×

We use cookies to help make LingQ better. By visiting the site, you agree to our cookie policy.


image

Baha's Stories, TÜRKİYE’DE KUMAR

TÜRKİYE'DE KUMAR

Para kazanmak amacıyla oynanan, şansın etkili olduğu oyuna kumar denir. Kumarda en önemli husus şanstır. Bazı oyunlarda şansın yanında bilgi de gerekir.

Örneğin, pokerde davranışlar, mimikler de etkilidir.

Kumarhanelerdeki slot makinelerinin bazılarında şansın yaver gitmesi* para kazanmak için yeterlidir.

Türkiye'de 1998'e kadar kumarhanelerde kumar oynamak devlet kontrolünde olmak şartıyla serbestti.

Büyük otellerde Kıbrıs'taki gibi gazinolar bulunurdu.

Ancak yasak geldikten sonra bunlar kapatıldılar. Tabii ki kumarbaz insanları engellemek kolay değildir. Onlar da gizli saklı yerlerde hâlâ kumar oynuyorlar.

Zengin Türkler Kıbrıs'a, Gürcistan'a vs. kumar oynamak için gidiyorlar.

Her sene Kuzey Kıbrıs'a binlerce Türk [fuhuş dışında] sadece kumar oynamak için gidiyor.

Oradaki kumarhanelerde kumar oynandığı sürece bütün yiyecekler-içecekler ikramdır. Türkler bedava yemeyi-içmeyi severler.

10 liralık bedava yemek yiyip yüzlerce lira kaybedip Türkiye'ye dönerler

Türkler “okey” adlı oyunu oynamayı severler. Bu oyunu zevkine de oynarlar parasına da. Kahvehanelerin çoğunda bu oyun oynanır.

Bu oyunda genellikle çok fazla para dönmez. Bu oyun çok sıkıcı bence.

Türkler bazen günde 10 saat boyunca bu oyunu oynarlar.

"İddaa" adlı bahis legaldir. Yani bu bahis sistemi devlet kontrolündedir.

Oradan genellikle futbol ve basketbol maçlarının sonuçları tahmin edilerek para kazanılmaya çalışılır.

18 yaşından küçüklerin bahis yatırması yasaktır. Ancak kaçak iddaa siteleri de mevcut. Bunlar genellikle Kuzey Kıbrıs'tan yönetiliyor.

Oralardaki bahis oranları daha yüksek oluyor. Bu yüzden kolay yoldan zengin olmak isteyenler kaçak bahis sitelerine paralarını yatırıyorlar.

Bazen sahtekarlar tarafından dolandırılıyorlar.

At yarışı, 30-60 yaş arası Türklerin ilgisini çeker. Futboldaki iddaa gibi at yarışında da legal bahis vardır. Burada daha sıkı bir devlet kontrolü vardır.

At yarışı yüzünden evini, arabasını, ailesini kaybeden vatandaşlar var.

Ömrünü at yarışı oynayarak, atlar hakkında konuşarak geçiren insanlar var.

Son yıllarda insanlar internetten kumar oynamaya başladılar. Poker, batak, iddia gibi birçok oyun sanal ortamdan oynanabilir.

Oradan oynamak daha tehlikeli olabilir. Çünkü sanal ortamda kredi kartıyla kumar oynanır. Kumarbaz ne kadar para kaybettiğinin bilincinde olmayabilir.

Tombala adlı oyun son yıllarda popüler oldu. Bu oyun sıklıkla kahvehanelerde gizlice oynanıyor.

Polis bazen bu oyunun oynandığı mekanlara baskın yapıyor. Oynayan ve oynatanlara ceza kesiyor. Oynanan mekanı mühürleyebiliyor.

İlginç bir kumar tarzı da horoz dövüşüdür. Evet, çoğunlukla köylü, kasabalı bazen de şehirli Türkler dövüştürmek için horoz beslerler.

O horozlara antrenman yaptırırlar. Onları dövüş için hazırlarlar. Gizlice kahvehanelerde veya benzeri mekanlarda toplanırlar.

Herkes kazanacağına inandığı horoza bahis yatırır. Bu berbat bir oyun.

İnsanlar hayvanların birbirlerini parçalamasından, hatta öldürmesinden zevk alıyorlar. Benzer biçimde köpek dövüştüren caniler de var.

Son olarak güvercin bağımlılarından bahsedeyim. Aslında bu kumar değil ama kumar kadar zararlı olabilen bir hobi, aktivite.

Bazı Türkler güvercin uçurmaktan zevk alırlar. Hatta bunun bağımlısı olanlar var. Sabah akşam evlerinin damlarında besledikleri güvercinleri uçururlar.

Bazı güvercinler çok pahalıdır. Araba, ev değerinde güvercinler var. Açık artırmayla güvercinlerin satıldığı mekanlar var.

TÜRKİYE’DE KUMAR القمار في تركيا GLÜCKSSPIEL IN DER TÜRKEI GAMING IN TURKEY Азартные игры в Турции SPEL I TURKIET

Para kazanmak amacıyla oynanan, şansın etkili olduğu oyuna kumar denir. اللعبة التي يتم لعبها بهدف كسب المال، حيث يكون الحظ فعالا، تسمى القمار. Das Spiel, das zum Zweck des Geldverdienens gespielt wird und bei dem Glück effektiv ist, wird als Glücksspiel bezeichnet. The game, which is played with the aim of making money and where luck is effective, is called gambling. Игра, в которую играют с целью зарабатывания денег и в которой действует удача, называется азартной игрой. Kumarda en önemli husus şanstır. أهم شيء في القمار هو الحظ. Glück ist der wichtigste Faktor beim Glücksspiel. The most important thing in gambling is luck. Bazı oyunlarda şansın yanında bilgi de gerekir. تتطلب بعض الألعاب المعرفة وكذلك الحظ. Some games require knowledge as well as luck. Некоторые игры требуют не только удачи, но и знаний.

Örneğin, pokerde davranışlar, mimikler de etkilidir. على سبيل المثال، يعتبر السلوك وتعبيرات الوجه فعالة أيضًا في لعبة البوكر. Beim Poker zum Beispiel spielen auch das Verhalten und die Mimik eine Rolle. For example, poker behavior and facial expressions are also effective.

Kumarhanelerdeki slot makinelerinin bazılarında şansın yaver gitmesi* para kazanmak için yeterlidir. في بعض ماكينات القمار في الكازينوهات، يكون الحظ* كافيًا لكسب المال. Bei einigen Spielautomaten in Casinos reicht ein wenig Glück*, um Geld zu gewinnen. For some of the slot machines in the casinos, it is enough to make good money. Некоторым игровым автоматам в казино посчастливилось* выиграть деньги.

Türkiye'de 1998'e kadar kumarhanelerde kumar oynamak devlet kontrolünde olmak şartıyla serbestti. حتى عام 1998، كان القمار في الكازينوهات مسموحًا به في تركيا، بشرط أن يكون تحت سيطرة الدولة. Bis 1998 war das Glücksspiel in Kasinos in der Türkei unter staatlicher Kontrolle erlaubt. In a casino in Turkey until 1998, he was released on the condition that the state gambling control. До 1998 года азартные игры в казино были разрешены в Турции при условии, что они находились под контролем государства.

Büyük otellerde Kıbrıs'taki gibi gazinolar bulunurdu. الفنادق الكبيرة بها كازينوهات كما هو الحال في قبرص. Große Hotels hatten Kasinos wie auf Zypern. Large hotels had casinos like in Cyprus.

Ancak yasak geldikten sonra bunlar kapatıldılar. ولكن بعد أن جاء الحظر، تم إغلاقها. Nach dem Verbot wurden sie jedoch geschlossen. However, after the ban came, they were closed. Однако после того, как пришел запрет, они были закрыты. Tabii ki kumarbaz insanları engellemek kolay değildir. وبطبيعة الحال، ليس من السهل منع المقامرين. Natürlich ist es nicht einfach, Menschen vom Glücksspiel abzuhalten. Of course, it is not easy to prevent gambler people. Конечно, заблокировать игроков непросто. Onlar da gizli saklı yerlerde hâlâ kumar oynuyorlar. وما زالوا يقامرون في أماكن سرية. They are still gambling in secret places. Они тоже до сих пор играют в тайных местах.

Zengin Türkler Kıbrıs'a, Gürcistan'a vs. kumar oynamak için gidiyorlar. ذهب الأتراك الأثرياء إلى قبرص وجورجيا وما إلى ذلك. يذهبون للمقامرة. Rich Turks to Cyprus, Georgia etc. they are going to gamble. Богатые турки едут на Кипр, в Грузию и т.д. Они идут играть.

Her sene Kuzey Kıbrıs'a binlerce Türk [fuhuş dışında] sadece kumar oynamak için gidiyor. في كل عام، يذهب آلاف الأتراك إلى شمال قبرص فقط للمقامرة [باستثناء الدعارة]. Tausende von Türken kommen jedes Jahr nach Nordzypern, nur um zu spielen [abgesehen von der Prostitution]. Thousands of Turks [except prostitution] go to North Cyprus every year just to gamble. Каждый год тысячи турок [помимо проституции] едут на Северный Кипр просто ради азартных игр.

Oradaki kumarhanelerde kumar oynandığı sürece bütün yiyecekler-içecekler ikramdır. جميع الأطعمة والمشروبات مجانية طالما أنك تقامر في الكازينوهات الموجودة هناك. In den dortigen Kasinos sind alle Speisen und Getränke kostenlos, solange gespielt wird. As long as gambling at the casinos there, all food and drinks are offered. Пока в казино играют в азартные игры, предлагаются все блюда и напитки. Türkler bedava yemeyi-içmeyi severler. الأتراك يحبون الأكل والشرب مجانا. Türken essen und trinken gerne umsonst. Turks like to eat and drink for free.

10 liralık bedava yemek yiyip yüzlerce lira kaybedip Türkiye'ye dönerler يأكلون طعامًا مجانيًا بقيمة 10 ليرات، ويخسرون مئات الليرات ويعودون إلى تركيا. Sie essen für 10 Lira kostenloses Essen, verlieren Hunderte von Lira und kehren in die Türkei zurück. 10 pounds of free food and eat hundreds of pounds in lost returns to Turkey Они едят бесплатную еду по 10 лир, теряют сотни лир и возвращаются в Турцию.

Türkler “okey” adlı oyunu oynamayı severler. يحب الأتراك ممارسة لعبة تسمى "حسنًا". Die Türken spielen gerne ein Spiel namens "okey". Turks like to play the game called "okey". Bu oyunu zevkine de oynarlar parasına da. إنهم يلعبون هذه اللعبة من أجل المتعة والمال. Sie spielen dieses Spiel zum Spaß oder um Geld zu verdienen. They play this game for their own pleasure. Они играют в эту игру для удовольствия или на деньги. Kahvehanelerin çoğunda bu oyun oynanır. تُلعب هذه اللعبة في أغلب المقاهي. Dieses Spiel wird in den meisten Kaffeehäusern gespielt. This game is played in most coffeehouses. В эту игру играют в большинстве кофеен.

Bu oyunda genellikle çok fazla para dönmez. عادة لا يوجد الكثير من المال في هذه اللعبة. Bei diesem Spiel gibt es normalerweise nicht viel Geld. Usually, not much money is returned in this game. Эта игра обычно не крутит много денег. Bu oyun çok sıkıcı bence. أعتقد أن هذه اللعبة مملة للغاية. Ich denke, dieses Spiel ist langweilig. I think this game is very boring. Я думаю, что эта игра очень скучная.

Türkler bazen günde 10 saat boyunca bu oyunu oynarlar. يلعب الأتراك أحيانًا هذه اللعبة لمدة 10 ساعات يوميًا. Turks sometimes play this game for 10 hours a day. Турки иногда играют в эту игру по 10 часов в день.

"İddaa" adlı bahis legaldir. الرهان المسمى "عدة" قانوني. Die Wette namens "İddaa" ist legal. The bet named "İddaa" is legal. Ставка под названием «Иддаа» является законной. Yani bu bahis sistemi devlet kontrolündedir. لذا فإن نظام الرهان هذا يخضع لسيطرة الدولة. So this betting system is state controlled. Другими словами, эта система ставок находится под контролем государства.

Oradan genellikle futbol ve basketbol maçlarının sonuçları tahmin edilerek para kazanılmaya çalışılır. ومن هناك، يحاول الناس عمومًا كسب المال من خلال التنبؤ بنتائج مباريات كرة القدم وكرة السلة. Von dort aus wird in der Regel versucht, Geld zu verdienen, indem man die Ergebnisse von Fußball- und Basketballspielen vorhersagt. From there, usually the results of football and basketball matches are estimated and money is tried to be earned.

18 yaşından küçüklerin bahis yatırması yasaktır. يُمنع الأشخاص الذين تقل أعمارهم عن 18 عامًا من المراهنة. Unter 18-Jährigen ist die Abgabe von Wetten untersagt. Children under the age of 18 are not allowed to place bets. Ancak kaçak iddaa siteleri de mevcut. ومع ذلك، هناك أيضًا مواقع مراهنة غير قانونية. Aber es gibt auch illegale Wettseiten. However, there are illegal bet sites. Bunlar genellikle Kuzey Kıbrıs'tan yönetiliyor. تدار هذه بشكل عام من شمال قبرص. These are usually ruled from Northern Cyprus.

Oralardaki bahis oranları daha yüksek oluyor. احتمالات الرهان هناك أعلى. Dort sind die Chancen höher. Betting rates are higher there. Bu yüzden kolay yoldan zengin olmak isteyenler kaçak bahis sitelerine paralarını yatırıyorlar. لهذا السبب يقوم أولئك الذين يريدون الثراء بالطريقة السهلة بإيداع أموالهم في مواقع المراهنة غير القانونية. Deshalb investieren diejenigen, die auf einfache Weise reich werden wollen, ihr Geld auf illegalen Wettseiten. That's why those who want to be rich in the easy way invest their money in illegal betting sites. Вот почему те, кто хочет разбогатеть легким путем, вкладывают свои деньги в нелегальные букмекерские конторы.

Bazen sahtekarlar tarafından dolandırılıyorlar. في بعض الأحيان يتم خداعهم من قبل المحتالين. Manchmal werden sie von Betrügern betrogen. Sometimes they are defrauded by fraudsters.

At yarışı, 30-60 yaş arası Türklerin ilgisini çeker. يجذب سباق الخيل انتباه الأتراك الذين تتراوح أعمارهم بين 30-60 عامًا. Pferderennen ziehen Türken im Alter zwischen 30 und 60 Jahren an. Horse racing attracts Turks between the ages of 30-60. Скачки привлекают внимание турок в возрасте от 30 до 60 лет. Futboldaki iddaa gibi at yarışında da legal bahis vardır. هناك مراهنة قانونية على سباق الخيل، تماماً مثل المراهنة على كرة القدم. Genau wie beim Fußball sind auch bei Pferderennen Wetten legal. Like soccer, there is legal betting in horse racing. В скачках, как и в футболе, есть законные ставки. Burada daha sıkı bir devlet kontrolü vardır. هناك سيطرة الدولة أكثر صرامة هنا. Hier gibt es eine strengere staatliche Kontrolle. There is a tighter state control here. Здесь более строгий государственный контроль.

At yarışı yüzünden evini, arabasını, ailesini kaybeden vatandaşlar var. هناك مواطنون فقدوا منازلهم وسياراتهم وعائلاتهم بسبب سباق الخيل. Es gibt Bürger, die wegen der Pferderennen ihre Häuser, Autos und Familien verloren haben. There are citizens who lost their homes, cars and families due to the horse race. Есть граждане, которые потеряли свои дома, автомобили и семьи из-за скачек.

Ömrünü at yarışı oynayarak, atlar hakkında konuşarak geçiren insanlar var. هناك أشخاص يقضون حياتهم في لعب سباقات الخيل والحديث عن الخيول. Es gibt Menschen, die ihr Leben damit verbringen, Pferderennen zu spielen und über Pferde zu sprechen. There are people who spend their lives playing horse racing, talking about horses. Есть люди, которые проводят свою жизнь, играя в скачки, говоря о лошадях.

Son yıllarda insanlar internetten kumar oynamaya başladılar. في السنوات الأخيرة، بدأ الناس في المقامرة عبر الإنترنت. In recent years, people have started gambling online. Poker, batak, iddia gibi birçok oyun sanal ortamdan oynanabilir. يمكن لعب العديد من الألعاب مثل البوكر والباتاك والمراهنة في البيئة الافتراضية. Many games such as poker, swamp, and claim can be played from the virtual environment. Во многие игры, такие как покер, болото и пари, можно играть из виртуальной среды.

Oradan oynamak daha tehlikeli olabilir. قد يكون اللعب من هناك أكثر خطورة. Playing from there can be more dangerous. Оттуда играть может быть опаснее. Çünkü sanal ortamda kredi kartıyla kumar oynanır. لأن المقامرة تتم باستخدام بطاقات الائتمان في البيئة الافتراضية. Denn virtuelle Glücksspiele werden mit Kreditkarten durchgeführt. Because gambling with a credit card is played in a virtual environment. Потому что в азартные игры онлайн играют с помощью кредитной карты. Kumarbaz ne kadar para kaybettiğinin bilincinde olmayabilir. قد لا يكون المقامر على علم بحجم الأموال التي يخسرها. Der Spieler merkt vielleicht nicht, wie viel Geld er verliert. The gambler may not be aware of how much money he lost. Игрок может не осознавать, сколько денег он проиграл.

Tombala adlı oyun son yıllarda popüler oldu. أصبحت اللعبة المسماة بينجو شائعة في السنوات الأخيرة. The game named Bingo has become popular in recent years. Bu oyun sıklıkla kahvehanelerde gizlice oynanıyor. غالبًا ما يتم لعب هذه اللعبة سرًا في المقاهي. Dieses Spiel wird oft heimlich in Kaffeehäusern gespielt. This game is often played secretly in coffee shops.

Polis bazen bu oyunun oynandığı mekanlara baskın yapıyor. تقوم الشرطة أحيانًا بمداهمة الأماكن التي تُلعب فيها هذه اللعبة. Die Polizei führt manchmal Razzien an Orten durch, an denen dieses Spiel gespielt wird. Sometimes police raid the places where this game is played. Иногда полиция проводит облавы в местах, где играют в эту игру. Oynayan ve oynatanlara ceza kesiyor. يفرض غرامات على من يلعب ويجعل الآخرين يلعبون. Er bestraft diejenigen, die spielen, und diejenigen, die spielen. It punishes those who play and play. Oynanan mekanı mühürleyebiliyor. يمكنه إغلاق منطقة اللعب. Er kann den Veranstaltungsort abriegeln. It can seal the place being played. Он может запечатать игровое место.

İlginç bir kumar tarzı da horoz dövüşüdür. شكل آخر مثير للاهتمام من أشكال المقامرة هو مصارعة الديوك. Eine interessante Form des Glücksspiels sind Hahnenkämpfe. An interesting gambling style is also cockfighting. Интересным видом азартных игр являются петушиные бои. Evet, çoğunlukla köylü, kasabalı bazen de şehirli Türkler dövüştürmek için horoz beslerler. نعم، معظم القرويين وسكان المدن وأحيانًا أتراك المدن يحتفظون بالديوك للقتال. Ja, vor allem Bauern, Städter und manchmal auch Stadttürken halten Hähne als Kampfhähne. Yes, mostly peasants, towns, and sometimes Turks feed roosters to fight.

O horozlara antrenman yaptırırlar. إنهم يجعلون تلك الديوك تتدرب. Sie trainieren diese Hähne. They train those roosters. Onları dövüş için hazırlarlar. يعدونهم للقتال. Sie bereiten sie auf einen Kampf vor. They prepare them for the fight. Они готовят их к бою. Gizlice kahvehanelerde veya benzeri mekanlarda toplanırlar. ويجتمعون سراً في المقاهي أو في أماكن مشابهة. Sie treffen sich heimlich in Kaffeehäusern oder an ähnlichen Orten. They secretly gather in coffeehouses or similar venues.

Herkes kazanacağına inandığı horoza bahis yatırır. الجميع يراهن على الديك الذي يعتقد أنه سيفوز. Jeder wettet auf den Hahn, den er für den Sieger hält. Everyone bets on the cock that he believes will win. Все ставят на того петуха, который, по их мнению, выиграет. Bu berbat bir oyun. هذه لعبة رهيبة. This is a terrible game.

İnsanlar hayvanların birbirlerini parçalamasından, hatta öldürmesinden zevk alıyorlar. يستمتع الناس بالحيوانات التي تمزق بعضها البعض وحتى تقتل بعضها البعض. Die Menschen haben Freude daran, wenn sich Tiere gegenseitig zerfleischen und sogar töten. Humans enjoy the fact that animals break apart or even kill each other. Люди получают удовольствие, когда животные разрывают друг друга на части или даже убивают их. Benzer biçimde köpek dövüştüren caniler de var. وبالمثل، هناك قتلة يجعلون الكلاب تتقاتل. Ebenso gibt es Kriminelle, die gegen Hunde kämpfen. Similarly, there are criminals fighting dogs.

Son olarak güvercin bağımlılarından bahsedeyim. وأخيرا، اسمحوا لي أن أتحدث عن مدمني الحمام. Lassen Sie mich abschließend noch etwas über Taubensüchtige sagen. Finally, let's talk about pigeon addicts. Наконец, позвольте мне поговорить о любителях голубей. Aslında bu kumar değil ama kumar kadar zararlı olabilen bir hobi, aktivite. في الواقع، هذه ليست قمارًا، ولكنها هواية ونشاط يمكن أن يكون ضارًا مثل المقامرة. Eigentlich ist es kein Glücksspiel, aber es ist ein Hobby, eine Aktivität, die genauso schädlich sein kann wie Glücksspiel. Actually this is not gambling, but it is a hobby, activity that can be as harmful as gambling. На самом деле это не азартные игры, а хобби, занятие, которое может быть таким же вредным, как и азартные игры.

Bazı Türkler güvercin uçurmaktan zevk alırlar. يستمتع بعض الأتراك بالحمام الطائر. Manche Türken lieben fliegende Tauben. Some Turks enjoy flying pigeons. Некоторым туркам нравится летать на голубях. Hatta bunun bağımlısı olanlar var. حتى أن هناك أشخاصًا مدمنين عليها. Es gibt sogar Menschen, die süchtig danach sind. There are even those who are addicted to this. Sabah akşam evlerinin damlarında besledikleri güvercinleri uçururlar. ويطيرون الحمام الذي يطعمونه على أسطح منازلهم في الصباح والمساء. They fly the pigeons they feed on the roofs of their houses in the morning and evening. Утром и вечером к ним прилетают голуби, которых они кормят на крышах своих домов.

Bazı güvercinler çok pahalıdır. بعض الحمام غالي الثمن. Some pigeons are very expensive. Некоторые голуби очень дорогие. Araba, ev değerinde güvercinler var. هناك حمام يستحق السيارات والمنازل. Das Auto, das Haus, die Tauben. The car has pigeons worth the house. Açık artırmayla** güvercinlerin satıldığı mekanlar var. هناك أماكن يتم فيها بيع الحمام بالمزاد العلني. Es gibt Orte, an denen Tauben auf Auktionen verkauft werden. There are places where pigeons are sold at auction **.