×

We use cookies to help make LingQ better. By visiting the site, you agree to our cookie policy.


image

Beyhan Budak, Eleştiri Yaparken İtici Olmamanın Yolları

Eleştiri Yaparken İtici Olmamanın Yolları

Daha önce bi' videoda eleştiriye karşı savunma tekniklerinden bahsetmiştim.

Peki eleştiren tarafta biz olursak...

Nasıl davranmalıyız, nasıl davranırsak karşı taraf tarafından itici olarak, olumsuz olarak algılanmayız?

Bu videoda sana eleştirirken itici olmamanın yollarından bahsetmek istiyorum.

Eleştirinin amacı, karşı tarafın davranışlarını düzeltmek, olumlu bir noktaya getirmektir.

Ama bunu yaparken, bu eleştiri aracını kullanırken bazen hatalar yapıyoruz ve amacımızdan çok uzaklaşabiliyoruz.

Eleştiri yaparken dikkat edeceğimiz noktalardan birisi; basit, sade, anlaşılır bir dil kullanmak.

Ama bazen biz ne yapıyoruz?

Böyle çok detaylı, yeni, anlaşılmadık, bilinmedik kelimeler kullanıyoruz.

Ya da konu çok basitken çok karmaşıklaştırıyoruz.

Karşı taraf, bizi dinlerken "Acaba ne demek istiyor bu?" gibi bir düşünceye kapılabiliyor.

O yüzden, karşı tarafta eleştirmek istediğimiz bir konu varsa eğer...

...mümkün olduğunca basit, sade ve anlaşılır bir şekilde söylemeliyiz ve olabildiğince kısa tutmalıyız.

Şuna dikkat etmen lazım. Eleştirinin amacı kendi egonu okşamak değil.

Sadece, karşı tarafın davranışlarını düzeltmek.

Bir de bazen, eleştirirken şöyle bir şey yapıyoruz:

"Sen çok kötüsün, sen çok yetersizsin!" gibi çok genel ifadeler kullanıyoruz.

Genel bir ifade kullandığımız zaman karşı tarafın aklında bir şey oturmayacaktır. Sadece şunu diyecektir:

"Ya bu adam beni kötülüyor, bu kadın beni kötülüyor!"

Ama amacımız bu mu? Karşı tarafı demoralize etmek mi? Yoksa daha yapıcı bir hale getirmek mi?

Burada dikkat edeceğimiz şey çok spesifik noktalara temas etmek.

Karşı tarafta neyi hatalı görüyorsak, neyi eksik görüyorsak onu net bir şekilde ifade etmemiz lazım.

Seni şu konuda yetersiz görüyorum, seni şu konuda eksik görüyorum.

Eğer böyle söylersek, karşı tarafın aklında belirsizlik oluşmayacak...

...ve eğer iyi niyetliyse, davranışını değiştirmeye çalışacaksa...

...neyi değiştirebileceğini çok iyi anlayacaktır.

Akşam evde yemek yenecek...

...yemek hazırlanmış, kadın güzel yemekler yapmış, beraber sofraya oturuyorlar.

Adam diyor ki: "Sen bu yemeği tuzsuz yapmışsın!"

"Sen hiçbir şeyi mi beceremeyeceksin?"

"Hiçbir şeyden mi anlamıyorsun sen!"

Ya da mesela, adam bir hediye, bir çiçek alıyor karısına...

..."Yıllardır beni tanıyorsun Ahmet, ama bunu mu aldın! Ne kadar zevksiz bir insansın!"

Burada aslında, dikkat edeceğimiz, eleştirirken sık yaptığımız hatalardan bir tanesi var.

Eleştirirken davranışa değil, kişiliğe yöneldiğimiz zaman karşı tarafı hem demoralize ederiz...

...olumsuz duygular uyandırırız karşı tarafta, hem de karşı tarafı savunmaya geçiririz.

Böyle durumlarda...

...kişi, eğer ortada bir çözüm varsa ya da çözme motivasyonu varsa dahi...

...kendisini kötü hissettiği için ya da saldırı altında hissettiği için...

...o davranışı, o çözümü yapmama işine girecektir.

O yüzden eğer ortada bir hata varsa, sadece hatayı...

...sadece hatayı söylemek lazım.

Fazlasına girdiğimiz zaman o iş çözümsüzlüğe gidecektir.

Bazen de, eleştiri memuru gibi tipler vardır. Her şeyi eleştirirler. Şunu bunu, bir sürü şeyi yakalarlar...

...ve hemen onu söylemek zorunda hissederler.

Karşı taraf, eleştiriye maruz kalan kişi, bunu şöyle hisseder:

"Ya bende hiç mi olumlu bir şey yok!"

"Hiç mi güzel bir şey yok!"

Böyle bir durumda...

...ister istemez ortadaki iletişim zarar görecektir.

Ve amacımız en başta söylediğim gibi, karşı tarafın davranışlarını düzeltmekse...

...amacımızdan uzaklaşmış oluyoruz.

Eleştirirken, karşı tarafın olumlu şeylerini de belirtmek çok önemli.

Mesela sandviç tekniği denen bir teknik var.

Önce karşı tarafta gördüğümüz olumlu bir şeyi...

...sonra araya...

...asıl eleştirmek istediğimiz konuyu...

...sonra yine olumlu bir şey ile kapatıyoruz.

Böyle bir durumda kişi kendisini sadece eleştirilmiş hissetmiyor.

Diyor ki: "Evet beni eleştiriyor ama bu adam, bu kadın benim olumlu yönlerimi de görüyor."

O zaman daha makûl bir düzeyde kişi kendini ya da davranışını değiştirmeye çalışacaktır.

Birini eleştirirken hata yaptığını, yanlışlar yaptığını söylemek genelde karşı tarafın motivasyonunu...

...hevesini, heyecanını kırar.

O yüzden hata yaptığını söylemek yerine aslında neyi daha iyi yapabileceğini ifade etmek...

...karşı tarafı daha motive edecektir.

Daha fazla kendini açmasını sağlayacaktır.

O yüzden hata yaptığını söylemek yerine...

...daha iyi nasıl yapabilir onu ifade etmeye dikkat etmelisin.

Bir diğer şey, birini eleştiriyorsun, bir şeyler söylüyorsun, gördüğün şeyleri belirtiyorsun...

...karşı taraf seni dinliyor, ondan sonra sen ciddi ciddi anlatıyorsun...

...şunlar şunlar değişmeli gibi.

Sonra, karşı taraf savunma ihtiyacı hissedecektir.

Böyle bir durumda, sen dinlememeye başlıyorsun...

...etraftaki fayansları sayıyorsun, tavana bakıyorsun...

...ama karşı taraf anlatmaya çalışıyor sana.

Böyle olunca şöyle bir durum ortaya çıkacak: "Ya ben anlatıyorum...

...söylüyorum ama karşı tarafı dinlemiyorum." Karşı taraf ne hissedecek?

Diyecek ki: "Beni dinlemiyor, sadece eleştiriyor."

O yüzden eleştiri yaparken, evet yapabilirsin bunu. Sonrasında karşı tarafın kendini bir anlatmasına...

...durumu izah etmesine fırsat vermelisin.

Eğer vermezsen, ortada bir iletişim var diyemeyiz ki.

Sen anca kendi egonu tatmin etmiş olursun.

Söylersin söylersin söylersin...

...karşı taraf ne hissediyor, ne düşünüyor ya da neyi neden yaptı... Bundan habersiz olursun.

Buna dikkat etmek...

...karşı taraf ile bir diyalog kurmaya, iletişim kurmaya çaba göstermek...

...çok önemli.

Bazı insanlar vardır ki eleştirirken böyle bambaşka bir insana dönüşürler, canavara dönüşürler.

Aşırı sertleşirler. Karşı tarafa bağırarak konuşmaya başlarlar.

Bazen aşağılarlar...

...bazen kötü davranırlar.

Böyle bir durumda, eğer böyle biriysen...

...karşı tarafa bağıran, çağıran, eleştirini sert bir şekilde ifade eden biriysen...

...karşı tarafta neyi değiştirmeyi bekliyorsun?

Neyin değişmesini istiyorsun?

Şahsen bana biri böyle dese...

...böyle bir tavırla yaklaşsa...

...ben normalde çok istekli olduğum, değiştirmeye çok istekli olduğum bir konuyu...

...sırf onun bu tavrına inat olarak değiştirmeme gibi bir durum ortaya, bir tavır ortaya çıkartırım. O yüzden eleştiren tarafta olduğum zaman...

...üslûbuna dikkat etmelisin.

Üslûp, kelimelerin kıyafeti gibidir.

Aynı şeyi çok farklı tonlarda söyleyerek farklı mesajlar verebilirsin.

Eğer eleştirinin karşı tarafta bir yankı bulmasını, ses bulmasını...

...ya da bir amaca hizmet etmesini istiyorsan...

...üslûbuna dikkat edeceksin.

O yüzden eleştirdiğin insanla yakın bir ilişki kurmak...

...emir vererek değil bazen...

...öneriler vererek, yöntemler göstererek, yollar göstererek...

...eleştirirsen...

...hakikaten ortaya güzel bir şey çıkıyor o zaman.

Buna da dikkat etmeni öneririm.

Umarım bundan sonra bir eleştiri yaparken bu önerilerimi dikkate alırsın.

Videoyu beğenmeyi ve PsikolojiTV YouTube kanalına abone olmayı unutma.

Kendine çok iyi bak, görüşmek üzere!


Eleştiri Yaparken İtici Olmamanın Yolları How Not to Be Off-putting When Criticizing

Daha önce bi' videoda eleştiriye karşı savunma tekniklerinden bahsetmiştim. I talked about defense techniques against criticism in a video before.

Peki eleştiren tarafta biz olursak... Well, if we're on the critic side...

Nasıl davranmalıyız, nasıl davranırsak karşı taraf tarafından itici olarak, olumsuz olarak algılanmayız? How should we behave?

Bu videoda sana eleştirirken itici olmamanın yollarından bahsetmek istiyorum. In this video, I want to talk about ways not to be pushy when criticizing you.

Eleştirinin amacı, karşı tarafın davranışlarını düzeltmek, olumlu bir noktaya getirmektir. The purpose of criticism is to correct the behavior of the other party, to bring it to a positive point.

Ama bunu yaparken, bu eleştiri aracını kullanırken bazen hatalar yapıyoruz ve amacımızdan çok uzaklaşabiliyoruz. But while doing this, we sometimes make mistakes and stray too far from our purpose while using this criticism tool.

Eleştiri yaparken dikkat edeceğimiz noktalardan birisi; basit, sade, anlaşılır bir dil kullanmak. One of the points we will pay attention to when criticizing; to use a simple, plain and understandable language.

Ama bazen biz ne yapıyoruz? But what do we do sometimes?

Böyle çok detaylı, yeni, anlaşılmadık, bilinmedik kelimeler kullanıyoruz. We use such very detailed, new, incomprehensible, unknown words.

Ya da konu çok basitken çok karmaşıklaştırıyoruz.

Karşı taraf, bizi dinlerken "Acaba ne demek istiyor bu?" gibi bir düşünceye kapılabiliyor. While the other party is listening to us, "I wonder what does that mean?" may have such a thought.

O yüzden, karşı tarafta eleştirmek istediğimiz bir konu varsa eğer...

...mümkün olduğunca basit, sade ve anlaşılır bir şekilde söylemeliyiz ve olabildiğince kısa tutmalıyız.

Şuna dikkat etmen lazım. Eleştirinin amacı kendi egonu okşamak değil.

Sadece, karşı tarafın davranışlarını düzeltmek.

Bir de bazen, eleştirirken şöyle bir şey yapıyoruz:

"Sen çok kötüsün, sen çok yetersizsin!" gibi çok genel ifadeler kullanıyoruz.

Genel bir ifade kullandığımız zaman karşı tarafın aklında bir şey oturmayacaktır. Sadece şunu diyecektir:

"Ya bu adam beni kötülüyor, bu kadın beni kötülüyor!"

Ama amacımız bu mu? Karşı tarafı demoralize etmek mi? Yoksa daha yapıcı bir hale getirmek mi?

Burada dikkat edeceğimiz şey çok spesifik noktalara temas etmek.

Karşı tarafta neyi hatalı görüyorsak, neyi eksik görüyorsak onu net bir şekilde ifade etmemiz lazım.

Seni şu konuda yetersiz görüyorum, seni şu konuda eksik görüyorum.

Eğer böyle söylersek, karşı tarafın aklında belirsizlik oluşmayacak...

...ve eğer iyi niyetliyse, davranışını değiştirmeye çalışacaksa...

...neyi değiştirebileceğini çok iyi anlayacaktır.

Akşam evde yemek yenecek...

...yemek hazırlanmış, kadın güzel yemekler yapmış, beraber sofraya oturuyorlar.

Adam diyor ki: "Sen bu yemeği tuzsuz yapmışsın!"

"Sen hiçbir şeyi mi beceremeyeceksin?"

"Hiçbir şeyden mi anlamıyorsun sen!"

Ya da mesela, adam bir hediye, bir çiçek alıyor karısına...

..."Yıllardır beni tanıyorsun Ahmet, ama bunu mu aldın! Ne kadar zevksiz bir insansın!"

Burada aslında, dikkat edeceğimiz, eleştirirken sık yaptığımız hatalardan bir tanesi var.

Eleştirirken davranışa değil, kişiliğe yöneldiğimiz zaman karşı tarafı hem demoralize ederiz...

...olumsuz duygular uyandırırız karşı tarafta, hem de karşı tarafı savunmaya geçiririz.

Böyle durumlarda...

...kişi, eğer ortada bir çözüm varsa ya da çözme motivasyonu varsa dahi...

...kendisini kötü hissettiği için ya da saldırı altında hissettiği için...

...o davranışı, o çözümü yapmama işine girecektir.

O yüzden eğer ortada bir hata varsa, sadece hatayı...

...sadece hatayı söylemek lazım.

Fazlasına girdiğimiz zaman o iş çözümsüzlüğe gidecektir.

Bazen de, eleştiri memuru gibi tipler vardır. Her şeyi eleştirirler. Şunu bunu, bir sürü şeyi yakalarlar...

...ve hemen onu söylemek zorunda hissederler.

Karşı taraf, eleştiriye maruz kalan kişi, bunu şöyle hisseder:

"Ya bende hiç mi olumlu bir şey yok!"

"Hiç mi güzel bir şey yok!"

Böyle bir durumda...

...ister istemez ortadaki iletişim zarar görecektir.

Ve amacımız en başta söylediğim gibi, karşı tarafın davranışlarını düzeltmekse...

...amacımızdan uzaklaşmış oluyoruz.

Eleştirirken, karşı tarafın olumlu şeylerini de belirtmek çok önemli.

Mesela sandviç tekniği denen bir teknik var.

Önce karşı tarafta gördüğümüz olumlu bir şeyi...

...sonra araya...

...asıl eleştirmek istediğimiz konuyu...

...sonra yine olumlu bir şey ile kapatıyoruz.

Böyle bir durumda kişi kendisini sadece eleştirilmiş hissetmiyor.

Diyor ki: "Evet beni eleştiriyor ama bu adam, bu kadın benim olumlu yönlerimi de görüyor."

O zaman daha makûl bir düzeyde kişi kendini ya da davranışını değiştirmeye çalışacaktır.

Birini eleştirirken hata yaptığını, yanlışlar yaptığını söylemek genelde karşı tarafın motivasyonunu...

...hevesini, heyecanını kırar.

O yüzden hata yaptığını söylemek yerine aslında neyi daha iyi yapabileceğini ifade etmek...

...karşı tarafı daha motive edecektir.

Daha fazla kendini açmasını sağlayacaktır.

O yüzden hata yaptığını söylemek yerine...

...daha iyi nasıl yapabilir onu ifade etmeye dikkat etmelisin.

Bir diğer şey, birini eleştiriyorsun, bir şeyler söylüyorsun, gördüğün şeyleri belirtiyorsun...

...karşı taraf seni dinliyor, ondan sonra sen ciddi ciddi anlatıyorsun...

...şunlar şunlar değişmeli gibi.

Sonra, karşı taraf savunma ihtiyacı hissedecektir.

Böyle bir durumda, sen dinlememeye başlıyorsun...

...etraftaki fayansları sayıyorsun, tavana bakıyorsun...

...ama karşı taraf anlatmaya çalışıyor sana.

Böyle olunca şöyle bir durum ortaya çıkacak: "Ya ben anlatıyorum...

...söylüyorum ama karşı tarafı dinlemiyorum." Karşı taraf ne hissedecek?

Diyecek ki: "Beni dinlemiyor, sadece eleştiriyor."

O yüzden eleştiri yaparken, evet yapabilirsin bunu. Sonrasında karşı tarafın kendini bir anlatmasına...

...durumu izah etmesine fırsat vermelisin.

Eğer vermezsen, ortada bir iletişim var diyemeyiz ki.

Sen anca kendi egonu tatmin etmiş olursun.

Söylersin söylersin söylersin...

...karşı taraf ne hissediyor, ne düşünüyor ya da neyi neden yaptı... Bundan habersiz olursun.

Buna dikkat etmek...

...karşı taraf ile bir diyalog kurmaya, iletişim kurmaya çaba göstermek...

...çok önemli.

Bazı insanlar vardır ki eleştirirken böyle bambaşka bir insana dönüşürler, canavara dönüşürler.

Aşırı sertleşirler. Karşı tarafa bağırarak konuşmaya başlarlar.

Bazen aşağılarlar...

...bazen kötü davranırlar.

Böyle bir durumda, eğer böyle biriysen...

...karşı tarafa bağıran, çağıran, eleştirini sert bir şekilde ifade eden biriysen...

...karşı tarafta neyi değiştirmeyi bekliyorsun?

Neyin değişmesini istiyorsun?

Şahsen bana biri böyle dese...

...böyle bir tavırla yaklaşsa...

...ben normalde çok istekli olduğum, değiştirmeye çok istekli olduğum bir konuyu...

...sırf onun bu tavrına inat olarak değiştirmeme gibi bir durum ortaya, bir tavır ortaya çıkartırım. O yüzden eleştiren tarafta olduğum zaman...

...üslûbuna dikkat etmelisin.

Üslûp, kelimelerin kıyafeti gibidir.

Aynı şeyi çok farklı tonlarda söyleyerek farklı mesajlar verebilirsin.

Eğer eleştirinin karşı tarafta bir yankı bulmasını, ses bulmasını...

...ya da bir amaca hizmet etmesini istiyorsan...

...üslûbuna dikkat edeceksin.

O yüzden eleştirdiğin insanla yakın bir ilişki kurmak...

...emir vererek değil bazen...

...öneriler vererek, yöntemler göstererek, yollar göstererek...

...eleştirirsen...

...hakikaten ortaya güzel bir şey çıkıyor o zaman.

Buna da dikkat etmeni öneririm.

Umarım bundan sonra bir eleştiri yaparken bu önerilerimi dikkate alırsın.

Videoyu beğenmeyi ve PsikolojiTV YouTube kanalına abone olmayı unutma.

Kendine çok iyi bak, görüşmek üzere!