bu kanalı açmamla birlikte, zihinlerinde sadece onlarıdeğiştirmek için uğraşıyormuşum gibi
bir imaj oluşmayacak ve herkes için paylaştığım videoları onlar da ciddiye alarak,
kendileri için gereken dersleri çıkarabileceklerdi.
Neden hep böyle oluyor?
Neden hep zorluklar ve negatif olaylar pozitif sonuçlar için imkânlar yaratmış oluyor?
Başka bir örneğe bakalım.
Diyelim ki, spor yaparak vücudumuzun belli kaslarını güçlendirmek istiyoruz.
-Bunun için ne yapmalıyız? O kasları daha çok kullanmalı ve onlarla daha çok ağırlık çalışmalıyız.
Ya da beynimizi geliştirmek istiyoruz. Peki, bunun için ne yapmalıyız?
Kulağa pek hoş gelmese de, faydalı kitaplar, yazılar okuyup, videolar izleyip,
bazen sıkıcı gelse de meditasyon yapmalıyız vs.
Bütün bu örneklerin hepsinin bir ortak yanı var. Bence artık fark ettiniz ne olduğunu.
Rahatsızlık ve zorluklar sizi geliştirir, konfor yani rahatlık ise sizin gelişiminizi engeller.
Bildiğiniz gibi vücudumuz trilyonlarca hücre ve bakteriden oluşuyor.
Bu hücre ve bakteriler, bilince bağlı olmaksızın durmadan bizim sağlıklı ve
rahat yaşamamız için tehlikeli olabilecek her tür problemi ortadan kaldırmak için çalışır
ve bir problem gördükleri anda vücudumuzun o sorunla savaşacak kısmını geliştirirler.
Yani şöyle de diyebiliriz;
o kısma yardım etmesi için hemen bir ekip oluştururlar.
Bu yüzden zorlanan kaslar savunma mekanizması geliştirerek büyürler,
meditasyon yaptığımızda veya düşünürken de beynin bazı kısımları büyür vs.
Aynışey psikolojik durumlar için de geçerli.
Çünkü diyelim ki, birisi köyden şehre geldiğinde hiç kimseyi tanımadığı,
tamamen yeni ve çok daha zor bir ortama girmiş oluyor.
Otomatik olarak beynin bu durumdan kurtulmak için gerekli olan kısımları,
mesela kreatiflik, duygusal istikrar vs. ile alakalıolan kısımları gelişiyor
ve insan kendisi de farkına varmadan artık daha iyi düşünüyor,
daha iyi işler ortaya koyuyor ve bulunduğu kötü durumdan çıkmayıbaşarmış oluyor.
Üstüne bir de o kısımlar artık gelişmiş olduğundan bu onun önceden şehirde yaşamış
birçok başarılıkişiden daha başarılı olmasınısağlıyor.
Yani kısacası rahatsızlık ve zor durumda olmamız bizi başarıya itmiş oluyor.
Aynışey çocuklarımızı eğitme konusunda da geçerli.
Birçok anne-baba evlatlarını͞Okuman için her türlü imkânı senin için seferber ettik. Niye okumuyorsun?͟
Veya ͞niye şunu yapmıyorsun? Bak falanca kişiye, nasıl şartlarda yaşıyor, ama bir de onun not ortalamasına bak
.' diye azarlıyor.
Deminden beri anlattığım bu prensibi burası için de uygularsak,
acaba evlatlarınızın istediğiniz gibi olmamasının sebebi onlar için her şeyi yapmanız olabilir mi?
Onlar da size güveniyor ve uğraşmaya gerek duymuyor olamazlar mı?
Şimdi de beyninizde şöyle bir soru oluşmuşolabilir.
Peki, kendimizde konfor alanı dışına çıkmayı nasıl alışkanlık haline getirebiliriz?
Bunun için ilk olarak şunu anlamanız gerek ki, şu anda devamlı olarak yaptığınız şeylerin birçoğu
sizin kendi kendinize çizdiğiniz sınırlar.
Siz bu sınırlar dâhilinde yaptığınız şeyleri rahat hissetmek için yapıyorsunuz.
Ya da başka bir deyişle, siz şu andaki rahatlığınızı bozmamak için o sınırların içinde kalmışoluyorsunuz.
Bunun için de şimdiki hayatınıza kendi ellerinizle yarattığınız bir kafes gibi bakın
ve onun sınırlarını görmeye çalışın.
İkinci olarak anlamanız gereken şey ise şu:
konfor alanı dediğimiz zaman konfor kelimesine takılıp da onun dâhilinde olan şeylerin
mutlaka sizin hoşunuza giden şeyler olduğunu düşünmemelisiniz.
Konfor alanı dahilinde bizim hoşumuza gitmeyen pek çok şey olabilir.
Ama o hoş olmayan şeyleri değiştirmeye çalışmak bizim için daha zor görünüyor olabilir.
Mesela diyelim ki, işinizi sevmiyorsunuz.
Her sabah uykudan kalkıp ta o hiç sevmediğiniz işinize gidiyorsunuz.
Bu hoş bir şey mi? Hayır. Ama sizin konfor alanınız mı? Evet.
Birçok insan bu şekilde senelerce işe gidip gelir, eve geldiklerinde de ne kadar
çok yorgun olduklarını dile getirirler, geri kalan zamanını da sosyal medya sitelerinde geçirir,
hafta sonlarında da birileriyle buluşup bir şeyler içer
ve mazeret uydurarak dinlenmeye ihtiyaçlarıolduğunu söylerler.
Kendi konfor alanlarında olduğu için de çok az insan işten eve geldiğinde işlerini değiştirerek
daha çok zevk alacakları işler yapabilmeleri için ilaveten 2-3 saat yeni şeyler öğrenmeye
zaman harcarlar veya hafta sonları kendileri için yeni kapılar açma ihtimali olan bazı gerekli tedbirlere katılırlar.
Konfor bölgenizi terk etmeye kendinizi alıştırmak için yapmanız gereken üçüncü şeyse
hayatınıza yararlı rahatsızlıklar eklemektir.
Mesela her gün sabah uyandığınız vakitten 1 saat önce kalkın.
Her gün aynı zamanda belirli bir sürede yararlı kitaplardan azıcık okumaya kendiniz zorlayın
, telefonunuzu kapatıp çekmeceye koyun ve başka yararlı bir işle kendinizi meşgul edin.
Kendiniz için yarattığınız bu rahatsızlıklar ya da zorluklar belirli
bir süre sonra sizin için bir zevke dönüşmüş olacak,
daha çok tatmin olmuş gibi hissettirecek ve daha mutlu olmanızısağlayacak.
Ve bu zevk ve mutluluk sizin sosyal medyada arkadaşlarınızın paylaşımları ve resimlerini izlerken
aldığınız zevkten daha çok olacak, bunu kesinlikle söyleyebilirim.
Mesela şu an sabahin 7'si ve ben bu metni hazır hale getirmek icin çalışıyorum ki,
Türk ortağıma bir an once gönderebileyim ve o da metni düzgün bir Istanbul Türkçesine çevirsin.
Telefonumu kapattım ve çekmecenin içine koyduktan sonra kilitledim.
Boylece kolayca ulasip açabilecegim bir durumda olmayacak.
Telefonumu, yalnizca bu metni bitirdikten sonra bir kez arkadasima mesaj atmak icin açacagim
cunku kendisi metni kontrol etmek icin benden haber bekliyor.
Daha sonra yine telefonumu kapatıp diger işlerime döneceğim.
Sizce şimdi ben sosyal medyada kim ne yazmış bakmak istemiyor muyum?
Tabii ki de istiyorum.
Veya yatakta daha çok kalmak istemez miydim? Tabii ki, isterdim.
Peki, niye kendim için bu yararlı rahatsızlıkları yaratayım ki?
Çünkü ben ZihinX kanalının daha da gelişmesinin beni daha çok tatmin edeceğini
ve neticede de hayatımın daha da iyiye doğru değişeceğinin farkındayım.
Bu da bana zor gibi görünen bu şeyleri yapmak için gerekli bir neden yaratmış oluyor.
Biz bu kuralla hayatımızın birçok alanında karşılaşıyoruz.
Bunların hepsini teker teker anlatmama gerek yok.
Önemli olan nokta şu ki, hayatta bir şeyler başarmak istiyorsanız,
rahatınızın kaçmasından ve zorluktan korkmamalısınız.
Tam tersi bilinçli olarak böyle durumları kullanmalı ve onlarıdoğru istikamete yöneltmelisiniz.
Konfor bölgenizi bilerek terk edin.
Mücadele etmeyi ve bazen de kaybetmeyi öğrenmeliyiz ki, sonuçta zafer kazanabilelim.
Eger video hakikaten faydaliysa ZihinX kanalina abone olun
ve abone ol butonunun yanindaki zil butonunu da tiklayin ki,
her hafta yeni video ekledigimde size bildirim gelsin.
Dinlediyiniz için teşekkürler