×

We use cookies to help make LingQ better. By visiting the site, you agree to our cookie policy.


image

Beyhan Budak, Yaşadığın Aşk Sağlıklı mı Zehirli mi?

Yaşadığın Aşk Sağlıklı mı Zehirli mi?

Kaybettiğimiz bir hazine gibi peşinden koştuğumuz o duygu, yani aşk,

bize en çok zarar veren duyguların başında geliyor.

Ama bu demek değil ki bütün aşklar zararlı,

bütün ilişkiler zararlı.

Hayır, aynı zamanda bize

en güzel hissettiren şeylerin başında da aşk geliyor.

Peki, bize kötü hissettiren aşk ile

zararlı/toksik/zehirli aşkı nasıl ayırabiliriz?

İşte bu videoda sağlıklı olan gerçek aşkla

zehirli olan aşkı nasıl ayırabileceğini anlatacağım sana.

Gerçek aşklarda bireysel gelişim çok önemlidir.

Yani, ilişki içindeki kişiler birbirlerinin

kişisel anlamda gelişmelerini/dönüşmelerini destekler.

Yani, birisi iyi bir yere geliyorsa öbür taraf üzülmez,

der ki “O iyi bir yere geliyorsa ilişkimize de katkısı olacaktır.”

Bundan mutlu olur.

Ama zehirli aşklarda var olan en önemli şey ilişkidir,

bir şekilde ilişki dediğimiz şey burada bir put gibidir

ve ne olursa olsun önce onun memnun edilmesi gerekir.

Bu şey gibi aynen: devlet mi halk içindir, halk mı devlet içindir?

Şunu net olarak söyleyebiliriz:

gerçek aşklarda, aşk, insanların iyi hissetmesi için ortada var olurken

zehirli aşklarda, kişiler, aşkı ve ilişkiyi memnun etmek için var olurlar.

Gerçek aşkta çiftlerin kendilerine özel alanları olmasında hiçbir sorun yoktur.

Kendi arkadaşlarıyla, kendi hobileriyle,

kendi hoşlandıkları şeylerle vakit geçirebilirler

ve bu onları güçlendirir, ilişkiye de çok fazla katkısı olur.

Ama ortada zehirli bir aşk varsa her şey birlikte yapılmak zorundadır.

Birisi diyelim ki kendi arkadaşıyla görüşecek ya

hemen öbürü böyle bir moda geçer:

“Hayırdır? Ben burada yalnızken sen ne yapacaksın?

Ne işin var orada?”

gibi tepkilere kalkışabilir.

Böyle olunca, zehirli bir aşk için de

her şey böyle bir an böyle

mıç mıç bir şekilde beraber yapılmak zorundaymış gibi gelir.

Ve belki yollarda görmüşsündür:

kadın, adamın beline sarılmıştır,

adam da kadının kafasını böyle arada sıkıştırmıştır,

yolda yürümekte zorlanırlar.

İşte zehirli aşklarda durum bundan ibarettir.

Gerçek aşkta karşındaki insanı olduğu şekliyle kabul edersin, dersin ki:

sen böyle olduğun için ben seni seviyorum,

sen böyle olduğun için benim ruhumu tamamlıyorsun, ruhuma bir renk katıyorsun.

Ama eğer ki ortada zehirli bir aşk varsa durum şöyledir:

"Seni seviyorum ama şöyle olman lazım, şunları değiştirmen lazım."

Ne olursa olsun, ortada bir ‘ama' vardır her zaman.

"Senden hoşlanıyorum, ama… Sana aşığım, ama…"

Yani bu ama her zaman dönüştürülmesi/değiştirilmesi gereken şeyi ifade eder.

Gerçek aşkta, karşı tarafı dönüştürmeye çalışmazsın ve bununla uğraşmazsın,

zaten onu olduğu gibi sevmişsindir,

tekrar yeni bir insana dönüştürmeye çaba ve emek sarf etmezsin.

Gerçek aşkta o aradaki güzel şeylerin kaynağı

samimiyettir, ilgidir, dostluktur.

Ve şöyle söyleyebilirim: bugüne kadar,

iyi bir ilişkinin tek belirleyici bir ölçütü olsaydı, nedir diye sorsak

bunun cevabını şu olarak söyleyebilirim sana:

muhabbet edebilmek/konuşabilmek.

Ama zehirli aşklarda mevzu birazcık buradan kayar ve sanki cinsellikmiş gibi olmaya başlar.

Ne yapar: sanki seviştikçe insanlar daha yakın olacakmış gibi.

Evet, cinsellik önemlidir ama hiçbir zaman birinci sırada değildir.

İnsanlar, baktığımız zaman

sevişmeden de bir ömür boyu evli kalabiliyorlar ya da sevgili kalabiliyorlar

ama konuşmadan bir insan istediği kadar

tutkulu anlamda da olsa birlikte olsun o ilişki yürümüyor.

O yüzden böyle cinselliğin çok ön planda olduğu,

devamlı cinsel bir nesne gibi insanların birbirine yaklaştığı ilişkilerin

zehirli aşk olma ihtimali çok yüksek.

Gerçek aşkta her ilişkide olduğu gibi sorunlar ortaya çıkacaktır

çünkü iki farklı insan bir arada bir şeyleri yapmaya çalışıyor.

Bunların arasında sorun çıkması çok doğaldır

ama o sorunları düzeltme yöntemi çok farklılık gösterir

ve gerçek aşklarda insanlar birbirleyle yaşadıkları sorunu düzeltmeye çalıştığı zaman yapıcı konuşurlar.

Bir sorunu tespit ettikleri zaman karşı tarafın kişiliğini gömmezler,

karakterini eleştirmezler, davranışı eleştirirler sadece.

Ama zehirli bir aşkta -olur da bir sorun çıktı ya-

insanlar birbirlerini aşağılamaya başlayabilir,

hor görmeye başlayabilir ya da baktığımız zaman

ortadaki sorunlu davranışı değil de karşı tarafın bizzat kişiliğini eleştirir:

“Sen böylesin, sen aptalsın, sen beni sevmiyorsun, sen şöylesin, sen böylesin.” gibi.

O yüzden bu ayrım da bence çok önemli bir ayrım.

Gerçek aşkta bazı konular nahoş da olsa her şekilde konuşulur,

içeride bir duygu bırakılmaz.

Ne olur?

Bir şekilde o an onu konuşmak insana gergin de hissettirse

onu konuştuğun zaman o gerginliği üzerinden atarsın

ve kendini daha mutlu, daha huzurlu hissedersin o aşk içerisinde.

Ama zehirli aşkta her zaman konuşulmayan konular vardır

ya da bir kişi içine çok fazla atar, atar, atar ve

kendinden o kadar fazla verir ki diğer tarafın bundan haberi bile yoktur.

O yüzden zehirli aşkta bu tür içe atmalarla çok sık karşılaşırız.

Beni dinlediğin için teşekkür ediyorum güzel insan,

eğer ki bu videoyu beğendiysen beğenmeyi ve kanalıma abone değilsen abone olmayı unutma.

Kendine çok iyi davran, görüşmek üzere…


Yaşadığın Aşk Sağlıklı mı Zehirli mi?

Kaybettiğimiz bir hazine gibi peşinden koştuğumuz o duygu, yani aşk,

bize en çok zarar veren duyguların başında geliyor.

Ama bu demek değil ki bütün aşklar zararlı,

bütün ilişkiler zararlı.

Hayır, aynı zamanda bize

en güzel hissettiren şeylerin başında da aşk geliyor.

Peki, bize kötü hissettiren aşk ile

zararlı/toksik/zehirli aşkı nasıl ayırabiliriz?

İşte bu videoda sağlıklı olan gerçek aşkla

zehirli olan aşkı nasıl ayırabileceğini anlatacağım sana.

Gerçek aşklarda bireysel gelişim çok önemlidir.

Yani, ilişki içindeki kişiler birbirlerinin

kişisel anlamda gelişmelerini/dönüşmelerini destekler.

Yani, birisi iyi bir yere geliyorsa öbür taraf üzülmez,

der ki “O iyi bir yere geliyorsa ilişkimize de katkısı olacaktır.”

Bundan mutlu olur.

Ama zehirli aşklarda var olan en önemli şey ilişkidir,

bir şekilde ilişki dediğimiz şey burada bir put gibidir

ve ne olursa olsun önce onun memnun edilmesi gerekir.

Bu şey gibi aynen: devlet mi halk içindir, halk mı devlet içindir?

Şunu net olarak söyleyebiliriz:

gerçek aşklarda, aşk, insanların iyi hissetmesi için ortada var olurken

zehirli aşklarda, kişiler, aşkı ve ilişkiyi memnun etmek için var olurlar.

Gerçek aşkta çiftlerin kendilerine özel alanları olmasında hiçbir sorun yoktur.

Kendi arkadaşlarıyla, kendi hobileriyle,

kendi hoşlandıkları şeylerle vakit geçirebilirler

ve bu onları güçlendirir, ilişkiye de çok fazla katkısı olur.

Ama ortada zehirli bir aşk varsa her şey birlikte yapılmak zorundadır.

Birisi diyelim ki kendi arkadaşıyla görüşecek ya

hemen öbürü böyle bir moda geçer:

“Hayırdır? Ben burada yalnızken sen ne yapacaksın?

Ne işin var orada?”

gibi tepkilere kalkışabilir.

Böyle olunca, zehirli bir aşk için de

her şey böyle bir an böyle

mıç mıç bir şekilde beraber yapılmak zorundaymış gibi gelir.

Ve belki yollarda görmüşsündür:

kadın, adamın beline sarılmıştır,

adam da kadının kafasını böyle arada sıkıştırmıştır,

yolda yürümekte zorlanırlar.

İşte zehirli aşklarda durum bundan ibarettir.

Gerçek aşkta karşındaki insanı olduğu şekliyle kabul edersin, dersin ki:

sen böyle olduğun için ben seni seviyorum,

sen böyle olduğun için benim ruhumu tamamlıyorsun, ruhuma bir renk katıyorsun.

Ama eğer ki ortada zehirli bir aşk varsa durum şöyledir:

"Seni seviyorum ama şöyle olman lazım, şunları değiştirmen lazım."

Ne olursa olsun, ortada bir ‘ama' vardır her zaman.

"Senden hoşlanıyorum, ama… Sana aşığım, ama…"

Yani bu ama her zaman dönüştürülmesi/değiştirilmesi gereken şeyi ifade eder.

Gerçek aşkta, karşı tarafı dönüştürmeye çalışmazsın ve bununla uğraşmazsın,

zaten onu olduğu gibi sevmişsindir,

tekrar yeni bir insana dönüştürmeye çaba ve emek sarf etmezsin.

Gerçek aşkta o aradaki güzel şeylerin kaynağı

samimiyettir, ilgidir, dostluktur.

Ve şöyle söyleyebilirim: bugüne kadar,

iyi bir ilişkinin tek belirleyici bir ölçütü olsaydı, nedir diye sorsak

bunun cevabını şu olarak söyleyebilirim sana:

muhabbet edebilmek/konuşabilmek.

Ama zehirli aşklarda mevzu birazcık buradan kayar ve sanki cinsellikmiş gibi olmaya başlar.

Ne yapar: sanki seviştikçe insanlar daha yakın olacakmış gibi.

Evet, cinsellik önemlidir ama hiçbir zaman birinci sırada değildir.

İnsanlar, baktığımız zaman

sevişmeden de bir ömür boyu evli kalabiliyorlar ya da sevgili kalabiliyorlar

ama konuşmadan bir insan istediği kadar

tutkulu anlamda da olsa birlikte olsun o ilişki yürümüyor.

O yüzden böyle cinselliğin çok ön planda olduğu,

devamlı cinsel bir nesne gibi insanların birbirine yaklaştığı ilişkilerin

zehirli aşk olma ihtimali çok yüksek.

Gerçek aşkta her ilişkide olduğu gibi sorunlar ortaya çıkacaktır

çünkü iki farklı insan bir arada bir şeyleri yapmaya çalışıyor.

Bunların arasında sorun çıkması çok doğaldır

ama o sorunları düzeltme yöntemi çok farklılık gösterir

ve gerçek aşklarda insanlar birbirleyle yaşadıkları sorunu düzeltmeye çalıştığı zaman yapıcı konuşurlar.

Bir sorunu tespit ettikleri zaman karşı tarafın kişiliğini gömmezler,

karakterini eleştirmezler, davranışı eleştirirler sadece.

Ama zehirli bir aşkta -olur da bir sorun çıktı ya-

insanlar birbirlerini aşağılamaya başlayabilir,

hor görmeye başlayabilir ya da baktığımız zaman

ortadaki sorunlu davranışı değil de karşı tarafın bizzat kişiliğini eleştirir:

“Sen böylesin, sen aptalsın, sen beni sevmiyorsun, sen şöylesin, sen böylesin.” gibi.

O yüzden bu ayrım da bence çok önemli bir ayrım.

Gerçek aşkta bazı konular nahoş da olsa her şekilde konuşulur,

içeride bir duygu bırakılmaz.

Ne olur?

Bir şekilde o an onu konuşmak insana gergin de hissettirse

onu konuştuğun zaman o gerginliği üzerinden atarsın

ve kendini daha mutlu, daha huzurlu hissedersin o aşk içerisinde.

Ama zehirli aşkta her zaman konuşulmayan konular vardır

ya da bir kişi içine çok fazla atar, atar, atar ve

kendinden o kadar fazla verir ki diğer tarafın bundan haberi bile yoktur.

O yüzden zehirli aşkta bu tür içe atmalarla çok sık karşılaşırız.

Beni dinlediğin için teşekkür ediyorum güzel insan,

eğer ki bu videoyu beğendiysen beğenmeyi ve kanalıma abone değilsen abone olmayı unutma.

Kendine çok iyi davran, görüşmek üzere…