×

We use cookies to help make LingQ better. By visiting the site, you agree to our cookie policy.


image

Baha's Stories, TÜRKİYE'DE MAFYA VE ÇETELER

TÜRKİYE'DE MAFYA VE ÇETELER

Türkçede mafya kelimesi iki anlamda kullanılır: Birinci anlamı, yasadışı organizasyondur. İkinci anlamı, yasadışı organizasyonun üyeleridir.

Türkiye'de mafya, 1990'lı yıllarda epey popülerdi. 2000'den sonra çoğu mafya lideri hapse atıldı. Ancak bugün Türkiye'de hâlâ mafya var. Türkler bu konuya çok meraklılar. Çünkü bu gizemli bir konudur. Ayrıca Türkiye'de mafya için yazılmış kitaplar, şarkılar vardır. İnsanlar kafelerde, kahvehanelerde mafya üzerine konuşmayı severler.

Mafya ile çete arasındaki temel farklar şunlardır: mafyanın gizli bir yapılanması vardır. Çeteler daha görünürdür. Mafyada hiyerarşi önemlidir. Lidersiz mafya olmaz. Ama çetede her zaman lider olmaz. Üyeler birbirine eşittir.

En ünlü mafyalar İstanbul'da yaşarlar. Onlar genellikle başka şehirlerden gelip İstanbul'a yerleşirler. 1960 ve 1970'lerde mafyanın çoğu Türkiye'nin doğusundan ve kuzeyinden geliyordu. Genellikle Karadeniz bölgesindeki Türklerden, Lazlardan ve Türkiye'nin doğusundan gelen Kürtlerden oluşuyordu.

Türkiye'de 1970'lerde iç savaşa benzer bir durum vardı. Özellikle 1980 Darbesi'nden önce ülke karmaşa içindeydi. Sağcı ve solcu gençler birbirlerini öldürüyorlardı. Öldürmek için silah lazımdı. Silahı da genellikle mafya sağlıyordu. Böylece mafya zenginleşti.

Normalde mafya siyasetle uğraşmaz. Çünkü siyasetle uğraşan silahlı örgütlere “terörist organizasyon” denir. Mafya uyuşturucu, silah, kaçak ürün satar. Para kazanmak için iş adamlarını tehdit eder, korkutur. Şantaj yapar. İnsan kaçırır ve fidye ister. İstedikleri parayı vermeyen kişilere işkence yaparlar. Suikast düzenlerler.

Ayrıca “organ mafyası” vardır. Onlar nakil edilebilen organların ticaretini yaparlar. En çok nakledilen organ böbrektir. Bunun için insanları kaçırırlar. Onların böbreklerini çalar ve başkasına satarlar. Çünkü Türkiye'de organa ihtiyacı olan birçok insan var. Ama son yıllarda organ ticareti azaldı.

Türkiye'nin sınırları 1980'den önce genellikle kapalıydı. İhracat ve ithalat yapmak çok zordu. 1974'teki Kıbrıs Savaşı'dan sonra Amerika Türkiye'ye ambargo uyguladı. Türkler elektronik aletlere, yeni kıyafetlere ihtiyaç duyuyorlardı. Ama bunları yurt dışından Türkiye'ye getirmek yasaktı. Bunları sadece kaçakçılar getirebiliyorlardı. Bu kaçakçılar da genellikle mafya ile işbirliği yapıyorlardı.

Mafya içinde akrabalık bağı önemlidir. Genellikle kardeşler, kuzenler birlikte çalışırlar. Önemli üyeler aynı aileye mensupturlar. Fakir, annesi babası olmayan kişileri suç işlemek için kullanırlar. Örneğin fakir birine suç işletirler. O kişi hapse girince ona ve onun ailesine para verirler.

Mafya son yıllarda kendini işadamı gibi göstermeye başladı. Bunun yanında kendilerini hayırsever gibi gösteriyorlar. Binlerce masum insandan çaldıkları paraları birkaç fakir insana veriyorlar. Böylece yardımsever bir imaj oluşturmaya çalışıyorlar. Maalesef bazı Türkler bu “hayırsever” mafyalara saygı duyuyorlar, onları seviyorlar.

Eskiden aktif olan mafya liderlerinin bir kısmı bugün Avrupa'da yaşıyorlar. Onlar Türkiye'den kaçtılar. Eğer uluslararası bir suç işlemişlerse Türkiye İnterpol'e başvuruyor. Onların iade edilmesini talep ediyor.

TÜRKİYE'DE MAFYA VE ÇETELER المافيا والعصابات في تركيا MAFIA UND BANDEN IN DER TÜRKEI ΜΑΦΊΑ ΚΑΙ ΣΥΜΜΟΡΊΕΣ ΣΤΗΝ ΤΟΥΡΚΊΑ MAFIA AND GANGS IN TURKEY MAFIA Y BANDAS EN TURQUÍA MAFIA ET GANGS EN TURQUIE МАФИЯ И БАНДЫ В ТУРЦИИ MAFFIA OCH GÄNG I TURKIET 土耳其的黑手黨和幫派

Türkçede mafya kelimesi iki anlamda kullanılır: Birinci anlamı, yasadışı organizasyondur. İkinci anlamı, yasadışı organizasyonun üyeleridir. في اللغة التركية، تستخدم كلمة مافيا بمعنيين: المعنى الأول هو منظمة غير قانونية. المعنى الثاني هو أعضاء في منظمة غير قانونية. Im Türkischen wird das Wort Mafia in zwei Bedeutungen verwendet: Die erste Bedeutung ist eine illegale Organisation. Die zweite Bedeutung sind die Mitglieder einer illegalen Organisation. In Turkish, the word mafia is used in two meanings: Its first meaning is illegal organization. The second meaning is members of the illegal organization. В турецком языке слово мафия используется в двух значениях: его первое значение - незаконная организация. Второе значение - члены нелегальной организации.

Türkiye'de mafya, 1990'lı yıllarda epey popülerdi. 2000'den sonra çoğu mafya lideri hapse atıldı. Ancak bugün Türkiye'de hâlâ mafya var. Türkler bu konuya çok meraklılar. كانت المافيا تحظى بشعبية كبيرة في تركيا في التسعينيات. بعد عام 2000، تم سجن معظم زعماء المافيا. ومع ذلك، لا تزال هناك مافيا في تركيا اليوم. الأتراك مهتمون جدًا بهذا الموضوع. In den 1990er Jahren war die Mafia in der Türkei sehr beliebt. Nach 2000 wurden die meisten Mafiaführer inhaftiert. Aber die Mafia gibt es auch heute noch in der Türkei. Die Türken sind an diesem Thema sehr interessiert. mafia in Turkey, was quite popular in the 1990s. After 2000, most mafia leaders were imprisoned. However, today there are still mafia in Turkey. Turks are very curious about this issue. мафия в Турции, была очень популярна в 1990-х годах. После 2000 года большинство лидеров мафии были заключены в тюрьму. Тем не менее, сегодня есть еще мафия в Турции. Туркам очень любопытно по этому поводу. Çünkü bu gizemli bir konudur. Ayrıca Türkiye'de mafya için yazılmış kitaplar, şarkılar vardır. İnsanlar kafelerde, kahvehanelerde mafya üzerine konuşmayı severler. لأن هذه مسألة غامضة. وهناك أيضًا كتب وأغاني كتبت للمافيا في تركيا. يحب الناس التحدث عن المافيا في المقاهي والمقاهي. Weil es ein geheimnisvolles Thema ist. In der Türkei gibt es auch Bücher und Lieder über die Mafia. In Cafés und Kaffeehäusern wird gerne über die Mafia gesprochen. Because this is a mysterious issue. In addition to books written mafia in Turkey, there are songs. People like to talk about the mob in cafes and coffee shops. Потому что это загадочная проблема. В дополнение к книгам, написанных мафию в Турции, есть песни. Людям нравится говорить о толпе в кафе и кофейнях.

Mafya ile çete arasındaki temel farklar şunlardır: mafyanın gizli bir yapılanması vardır. Çeteler daha görünürdür. Mafyada hiyerarşi önemlidir. الاختلافات الرئيسية بين المافيا والعصابة هي كما يلي: المافيا لديها هيكل سري. العصابات أكثر وضوحا. التسلسل الهرمي مهم في المافيا. Die Hauptunterschiede zwischen der Mafia und der Bande sind: Die Mafia hat eine geheime Konfiguration. Banden sind sichtbarer. Hierarchie ist in der Mafia wichtig. The main differences between the mafia and the gang are: the mafia has a secret configuration. Gangs are more visible. Hierarchy is important in the mafia. Основные различия между мафией и бандой: мафия имеет секретную конфигурацию. Банды более заметны. Иерархия важна в мафии. Lidersiz mafya olmaz. Ama çetede her zaman lider olmaz. Üyeler birbirine eşittir. لا توجد مافيا بدون زعيم. ولكن ليس هناك دائما زعيم في العصابة. الأعضاء متساوون مع بعضهم البعض. Ohne Anführer kann es keine Mafia geben. Aber eine Bande hat nicht immer einen Anführer. Die Mitglieder sind gleichberechtigt. There is no mafia without a leader. But not always the leader in the gang. The members are equal to each other. Без лидера нет мафии. Но не всегда лидер в банде. Члены равны друг другу.

En ünlü mafyalar İstanbul'da yaşarlar. Onlar genellikle başka şehirlerden gelip İstanbul'a yerleşirler. 1960 ve 1970'lerde mafyanın çoğu Türkiye'nin doğusundan ve kuzeyinden geliyordu. أشهر المافيا تعيش في اسطنبول. عادة ما يأتون من مدن أخرى ويستقرون في اسطنبول. وفي ستينيات وسبعينيات القرن العشرين، جاءت معظم المافيا من شرق وشمال تركيا. Die bekanntesten Mafiosi leben in Istanbul. Sie kommen meist aus anderen Städten und lassen sich in Istanbul nieder. In den 1960er und 1970er Jahren kamen die meisten Mafiosi aus dem Osten und Norden der Türkei. The most famous mafia live in Istanbul. They usually come from other cities and settle in Istanbul. Most of eastern Turkey in 1960 and the Mafia in the 1970s and was coming from the north. Самая известная мафия живет в Стамбуле. Они обычно приезжают из других городов и поселяются в Стамбуле. Большая часть восточной Турции в 1960 году и мафия в 1970-х годах и с севера. Genellikle Karadeniz bölgesindeki Türklerden, Lazlardan ve Türkiye'nin doğusundan gelen Kürtlerden oluşuyordu. وكانوا يتألفون بشكل عام من الأتراك من منطقة البحر الأسود، وشعب اللاز والأكراد من شرق تركيا. In der Regel in der Schwarzmeerregion der Türkei, die von Kurden aus der Türkei und aus dem Osten Lazar bestand. Usually in the Black Sea region of Turkey, which consisted of Kurds from Turkey and from the east Lazar. Обычно в регионе Черного моря Турции, которая состояла из курдов из Турции и с востоком Лазара.

Türkiye'de 1970'lerde iç savaşa benzer bir durum vardı. Özellikle 1980 Darbesi'nden önce ülke karmaşa içindeydi. Sağcı ve solcu gençler birbirlerini öldürüyorlardı. كان هناك وضع مماثل للحرب الأهلية في تركيا في السبعينيات. وكانت البلاد في حالة من الفوضى، خاصة قبل انقلاب عام 1980. كان الشباب اليميني واليساري يقتلون بعضهم البعض. In den 1970er Jahren herrschte in der Türkei eine bürgerkriegsähnliche Situation. Insbesondere vor dem Staatsstreich von 1980 befand sich das Land in Aufruhr. Rechte und linke Jugendliche brachten sich gegenseitig um. In the 1970s there was a similar situation in the civil war in Turkey. Especially before the 1980 Coup, the country was in turmoil. Right-wing and left-wing youths were killing each other. В 1970-х годах была аналогичная ситуация в гражданской войне в Турции. Особенно до переворота 1980 года страна была в смятении. Правые и левые молодые люди убивали друг друга. Öldürmek için silah lazımdı. Silahı da genellikle mafya sağlıyordu. Böylece mafya zenginleşti. كان هناك حاجة إلى بندقية للقتل. وعادة ما توفر المافيا الأسلحة. وهكذا أصبحت المافيا غنية. Weapons were needed to kill. The weapon also provided the mafia. So the mafia got richer. Оружие было необходимо, чтобы убить. Оружие также предоставила мафия. Так что мафия стала богаче.

Normalde mafya siyasetle uğraşmaz. Çünkü siyasetle uğraşan silahlı örgütlere “terörist organizasyon” denir. Mafya uyuşturucu, silah, kaçak ürün satar. عادة المافيا لا تتعامل مع السياسة. لأن التنظيمات المسلحة التي تتعامل مع السياسة تسمى "تنظيمات إرهابية". تبيع المافيا المخدرات والأسلحة والمنتجات المهربة. Normalerweise hat die Mafia nichts mit Politik zu tun. Denn bewaffnete Organisationen, die sich mit Politik befassen, werden als "terroristische Organisationen" bezeichnet. Die Mafia verkauft Drogen, Waffen und Schmuggelware. Normally, the mafia does not deal with politics. Because armed organizations dealing with politics are called “terrorist organizations”. Mafia sells drugs, weapons, illegal products. Обычно мафия не занимается политикой. Потому что вооруженные организации, занимающиеся политикой, называются «террористическими организациями». Мафия торгует наркотиками, оружием, нелегальной продукцией. Para kazanmak için iş adamlarını tehdit eder, korkutur. Şantaj yapar. İnsan kaçırır ve fidye ister. İstedikleri parayı vermeyen kişilere işkence yaparlar. Suikast düzenlerler. يقوم بتهديد وترهيب رجال الأعمال لكسب المال. يبتز. يخطف الناس ويطلب فدية. إنهم يعذبون الأشخاص الذين لا يعطونهم المال الذي يريدون. ينظمون الاغتيالات. Er bedroht und schüchtert Geschäftsleute ein, um Geld zu verdienen. Er erpresst. Sie entführen Menschen und fordern Lösegeld. Sie foltern Menschen, die das geforderte Geld nicht zahlen. Sie organisieren Attentate. It threatens and frightens businessmen to make money. Blackmails. Man kidnaps and demands ransom. They torture people who don't give them the money they want. They assassinate. Это грозит и пугает бизнесменов зарабатывать деньги. Шантаж сделал. Человек похищает и требует выкуп. Они мучают людей, которые не дают им денег, которые они хотят. Они убивают.

Ayrıca “organ mafyası” vardır. Onlar nakil edilebilen organların ticaretini yaparlar. En çok nakledilen organ böbrektir. Bunun için insanları kaçırırlar. هناك أيضًا "مافيا الأعضاء". إنهم يتاجرون بالأعضاء القابلة للزرع. العضو الأكثر شيوعاً الذي يتم زرعه هو الكلى. ولهذا السبب يقومون باختطاف الناس. Es gibt auch eine "Orgelmafia". Sie handeln mit transportablen Organen. Das am meisten transplantierte Organ ist die Niere. Also entführen sie Leute. There is also an "organ mafia". They trade transportable organs. The most transplanted organ is the kidney. So they kidnap people. Существует также «органная мафия». Они торгуют транспортабельными органами. Наиболее пересаженным органом является почка. Так они похищают людей. Onların böbreklerini çalar ve başkasına satarlar. Çünkü Türkiye'de organa ihtiyacı olan birçok insan var. Ama son yıllarda organ ticareti azaldı. يسرقون كليتيهم ويبيعونها لشخص آخر. لأن هناك الكثير من الناس في تركيا يحتاجون إلى الأعضاء. لكن تجارة الأعضاء تراجعت في السنوات الأخيرة. Sie stehlen ihre Nieren und verkaufen sie an jemand anderen. Denn es gibt viele Menschen in der Türkei, die Organe brauchen. Aber der Organhandel ist in den letzten Jahren zurückgegangen. They steal their kidneys and sell them to someone else. Because there are many people who need organs in Turkey. But organ trade has declined in recent years. Они крадут свои почки и продают их кому-то еще. Потому что есть много людей, которые нуждаются в органах в Турции. Но торговля органами в последние годы сократилась.

Türkiye'nin sınırları 1980'den önce genellikle kapalıydı. İhracat ve ithalat yapmak çok zordu. 1974'teki Kıbrıs Savaşı'dan sonra Amerika Türkiye'ye ambargo uyguladı. وكانت حدود تركيا مغلقة بشكل عام قبل عام 1980. كان من الصعب جدًا التصدير والاستيراد. وبعد حرب قبرص عام 1974، فرضت أمريكا حظرا على تركيا. Turkey's borders before 1980 generally were closed. It was very difficult to export and import. Turkey has imposed sanctions in 1974 after the American War of Cyprus. границы Турции до 1980 года, как правило, были закрыты. Было очень сложно экспортировать и импортировать. Турция ввела санкции в 1974 году после американской войны Кипра. Türkler elektronik aletlere, yeni kıyafetlere ihtiyaç duyuyorlardı. Ama bunları yurt dışından Türkiye'ye getirmek yasaktı. Bunları sadece kaçakçılar getirebiliyorlardı. Bu kaçakçılar da genellikle mafya ile işbirliği yapıyorlardı. كان الأتراك بحاجة إلى الأجهزة الإلكترونية والملابس الجديدة. لكن كان ممنوعا جلبهم إلى تركيا من الخارج. فقط المهربون هم من يمكنهم إحضارهم. غالبًا ما يتعاون هؤلاء المهربون مع المافيا. Türken brauchten elektronische Geräte, neue Kleidung. Aber es war verboten, sie aus dem Ausland in der Türkei zu bringen. Nur Schmuggler konnten sie bringen. Diese Schmuggler arbeiteten oft mit der Mafia zusammen. Turks needed electronic devices, new clothes. But it was forbidden to bring them from abroad to Turkey. Only smugglers could bring them. These smugglers often cooperated with the mafia. Туркам нужны были электронные устройства, новая одежда. Но это было запрещено ввозить их из-за границы Турции. Только контрабандисты могли принести их. Эти контрабандисты часто сотрудничали с мафией.

Mafya içinde akrabalık bağı önemlidir. Genellikle kardeşler, kuzenler birlikte çalışırlar. Önemli üyeler aynı aileye mensupturlar. علاقات القرابة مهمة داخل المافيا. عادة ما يعمل الأشقاء وأبناء العم معًا. أعضاء مهمون ينتمون إلى نفس العائلة. Verwandtschaftliche Bindungen sind in der Mafia wichtig. Normalerweise arbeiten Brüder und Cousins zusammen. Wichtige Mitglieder gehören der gleichen Familie an. Kinship ties are important in the mafia. Usually brothers and cousins work together. Important members belong to the same family. Родственные связи важны в мафии. Обычно братья и кузены работают вместе. Важные члены принадлежат к одной семье. Fakir, annesi babası olmayan kişileri suç işlemek için kullanırlar. Örneğin fakir birine suç işletirler. O kişi hapse girince ona ve onun ailesine para verirler. إنهم يستخدمون الفقراء الذين ليس لديهم آباء لارتكاب الجرائم. على سبيل المثال، يجعلون شخصًا فقيرًا يرتكب جريمة. عندما يذهب ذلك الشخص إلى السجن، يعطون المال له ولعائلته. Sie benutzen arme Menschen, Menschen ohne Eltern, um Verbrechen zu begehen. Sie bringen zum Beispiel eine arme Person dazu, ein Verbrechen zu begehen. Wenn diese Person ins Gefängnis geht, geben sie ihr und ihrer Familie Geld. The poor use people who do not have a father to commit a crime. For example, they commit a crime to a poor person. When that person goes to jail, they pay him and his family money. Бедные используют людей, у которых нет отца, чтобы совершить преступление. Например, они совершают преступление для бедного человека. Когда этот человек попадает в тюрьму, они платят ему и его семье деньги.

Mafya son yıllarda kendini işadamı gibi göstermeye başladı. Bunun yanında kendilerini hayırsever gibi gösteriyorlar. Binlerce masum insandan çaldıkları paraları birkaç fakir insana veriyorlar. في السنوات الأخيرة، بدأت المافيا في الظهور كرجال أعمال. علاوة على ذلك، فإنهم يصورون أنفسهم على أنهم محسنون. إنهم يعطون الأموال التي سرقوها من آلاف الأبرياء إلى عدد قليل من الفقراء. In den letzten Jahren ist die Mafia dazu übergegangen, sich als Geschäftsleute zu präsentieren. Sie präsentieren sich auch als Philanthropen. Sie geben das Geld, das sie Tausenden von unschuldigen Menschen stehlen, an einige wenige Arme. Mafia has started to show itself as a businessman in recent years. Besides, they make themselves look like philanthropists. They give the money they stole from thousands of innocent people to a few poor people. Мафия начала проявлять себя как бизнесмен в последние годы. Кроме того, они делают себя похожими на филантропов. Они отдают деньги, которые они украли у тысяч невинных людей, нескольким беднякам. Böylece yardımsever bir imaj oluşturmaya çalışıyorlar. Maalesef bazı Türkler bu “hayırsever” mafyalara saygı duyuyorlar, onları seviyorlar. وبالتالي، فهم يحاولون خلق صورة مفيدة. ولسوء الحظ، فإن بعض الأتراك يحترمون ويحبون هذه المافيا "الخيرة". Thus, they try to create a benevolent image. Unfortunately, some Turks respect these "benevolent" mafia and they love them. Поэтому они пытаются создать доброжелательный образ. К сожалению, некоторые турки уважают эту «доброжелательную» мафию и любят их.

Eskiden aktif olan mafya liderlerinin bir kısmı bugün Avrupa'da yaşıyorlar. Onlar Türkiye'den kaçtılar. ويعيش بعض زعماء المافيا النشطين سابقًا في أوروبا اليوم. هربوا من تركيا. Einige der ehemals aktiven Mafiaführer leben heute in Europa. Sie sind aus der Türkei geflohen. Some of the formerly active mafia leaders now live in Europe. They escaped from Turkey. Некоторые из ранее активных лидеров мафии сейчас живут в Европе. Они бежали из Турции. Eğer uluslararası bir suç işlemişlerse Türkiye İnterpol'e başvuruyor. Onların iade edilmesini talep ediyor. إذا ارتكبوا جريمة دولية، فإن تركيا تتقدم بطلب إلى الإنتربول. ويطالب بعودتهم. Wenn sie ein internationales Verbrechen begangen haben, bezieht sich die Türkei Interpol. Er verlangt, dass sie zurückgegeben werden. If they have committed an international crime refers Turkey Interpol. He demands that they be returned. Если они совершили международное преступление относится Турция Интерпол. Он требует их возвращения.