×

We use cookies to help make LingQ better. By visiting the site, you agree to our cookie policy.


image

Baha's Stories, KIBRIS MESELESİ

KIBRIS MESELESİ

Bu yazıda "Kuzey Kıbrıs" kelimesini "Kıbrıs Türkleri" yerine kullandım. "Güney Kıbrıs" kelimesini ise "Kıbrıs Rumları" yerine kullandım.

1974'te Türk askerleri Kıbrıs'a gittiler ve Kuzey Kıbrıs bağımsız oldu. Kuzey'in Başkenti Lefkoşa'dır. Kıbrıs'ta da para birimi Türk Lirası'dır. Ama sterlinin kullanımı yaygındır. Türkler Kıbrıs'a pasaportsuz girebilirler. Yani kimlik belgesi oraya gitmek için yeterlidir. Orada Türkçe konuşulur. Türkiye Türkçesi ve Kıbrıs Türkçesi neredeyse aynıdır.

Kuzey Kıbrıs halkı, eskiden federal yönetim istiyordu. Bunun için Kuzey Kıbrıs'ın kurucu başkanı Rauf Denktaş ve Güney Kıbrıs başkanı Makarios görüştü. Ama sonra anlaşmazlıklar çıktı. Rumlar adanın tamamına hâkim olmak istediler. Bunun için Birleşmiş Milletler'e başvurdular. 1983'te Türkler de federasyon düşüncesinden vazgeçtiler. Çünkü Türkler, Kıbrıs'ta azınlık olmak istemiyorlar. Rumlarla eşit statüde olmak istiyorlar. İlginçtir ki, Kuzey Kıbrıs'ı dünyada tanıyan ilk ve tek ülke Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bazı devletlerin Kıbrıs'ı tanıması, Batılı devletler tarafından engellendi. Güney'deki Rum yönetimi ve bazı batılı devletler Kıbrıs'a ambargo uyguluyorlar.

Kuzey Kıbrıs'ta parlamenter demokrasi uygulanıyor. 5 yılda bir seçime gidilir. Kuzey Kıbrıs'ın kendine ait bir bayrağı, meclisi, anayasası var. Kıbrıs ekonomisi dışa bağımlıdır. Turizm, Kıbrıs için önemli bir gelir kaynağıdır. Ayrıca eğitim sektörü de gelişmiştir. Türkiye'den her yıl binlerce öğrenci üniversite eğitimi için Kıbrıs'a gider. Çünkü Kıbrıs'ta üniversite okumak daha kolaydır.

Kuzey Kıbrıs'ta sürekli bir tartışma var. Bazı Kuzey Kıbrıslılar Rumlar ile birleşmek istiyorlar. Onlar, Türkiye'nin adadaki etkisinden rahatsızlar. Örneğin Kıbrıs'ın cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Türkiye'nin adadaki etkisinin azalmasını istiyor. Türkiye'ye bağımlı olmak istemiyor. O, Kıbrıs'ta federal yönetim olmasını istiyor.

Kuzey Kıbrıs'ın başbakanı Ersin Tatar ise Türkiye'nin adadaki etkisinin artmasını istiyor. Ve Erdoğan onu destekliyor. Türkiye, Kıbrıs'ın bağımsız kalmasını istiyor. Kıbrıs'ta iki devlet olmasını istiyor. Kıbrıs federe devlet olursa Rumların Türkleri azınlık haline getirmesinden korkuyor. Türkiye'deki insanların çoğu Kıbrıs'ın bağımsız olmasını destekliyor.

Rum Yönetimi, Kıbrıs'taki Türk askerlerinin gitmesini istiyor. Ancak Kıbrıs Türkleri buna karşı çıkıyorlar. Çünkü askerlerin onları korumasını istiyorlar.

Kıbrıslı Türkler iki gruptur: 1. Kıbrıs'ta doğanlar. 2. 1974'ten sonra Kıbrıs'a gidenler. Kıbrıs'ta doğanlar Yunan ve İngiliz kültürüne yabancı değiller. Onlar çok dindar değiller. Ama 1974'ten sonra Kıbrıs'a gidenler biraz farklılar. Onlar biraz daha dindarlar. Adanın kültürünü pek bilmiyorlar. Bu yüzden iki grup birbirinden nefret ediyor.

Nisan 2020'de Kuzey Kıbrıs'ta seçim var. Bu seçim çok önemli. Çünkü Kıbrıs'ın mevcut başbakanı ve cumhurbaşkanı yarışacaklar. Eğer Türkiye'nin desteklediği Ersin Tatar kazanırsa federe devlet kurulmaz. Çünkü Türkiye bunu istemiyor. Ama Mustafa Akıncı kazanırsa federe devlet için görüşmeler devam eder.

Kuzey Kıbrıs, Türkiye Türkleri için "yavru vatan"dır. Kıbrıs, Türkler için çok önemlidir. Türkler yaklaşık 500 yıldır orada yaşıyorlar. Ve oradan ayrılmak istemiyorlar. Türkler için Kıbrıs'ın İstanbul'dan, İzmir'den, Diyarbakır'dan bir farkı yok. Türkler orayı vatan olarak görüyorlar.

KIBRIS MESELESİ قضية قبرص ZYPERN-ANGEBOT ΖΗΤΗΜΑ ΚΥΠΡΟΥ CYPRUS ISSUE CUESTIÓN CHIPRIOTA QUESTION CHYPRIOTE КИПРСКИЙ ВЫПУСК CYPRUS FRÅGESTÄLLNING

Bu yazıda "Kuzey Kıbrıs" kelimesini "Kıbrıs Türkleri" yerine kullandım. "Güney Kıbrıs" kelimesini ise "Kıbrıs Rumları" yerine kullandım. في هذا المقال، استخدمت كلمة "قبرص الشمالية" بدلاً من "القبارصة الأتراك". لقد استخدمت كلمة "جنوب قبرص" بدلاً من "القبارصة اليونانيين". In diesem Artikel habe ich das Wort "Nordzypern" für "türkische Zyprioten" verwendet. Ich habe das Wort "Südzypern" für "griechische Zyprioten" verwendet. In this article, I used the word "Northern Cyprus" instead of "Turkish Cypriots". I used the word "Southern Cyprus" instead of "Greek Cypriots". Dans cet article, j'ai utilisé le mot "Chypriote du Nord" au lieu de "Chypriotes turcs". J'ai utilisé le mot "Chypriote du Sud" au lieu de "Chypriotes grecs". В этой статье я использую слова "Северный Кипр" вместо "турок-киприотов" и "Южный Кипр" вместо "греков-киприотов".

1974'te Türk askerleri Kıbrıs'a gittiler ve Kuzey Kıbrıs bağımsız oldu. Kuzey'in Başkenti Lefkoşa'dır. Kıbrıs'ta da para birimi Türk Lirası'dır. Ama sterlinin kullanımı yaygındır. وفي عام 1974، ذهب الجنود الأتراك إلى قبرص وحصل شمال قبرص على استقلاله. عاصمة الشمال هي نيقوسيا. العملة المستخدمة في قبرص هي الليرة التركية. لكن استخدام الجنيه الاسترليني أمر شائع. In 1974, Turkish soldiers went to Cyprus and Northern Cyprus became independent. The Capital of the North is Nicosia. The currency in Cyprus is Turkish Lira. But the use of sterling is common. En 1974, des soldats turcs sont allés à Chypre et le nord de Chypre est devenu indépendant. La capitale du Nord est Nicosie. La monnaie à Chypre est la livre turque. Mais l'utilisation de la livre sterling est très répandue. В 1974 году турецкие солдаты отправились на Кипр, и Северный Кипр стал независимым. Столица Севера - Никосия. Валюта на Кипре - турецкая лира. Но использование стерлинга распространено. Türkler Kıbrıs'a pasaportsuz girebilirler. Yani kimlik belgesi oraya gitmek için yeterlidir. Orada Türkçe konuşulur. Türkiye Türkçesi ve Kıbrıs Türkçesi neredeyse aynıdır. يمكن للأتراك دخول قبرص بدون جواز سفر. لذا فإن وثيقة الهوية تكفي للذهاب إلى هناك. يتم التحدث بالتركية هناك. اللغة التركية في تركيا واللغة التركية في قبرص متماثلتان تقريبًا. Türken können ohne Reisepass nach Zypern einreisen. Mit anderen Worten: Ein Ausweis genügt, um dorthin zu reisen. Dort wird Türkisch gesprochen. Das Türkische in der Türkei und das Türkische auf Zypern sind fast identisch. Turks can enter Cyprus without a passport. So the identity document is enough to go there. Turkish is spoken there. Turkey Turkish and Turkish Cypriot is almost the same. Les Turcs peuvent entrer à Chypre sans passeport. Donc la pièce d'identité suffit pour s'y rendre. Le turc y est parlé. Le turc de Turquie et le turc de Chypre sont presque les mêmes. Турки могут въезжать на Кипр без паспорта. Таким образом, удостоверение личности достаточно, чтобы пойти туда. Там говорят по-турецки. Турция Турецко кипрская почти то же самое.

Kuzey Kıbrıs halkı, eskiden federal yönetim istiyordu. Bunun için Kuzey Kıbrıs'ın kurucu başkanı Rauf Denktaş ve Güney Kıbrıs başkanı Makarios görüştü. كان شعب شمال قبرص يريد حكومة فيدرالية. ولهذا الغرض التقى رؤوف دنكطاش الرئيس المؤسس لشمال قبرص، ومكاريوس رئيس جنوب قبرص. In der Vergangenheit wollten die Menschen in Nordzypern eine föderale Verwaltung. Zu diesem Zweck trafen sich Rauf Denktaş, der Gründungspräsident von Nordzypern, und Makarios, der Präsident von Südzypern. The people of Northern Cyprus wanted federal government. For this, Rauf Denktaş, the founding president of Northern Cyprus, and Makarios, the president of Southern Cyprus. Народ Северного Кипра хотел федерального правительства. Для этого Рауф Денкташ, президент-основатель Северного Кипра, и Макариос, президент Южного Кипра. Ama sonra anlaşmazlıklar çıktı. Rumlar adanın tamamına hâkim olmak istediler. Bunun için Birleşmiş Milletler'e başvurdular. 1983'te Türkler de federasyon düşüncesinden vazgeçtiler. ولكن بعد ذلك نشأت الخلافات. أراد اليونانيون السيطرة على الجزيرة بأكملها. وناشدوا الأمم المتحدة من أجل ذلك. وفي عام 1983، تخلى الأتراك أيضاً عن فكرة الاتحاد. Aber dann entstanden Streitigkeiten. Die Griechen wollten die ganze Insel dominieren. Sie haben dies bei den Vereinten Nationen beantragt. 1983 gaben die Türken die Idee der Föderation auf. But then disagreements broke out. The Greeks wanted to dominate the whole island. They applied to the United Nations for this. In 1983, the Turks gave up the idea of federation. Mais alors des désaccords sont apparus. Les Grecs voulaient dominer toute l'île. Ils en ont fait la demande auprès des Nations Unies. En 1983, les Turcs renoncent à l'idée de fédération. Но тогда возникли споры. Греки хотели доминировать над всем островом. Они обратились в ООН за это. В 1983 году турки отказались от идеи федерации. Çünkü Türkler, Kıbrıs'ta azınlık olmak istemiyorlar. Rumlarla eşit statüde olmak istiyorlar. İlginçtir ki, Kuzey Kıbrıs'ı dünyada tanıyan ilk ve tek ülke Türkiye Cumhuriyeti'dir. لأن الأتراك لا يريدون أن يكونوا أقلية في قبرص. إنهم يريدون الحصول على مكانة متساوية مع اليونانيين. ومن المثير للاهتمام أن الدولة الأولى والوحيدة في العالم التي تعترف بشمال قبرص هي الجمهورية التركية. Weil Türken in Zypern keine Minderheit sein wollen. Sie wollen den Griechen gleichgestellt sein. Merkwürdigerweise ist die Republik Nordzypern das erste und einzige Land der Welt, der Türkei zu erkennen. Because Turks do not want to be a minority in Cyprus. They want to have an equal status with the Greeks. Curiously, the Republic of Northern Cyprus is the first and only country in the world to recognize Turkey. Parce que les Turcs ne veulent pas être une minorité à Chypre. Ils veulent avoir un statut égal à celui des Grecs. Fait intéressant, le premier et le seul pays au monde à reconnaître le nord de Chypre est la République de Turquie. Потому что турки не хотят быть меньшинством на Кипре. Они хотят иметь равный статус с греками. Любопытно, что Республика Северного Кипра является первой и единственной страной в мире, чтобы признать Турцию. Bazı devletlerin Kıbrıs'ı tanıması, Batılı devletler tarafından engellendi. Güney'deki Rum yönetimi ve bazı batılı devletler Kıbrıs'a ambargo uyguluyorlar. منعت الدول الغربية بعض الدول من الاعتراف بقبرص. وتفرض الإدارة اليونانية في الجنوب وبعض الدول الغربية حظرا على قبرص. Einige Staaten wurden von westlichen Staaten daran gehindert, Zypern anzuerkennen. Die griechisch-zypriotische Regierung und einige westliche Staaten verhängen ein Embargo gegen Zypern. Some states were prevented from recognizing Cyprus by Western states. The Greek Cypriot administration and some western states impose an embargo on Cyprus. Признание Кипра некоторыми государствами было предотвращено западными государствами. Администрация киприотов-греков и некоторые западные государства вводят эмбарго на Кипр.

Kuzey Kıbrıs'ta parlamenter demokrasi uygulanıyor. 5 yılda bir seçime gidilir. Kuzey Kıbrıs'ın kendine ait bir bayrağı, meclisi, anayasası var. يتم تطبيق الديمقراطية البرلمانية في شمال قبرص. وتجرى الانتخابات كل 5 سنوات. ولشمال قبرص علم وبرلمان ودستور خاص بها. Nordzypern ist eine parlamentarische Demokratie. Die Wahlen finden alle 5 Jahre statt. Nordzypern hat eine eigene Flagge, ein eigenes Parlament und eine eigene Verfassung. Parliamentary democracy is implemented in Northern Cyprus. Elections are held every 5 years. Northern Cyprus has its own flag, parliament and constitution. Парламентская демократия реализуется на Северном Кипре. Выборы проводятся каждые 5 лет. Северный Кипр имеет свой собственный флаг, парламент и конституцию. Kıbrıs ekonomisi dışa bağımlıdır. Turizm, Kıbrıs için önemli bir gelir kaynağıdır. Ayrıca eğitim sektörü de gelişmiştir. يعتمد الاقتصاد القبرصي على الخارج. السياحة مصدر مهم للدخل لقبرص. بالإضافة إلى ذلك، تطور قطاع التعليم أيضًا. Die zyprische Wirtschaft ist von der Außenwelt abhängig. Der Tourismus ist eine wichtige Einnahmequelle für Zypern. Auch der Bildungssektor ist entwickelt. The economy of Cyprus is foreign dependent. Tourism is an important source of income for Cyprus. The education sector has also developed. Экономика Кипра зависит от иностранцев. Туризм является важным источником дохода для Кипра. Сектор образования также улучшился. Türkiye'den her yıl binlerce öğrenci üniversite eğitimi için Kıbrıs'a gider. Çünkü Kıbrıs'ta üniversite okumak daha kolaydır. في كل عام، يذهب آلاف الطلاب من تركيا إلى قبرص للدراسة الجامعية. لأنه من الأسهل الدراسة في الجامعة في قبرص. Jedes Jahr gehen Tausende von Studenten aus der Türkei nach Zypern, um dort zu studieren. Weil es einfacher ist, auf Zypern zu studieren. Every year thousands of students from Turkey to Cyprus for college education expenses. Because studying in Cyprus is easier. Каждый год тысячи студентов из Турции на Кипр для расходов на образование в колледже. Потому что учиться на Кипре проще.

Kuzey Kıbrıs'ta sürekli bir tartışma var. Bazı Kuzey Kıbrıslılar Rumlar ile birleşmek istiyorlar. Onlar, Türkiye'nin adadaki etkisinden rahatsızlar. هناك جدل مستمر في شمال قبرص. ويريد بعض القبارصة الشماليين الاتحاد مع اليونانيين. إنهم منزعجون من نفوذ تركيا في الجزيرة. In Nordzypern gibt es eine ständige Debatte. Einige Nordzyprioten wollen sich mit den Griechen vereinigen. Sie sind unzufrieden mit dem Einfluss der Türkei auf der Insel. There is a constant debate in Northern Cyprus. Some Northern Cypriots want to unite with the Greeks. They influence the turn of the island in Turkey. На Северном Кипре ведутся постоянные дебаты. Некоторые северные киприоты хотят объединиться с греками. Они влияют на ход острова в Турции. Örneğin Kıbrıs'ın cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Türkiye'nin adadaki etkisinin azalmasını istiyor. على سبيل المثال، يريد رئيس قبرص، مصطفى أكينجي، أن ينخفض نفوذ تركيا في الجزيرة. Mustafa Akıncı, der Präsident Zyperns, möchte zum Beispiel, dass der Einfluss der Türkei auf der Insel zurückgeht. For example, Cyprus's president, Mustafa Akinci, Turkey wants to reduce the impact on the island. Например, президент Кипра, Мустафа Akinci, Турция хочет, чтобы уменьшить влияние на острове. Türkiye'ye bağımlı olmak istemiyor. O, Kıbrıs'ta federal yönetim olmasını istiyor. وهي لا تريد أن تعتمد على تركيا. فهو يريد أن تكون هناك حكومة اتحادية في قبرص. Er will nicht von der Türkei abhängig sein. Er will eine föderale Verwaltung in Zypern. He does not want to be dependent on Turkey. He wants federal government in Cyprus. Он не хочет быть зависимым от Турции. Он хочет федеральное правительство на Кипре.

Kuzey Kıbrıs'ın başbakanı Ersin Tatar ise Türkiye'nin adadaki etkisinin artmasını istiyor. Ve Erdoğan onu destekliyor. Türkiye, Kıbrıs'ın bağımsız kalmasını istiyor. يريد إرسين تتار، رئيس وزراء شمال قبرص، زيادة نفوذ تركيا في الجزيرة. وأردوغان يدعمه. وتريد تركيا أن تظل قبرص مستقلة. Der Ersin Tatar Premierminister von Nordzypern will die Türkei Einfluss auf der Insel erhöhen. Und Erdogan unterstützt ihn. Türkei, Zypern will unabhängig bleiben. The Ersin Tatar prime minister of Northern Cyprus wants to increase Turkey's influence in the island. And Erdogan supports him. Turkey, Cyprus wants to remain independent. Ersin татарский премьер Северного Кипра хочет увеличить влияние Турции на острове. И Эрдоган его поддерживает. Турция, Кипр хочет остаться независимым. Kıbrıs'ta iki devlet olmasını istiyor. Kıbrıs federe devlet olursa Rumların Türkleri azınlık haline getirmesinden korkuyor. Türkiye'deki insanların çoğu Kıbrıs'ın bağımsız olmasını destekliyor. فهو يريد أن تكون هناك دولتان في قبرص. وهو يخشى أنه إذا أصبحت قبرص دولة فيدرالية، فإن اليونانيين سوف يحولون الأتراك إلى أقلية. معظم الناس في تركيا يؤيدون استقلال قبرص. Er will zwei Staaten in Zypern. Wenn Zypern ein Föderationsstaat wird, befürchtet es, dass die Griechen die Türken zu einer Minderheit machen werden. Die meisten Menschen in der Türkei, dass Zypern unabhängig unterstützt. He wants two states in Cyprus. If Cyprus becomes a federated state, it fears that the Greeks will turn the Turks into a minority. Most people in Turkey that Cyprus supports independent. Il veut deux États à Chypre. Il craint que si Chypre devient un État fédéré, les Grecs fassent des Turcs une minorité. La plupart des Turcs soutiennent l'indépendance de Chypre. Он хочет два государства на Кипре. Если Кипр станет федеративным государством, он опасается, что греки превратят турок в меньшинство. Большинство людей в Турции, что Кипр поддерживает независимые.

Rum Yönetimi, Kıbrıs'taki Türk askerlerinin gitmesini istiyor. Ancak Kıbrıs Türkleri buna karşı çıkıyorlar. Çünkü askerlerin onları korumasını istiyorlar. وتريد الإدارة اليونانية مغادرة الجنود الأتراك الموجودين في قبرص. لكن القبارصة الأتراك يعارضون ذلك. لأنهم يريدون أن يحميهم الجنود. Die griechisch-zypriotische Regierung will, dass türkische Truppen in Zypern abreisen. Türkische Zyprioten sind jedoch dagegen. Weil sie wollen, dass die Soldaten sie beschützen. The Greek Cypriot Administration wants Turkish troops in Cyprus to leave. However, Turkish Cypriots oppose this. Because they want the soldiers to protect them. Администрация киприотов-греков хочет, чтобы турецкие войска на Кипре ушли. Однако киприоты-турки выступают против этого. Потому что они хотят, чтобы солдаты защищали их.

Kıbrıslı Türkler iki gruptur: 1. Kıbrıs'ta doğanlar. 2. 1974'ten sonra Kıbrıs'a gidenler. Kıbrıs'ta doğanlar Yunan ve İngiliz kültürüne yabancı değiller. القبارصة الأتراك مجموعتان: 1. المولودون في قبرص. 2. أولئك الذين ذهبوا إلى قبرص بعد عام 1974. أولئك الذين ولدوا في قبرص ليسوا غرباء على الثقافة اليونانية والبريطانية. Türkische Zyprioten gehören zwei Gruppen an: 1. Die in Zypern geborenen. 2. Diejenigen, die nach 1974 nach Zypern gingen. Die in Zypern Geborenen sind der griechischen und britischen Kultur nicht fremd. Turkish Cypriots are of two groups: 1. Those born in Cyprus. 2. Those who went to Cyprus after 1974. Those born in Cyprus are no strangers to Greek and British culture. Киприоты-турки делятся на две группы: 1. Те, кто родился на Кипре. 2. Те, кто отправился на Кипр после 1974 года. Те, кто родился на Кипре, не чужды греческой и британской культуры. Onlar çok dindar değiller. Ama 1974'ten sonra Kıbrıs'a gidenler biraz farklılar. Onlar biraz daha dindarlar. Adanın kültürünü pek bilmiyorlar. Bu yüzden iki grup birbirinden nefret ediyor. إنهم ليسوا متدينين للغاية. لكن أولئك الذين ذهبوا إلى قبرص بعد عام 1974 مختلفون بعض الشيء. هم أكثر تدينا قليلا. إنهم لا يعرفون الكثير عن ثقافة الجزيرة. ولهذا السبب تكره المجموعتان بعضهما البعض. Sie sind nicht sehr religiös. Aber diejenigen, die nach 1974 nach Zypern gingen, sind etwas anders. Sie sind etwas religiöser. Sie kennen die Kultur der Insel nicht sehr gut. Deshalb hassen sich die beiden Gruppen. They are not very religious. But those who went to Cyprus after 1974 are a little different. They are a little more religious. They do not know the culture of the island very much. That's why the two groups hate each other. Они не очень религиозны. Но те, кто отправился на Кипр после 1974 года, немного другие. Они немного более религиозны. Они не очень знают культуру острова. Вот почему две группы ненавидят друг друга.

Nisan 2020'de Kuzey Kıbrıs'ta seçim var. Bu seçim çok önemli. Çünkü Kıbrıs'ın mevcut başbakanı ve cumhurbaşkanı yarışacaklar. هناك انتخابات في شمال قبرص في أبريل 2020. هذا الاختيار مهم جدا. لأن رئيس الوزراء الحالي ورئيس قبرص سيتنافسان. Im April 2020 fand in Nordzypern eine Wahl statt. Diese Wahl ist sehr wichtig. Weil der derzeitige Premierminister und Präsident von Zypern antreten wird. There is an election in Northern Cyprus in April 2020. This choice is very important. Because the current prime minister and president of Cyprus will compete. В апреле 2020 года на Северном Кипре состоялись выборы. Этот выбор очень важен. Потому что нынешний премьер-министр и президент Кипра будут соревноваться. Eğer Türkiye'nin desteklediği Ersin Tatar kazanırsa federe devlet kurulmaz. Çünkü Türkiye bunu istemiyor. Ama Mustafa Akıncı kazanırsa federe devlet için görüşmeler devam eder. إذا فاز إرسين تتار، بدعم من تركيا، فلن يتم إنشاء دولة اتحادية. لأن تركيا لا تريد ذلك. ولكن إذا فاز مصطفى أكينجي، فسوف تستمر المفاوضات بشأن الدولة الفيدرالية. Wenn Ersin Tatar, der von der Türkei unterstützt wird, gewinnt, wird es keinen föderalen Staat geben. Denn die Türkei will das nicht. Aber wenn Mustafa Akıncı gewinnt, werden die Verhandlungen über einen föderalen Staat fortgesetzt. If it can not win Turkey's support for the establishment of a federal state Ersin Tatar. Because Turkey does not want it. But if Mustafa Akıncı wins, negotiations continue for the federated state. Если он не может получить поддержку Турции о создании федеративного государства Ersin татарском. Потому что Турция не хочет. Но если Мустафа Акынджи победит, переговоры продолжатся для федеративного государства.

Kuzey Kıbrıs, Türkiye Türkleri için "yavru vatan"dır. Kıbrıs, Türkler için çok önemlidir. Türkler yaklaşık 500 yıldır orada yaşıyorlar. Ve oradan ayrılmak istemiyorlar. شمال قبرص هو "الوطن الابن" للأتراك الأتراك. قبرص مهمة جدا بالنسبة للأتراك. ويعيش الأتراك هناك منذ حوالي 500 عام. وهم لا يريدون المغادرة. Nordzypern ist die "kleine Heimat" für die Türken in der Türkei. Zypern ist für die Türken sehr wichtig. Die Türken leben dort seit etwa 500 Jahren. Und sie wollen es nicht verlassen. Northern Cyprus, Turkey for the Turks "puppy homeland" is. Cyprus is very important for Turks. Turks have been living there for nearly 500 years. And they don't want to leave. Северный Кипр, Турция для турок «щенок родина» есть. Кипр очень важен для турок. Турки живут там почти 500 лет. И они не хотят уходить. Türkler için Kıbrıs'ın İstanbul'dan, İzmir'den, Diyarbakır'dan bir farkı yok. Türkler orayı vatan olarak görüyorlar. بالنسبة للأتراك، لا تختلف قبرص عن إسطنبول أو إزمير أو ديار بكر. ويعتبرها الأتراك وطنهم. Für Türken ist Zypern nicht anders als Istanbul, Izmir oder Diyarbakir. Türken sehen es als ihr Heimatland. For Turks, Cyprus is no different from Istanbul, Izmir and Diyarbakir. The Turks see it as their homeland. Для турок Кипр ничем не отличается от Стамбула, Измира и Диярбакыра. Турки видят в этом свою родину.