×

We use cookies to help make LingQ better. By visiting the site, you agree to our cookie policy.


image

Baha's Stories, TÜRK SAĞLIK SİSTEMİ

TÜRK SAĞLIK SİSTEMİ

Sosyal devletin en önemli özelliklerinden birisi, ücretsiz sağlık sistemine sahip olmasıdır. Anayasaya göre Türkiye sosyal bir devlettir. Bunun için sağlığın ücretsiz ve makul olması gerekir. Toplumun her kesiminin sağlık sistemine erişebilmesi çok önemlidir. Amerika'daki gibi fakir insanların ilaçsızlıktan, tedavisizlikten ölmesi insan onuruna ve şerefine aykırıdır.

Türkiye deyince kalabalık, 80 milyonluk bir ülkeden bahsediyoruz. Bir de üstüne 5 milyona yakın mültecinin yaşadığını unutmayalım. Mültecilerin çoğu ücretsiz tedavi olabiliyorlar. Onları tedavi eden hastaneler bellidir.

Tıp eğitimi 6 yıldır ve epey zordur. Öğrenciler teorik bilginin yanında pratik bilgi de edinirler. Mezun olan öğrenci özel bir klinikte veya hastanede çalışabilir. Çünkü Türkiye'de özel sağlık kuruluşu açmak yasak değildir. Ancak hastanelerin büyük çoğunluğu devlete aittir. Özel hastanelerdeki bakım genellikle daha iyidir. Ama fiyatı yüksektir. Ben, hep devlet hastanesine giderim ve oradaki hizmetten memnunum.

Mezun olan doktor adayları genellikle devlet memuru olabilmek için sınava girerler. Sonra çeşitli illere atanırlar. Atanan doktorlar hastanelerin acil bölümlerinde, köylerdeki sağlık merkezlerinde vs. çalışırlar. Hasta vatandaşlar hastaneye giderler, tedavi olurlar. Son yıllarda "e-Devlet" denilen uygulama ile randevu almak kolaylaştı. İnternetten müsait olan doktorlardan randevu alınır. Doktor hastayı muayene eder. Eğer hastanın ilaca ihtiyacı varsa ona reçete yazar.

Doktordan alınan reçete ile eczaneye gidilir. Eczacı istenilen ilaçları verir. Bu ilaçların masrafının bir kısmı devlet tarafından karşılanır. Devletin bu masrafları karşılaması için hastanın sigortası olması gerekir. Sigorta, çalışan vatandaşların maaşlarından yapılan kesintilerle karşılanır.

Örneğin bir öğretmen maaşı 4600 liradır. Ancak o öğretmen 4000 lira alır. Çünkü o 600 lira sigorta için saklanır. Sigortalı olan vatandaşlar ilaçların büyük çoğunluğuna ucuza ulaşırlar. Devlet, pahalı bazı kanser ilaçlarını karşılamıyor. Vatandaşlar bütün ilaçların karşılanmasını istiyorlar. Devlete dilekçe yazıyorlar. Devlet bazen onlara yardım ediyor, bazen etmiyor.

İnsanların en çok şikayet ettiği konulardan birisi, yakın tarihe randevu alabilmek. Hastaneler çok kalabalık. Bazen 1 yıl hatta 2 yıl sonraya randevu veriyorlar. Düşünsene, hastasın ve seni 1 yıl sonra tedavi ediyorlar. Randevu gününe kadar o hasta ölebilir. Bunun için daha fazla doktora ve daha iyi bir sisteme ihtiyaç var.

Doktorların çoğu hallerinden memnun değiller. Çünkü çalışma saatleri çok fazla. Bazı doktorlar aralıksız 36 saat çalışıyorlar! Bu berbat bir şey. Birkaç doktor bu yüzden intihar etti. Doktorlar buna dayanamıyorlar. Uykusuz olan doktor doğal olarak işini iyi yapamaz. Bunun için nöbet sürelerinin azaltılması gerek.

Bir diğer sorun ise sağlık çalışanlarına yönelik şiddet. Bazı insanlar hastanede çok beklemek zorunda kalıyor. Sabrı kalmıyor. Sonra doktora saldırıyorlar. Veya doktor onların istedikleri ilacı reçeteye yazmıyor. Onlar da doktoru dövüyorlar. Bu kabul edilemez bir şey. Tek kelime ile rezalet. Doktorların korunması lazım. Ama mevcut ceza kanununa göre verilen cezalar hiç caydırıcı değil. Cezaların artırılması lazım. Doktorlar ölürse biz nasıl yaşarız?


TÜRK SAĞLIK SİSTEMİ النظام الصحي التركي TÜRKISCHES GESUNDHEITSSYSTEM ΤΟΥΡΚΙΚΌ ΣΎΣΤΗΜΑ ΥΓΕΊΑΣ TURKISH HEALTH SYSTEM SISTEMA SANITARIO TURCO SYSTÈME DE SANTÉ TURC SISTEMA DE SAÚDE TURCO ТУРЕЦКАЯ СИСТЕМА ЗДРАВООХРАНЕНИЯ TURKISKA HÄLSO- OCH SJUKVÅRDSSYSTEMET 土耳其卫生系统 土耳其衛生系統

Sosyal devletin en önemli özelliklerinden birisi, ücretsiz sağlık sistemine sahip olmasıdır. Anayasaya göre Türkiye sosyal bir devlettir. ومن أهم مميزات الدولة الاجتماعية أن لديها نظام رعاية صحية مجاني. وفقا للدستور، تركيا دولة اجتماعية. Eines der wichtigsten Merkmale des Sozialstaates ist sein freies Gesundheitssystem. Die Türkei ist ein Sozialstaat nach der Verfassung. One of the most important features of the social state is that it has a free health system. Turkey is a social state according to the Constitution. Одной из важнейших особенностей социального государства является то, что оно имеет свободную систему здравоохранения. Турция является социальным государством в соответствии с Конституцией. Bunun için sağlığın ücretsiz ve makul olması gerekir. Toplumun her kesiminin sağlık sistemine erişebilmesi çok önemlidir. Amerika'daki gibi fakir insanların ilaçsızlıktan, tedavisizlikten ölmesi insan onuruna ve şerefine aykırıdır. ولهذا السبب، يجب أن تكون الصحة مجانية وبأسعار معقولة. ومن المهم جدًا أن تتمتع كل شريحة من شرائح المجتمع بإمكانية الوصول إلى النظام الصحي. إن موت الفقراء بسبب نقص الدواء والعلاج أمر مخالف لكرامة الإنسان وشرفه، كما هو الحال في أمريكا. Dafür sollte die Gesundheit frei und vernünftig sein. Es ist sehr wichtig, dass jeder Teil der Gesellschaft Zugang zum Gesundheitssystem hat. Es ist gegen die Menschenwürde und Würde, dass arme Menschen wie Amerika nicht ohne Medikamente oder Behandlung sterben. For this, health should be free and reasonable. It is very important that every segment of the society has access to the health system. It is against human dignity and dignity that poor people like America do not die without medication or treatment. Для этого здоровье должно быть бесплатным и разумным. Очень важно, чтобы каждый сегмент общества имел доступ к системе здравоохранения. Именно против человеческого достоинства и достоинства такие бедные люди, как Америка, не умирают без лекарств или лечения.

Türkiye deyince kalabalık, 80 milyonluk bir ülkeden bahsediyoruz. Bir de üstüne 5 milyona yakın mültecinin yaşadığını unutmayalım. عندما نقول تركيا، فإننا نتحدث عن بلد مزدحم يبلغ عدد سكانه 80 مليون نسمة. دعونا لا ننسى أن هناك ما يقرب من 5 ملايين لاجئ يعيشون هناك. Türkei Zählung der Menge, wir reden über ein Land von 80 Millionen. Vergessen wir nicht, dass ungefähr 5 Millionen Flüchtlinge davon leben. Turkey count of the crowd, we're talking about a country of 80 million. Let's not forget that about 5 million refugees live on it. Турция Количество толпы, мы говорим о стране в 80 миллионов. Давайте не будем забывать, что на нем живут около 5 миллионов беженцев. Mültecilerin çoğu ücretsiz tedavi olabiliyorlar. Onları tedavi eden hastaneler bellidir. يمكن لمعظم اللاجئين الحصول على العلاج المجاني. المستشفيات التي تعالجهم مؤكدة. Die meisten Flüchtlinge können unentgeltlich behandelt werden. Die Krankenhäuser, die sie behandeln, sind bekannt. Most refugees can receive free treatment. The hospitals that treat them are clear. Большинство беженцев могут получить бесплатное лечение. Больницы, которые их лечат, чистые.

Tıp eğitimi 6 yıldır ve epey zordur. Öğrenciler teorik bilginin yanında pratik bilgi de edinirler. Mezun olan öğrenci özel bir klinikte veya hastanede çalışabilir. التعليم الطبي 6 سنوات وهو صعب للغاية. يكتسب الطلاب المعرفة العملية وكذلك المعرفة النظرية. يمكن للطالب المتخرج العمل في عيادة خاصة أو مستشفى. Die medizinische Ausbildung dauert 6 Jahre und ist sehr schwierig. Die Studenten erwerben sowohl praktische als auch theoretische Kenntnisse. Der Absolvent kann in einer Privatklinik oder einem Krankenhaus arbeiten. Medical education is 6 years and quite difficult. Students acquire practical knowledge as well as theoretical knowledge. The graduating student can work in a private clinic or hospital. Медицинское образование составляет 6 лет и довольно сложное. Студенты получают практические знания, а также теоретические знания. Выпускник может работать в частной клинике или больнице. Çünkü Türkiye'de özel sağlık kuruluşu açmak yasak değildir. Ancak hastanelerin büyük çoğunluğu devlete aittir. Özel hastanelerdeki bakım genellikle daha iyidir. Ama fiyatı yüksektir. Ben, hep devlet hastanesine giderim ve oradaki hizmetten memnunum. لأنه لا يمنع فتح مؤسسة صحية خاصة في تركيا. ومع ذلك، فإن الغالبية العظمى من المستشفيات مملوكة للدولة. الرعاية في المستشفيات الخاصة أفضل بشكل عام. لكن السعر مرتفع. أذهب دائمًا إلى المستشفى العام وأنا راضٍ عن الخدمة هناك. Weil es nicht an privaten Gesundheitseinrichtungen in der Türkei verboten. Die überwiegende Mehrheit der Krankenhäuser befindet sich jedoch in Staatsbesitz. Die Versorgung in privaten Krankenhäusern ist in der Regel besser. Aber der Preis ist hoch. Ich gehe immer ins öffentliche Krankenhaus und bin mit dem Service dort zufrieden. Because it is not prohibited to private health institutions in Turkey. However, the vast majority of hospitals are state-owned. Care in private hospitals is generally better. But the price is high. I always go to the public hospital and I am satisfied with the service there. Потому что это не запрещено частных медицинских учреждений в Турции. Тем не менее, подавляющее большинство больниц находятся в государственной собственности. Уход в частных больницах, как правило, лучше. Но цена высокая. Я всегда иду в государственную больницу, и я доволен обслуживанием там.

Mezun olan doktor adayları genellikle devlet memuru olabilmek için sınava girerler. Sonra çeşitli illere atanırlar. Atanan doktorlar hastanelerin acil bölümlerinde, köylerdeki sağlık merkezlerinde vs. çalışırlar. عادةً ما يخضع المرشحون للأطباء المتخرجين للامتحان ليصبحوا موظفين حكوميين. ثم يتم توزيعهم على مختلف المحافظات. يعمل الأطباء المعينون في أقسام الطوارئ بالمستشفيات والمراكز الصحية في القرى وغيرها. هم يعملون. Kandidaten mit abgeschlossenem Medizinstudium legen in der Regel die Prüfung für den öffentlichen Dienst ab. Anschließend werden sie verschiedenen Provinzen zugewiesen. Die zugewiesenen Ärzte arbeiten in Notaufnahmen von Krankenhäusern, Gesundheitszentren in Dörfern usw. Graduated doctor candidates usually take the exam in order to become a civil servant. Then they are appointed to various provinces. Appointed doctors in emergency departments of hospitals, health centers in villages, etc. They work. Выпускники-кандидаты обычно сдают экзамен, чтобы стать государственным служащим. Затем их назначают в разные провинции. Назначаются врачи в отделениях неотложной помощи больниц, санаториях в селах и т. Д. Они работают. Hasta vatandaşlar hastaneye giderler, tedavi olurlar. Son yıllarda "e-Devlet" denilen uygulama ile randevu almak kolaylaştı. İnternetten müsait olan doktorlardan randevu alınır. Doktor hastayı muayene eder. Eğer hastanın ilaca ihtiyacı varsa ona reçete yazar. يذهب المواطنون المرضى إلى المستشفى ويتلقون العلاج. في السنوات الأخيرة، أصبح حجز الموعد أسهل مع التطبيق المسمى "الحكومة الإلكترونية". يمكن تحديد المواعيد من الأطباء المتاحين عبر الإنترنت. يقوم الطبيب بفحص المريض. إذا احتاج المريض إلى دواء، يكتب له وصفة طبية. Kranke Bürger gehen ins Krankenhaus und lassen sich behandeln. In den letzten Jahren ist es mit der Anwendung "E-Government" einfacher geworden, einen Termin zu vereinbaren. Die Termine werden mit Ärzten vereinbart, die über das Internet erreichbar sind. Der Arzt untersucht den Patienten. Wenn der Patient Medikamente benötigt, stellt er ein Rezept aus. Sick citizens go to the hospital and receive treatment. In recent years, it has become easier to make an appointment with the application called "e-Government". Appointments are made by doctors available on the Internet. The doctor examines the patient. If the patient needs medicine, he prescribes it. Больные граждане идут в больницу и получают лечение. В последние годы стало проще записаться на прием с приложением под названием «Электронное правительство». Назначения сделаны врачами доступны в Интернете. Врач осматривает больного. Если пациенту нужно лекарство, он его прописывает.

Doktordan alınan reçete ile eczaneye gidilir. Eczacı istenilen ilaçları verir. Bu ilaçların masrafının bir kısmı devlet tarafından karşılanır. تذهب إلى الصيدلية بوصفة طبية من طبيبك. يقوم الصيدلي بإعطاء الأدوية المطلوبة. وتغطي الدولة جزءًا من تكلفة هذه الأدوية. Gehen Sie mit dem Rezept des Arztes in die Apotheke. Der Apotheker gibt die gewünschten Medikamente aus. Ein Teil der Kosten für diese Medikamente wird vom Staat übernommen. You can go to the pharmacy with a prescription from the doctor. The pharmacist gives the desired drugs. A part of the cost of these drugs is covered by the state. Вы можете пойти в аптеку по рецепту врача. Фармацевт дает нужные лекарства. Часть стоимости этих лекарств покрывается государством. Devletin bu masrafları karşılaması için hastanın sigortası olması gerekir. Sigorta, çalışan vatandaşların maaşlarından yapılan kesintilerle karşılanır. ويجب أن يكون لدى المريض تأمين للدولة لتغطية هذه التكاليف. ويتم تغطية التأمين عن طريق الاستقطاعات من رواتب المواطنين العاملين. Damit der Staat diese Kosten übernehmen kann, muss der Patient versichert sein. Die Versicherung wird durch Abzüge von den Gehältern der arbeitenden Bürger bezahlt. In order for the government to meet these costs, the patient must have insurance. Insurance is covered by deductions from the salaries of working citizens. Чтобы правительство могло покрыть эти расходы, пациент должен иметь страховку. Страхование покрывается отчислениями из заработной платы работающих граждан.

Örneğin bir öğretmen maaşı 4600 liradır. Ancak o öğretmen 4000 lira alır. Çünkü o 600 lira sigorta için saklanır. Sigortalı olan vatandaşlar ilaçların büyük çoğunluğuna ucuza ulaşırlar. مثلاً راتب المعلم 4600 ليرة. إلا أن ذلك المعلم يحصل على 4000 ليرة. لأنه يتم الاحتفاظ بتلك الـ 600 ليرة للتأمين. يستطيع المواطنون المؤمن عليهم الحصول على غالبية الأدوية بسعر رخيص. Ein Beispiel: Das Gehalt eines Lehrers beträgt 4600 Lira. Aber dieser Lehrer erhält 4000 Lira. Denn diese 600 Lira werden für die Versicherung gespart. Bürger mit einer Versicherung haben günstigen Zugang zu den meisten Medikamenten. For example, a teacher salary is 4600 pounds. However, that teacher takes 4000 lira. Because it is stored for 600 pounds insurance. The insured citizens reach the vast majority of drugs cheaply. Например, зарплата учителя составляет 4600 фунтов. Однако этот учитель берет 4000 лир. Потому что он хранится за 600 фунтов страховки. Застрахованные граждане обходятся большинству лекарств дешево. Devlet, pahalı bazı kanser ilaçlarını karşılamıyor. Vatandaşlar bütün ilaçların karşılanmasını istiyorlar. Devlete dilekçe yazıyorlar. Devlet bazen onlara yardım ediyor, bazen etmiyor. الدولة لا تغطي بعض أدوية السرطان باهظة الثمن. المواطنون يريدون تغطية جميع الأدوية. يكتبون عريضة إلى الدولة. في بعض الأحيان تساعدهم الحكومة، وأحيانا لا تفعل ذلك. Einige teure Krebsmedikamente werden vom Staat nicht übernommen. Die Bürger wollen, dass alle Medikamente abgedeckt werden. Sie schreiben Petitionen an den Staat. Manchmal hilft der Staat ihnen, manchmal nicht. The state does not cover some expensive cancer drugs. Citizens want all medicines to be met. They write a petition to the state. The state sometimes helps them, sometimes it does not. Государство не покрывает некоторые дорогостоящие лекарства от рака. Граждане хотят, чтобы все лекарства были соблюдены. Они пишут петицию государству. Государство иногда помогает им, иногда нет.

İnsanların en çok şikayet ettiği konulardan birisi, yakın tarihe randevu alabilmek. Hastaneler çok kalabalık. Bazen 1 yıl hatta 2 yıl sonraya randevu veriyorlar. من أكثر الأشياء التي يشتكي منها الناس هي القدرة على تحديد موعد لموعد أقرب. المستشفيات مزدحمة للغاية. في بعض الأحيان يعطون موعدًا بعد عام أو حتى عامين. Eine der häufigsten Beschwerden der Menschen ist es, einen Termin für die nahe Zukunft zu bekommen. Die Krankenhäuser sind sehr überfüllt. Manchmal werden Termine für 1 Jahr oder sogar 2 Jahre später vergeben. One of the issues that people complain about the most is to make an appointment in the near past. Hospitals are very crowded. Sometimes they make an appointment for 1 year or even 2 years later. Одна из проблем, на которые люди жалуются больше всего, - это назначить встречу в ближайшем прошлом. Больницы очень многолюдны. Иногда они назначают встречу на 1 год или даже 2 года спустя. Düşünsene, hastasın ve seni 1 yıl sonra tedavi ediyorlar. Randevu gününe kadar o hasta ölebilir. Bunun için daha fazla doktora ve daha iyi bir sisteme ihtiyaç var. تخيل أنك مريض وسيعالجونك بعد عام واحد. قد يموت هذا المريض بحلول يوم الموعد. وهذا يتطلب المزيد من الأطباء ونظام أفضل. Denken Sie darüber nach, Sie sind krank und sie behandeln Sie 1 Jahr später. Dieser Patient kann bis zum Tag des Termins sterben. Dies erfordert mehr Ärzte und ein besseres System. Think about it, you are sick and they treat you 1 year later. That patient may die until the day of the appointment. This requires more doctors and a better system. Подумайте об этом, вы больны, и они лечат вас 1 год спустя. Этот пациент может умереть до дня назначения. Это требует больше врачей и лучшей системы.

Doktorların çoğu hallerinden memnun değiller. Çünkü çalışma saatleri çok fazla. Bazı doktorlar aralıksız 36 saat çalışıyorlar! Bu berbat bir şey. معظم الأطباء غير راضين عن وضعهم. لأن ساعات العمل طويلة جداً. بعض الأطباء يعملون 36 ساعة متواصلة! اختلط عليه الأمر. Die meisten Ärzte sind mit ihrer Situation nicht zufrieden. Denn ihre Arbeitszeiten sind zu lang. Manche Ärzte arbeiten 36 Stunden am Stück! Das ist schrecklich. Most doctors are not satisfied with their condition. Because working hours are too much. Some doctors work 36 hours a day! That's fucked up. Большинство врачей не удовлетворены своим состоянием. Потому что рабочее время слишком много. Некоторые врачи работают по 36 часов в день! Это ужасно Birkaç doktor bu yüzden intihar etti. Doktorlar buna dayanamıyorlar. Uykusuz olan doktor doğal olarak işini iyi yapamaz. Bunun için nöbet sürelerinin azaltılması gerek. انتحر العديد من الأطباء بسبب هذا. الأطباء لا يستطيعون تحمله. الطبيب الذي يُحرم من النوم بشكل طبيعي لا يستطيع القيام بعمله بشكل جيد. ولهذا يجب تخفيض ساعات العمل. Mehrere Ärzte haben deswegen Selbstmord begangen. Ärzte können es nicht ertragen. Ein Arzt, der unter Schlafentzug leidet, kann seine Arbeit natürlich nicht gut machen. Deshalb sollten die Schichtzeiten reduziert werden. That's why several doctors committed suicide. Doctors can't stand it. The sleepless doctor naturally cannot do his job well. For this, seizure times need to be reduced. Вот почему несколько врачей покончили с собой. Врачи не могут этого вынести. Бессонный доктор, естественно, не может хорошо выполнять свою работу. Для этого время захвата должно быть сокращено.

Bir diğer sorun ise sağlık çalışanlarına yönelik şiddet. Bazı insanlar hastanede çok beklemek zorunda kalıyor. Sabrı kalmıyor. Sonra doktora saldırıyorlar. والمشكلة الأخرى هي العنف ضد العاملين في مجال الرعاية الصحية. يضطر بعض الأشخاص إلى الانتظار لفترة طويلة في المستشفى. ولم يبق له صبر. ثم يهاجمون الطبيب. Ein weiteres Problem ist die Gewalt gegen medizinisches Personal. Manche Menschen müssen zu lange im Krankenhaus warten. Sie verlieren die Geduld. Dann greifen sie den Arzt an. Another problem is violence against healthcare workers. Some people have to wait a lot in the hospital. He has no patience. Then they attack the doctor. Другая проблема - это насилие против работников здравоохранения. Некоторым людям приходится много ждать в больнице. У него нет терпения. Затем они нападают на доктора. Veya doktor onların istedikleri ilacı reçeteye yazmıyor. Onlar da doktoru dövüyorlar. Bu kabul edilemez bir şey. Tek kelime ile rezalet. Doktorların korunması lazım. Ama mevcut ceza kanununa göre verilen cezalar hiç caydırıcı değil. Cezaların artırılması lazım. Doktorlar ölürse biz nasıl yaşarız? أو أن الطبيب لا يصف الدواء الذي يريده. كما قاموا بضرب الطبيب. هذا غير مقبول. في كلمة واحدة، العار. الأطباء بحاجة إلى الحماية. لكن العقوبات المفروضة بموجب القانون الجنائي الحالي ليست رادعة على الإطلاق. ولابد من زيادة العقوبات. كيف نعيش إذا مات الأطباء؟ Oder der Arzt verschreibt nicht das Medikament, das er will. Sie schlugen auch den Arzt. Das ist nicht akzeptabel. Mit einem Wort, Schande. Ärzte müssen geschützt werden. Die nach dem aktuellen Strafgesetzbuch verhängten Strafen sind jedoch keine abschreckende Wirkung. Die Strafen müssen erhöht werden. Wie leben wir, wenn die Ärzte sterben? Or the doctor does not prescribe the medicine they want. They also beat the doctor. This is unacceptable. In a word, disgrace. Doctors need to be protected. However, the penalties given under the current penal code are not a deterrent. The penalties need to be increased. How do we live if the doctors die? Или доктор не выписывает лекарство, которое они хотят. Они также избили доктора. Это недопустимо. Одним словом, позор. Врачи должны быть защищены. Однако штрафы, предусмотренные действующим уголовным кодексом, не являются сдерживающим фактором. Штрафы должны быть увеличены. Как нам жить, если доктора умрут?