×

We use cookies to help make LingQ better. By visiting the site, you agree to our cookie policy.


image

Beyhan Budak, Üşeniyorum Öyleyse Yarın: Erteleme ile Başa Çıkma

Üşeniyorum Öyleyse Yarın: Erteleme ile Başa Çıkma

Yapman gereken bir iş için masaya oturdun

ve masaya oturduğun anda aklına yapman gereken işten başka her şey gelmeye başladı

Normalde hiç sevmemene rağmen

evi temizlemek, evi toparlamak, odayı toparlamak..

ya da hiç aramayı düşünmediğin arkadaşlarını aramak

bilgisayarda çok acayip enteresan konular araştırmak gibi

işinle hiçbir ilgisi olmayan şeylere dalıyorsun

ve o iş kalıyor.

Sonra kendi kendine içinden bir ses diyor ki:

Ya senin yapman gereken işler vardı.

Ve o an tatlı bir yalan ortaya çıkıyor:

"Yarın yaparsın, ne olacak?"

İşte buna erteleme diyoruz.

Eğer sen de yapman gereken işleri son dakikaya kadar bırakıp..

o kalan son zaman diliminde çok sıkışarak, çok kaygılanarak ortaya yalapşap bir şey koyuyorsan..

sen de erteleme hastalığından muzdaripsindir.

Erteleme öyle bir rahatsızlık ki yapman gereken şeyleri ortaya koyamazsın.

Gerçek potansiyelini ortaya koyamazsın.

Ve ortada kocaman bir başarısızlık bizi bekliyor olur:(

Bizi erteleme davranışına götüren en önemli sebeplerden bir tanesi..

bir işe başlamak için, bir işi yapmak için motive olmalıyım düşüncesi.

Öyle bir şey ki bu, eğer motive olmazsam yapmak zorunda değilmişim gibi.

Motive olmayı beklerken, bir bakıyoruz ki zaman hızla geçiyor.

Ama araştırmalar bunun tam aksini söylüyor.

Eğer motive olmadan başlarsan..

motive olmayı beklemeden başlarsan, motivasyon sonrasından geliyor.

Mesela ders çalışman gerekiyor ve o an içinden hiç ders çalışmak gelmiyor.

Açık konuşalım, samimi olalım.

Ders çalışmak, öyle de çok çok sevilecek bir şey değil.

Ama eğer biz, kendimizi bir şekilde zorlarsak,

,motive olmamıza gerek yok,

ve motive olmadan da çalışırsak, sonrasında şöyle bir şey çıkıyor:

Bir şeyleri iyileştiriyoruz, bir şeyleri yaptığımızı görüyoruz.

Ve sonrasında arkasından başarı geliyor, işte motivasyon o zaman ortaya çıkıyor.

Ne oluyor, demek ki motive olmadan da çalışırsam başarılı olabiliyorum.

Ve bundan dolayı motivasyon daha kalıcı bir halde ortaya çıkıyor.

Çok kolay, insanlar gaza gelebilirler.

İki üç gün boyunca çok hızlı bir şekilde çalışabilirsin ki, çalışmışsındır da muhtemelen.

Ama fark ettiğin üzere o büyük gaz çok uzaklara götürmüyor bizi.

Çok yoğun başladığımız çalışma serüveni, kısa sürede bitiyor.

Bu sebeple, eğer ki motive olmayı bekliyorsan çok beklersin.

Motive olmadan çalışmamız, en iyisi.

Hayatımızdan ertelemeyi çıkartabilmek için yapmamız gereken şeylerden bir tanesi de,

yapmamız gereken işleri bir öncelik sırasına koymak.

Bu konuda çok güzel bir tekniği anlattığım, Eisenhower matrisi isimli bir tekniği anlattığım videoyu

açıklamalar kısmında linkine ulaşabilirsin, onu izleyebilirsin.

Öncelik sırası neden önemli peki?

Şimdi masanın başına oturdun ve kafanda birsürü şey var.

Onu mu yapsam, bunu mu yapsam, birsürü iş.

Hepsini birden yapmaya kalkıştığında çok çabuk bıkacaksın.

E ne yapacağız o zaman? E suçluluk duygusu da hissediyoruz.

E o zaman hepsini birden yapmaya çalışıyoruz, bu sefer hepsini birden başaramıyoruz.

Bu sebeple bir sıralama yapmamız lazım.

En önemlisinden, en önemsizine doğru.

Muhtemelen, kafamızdaki o yapılacaklar listesindeki şeylerin birçoğu çok gereksiz şeyler.

Ve aynı anda tek bir şeyle uğraşmamız lazım.

Beynimiz öyle bir sistemdir ki aslında çok gelişmiş ama biraz basit mantıkla çalışıyor.

Aynı anda tek bir görevi yapabiliyor.

Eğer biz bir anda birçok şeye odaklanırsak,

hem biraz önce söylediğim gibi bıkmak çok olası,

hem de verim çok düşüyor.

Yapmamız gereken işler içinde her zaman biraz daha canımızı sıkan, biraz daha karmaşık..

biraz daha pis işler olarak nitelendirebileceğimiz işler her zaman vardır.

Ve genelde şöyle bir eğilim içinde oluyoruz.

Bu işleri en sona bırakmak gibi.

Ama şöyle düşün, kafanda bir kılıç bekliyor. O iş orada yapılmamış bir şekilde bekliyor.

Ve bu senin ciddi anlamda motivasyonunu düşürecektir.

Peki ne yapacağız? Ben şöyle bir yöntem kullanıyorum.

Pis işleri, dediğimiz böyle daha karmaşık, daha zor işleri pazartesiden halledebilmek..

ya da günün erken saatinde ilk olarak bunu halledebilmek.

Düşünsene, yapman gereken o karmaşık işi en başta yapmışsın.

O rahatlığı hayal etmeni istiyorum.

Pis işleri, zor işleri biraz daha baştan halledip sonrasında çok daha rahat bir şekilde diğer işlere odaklanabilirsin.

Erteleme davranışını hayatımızdan çıkarmak için en önemli yöntemi sona sakladım.

Çoğu zaman yapmak gereken işleri planlarken birkaç gün sonrasına, yarına, sonraya erteliyoruz.

Ve bu dediğim gibi kısır bir döngü halinde o yarınlar hep ertesi güne kayarak uzun bir zaman dilimine geliyor.

En önemli, bu durumdan kaçınmak için en önemli yöntem hemen başlamak.

Kafamızda, daha önce saydığım şeyleri yaptıktan sonra..

pazartesi başlayacağım, salı başlayacağım, ayın birinde başlayacağım..

gibi ertelemeleri ortadan kaldırıp, yapmamız gereken şeye, belki kısıtlı bir süre için olsa bile..

nedir mesela? Birden 3 5 saat çalışmana gerek yok.

Yarım saatle, 20 dakikayla bile başlamak..

ama ne olursa olsun işin bütün büyüsünün aslında olduğu yer hemen başlamak.

Hemen başlarsan ortaya bir mucize çıkıyor, olağan bir mucize. Sürpriz değil.

O hemen başlama davranışı seni çok değiştirecek, ertelemeyeceksin.

Kafanda o an için listende yapılması gereken bir şey mi var?

Hiç erteleme, kendini bir şekilde zorla.

Ha bunu çok seve seve yapmayabilirsin.

Ama şunu şey yapıcaksın kendine; zorlamalıyım, hemen yapmalıyım.

Bu, sende bir disiplin haline gelirse, işte o zaman erteleme hayatında çıkacak ve gerçek potansiyelini hayatına uygulamış olacaksın.

Sana hayatla ilgili acı bir gerçekten bahsetmek istiyorum son olarak.

Bu durumda erteleme davranışı ile ilgili ya da diğer konularla ilgili ortaya koyacağın şey bir tercihten ibaret.

Bu videoyu izledikten sonra, kısa bazı tekniklerden bahsettim,

bir şeyleri ortaya koyabilir, ertelemeyi hayatından çıkartabilir ve ortaya bir iş, bir başarı koyabilirsin.

Ha ben bunları yapamam diyorsan, o zaman ayrı.

Bir tercih yapmış oluyorsun bu andan itibaren.

Ben bunları yapamam, benim buna enerjim yok, üşeniyorum hala diyorsan..

artık bu bir rahatsızlık olma noktasından çıkıp bir tercih noktasına geliyor.

Ve sen bunları yapmayarak başarısız olmayı tercih ediyorsun.

Bu sebeple, bunları bir düşünmeni, değerlendirmeni öneriyorum sana.

Erteleme mevzu bahis olunca insan kendisine çok inanılmaz, yaratıcı yalanlar söyleyebiliyor ya da..

çok güzel mazeretler ortaya koyabiliyor.

Bu mazeretleri, enteresan olduğunu düşündüğün mazeretlerin varsa bunları yorumlar kısmında belirtebilirsin.

Beni dinlediğin için çok teşekkür ediyorum.(Biz teşekkür ederiz hocam<3)

Psikoloji TV youtube kanalına abone olmayı, bu videoyu beğenmeyi unutma.

Kendine çok iyi bak, görüşmek üzere.


Üşeniyorum Öyleyse Yarın: Erteleme ile Başa Çıkma I'm Procrastinating So Tomorrow: Coping with Procrastination

Yapman gereken bir iş için masaya oturdun

ve masaya oturduğun anda aklına yapman gereken işten başka her şey gelmeye başladı

Normalde hiç sevmemene rağmen

evi temizlemek, evi toparlamak, odayı toparlamak..

ya da hiç aramayı düşünmediğin arkadaşlarını aramak

bilgisayarda çok acayip enteresan konular araştırmak gibi

işinle hiçbir ilgisi olmayan şeylere dalıyorsun

ve o iş kalıyor.

Sonra kendi kendine içinden bir ses diyor ki:

Ya senin yapman gereken işler vardı.

Ve o an tatlı bir yalan ortaya çıkıyor:

"Yarın yaparsın, ne olacak?"

İşte buna erteleme diyoruz.

Eğer sen de yapman gereken işleri son dakikaya kadar bırakıp..

o kalan son zaman diliminde çok sıkışarak, çok kaygılanarak ortaya yalapşap bir şey koyuyorsan..

sen de erteleme hastalığından muzdaripsindir.

Erteleme öyle bir rahatsızlık ki yapman gereken şeyleri ortaya koyamazsın.

Gerçek potansiyelini ortaya koyamazsın.

Ve ortada kocaman bir başarısızlık bizi bekliyor olur:(

Bizi erteleme davranışına götüren en önemli sebeplerden bir tanesi..

bir işe başlamak için, bir işi yapmak için motive olmalıyım düşüncesi.

Öyle bir şey ki bu, eğer motive olmazsam yapmak zorunda değilmişim gibi.

Motive olmayı beklerken, bir bakıyoruz ki zaman hızla geçiyor.

Ama araştırmalar bunun tam aksini söylüyor.

Eğer motive olmadan başlarsan..

motive olmayı beklemeden başlarsan, motivasyon sonrasından geliyor.

Mesela ders çalışman gerekiyor ve o an içinden hiç ders çalışmak gelmiyor.

Açık konuşalım, samimi olalım.

Ders çalışmak, öyle de çok çok sevilecek bir şey değil.

Ama eğer biz, kendimizi bir şekilde zorlarsak,

,motive olmamıza gerek yok,

ve motive olmadan da çalışırsak, sonrasında şöyle bir şey çıkıyor:

Bir şeyleri iyileştiriyoruz, bir şeyleri yaptığımızı görüyoruz.

Ve sonrasında arkasından başarı geliyor, işte motivasyon o zaman ortaya çıkıyor.

Ne oluyor, demek ki motive olmadan da çalışırsam başarılı olabiliyorum.

Ve bundan dolayı motivasyon daha kalıcı bir halde ortaya çıkıyor.

Çok kolay, insanlar gaza gelebilirler.

İki üç gün boyunca çok hızlı bir şekilde çalışabilirsin ki, çalışmışsındır da muhtemelen.

Ama fark ettiğin üzere o büyük gaz çok uzaklara götürmüyor bizi.

Çok yoğun başladığımız çalışma serüveni, kısa sürede bitiyor.

Bu sebeple, eğer ki motive olmayı bekliyorsan çok beklersin.

Motive olmadan çalışmamız, en iyisi.

Hayatımızdan ertelemeyi çıkartabilmek için yapmamız gereken şeylerden bir tanesi de,

yapmamız gereken işleri bir öncelik sırasına koymak.

Bu konuda çok güzel bir tekniği anlattığım, Eisenhower matrisi isimli bir tekniği anlattığım videoyu

açıklamalar kısmında linkine ulaşabilirsin, onu izleyebilirsin.

Öncelik sırası neden önemli peki?

Şimdi masanın başına oturdun ve kafanda birsürü şey var.

Onu mu yapsam, bunu mu yapsam, birsürü iş.

Hepsini birden yapmaya kalkıştığında çok çabuk bıkacaksın.

E ne yapacağız o zaman? E suçluluk duygusu da hissediyoruz.

E o zaman hepsini birden yapmaya çalışıyoruz, bu sefer hepsini birden başaramıyoruz.

Bu sebeple bir sıralama yapmamız lazım.

En önemlisinden, en önemsizine doğru.

Muhtemelen, kafamızdaki o yapılacaklar listesindeki şeylerin birçoğu çok gereksiz şeyler.

Ve aynı anda tek bir şeyle uğraşmamız lazım.

Beynimiz öyle bir sistemdir ki aslında çok gelişmiş ama biraz basit mantıkla çalışıyor.

Aynı anda tek bir görevi yapabiliyor.

Eğer biz bir anda birçok şeye odaklanırsak,

hem biraz önce söylediğim gibi bıkmak çok olası,

hem de verim çok düşüyor.

Yapmamız gereken işler içinde her zaman biraz daha canımızı sıkan, biraz daha karmaşık..

biraz daha pis işler olarak nitelendirebileceğimiz işler her zaman vardır.

Ve genelde şöyle bir eğilim içinde oluyoruz.

Bu işleri en sona bırakmak gibi.

Ama şöyle düşün, kafanda bir kılıç bekliyor. O iş orada yapılmamış bir şekilde bekliyor.

Ve bu senin ciddi anlamda motivasyonunu düşürecektir.

Peki ne yapacağız? Ben şöyle bir yöntem kullanıyorum.

Pis işleri, dediğimiz böyle daha karmaşık, daha zor işleri pazartesiden halledebilmek..

ya da günün erken saatinde ilk olarak bunu halledebilmek.

Düşünsene, yapman gereken o karmaşık işi en başta yapmışsın.

O rahatlığı hayal etmeni istiyorum.

Pis işleri, zor işleri biraz daha baştan halledip sonrasında çok daha rahat bir şekilde diğer işlere odaklanabilirsin.

Erteleme davranışını hayatımızdan çıkarmak için en önemli yöntemi sona sakladım.

Çoğu zaman yapmak gereken işleri planlarken birkaç gün sonrasına, yarına, sonraya erteliyoruz.

Ve bu dediğim gibi kısır bir döngü halinde o yarınlar hep ertesi güne kayarak uzun bir zaman dilimine geliyor.

En önemli, bu durumdan kaçınmak için en önemli yöntem hemen başlamak.

Kafamızda, daha önce saydığım şeyleri yaptıktan sonra..

pazartesi başlayacağım, salı başlayacağım, ayın birinde başlayacağım..

gibi ertelemeleri ortadan kaldırıp, yapmamız gereken şeye, belki kısıtlı bir süre için olsa bile..

nedir mesela? Birden 3 5 saat çalışmana gerek yok.

Yarım saatle, 20 dakikayla bile başlamak..

ama ne olursa olsun işin bütün büyüsünün aslında olduğu yer hemen başlamak.

Hemen başlarsan ortaya bir mucize çıkıyor, olağan bir mucize. Sürpriz değil.

O hemen başlama davranışı seni çok değiştirecek, ertelemeyeceksin.

Kafanda o an için listende yapılması gereken bir şey mi var?

Hiç erteleme, kendini bir şekilde zorla.

Ha bunu çok seve seve yapmayabilirsin.

Ama şunu şey yapıcaksın kendine; zorlamalıyım, hemen yapmalıyım.

Bu, sende bir disiplin haline gelirse, işte o zaman erteleme hayatında çıkacak ve gerçek potansiyelini hayatına uygulamış olacaksın.

Sana hayatla ilgili acı bir gerçekten bahsetmek istiyorum son olarak.

Bu durumda erteleme davranışı ile ilgili ya da diğer konularla ilgili ortaya koyacağın şey bir tercihten ibaret.

Bu videoyu izledikten sonra, kısa bazı tekniklerden bahsettim,

bir şeyleri ortaya koyabilir, ertelemeyi hayatından çıkartabilir ve ortaya bir iş, bir başarı koyabilirsin.

Ha ben bunları yapamam diyorsan, o zaman ayrı.

Bir tercih yapmış oluyorsun bu andan itibaren.

Ben bunları yapamam, benim buna enerjim yok, üşeniyorum hala diyorsan..

artık bu bir rahatsızlık olma noktasından çıkıp bir tercih noktasına geliyor.

Ve sen bunları yapmayarak başarısız olmayı tercih ediyorsun.

Bu sebeple, bunları bir düşünmeni, değerlendirmeni öneriyorum sana.

Erteleme mevzu bahis olunca insan kendisine çok inanılmaz, yaratıcı yalanlar söyleyebiliyor ya da..

çok güzel mazeretler ortaya koyabiliyor.

Bu mazeretleri, enteresan olduğunu düşündüğün mazeretlerin varsa bunları yorumlar kısmında belirtebilirsin.

Beni dinlediğin için çok teşekkür ediyorum.(Biz teşekkür ederiz hocam<3)

Psikoloji TV youtube kanalına abone olmayı, bu videoyu beğenmeyi unutma.

Kendine çok iyi bak, görüşmek üzere.