×

We use cookies to help make LingQ better. By visiting the site, you agree to our cookie policy.


image

Beyhan Budak, Sevdiğin Yakınını Kaybetmek ve Yas Süreci Psikolojisi

Sevdiğin Yakınını Kaybetmek ve Yas Süreci Psikolojisi

Her zaman olduğu gibi Kurban bayram arefesinde,her bayram arefesinde

köyümüzün mezarlığına geliyoruz ve aile büyüklerimizi burda ziyaret ediyoruz

ve böyle bir ziyaret esnasında aklıma şu geldi.

Aslında bayramlar insanların sevdiyi birini kalbetdiyi zaman

acılarını en çok

ve en yoğun geçirdiyi zamanların başında geliyor

Çünki bayramlar özel zaman dilimleri bayramlarda insanlar hep birlikde olduğu için o kalbedilen insanın eksikliyi

çok daha yoğun hiss ediliyor.Ben şöyle düşünüyorum

İnsanların yani insan oğlunun ,insanlığın içinde

bir sonsuzluğa yönelik aşk var.

Hep sanki hayatımız ömrümüz,dostluklarımız

ailemiz,herşeyimiz sonsuz olucakmış gibi

hiss ediyoruz ama,ne zamanki birisini kalb etdiyimiz zaman

hem onun eksikliyini onun artık

hayatımızda olmayışının açısını yaşıyoruz,hem de

şöyle bir durum ortaya çıkıyor.Bizim de bir gün bu hayatda olamayacağımızı,ölüceyimizi hatırlıyoruz.Bu

insana biraz acı geliyor.O yüzden ölümler çok acı veriyor bize

İnsan sevdiyi birisini kalb etdiyi zaman,ilk yaşadığı şey inkar duygusu oluyor genelde.Benim danışanlarımda

karşılaştığım şöyle bir tablo var.Kişi sevdiyi insanı

kalb ediyor ve o anda çok

kısa bir süre içinde diyoki,ben hall ettim bu duyguyu

ben yasımı yaşadım diyor.Bu aslında ne yapıyor

Böyle bir sürecin içinde ,eğer evde o kişinin eşyaları varsa

onu görmüyor.Onun yaşadığı odayı,kaldığı odayı ziyaret etmiyor

Ölümle ilgili kimseyle konuşmuyor.Birisi

ona bişey açdığı zaman konuşmak dahi istemiyor ve

aslında bunun altında bilinç dışı bir çaba var.Ben

ölümü inkar edersem,o sevdiyim insanın ölümüyle ilgili

birşey konuşmazsam,bununla yüzleşmezsem

ne olacak?Sanki ölüm

gerçekleşmemiş gibi olucak gibi istiyor insan ama bu bir inkar mekanizması ve çok doğal ,çok normal

sonrasında adım-adım ,her kesin o inkar süresi deyişken ola biliyor.Kiminde belki 1-2 hafta

kiminde bazen 1-2 yıl bile süre biliyor.Ama

bu inkarın çok uzun sürmesi,içerde birşeylerın kopmasına

başka şeylere rahatsızlık veriyor.

Şimdi bir gün bir danışanım geldi dedi ki bana:"Ben babamın

öldüğü günde bile üzülmemişdim ve bana gelme sebebi panik atak aslın da baktığımız zaman sonrasında

arka planı kurcaladığımız zaman şu çıktı yaşanmayan yas hall edilmeyen,konuşulmayan ölümle ilgili problem

içerde birikiyor-birikiyor-birikiyor ve başka bir probleme neden oluyor.İnsan kalemini kalb etse üzülür

Babasını,annesini yada çok sevdiyi bir insanı kalb etdiyi zaman

üzülmemesi gibi bir durum söz konusumu?O yüzden

inkar bir yere kadar doğal ama eninde sonunda

kişinin hazır olduğu bir zaman diliminde ölümle yüzleşmesi ve bunu içinde hall etmesi gerek. İnsan sevdiyi kişiyi kalb etdiyi zaman

ona dair olan her şeyi,her eşyayı ,her hatırayı

her ufak nesneyi dahi

saklamak ister,biriktirmek ister.Ama sen

kalb etdiyin insanın çevrili olduğun müddetce

o insanı aslında serbest burakmamış oluyorsun

O insanın

varlığı,anıları,hatıralası bir şekilde

senin etrafında oluyor ve içindeki yaranın iyileşmesini engellliyor.Eğer ki,

onu özgür burakmak istiyorsan.Bİr yandan aslında en temelde

kendini özgür bırakmak istiyorsan,ona ait olan

eşyaları vermelisin ,dağıtmalısın.Bu bizim kültürümüzde

de olan birşey zaten.Nedir?İhtiyacı olana

kıyafetlerini yada başka şeylerini verirsin.Sadece

bir kaç küçük eşya saklarsın kendine bir kaç küçük hatıra

onlar yüzünden ben söyle durumlarla karşılaşıyorum bazı insanlar

odayı yıllarca bozmuyor,onun odasını,onun

gardrobuna yıllarca dokunmuyor.Orası dokunulmadıkca

o yas tam anlamıyla yaşanılmamış oluyor

ve tam anlamıyla geçmemiş oluyor.Yakını kalbetdikden

sonra seni seven insanlar sana destek olmak

isteyceklerdir ama sen onlar sana gelip

destek olmak istedikleri zaman içinden öfkeleneceksin

konuşuyorsunuz ne işe yariyor?Ne işe yariyor gelip

gitmeniz?Kızıcaksınız.Bana onu getirmedikden sonra ne anlamı var Sizin gelip gitmenizin konuşmanızın,yada seni anlıyorum

sana desteyim demenin.Hiç öyle deme.O anki

öfkeyi ben normal buluyorum.O an sadece

kalb etdiyin insana odaklanıyorsun ama şunu unutma.Sadece gelen insanlar sana destek olan insanlar

sana bir mucize yaratmayacaklar ama varlıkları yeter gölgeleri yeter.Onlar

sadece seni dinleseler bile sadece senin

yüzüne şevkatle bile baksalar evini ziyaret etseler sana gelirken birşeyler getirseler

Bu bile aslında o acıyı,o yarayı iyileştirme sürecinde çok iyi bir baçlangıç olacaktır.İnsanlara

kapını kapama

Çünki geldikleri zaman

Yalnız hiss etmeyeceksin.Dedim ya en başta söylediğim gibi

insan temelde o sonsuzluk aşkından dolayı

birisini kalb etdiyi zaman biraz kriz yaşıyor varoluşsal bir kriz

de yaşıyor.Bundan dolayı izin ver.Sana destek

olmalarına,sana yardımcı olmalarına lütfen izin ver.

O yoğun acıyı yaşarken

sanki dünyada hiç iyi birşey olmuyormuş

gibi hiss edersin.Sanki her kes acı

çekiyor.Dünyada hiç güzel bir şey olmuyor.Bütün renkler gri

ve siyahın tonları halinde ve böyle olunca

insan kendisini çok daha fazla kötü hiss eder.Evet

İlk başta bunu böyle hiss etmez gayet makul gayet doğal

Ama sonrasında gözünü acınakaybına,

çevirdiyin sürece o acıdan başka bir şey görmen mümkün değil.Çünki hep kendine acırsın

kendine üzülürsün.O eksikliyin farkına varırsın.Onsuz ben

ne yapacağım dersin?Ama bakışını

birazcık etrafa çevirdiğin zaman Bak şu

mezarlıktayım buraya odaklandığım zaman burada

sadece bir tane mezar var.Ama sen görmüyorsun ama şu an arkada

aileler var çocuklarıyla beraber mezarlıkları ziyarete

gelmişler.Çocuklar gülüyor eğleniyor.İnsanlar akrabalar

bir-birileri ile karşılaşmış sohbet ediyorlar .Aslında

hayatın böylede de bir tarafı var.Tamam ilk başta sadece buraya bakıyorsun ama .Sonrasında

hazır hiss etdiyin zaman.Senin isteyinle iradenle gerçekleşen bir şey

O tarafa da bakmak zorundasın.Hayatın canlı tarafına

da .Bakmazsan burda hep acı var.

kayıp yaşadıktan sonra fiziksel olarak kendine dikkat etmen lazım Çünki ilk zamanlar insan kendisini unutuyor.

yemeden içmeden kesiliyor.Bazen su içmeyi bile

unuta biliyor


Sevdiğin Yakınını Kaybetmek ve Yas Süreci Psikolojisi

Her zaman olduğu gibi Kurban bayram arefesinde,her bayram arefesinde

köyümüzün mezarlığına geliyoruz ve aile büyüklerimizi burda ziyaret ediyoruz

ve böyle bir ziyaret esnasında aklıma şu geldi.

Aslında bayramlar insanların sevdiyi birini kalbetdiyi zaman

acılarını en çok

ve en yoğun geçirdiyi zamanların başında geliyor

Çünki bayramlar özel zaman dilimleri bayramlarda insanlar hep birlikde olduğu için o kalbedilen insanın eksikliyi

çok daha yoğun hiss ediliyor.Ben şöyle düşünüyorum

İnsanların yani insan oğlunun ,insanlığın içinde

bir sonsuzluğa yönelik aşk var.

Hep sanki hayatımız ömrümüz,dostluklarımız

ailemiz,herşeyimiz sonsuz olucakmış gibi

hiss ediyoruz ama,ne zamanki birisini kalb etdiyimiz zaman

hem onun eksikliyini onun artık

hayatımızda olmayışının açısını yaşıyoruz,hem de

şöyle bir durum ortaya çıkıyor.Bizim de bir gün bu hayatda olamayacağımızı,ölüceyimizi hatırlıyoruz.Bu

insana biraz acı geliyor.O yüzden ölümler çok acı veriyor bize

İnsan sevdiyi birisini kalb etdiyi zaman,ilk yaşadığı şey inkar duygusu oluyor genelde.Benim danışanlarımda

karşılaştığım şöyle bir tablo var.Kişi sevdiyi insanı

kalb ediyor ve o anda çok

kısa bir süre içinde diyoki,ben hall ettim bu duyguyu

ben yasımı yaşadım diyor.Bu aslında ne yapıyor

Böyle bir sürecin içinde ,eğer evde o kişinin eşyaları varsa

onu görmüyor.Onun yaşadığı odayı,kaldığı odayı ziyaret etmiyor

Ölümle ilgili kimseyle konuşmuyor.Birisi

ona bişey açdığı zaman konuşmak dahi istemiyor ve

aslında bunun altında bilinç dışı bir çaba var.Ben

ölümü inkar edersem,o sevdiyim insanın ölümüyle ilgili

birşey konuşmazsam,bununla yüzleşmezsem

ne olacak?Sanki ölüm

gerçekleşmemiş gibi olucak gibi istiyor insan ama bu bir inkar mekanizması ve çok doğal ,çok normal

sonrasında adım-adım ,her kesin o inkar süresi deyişken ola biliyor.Kiminde belki 1-2 hafta

kiminde bazen 1-2 yıl bile süre biliyor.Ama

bu inkarın çok uzun sürmesi,içerde birşeylerın kopmasına

başka şeylere rahatsızlık veriyor.

Şimdi bir gün bir danışanım geldi dedi ki bana:"Ben babamın

öldüğü günde bile üzülmemişdim ve bana gelme sebebi panik atak aslın da baktığımız zaman sonrasında

arka planı kurcaladığımız zaman şu çıktı yaşanmayan yas hall edilmeyen,konuşulmayan ölümle ilgili problem

içerde birikiyor-birikiyor-birikiyor ve başka bir probleme neden oluyor.İnsan kalemini kalb etse üzülür

Babasını,annesini yada çok sevdiyi bir insanı kalb etdiyi zaman

üzülmemesi gibi bir durum söz konusumu?O yüzden

inkar bir yere kadar doğal ama eninde sonunda

kişinin hazır olduğu bir zaman diliminde ölümle yüzleşmesi ve bunu içinde hall etmesi gerek. İnsan sevdiyi kişiyi kalb etdiyi zaman

ona dair olan her şeyi,her eşyayı ,her hatırayı

her ufak nesneyi dahi

saklamak ister,biriktirmek ister.Ama sen

kalb etdiyin insanın çevrili olduğun müddetce

o insanı aslında serbest burakmamış oluyorsun

O insanın

varlığı,anıları,hatıralası bir şekilde

senin etrafında oluyor ve içindeki yaranın iyileşmesini engellliyor.Eğer ki,

onu özgür burakmak istiyorsan.Bİr yandan aslında en temelde

kendini özgür bırakmak istiyorsan,ona ait olan

eşyaları vermelisin ,dağıtmalısın.Bu bizim kültürümüzde

de olan birşey zaten.Nedir?İhtiyacı olana

kıyafetlerini yada başka şeylerini verirsin.Sadece

bir kaç küçük eşya saklarsın kendine bir kaç küçük hatıra

onlar yüzünden ben söyle durumlarla karşılaşıyorum bazı insanlar

odayı yıllarca bozmuyor,onun odasını,onun

gardrobuna yıllarca dokunmuyor.Orası dokunulmadıkca

o yas tam anlamıyla yaşanılmamış oluyor

ve tam anlamıyla geçmemiş oluyor.Yakını kalbetdikden

sonra seni seven insanlar sana destek olmak

isteyceklerdir ama sen onlar sana gelip

destek olmak istedikleri zaman içinden öfkeleneceksin

konuşuyorsunuz ne işe yariyor?Ne işe yariyor gelip

gitmeniz?Kızıcaksınız.Bana onu getirmedikden sonra ne anlamı var Sizin gelip gitmenizin konuşmanızın,yada seni anlıyorum

sana desteyim demenin.Hiç öyle deme.O anki

öfkeyi ben normal buluyorum.O an sadece

kalb etdiyin insana odaklanıyorsun ama şunu unutma.Sadece gelen insanlar sana destek olan insanlar

sana bir mucize yaratmayacaklar ama varlıkları yeter gölgeleri yeter.Onlar

sadece seni dinleseler bile sadece senin

yüzüne şevkatle bile baksalar evini ziyaret etseler sana gelirken birşeyler getirseler

Bu bile aslında o acıyı,o yarayı iyileştirme sürecinde çok iyi bir baçlangıç olacaktır.İnsanlara

kapını kapama

Çünki geldikleri zaman

Yalnız hiss etmeyeceksin.Dedim ya en başta söylediğim gibi

insan temelde o sonsuzluk aşkından dolayı

birisini kalb etdiyi zaman biraz kriz yaşıyor varoluşsal bir kriz

de yaşıyor.Bundan dolayı izin ver.Sana destek

olmalarına,sana yardımcı olmalarına lütfen izin ver.

O yoğun acıyı yaşarken

sanki dünyada hiç iyi birşey olmuyormuş

gibi hiss edersin.Sanki her kes acı

çekiyor.Dünyada hiç güzel bir şey olmuyor.Bütün renkler gri

ve siyahın tonları halinde ve böyle olunca

insan kendisini çok daha fazla kötü hiss eder.Evet

İlk başta bunu böyle hiss etmez gayet makul gayet doğal

Ama sonrasında gözünü acınakaybına,

çevirdiyin sürece o acıdan başka bir şey görmen mümkün değil.Çünki hep kendine acırsın

kendine üzülürsün.O eksikliyin farkına varırsın.Onsuz ben

ne yapacağım dersin?Ama bakışını

birazcık etrafa çevirdiğin zaman Bak şu

mezarlıktayım buraya odaklandığım zaman burada

sadece bir tane mezar var.Ama sen görmüyorsun ama şu an arkada

aileler var çocuklarıyla beraber mezarlıkları ziyarete

gelmişler.Çocuklar gülüyor eğleniyor.İnsanlar akrabalar

bir-birileri ile karşılaşmış sohbet ediyorlar .Aslında

hayatın böylede de bir tarafı var.Tamam ilk başta sadece buraya bakıyorsun ama .Sonrasında

hazır hiss etdiyin zaman.Senin isteyinle iradenle gerçekleşen bir şey

O tarafa da bakmak zorundasın.Hayatın canlı tarafına

da .Bakmazsan burda hep acı var.

kayıp yaşadıktan sonra fiziksel olarak kendine dikkat etmen lazım Çünki ilk zamanlar insan kendisini unutuyor.

yemeden içmeden kesiliyor.Bazen su içmeyi bile

unuta biliyor