×

We use cookies to help make LingQ better. By visiting the site, you agree to our cookie policy.


image

Baha's Stories, NASIL POLİS OLUNUR?

NASIL POLİS OLUNUR?

Son yıllarda bu meslek şaşılacak derecede popülerleşti. Eskiden bu mesleğe pek değer verilmezdi. Ancak son yıllarda polislerin maaşı oldukça arttı. Bu yüzden işsiz kalan gençler polis olmak için can atıyorlar*. Üniversite mezunu gençler bile artık polis olmak istiyorlar. Çünkü özel sektördeki maaşlar genellikle yetersiz. Ve hiçbir garantisi yok. Yani patron istediği zaman işçiyi işten atabilir.

Polis olmak demek devlet memuru olmak demek. İlginç bir biçimde güvenlik görevlilerinin maaşı diğer mesleklere oranla son yıllarda artırıldı. Ben polislerin maaşının artmasına karşı değilim. Bu iyi bir şey. Bence sorun öğretmenlerin, doktorların, diş hekimlerinin, akademisyenlerin maaşlarının yeteri kadar artmaması. Yani bir diş doktoru ve bir polis aynı maaşı alıyorlar. Bir akademisyen bir polisten daha az kazanıyor. Bu adil mi?

Polislerin maaşlarının artmasının en iyi yönü, polislerin artık rüşvet almamasıdır. Veya rüşvetin önemli ölçüde azalmasıdır. Çünkü 2000'den önce bazı durumlarda polise rüşvet vererek ceza almaktan kurtulabiliyordunuz. Bu tam bir rezaletti. Şükür ki bu durum eskisine göre düzeldi.

Talep artınca doğal olarak polis olmak zorlaştı. Öncelikle bir liseden mezun olmuş olmak gerekir. 18 yaşından büyük, 30 yaşından küçük olanlar başvurabilirler. Boyun ve kilonun belirlenen şartlara uygun olması gerekir. Yani çok uzun ve çok kısa olanlar polis olamazlar. Hem kadınlar hem de erkekler polis olabilirler.

Polis olmak için girilmesi gereken çeşitli sınavlar var. Öncelikle yazılı bir sınava girmek gerekir. Buna KPSS denir. Bu sınavdan belirli bir puan almak lazımdır. Yeterli puanı alan kişiler mülakata çağırılırlar. Mülakat konusu tartışmalıdır. Çünkü torpil denen şey burada da var olabilir. İnsanlar bundan şüpheleniyorlar. Yani "bazı kişileri" tanıyanların daha fazla avantajı var. Eğer kimseyi tanımıyorsanız polis olma şansınız daha düşük.

Mülakatlarda çeşitli sorular sorulur. Ne sorduklarını bilmiyorum. Doktorlar adayların sağlıklarını kontrol ederler. Pek çok aday bu aşamada elenir. Çünkü polis olabilmek için sağlıklı bir bedene sahip olmak gerekir. Atletik bir vücuda sahip olmayan adaylar elenir. Gözlerin de iyi görmesi gerekir. Renk körleri polis olamazlar.

Polis olmak için bir okulda 2 yıl eğitim alınır. Eğitim süresince devlet gerekli şartları öğrencilere sağlar: ücretsiz yurt, yemek, üniforma, sağlık gibi. Bu eğitim sonucu polis memuru olmaya hak kazanan kişiler çeşitli illerde görevlendirilirler. Bu görevlendirmeye "atama" denir. Yani yeni polis memurları çeşitli bölgelere atanırlar.

Atanan polisler her 2-3 yılda bir yer değiştirirler. Bu durum polisin ailesi için zor bir durumdur. Çünkü çocukları sürekli okul değiştirmek zorunda kalırlar. Ayrıca tehlikeli bölgelerde görev yapan polisler ailelerinden ayrılmak zorundadırlar. Örneğin bazı polisler ailelerini Türkiye'nin doğusuna götürmeyi tercih etmezler.

Polisler, uzmanlık alanlarına göre ayrılırlar. Uyuşturucu eğitimi alanlar narkotik, trafik eğitimi alanlar trafik polisi olurlar. Sivil polisler de vardır. Onlar üniforma giymezler. Sokakta gezen insanlardan hangilerinin sivil polis olduğunu bilmek neredeyse imkansızdır. Bazı polisler gümrükte çalışırlar. Özellikle kaçakçılığı engellerler. Kimisi mültecilerden sorumludur. Onların Türkiye'ye kaçak yollardan girmesine engel olurlar.


NASIL POLİS OLUNUR? كيف تصبح شرطيا؟ WIE WIRD MAN POLIZEIBEAMTER? ΠΏΣ ΝΑ ΓΊΝΩ ΑΣΤΥΝΟΜΙΚΌΣ; HOW TO BE A POLICE? ¿CÓMO SER POLICÍA? КАК БЫТЬ ПОЛИЦИЕЙ? HUR BLIR MAN POLIS?

Son yıllarda bu meslek şaşılacak derecede popülerleşti. Eskiden bu mesleğe pek değer verilmezdi. Ancak son yıllarda polislerin maaşı oldukça arttı. في السنوات الأخيرة، أصبحت هذه المهنة شعبية بشكل مدهش. في الماضي، لم تكن هذه المهنة ذات قيمة عالية. ومع ذلك، ارتفعت رواتب ضباط الشرطة بشكل ملحوظ في السنوات الأخيرة. In den letzten Jahren ist dieser Beruf erstaunlich populär geworden. In der Vergangenheit wurde dieser Beruf nicht sehr geschätzt. In den letzten Jahren ist das Gehalt der Polizei jedoch erheblich gestiegen. In recent years, this profession has become surprisingly popular. In the past, this profession was not valued much. However, in recent years, the salary of the police has increased considerably. Bu yüzden işsiz kalan gençler polis olmak için can atıyorlar*. Üniversite mezunu gençler bile artık polis olmak istiyorlar. Çünkü özel sektördeki maaşlar genellikle yetersiz. ولهذا السبب يموت الشباب العاطلون عن العمل ليصبحوا ضباط شرطة*. وحتى خريجو الجامعات الشباب يريدون الآن أن يصبحوا ضباط شرطة. لأن الرواتب في القطاع الخاص غالبا ما تكون غير كافية. Deshalb sind junge Menschen, die arbeitslos sind, bestrebt, Polizei zu sein *. Sogar Universitätsabsolventen wollen jetzt Polizei sein. Weil private Gehälter in der Regel unzureichend sind. That's why young people who are unemployed are eager to be police *. Even university graduates want to be police now. Because private salaries are generally insufficient. Вот почему безработная молодежь так хочет стать полицейским*. Теперь даже выпускники колледжей хотят быть копами. Потому что зарплаты в частном секторе часто недостаточны. Ve hiçbir garantisi yok. Yani patron istediği zaman işçiyi işten atabilir. وليس هناك ضمان. وبعبارة أخرى، يمكن لرئيس العمل أن يطرد العامل وقتما يشاء. Und es gibt keine Garantie. So kann der Chef den Arbeiter jederzeit entlassen. And there is no guarantee. So the boss can fire the worker at any time.

Polis olmak demek devlet memuru olmak demek. İlginç bir biçimde güvenlik görevlilerinin maaşı diğer mesleklere oranla son yıllarda artırıldı. كونك ضابط شرطة يعني أن تكون موظفًا حكوميًا. ومن المثير للاهتمام أن رواتب حراس الأمن زادت في السنوات الأخيرة مقارنة بالمهن الأخرى. Polizei sein heißt Beamter sein. Interessanterweise sind die Gehälter von Sicherheitsbeamten in den letzten Jahren im Vergleich zu anderen Berufen gestiegen. Being a police means being a civil servant. Interestingly, security officers' salaries have increased in recent years compared to other professions. Быть полицейским означает быть государственным служащим. Интересно, что за последние годы зарплата охранников увеличилась по сравнению с другими профессиями. Ben polislerin maaşının artmasına karşı değilim. Bu iyi bir şey. Bence sorun öğretmenlerin, doktorların, diş hekimlerinin, akademisyenlerin maaşlarının yeteri kadar artmaması. أنا لست ضد زيادة رواتب ضباط الشرطة. هذا أمر جيد. أعتقد أن المشكلة هي أن رواتب المعلمين والأطباء وأطباء الأسنان والأكاديميين لا تزيد بما فيه الكفاية. Ich bin nicht gegen die Erhöhung des Gehalts der Polizei. Das ist eine gute Sache. Ich denke, das Problem ist, dass die Gehälter von Lehrern, Ärzten, Zahnärzten und Akademikern nicht genug gestiegen sind. I am not against the increase in the salary of the cops. This is a good thing. I think the problem is that the salaries of teachers, doctors, dentists, academics have not increased enough. Я не против увеличения зарплаты полицейским. Это хорошая вещь. Я думаю, проблема в том, что зарплаты учителей, врачей, стоматологов, ученых недостаточно повышены. Yani bir diş doktoru ve bir polis aynı maaşı alıyorlar. Bir akademisyen bir polisten daha az kazanıyor. Bu adil mi? لذلك يحصل طبيب الأسنان وضابط الشرطة على نفس الراتب. الأكاديمي يكسب أقل من ضابط الشرطة. هل هذا عدل؟ So a dentist and a policeman receive the same salary. An academician earns less than a police officer. Is this fair?

Polislerin maaşlarının artmasının en iyi yönü, polislerin artık rüşvet almamasıdır. أفضل ما في زيادة رواتب الشرطة هو أن ضباط الشرطة لم يعودوا يقبلون الرشاوى. Das Beste an der Erhöhung der Polizeigehälter ist, dass die Polizisten keine Bestechungsgelder mehr annehmen. The best aspect of increasing the salaries of the cops is that the cops no longer take bribes. Лучшее в повышении зарплат копам то, что копы больше не берут взяток. Veya rüşvetin önemli ölçüde azalmasıdır. أو أن الرشوة قد انخفضت بشكل ملحوظ. Oder eine deutliche Reduzierung der Bestechung. Or it is a significant reduction in bribery. Или значительное сокращение взяточничества. Çünkü 2000'den önce bazı durumlarda polise rüşvet vererek ceza almaktan kurtulabiliyordunuz. Bu tam bir rezaletti. Şükür ki bu durum eskisine göre düzeldi. لأنه قبل عام 2000، في بعض الحالات، كان بإمكانك تجنب العقاب عن طريق رشوة الشرطة. وكان هذا عار كامل. ولحسن الحظ، تحسن هذا الوضع مقارنة بالسابق. Denn vor 2000 können Sie in einigen Fällen vermeiden, bestraft zu werden, indem Sie die Polizei bestechen. Dies war eine völlige Schande. Glücklicherweise hat sich dies im Vergleich zur Vergangenheit verbessert. Because before 2000, you can avoid getting punished by bribing the police in some cases. This was a complete disgrace. Fortunately, this has improved compared to the past. Потому что до 2000 года в некоторых случаях можно было избежать наказания, подкупив полицию. Это был полный беспорядок. К счастью, эта ситуация улучшилась.

Talep artınca doğal olarak polis olmak zorlaştı. Öncelikle bir liseden mezun olmuş olmak gerekir. 18 yaşından büyük, 30 yaşından küçük olanlar başvurabilirler. ومع زيادة الطلب، أصبح من الطبيعي أن يصبح ضابط شرطة أمرًا صعبًا. بادئ ذي بدء، يجب أن تكون قد تخرجت من المدرسة الثانوية. يمكن لأولئك الذين تزيد أعمارهم عن 18 عامًا وأقل من 30 عامًا التقديم. Natürlich wurde es schwieriger, Polizist zu werden, als die Nachfrage zunahm. Zuallererst muss es von einer High School abgeschlossen werden. Personen über 18 Jahren und unter 30 Jahren können sich bewerben. Naturally, it became harder to be a police officer when the demand increased. First of all, it must be graduated from a high school. Those over the age of 18 and under 30 can apply. По мере роста спроса естественно стало труднее быть полицейским. Прежде всего, вы должны закончить среднюю школу. Подать заявку могут лица старше 18 и моложе 30 лет. Boyun ve kilonun belirlenen şartlara uygun olması gerekir. Yani çok uzun ve çok kısa olanlar polis olamazlar. Hem kadınlar hem de erkekler polis olabilirler. يجب أن يتوافق الطول والوزن مع الشروط المحددة. لذلك لا يمكن لأولئك الذين هم طويل القامة أو قصير القامة أن يصبحوا ضباط شرطة. يمكن لكل من النساء والرجال أن يصبحوا ضباط شرطة. Hals und Gewicht müssen für die angegebenen Bedingungen geeignet sein. Wer also zu lang und zu kurz ist, kann keine Polizei sein. Sowohl Frauen als auch Männer können Polizei werden. Neck and weight must be suitable for the specified conditions. So those who are too long and too short cannot be police. Both women and men can become police. Рост и вес должны соответствовать указанным условиям. Так что слишком высокие и слишком низкие не могут стать копами. Полицейскими могут быть как женщины, так и мужчины.

Polis olmak için girilmesi gereken çeşitli sınavlar var. هناك العديد من الاختبارات التي يجب إجراؤها لتصبح ضابط شرطة. Um Polizeibeamter zu werden, muss man verschiedene Prüfungen ablegen. There are various exams to be taken to become a police officer. Существуют различные экзамены, которые необходимо сдать, чтобы стать полицейским. Öncelikle yazılı bir sınava girmek gerekir. Buna KPSS** denir. Bu sınavdan belirli bir puan almak lazımdır. أولا، من الضروري إجراء امتحان كتابي. وهذا ما يسمى KPSS. ومن الضروري الحصول على درجة معينة من هذا الامتحان. Zunächst müssen Sie eine schriftliche Prüfung ablegen. Diese wird KPSS genannt. Bei dieser Prüfung muss man eine bestimmte Punktzahl erreichen. First of all, it is necessary to take a written exam. This is called KPSS **. It is necessary to get a certain score from this exam. Во-первых, вы должны сдать письменный экзамен. Это называется КПСС. На этом экзамене необходимо набрать определенный балл. Yeterli puanı alan kişiler mülakata çağırılırlar. Mülakat konusu tartışmalıdır. يتم استدعاء الأشخاص الذين يحصلون على درجات كافية لإجراء مقابلة. موضوع المقابلة مثير للجدل. Wer genug Punkte bekommt, wird zu einem Interview eingeladen. Das Thema des Interviews ist umstritten. People who got enough points are called for an interview. The subject of the interview is controversial. Тех, кто набирает достаточное количество баллов, вызывают на собеседование. Тема интервью спорная. Çünkü torpil denen şey burada da var olabilir. İnsanlar bundan şüpheleniyorlar. لأن ما يسمى بالطوربيد قد يكون موجودًا هنا أيضًا. الناس يشككون في هذا. Denn auch hier kann der sogenannte Torpedo existieren. Die Leute vermuten das. Because what is called the torpedo can also exist here. People suspect this. Потому что и здесь может существовать так называемая торпеда. Люди подозревают это. Yani "bazı kişileri" tanıyanların daha fazla avantajı var. Eğer kimseyi tanımıyorsanız polis olma şansınız daha düşük. لذا فإن أولئك الذين يعرفون "بعض الأشخاص" يتمتعون بمزايا أكثر. إذا كنت لا تعرف أحداً، فإن فرصك في أن تصبح ضابط شرطة ستكون أقل. Wer also "einige Leute" kennt, hat mehr Vorteile. Wenn Sie niemanden kennen, sind Ihre Chancen, Polizist zu werden, geringer. So those who know "some people" have more advantages. If you don't know anyone, you are less likely to be a cop. Так что те, кто знает "некоторых людей", имеют больше преимуществ. Если ты никого не знаешь, у тебя меньше шансов стать полицейским.

Mülakatlarda çeşitli sorular sorulur. Ne sorduklarını bilmiyorum. Doktorlar adayların sağlıklarını kontrol ederler. Pek çok aday bu aşamada elenir. يتم طرح أسئلة مختلفة في المقابلات. لا أعرف ماذا يطلبون. يقوم الأطباء بفحص صحة المرشحين. يتم استبعاد العديد من المرشحين في هذه المرحلة. Im Vorstellungsgespräch stellen sie verschiedene Fragen. Ich weiß nicht, was sie fragen. Die Ärzte überprüfen den Gesundheitszustand der Bewerber. Viele Bewerber werden in dieser Phase aussortiert. Various questions are asked in interviews. I don't know what they are asking. Doctors check the health of candidates. Many candidates are eliminated at this stage. В интервью задают разные вопросы. Я не знаю, что они спрашивают. Врачи проверяют здоровье кандидатов. Многие кандидаты отсеиваются на этом этапе. Çünkü polis olabilmek için sağlıklı bir bedene sahip olmak gerekir. Atletik bir vücuda sahip olmayan adaylar elenir. Gözlerin de iyi görmesi gerekir. Renk körleri polis olamazlar. لأنه لكي تصبح ضابط شرطة، من الضروري أن يكون لديك جسم صحي. يتم استبعاد المرشحين الذين ليس لديهم جسم رياضي. تحتاج عيناك أيضًا إلى الرؤية جيدًا. لا يمكن للأشخاص المصابين بعمى الألوان أن يكونوا ضباط شرطة. Weil es notwendig ist, einen gesunden Körper zu haben, um Polizist zu sein. Kandidaten, die keinen athletischen Körper haben, werden eliminiert. Die Augen sollten auch gut sehen. Farbenjalousien können keine Polizei sein. Because it is necessary to have a healthy body to be a police officer. Candidates who do not have an athletic body are eliminated. The eyes should also see well. Color blinds cannot be police. Потому что, чтобы быть полицейским, нужно иметь здоровое тело. Кандидаты, не обладающие спортивным телосложением, будут дисквалифицированы. Ваши глаза тоже должны хорошо видеть. Дальтоники не могут быть копами.

Polis olmak için bir okulda 2 yıl eğitim alınır. Eğitim süresince devlet gerekli şartları öğrencilere sağlar: ücretsiz yurt, yemek, üniforma, sağlık gibi. لكي تصبح ضابط شرطة، يستغرق الأمر عامين من التدريب في المدرسة. أثناء التعليم، توفر الدولة الظروف اللازمة للطلاب: سكن مجاني، طعام، زي موحد، صحة، إلخ. In einer Schule wird eine 2-jährige Ausbildung zum Polizisten absolviert. Während der Ausbildung bietet der Staat den Schülern die notwendigen Voraussetzungen: freier Schlafsaal, Essen, Uniform, Gesundheit. 2 years of training is taken in a school to become a police officer. During the education, the state provides the necessary conditions to the students: free dormitory, food, uniform, health. Bu eğitim sonucu polis memuru olmaya hak kazanan kişiler çeşitli illerde görevlendirilirler. Bu görevlendirmeye "atama" denir. Yani yeni polis memurları çeşitli bölgelere atanırlar. ويتم تعيين الأشخاص المؤهلين كضباط شرطة نتيجة لهذا التدريب في مختلف المقاطعات. هذه المهمة تسمى "الموعد". لذلك يتم تعيين ضباط شرطة جدد في مناطق مختلفة. Diejenigen, die sich für den Beruf des Polizeibeamten qualifiziert haben, werden im Anschluss an diese Ausbildung in verschiedenen Provinzen eingesetzt. Diese Zuteilung wird als "Zuweisung" bezeichnet. Mit anderen Worten: Die neuen Polizeibeamten werden verschiedenen Regionen zugewiesen. As a result of this training, people who are entitled to be police officers are assigned in various provinces. This assignment is called "assignment". So new police officers are assigned to various regions. Лица, которые имеют право стать полицейскими в результате этой подготовки, направляются в различные провинции. Это задание называется «присвоение». Таким образом, новые полицейские распределяются по разным районам.

Atanan polisler her 2-3 yılda bir yer değiştirirler. Bu durum polisin ailesi için zor bir durumdur. Çünkü çocukları sürekli okul değiştirmek zorunda kalırlar. يقوم ضباط الشرطة المعينون بتغيير مناصبهم كل 2-3 سنوات. وهذا وضع صعب بالنسبة لعائلة ضابط الشرطة. لأن أطفالهم يضطرون إلى تغيير المدارس باستمرار. Polizeibeamte, die ernannt werden, wechseln alle 2-3 Jahre ihren Standort. Dies ist eine schwierige Situation für die Familie des Polizeibeamten. Denn ihre Kinder müssen ständig die Schule wechseln. The appointed police officers change places every 2-3 years. This is a difficult situation for the family of the police. Because their children constantly have to change schools. Назначенные полицейские меняются местами каждые 2-3 года. Это сложная ситуация для семьи полицейского. Потому что их детям приходится постоянно менять школу. Ayrıca tehlikeli bölgelerde görev yapan polisler ailelerinden ayrılmak zorundadırlar. Örneğin bazı polisler ailelerini Türkiye'nin doğusuna götürmeyi tercih etmezler. بالإضافة إلى ذلك، يجب فصل ضباط الشرطة الذين يخدمون في المناطق الخطرة عن عائلاتهم. على سبيل المثال، لا يفضل بعض ضباط الشرطة اصطحاب عائلاتهم إلى شرق تركيا. Darüber hinaus müssen Polizisten, die in gefährlichen Gebieten arbeiten, ihre Familien verlassen. Einige Polizisten ziehen es beispielsweise vor, ihre Familien nicht in die Osttürkei mitzunehmen. In addition, the police working in dangerous areas must leave their families. For example, some police officers do not prefer to take their families to the east of Turkey. Кроме того, сотрудники полиции, работающие в опасных зонах, должны быть отделены от своих семей. Например, некоторые полицейские не предпочитают везти свои семьи в восточную Турцию.

Polisler, uzmanlık alanlarına göre ayrılırlar. Uyuşturucu eğitimi alanlar narkotik, trafik eğitimi alanlar trafik polisi olurlar. Sivil polisler de vardır. Onlar üniforma giymezler. يتم تقسيم ضباط الشرطة حسب مجالات خبرتهم. أولئك الذين يتلقون تدريبًا على المخدرات يصبحون شرطة مخدرات، وأولئك الذين يتلقون تدريبًا على المرور يصبحون شرطة مرور. ويوجد أيضًا ضباط شرطة بملابس مدنية. إنهم لا يرتدون الزي الرسمي. Die Polizeibeamten werden entsprechend ihrer Spezialisierung eingeteilt. Diejenigen, die eine Ausbildung in der Drogenfahndung haben, werden Drogenfahnder, die in der Verkehrspolizei ausgebildet sind, werden Verkehrspolizisten. Es gibt auch zivile Polizeibeamte. Sie tragen keine Uniformen. Cops are divided according to their specialties. Drug trainees become narcotic, traffic trainees become traffic police. There are also plain cops. They are not wearing uniforms. Полицейские делятся по специальностям. Те, кто проходят обучение по борьбе с наркотиками, становятся наркоманами, те, кто обучается правилам дорожного движения, становятся дорожными полицейскими. Есть и гражданская полиция. Они не носят форму. Sokakta gezen insanlardan hangilerinin sivil polis olduğunu bilmek neredeyse imkansızdır. Bazı polisler gümrükte çalışırlar. يكاد يكون من المستحيل معرفة أي من الأشخاص الذين يسيرون في الشارع هم ضباط شرطة بملابس مدنية. ويعمل بعض ضباط الشرطة في الجمارك. Es ist fast unmöglich zu wissen, welche der auf der Straße gehenden Menschen Zivilpolizei sind. Einige Polizisten arbeiten beim Zoll. It is almost impossible to know which of the people on the street are civil police. Some cops work at the customs. Почти невозможно узнать, кто из людей, идущих по улице, является полицейским в штатском. Некоторые полицейские работают на таможне. Özellikle kaçakçılığı engellerler. Kimisi mültecilerden sorumludur. Onların Türkiye'ye kaçak yollardan girmesine engel olurlar. إنهم يمنعون بشكل خاص التهريب. والبعض مسؤول عن اللاجئين. ويمنعونهم من دخول تركيا بطريقة غير شرعية. Sie verhindern vor allem den Schmuggel. Einige sind für Flüchtlinge zuständig. Sie verhindern, dass sie illegal in die Türkei einreisen. They especially prevent smuggling. Some are responsible for refugees. Their impede the entry of smuggled to Turkey. В частности, они предотвращают контрабанду. Некоторые несут ответственность за беженцев. Они препятствуют их нелегальному въезду в Турцию.