×

We use cookies to help make LingQ better. By visiting the site, you agree to our cookie policy.


image

Baha's Stories, MAMBA ARTIK BİZİMLE DEĞİL

MAMBA ARTIK BİZİMLE DEĞİL

Kobe Bryant'ın öldüğünü duydum. Ben basketbola ilgi duymuyorum. Ama bu adamın ismini birçok defa duymuştum. Arkadaşlarım onu çok seviyorlardı. Onun için ben de öldüğüne üzüldüm.

Kobe'nin lakabı Mamba'dır. Kobe dünyanın en meşhur basketbolcularından biriydi. O bir efsaneydi. Philadelphia'da doğdu. Küçük yaşlarda basketbol oynamaya başladı.

Onun babası da basketbolcuydu. Babasının antrenmanlarını izliyordu. Babası İtalya'da basketbol oynamıştı. Bu yüzden Kobe İtalya'da bir süre eğitim aldı. İyi derecede İtalyanca konuşabiliyordu.

Sonra Amerika'ya döndü. Eğitimine devam etti. Ama üniversiteye gitmedi. Basketbolcu olmayı tercih etti. 17 Yaşındayken Lakers'ta oynamaya başladı. Lakers 2000-2002 arasında üç yıl üst üste şampiyon oldu. Bu inanılmaz bir başarıydı.

2003 yılında genç bir kadına tecavüz etmekle suçlandı. O, suçlamaları inkar etti. Masum olduğunu iddia etti. Sonra dava düştü. Mahkeme dışında davalı ve davacı anlaştı.

2009 ve 2010'da Lakers yine şampiyon oldu. Kobe, özellikle 2013'ten sonraki pek çok maçta sakatlandı. 2016'da emekli oldu. Meşhur bir şiir yazdı: Dear Basketball, yani Sevgili Basketbol. Hatta bunun için bir kısa film çekildi. Ayrıca bir kitap yazdı.

O, 26 Ocak 2019'da hayatını kaybetti. 41 yaşındaydı. Sisli havada helikoptere bindiler. Bindikleri helikopter kaza yaptı. İçinde toplam dokuz kişi vardı. Hiçbiri kurtulamadı. Kobe'nin 13 yaşındaki kızı da ölenler arasındaydı.

Kobe'nin ölüm haberi dünyada büyük bir etki yarattı. Çünkü o sadece Amerika'da değil, Asya'da, Avrupa'da, Afrika'da da meşhurdu. Her ülkede hayranları vardı. Küçük çocuklar onu idol olarak görüyordu. Büyüyünce onun gibi olmak istiyorlardı.

Kobe genç yaşta vefat etti. Kızı daha ergenlik çağındaydı. Özellikle ailesi buna çok üzüldü. Herkes ağladı. Onu sevenler yas tutmaya başladılar.


MAMBA ARTIK BİZİMLE DEĞİL مامبا لم يعد معنا MAMBA IST NICHT MEHR BEI UNS Η MAMBA ΔΕΝ ΕΊΝΑΙ ΠΛΈΟΝ ΜΑΖΊ ΜΑΣ MAMBA IS NO LONGER WITH US MAMBA YA NO ESTÁ CON NOSOTROS MAMBA N'EST PLUS PARMI NOUS MAMBA NEBĖRA SU MUMIS MAMBA IS NIET LANGER ONDER ONS МАМБА БОЛЬШЕ НЕ С НАМИ MAMBA ÄR INTE LÄNGRE MED OSS 曼巴不再与我们同在

Kobe Bryant'ın öldüğünü duydum. Ben basketbola ilgi duymuyorum. Ama bu adamın ismini birçok defa duymuştum. Arkadaşlarım onu çok seviyorlardı. Onun için ben de öldüğüne üzüldüm. سمعت أن كوبي براينت مات. أنا لست مهتما بكرة السلة. لكني سمعت اسم هذا الرجل عدة مرات. أصدقائي أحب ذلك كثيرا. لهذا السبب أنا آسف لأنه مات أيضاً. Ich habe gehört, dass Kobe Bryant tot ist. Ich interessiere mich nicht für Basketball. Aber ich habe den Namen dieses Mannes oft gehört. Meine Freunde liebten ihn sehr. Deshalb tat es mir leid, dass er gestorben ist. I heard that Kobe Bryant is dead. I am not interested in basketball. But I have heard the name of this man many times. My friends loved him very much. That's why I was sorry that he died. J'ai entendu dire que Kobe Bryant est mort. Le basket ne m'intéresse pas. Mais j'ai souvent entendu le nom de cet homme. Mes amis ont beaucoup aimé. Je suis triste qu'il soit mort aussi.

Kobe'nin lakabı Mamba'dır. Kobe dünyanın en meşhur basketbolcularından biriydi. O bir efsaneydi. Philadelphia'da doğdu. Küçük yaşlarda basketbol oynamaya başladı. لقب كوبي هو مامبا. كان كوبي أحد أشهر لاعبي كرة السلة في العالم. لقد كان أسطورة. ولد في فيلادلفيا. بدأ لعب كرة السلة في سن مبكرة. Kobes Spitzname ist Mamba. Kobe war einer der berühmtesten Basketballspieler der Welt. Er war eine Legende. Er wurde in Philadelphia geboren. Er begann schon in jungen Jahren Basketball zu spielen. Kobe's nickname is Mamba. Kobe was one of the most famous basketball players in the world. He was a legend. She was born in Philadelphia. He started playing basketball at a young age.

Onun babası da basketbolcuydu. Babasının antrenmanlarını izliyordu. Babası İtalya'da basketbol oynamıştı. Bu yüzden Kobe İtalya'da bir süre eğitim aldı. İyi derecede İtalyanca konuşabiliyordu. كان والده أيضًا لاعب كرة سلة. كان يشاهد تدريب والده. كان والده يلعب كرة السلة في إيطاليا. لهذا السبب تدرب كوبي في إيطاليا لفترة من الوقت. يمكنه التحدث باللغة الإيطالية بطلاقة. Sein Vater war ebenfalls Basketballspieler. Er sah seinem Vater beim Üben zu. Sein Vater spielte Basketball in Italien. Deshalb hat Kobe eine Zeit lang in Italien studiert. Er konnte gut Italienisch sprechen. His father was also a basketball player. He was watching his father's workouts. His father had played basketball in Italy. That's why Kobe was trained in Italy for a while. He was fluent in Italian. Son père était également basketteur. Il regardait son père s'entraîner. Son père a joué au basket en Italie. C'est pourquoi Kobe a étudié pendant un certain temps en Italie. Il parlait bien l'italien.

Sonra Amerika'ya döndü. Eğitimine devam etti. Ama üniversiteye gitmedi. Basketbolcu olmayı tercih etti. 17 Yaşındayken Lakers'ta oynamaya başladı. Lakers 2000-2002 arasında üç yıl üst üste şampiyon oldu. Bu inanılmaz bir başarıydı. ثم عاد إلى أمريكا. واصل تعليمه. لكنه لم يذهب إلى الجامعة. كان يفضل أن يكون لاعب كرة سلة. بدأ اللعب مع فريق ليكرز عندما كان عمره 17 عامًا. فاز ليكرز بالبطولة ثلاث سنوات متتالية بين 2000-2002. لقد كان نجاحا لا يصدق. Dann kehrte er nach Amerika zurück. Er setzte seine Ausbildung fort. Aber er ging nicht aufs College. Er entschied sich dafür, Basketballspieler zu werden. Er begann im Alter von 17 Jahren für die Lakers zu spielen. Die Lakers gewannen von 2000 bis 2002 drei aufeinanderfolgende Meisterschaften. Es war ein unglaublicher Erfolg. Then he returned to America. He continued his education. But he did not go to university. He preferred to be a basketball player. He started playing in Lakers when he was 17 years old. Lakers has been the champion for three consecutive years between 2000-2002. This was an incredible success. Puis il retourna en Amérique. Il a poursuivi ses études. Mais il n'est pas allé à l'université. Il a choisi d'être basketteur. Il a commencé à jouer pour les Lakers à l'âge de 17 ans. Les Lakers ont remporté trois championnats consécutifs de 2000 à 2002. Ce fut un incroyable succès.

2003 yılında genç bir kadına tecavüz etmekle suçlandı. O, suçlamaları inkar etti. Masum olduğunu iddia etti. Sonra dava düştü. Mahkeme dışında davalı ve davacı anlaştı. واتهم باغتصاب امرأة شابة في عام 2003. ونفى هذه الاتهامات. وادعى براءته. ثم أسقطت القضية. اتفق المدعى عليه والمدعي خارج المحكمة. Er wurde beschuldigt, 2003 eine junge Frau vergewaltigt zu haben. Er bestritt die Anschuldigungen. Er behauptete, er sei unschuldig. Dann wurde der Fall fallen gelassen. Außerhalb des Gerichts waren sich der Angeklagte und der Kläger einig. He was accused of raping a young woman in 2003. He denied the accusations. He claimed he was innocent. Then the case was dropped. Outside the court, the defendant and the plaintiff agreed. Il a été accusé d'avoir violé une jeune femme en 2003. Il a nié les accusations. Il a affirmé qu'il était innocent. Puis l'affaire a été classée. À l'amiable, le défendeur et le demandeur ont convenu. Его обвинили в изнасиловании молодой женщины в 2003 году. Он отверг обвинения. Он утверждал, что невиновен. Затем дело было прекращено. Во внесудебном порядке ответчик и истец согласились.

2009 ve 2010'da Lakers yine şampiyon oldu. Kobe, özellikle 2013'ten sonraki pek çok maçta sakatlandı. 2016'da emekli oldu. Meşhur bir şiir yazdı: Dear Basketball, yani Sevgili Basketbol. Hatta bunun için bir kısa film çekildi. Ayrıca bir kitap yazdı. وفي عامي 2009 و2010، أصبح ليكرز بطلاً مرة أخرى. وأصيب كوبي في العديد من المباريات، خاصة بعد عام 2013. تقاعد في عام 2016. وكتب قصيدة مشهورة: عزيزتي كرة السلة. حتى أنه تم تصوير فيلم قصير لذلك. كما كتب كتابا. 2009 und 2010 wurden die Lakers erneut Meister. Kobe war in vielen Spielen verletzt, besonders nach 2013. 2016 ging er in den Ruhestand. Er schrieb ein berühmtes Gedicht: „Dear Basketball“, auch bekannt als „Dear Basketball“. Dafür wurde sogar ein Kurzfilm gedreht. Er hat auch ein Buch geschrieben. In 2009 and 2010, Lakers again became the champion. Kobe was injured, especially in many games after 2013. He retired in 2016. He wrote a famous poem: Dear Basketball, namely Dear Basketball. Even a short film was made for this. He also wrote a book. En 2009 et 2010, les Lakers ont de nouveau été champions. Kobe a été blessé dans de nombreux matchs, surtout après 2013. Il a pris sa retraite en 2016. Il a écrit un poème célèbre : Dear Basketball, alias Dear Basketball. Un court métrage a même été réalisé pour elle. Il a également écrit un livre. В 2009 и 2010 годах «Лейкерс» снова были чемпионами. Кобе травмировался во многих играх, особенно после 2013 года. Он вышел на пенсию в 2016 году. Он написал известное стихотворение: «Дорогой баскетбол», он же «Дорогой баскетбол». По ней даже сняли короткометражный фильм. Он также написал книгу.

O, 26 Ocak 2019'da hayatını kaybetti. 41 yaşındaydı. Sisli havada helikoptere bindiler. Bindikleri helikopter kaza yaptı. İçinde toplam dokuz kişi vardı. Hiçbiri kurtulamadı. Kobe'nin 13 yaşındaki kızı da ölenler arasındaydı. توفي بتاريخ 26 يناير 2019. كان عمره 41 سنة. استقلوا المروحية في طقس ضبابي. تعرضت المروحية التي كانوا على متنها لحادث. كان هناك ما مجموعه تسعة أشخاص في الداخل. لم ينج أي منهم. وكانت ابنة كوبي البالغة من العمر 13 عامًا من بين القتلى أيضًا. Er starb am 26. Januar 2019. Er war 41 Jahre alt. Sie stiegen bei nebligem Wetter in den Helikopter. Der Hubschrauber, in dem sie saßen, stürzte ab. Insgesamt waren es neun Personen. Keiner hat überlebt. Kobes 13-jährige Tochter war unter den Toten. He died on January 26, 2019. He was 41 years old. They took the helicopter in the foggy weather. The helicopter they boarded crashed. There were nine people in total. None of them got rid of. Kobe's 13-year-old daughter was among the dead. Il est décédé le 26 janvier 2019. Il avait 41 ans. Ils sont montés à bord de l'hélicoptère par temps brumeux. L'hélicoptère sur lequel ils se trouvaient s'est écrasé. Il y avait neuf personnes au total. Aucun n'a survécu. La fille de 13 ans de Kobe était parmi les morts. Он скончался 26 января 2019 года. Ему был 41 год. Они сели в вертолет в туманную погоду. Вертолет, на котором они находились, разбился. Всего было девять человек. Никто не выжил. Среди погибших была 13-летняя дочь Кобе.

Kobe'nin ölüm haberi dünyada büyük bir etki yarattı. Çünkü o sadece Amerika'da değil, Asya'da, Avrupa'da, Afrika'da da meşhurdu. Her ülkede hayranları vardı. Küçük çocuklar onu idol olarak görüyordu. Büyüyünce onun gibi olmak istiyorlardı. كان لأخبار وفاة كوبي تأثير كبير على العالم. لأنه كان مشهورا ليس فقط في أمريكا، ولكن أيضا في آسيا وأوروبا وأفريقيا. كان لديه معجبين في كل بلد. كان الأطفال الصغار يعبدونه. لقد أرادوا أن يكونوا مثله عندما يكبرون. Die Nachricht von Kobes Tod hatte einen großen Einfluss auf die Welt. Denn er war nicht nur in Amerika berühmt, sondern auch in Asien, Europa und Afrika. Er hatte Fans in allen Ländern. Kleine Kinder sahen ihn als Idol an. Sie wollten so sein wie er, wenn sie aufwuchsen. The news of Kobe's death had a huge impact on the world. Because he was famous not only in America but also in Asia, Europe and Africa. They had fans in every country. Young children saw him as an idol. When they got older, they wanted to be like him. La nouvelle de la mort de Kobe a eu un impact énorme sur le monde. Parce qu'il était célèbre non seulement en Amérique, mais aussi en Asie, en Europe et en Afrique. Il avait des fans dans tous les pays. Les jeunes enfants le voyaient comme une idole. Ils voulaient être comme lui quand ils seraient grands.

Kobe genç yaşta vefat etti. Kızı daha ergenlik çağındaydı. Özellikle ailesi buna çok üzüldü. Herkes ağladı. Onu sevenler yas tutmaya başladılar. توفي كوبي في سن مبكرة. وكانت ابنته لا تزال في سن المراهقة. وخاصة أن عائلته كانت مستاءة للغاية من هذا الأمر. بكى الجميع. أولئك الذين أحبوه بدأوا في الحداد. Kobe starb in jungen Jahren. Ihre Tochter war gerade in ihrer Jugend. Seine Familie war darüber besonders verärgert. Alle weinten. Diejenigen, die ihn liebten, begannen zu trauern. Kobe passed away at a young age. Her daughter was just in her adolescence. His family was particularly upset about this. Everyone cried. Those who loved him began to mourn. Kobe est décédé très jeune. Sa fille était adolescente. Surtout sa famille était très bouleversée à ce sujet. Tout le monde a pleuré. Ceux qui l'aimaient ont commencé à pleurer. Кобе ушел из жизни в молодом возрасте. Его дочь была в подростковом возрасте. Особенно его семья была очень расстроена по этому поводу. Все плакали. Те, кто любил его, начали оплакивать.