×

We use cookies to help make LingQ better. By visiting the site, you agree to our cookie policy.


image

Baha's Stories, İNGİLTERE SEÇİM SONUÇLARI

İNGİLTERE SEÇİM SONUÇLARI

Seçim sonuçlarını takip ettim. İngiltere'de Muhafazakar Parti kazandı. İngiltere'nin yeni başbakanı Boris Johnson oldu. Boris Johnson'ın büyük dedesinin Türk olduğunu biliyor musun. Johnson eskiden Londra Belediyesinin başkanıydı.

Peki seçimi kimler kaybetti? İşçi Partisi, Jeremy Corbyn ve Liberal Demokratlar. Bu seçim İşçi Partisi için büyük bir başarısızlıktı. Muhafazakar Parti için ise büyük bir başarı.

Jeremy Corbyn henüz istifa etmedi. Ama gelecek seçimde aday olmayacağını söyledi. Acaba İşçi Partisinin yeni lideri kim olacak?

2016'da İngilizler referanduma gittiler. Halkın yüzde 51.9'u 'Evet' dedi. Halkın yüzde 48.1'i 'Hayır' dedi. Bu, ilginç bir sonuçtu. Çünkü oylar birbirine çok yakındı. Referandumda önem olan yüzde 50'yi geçmektir

Gençlerin çoğu 'Hayır' dedi. Yaşlıların çoğu 'Evet' dedi. İskoçların çoğu 'Hayır' dedi. Gallerlilerin çoğu 'Evet' dedi. İngiltere'de Thatcher'dan itibaren özelleştirme politikaları uygulandı. Ülkede işsizlik arttı. İngiltere'nin ekonomisi son yıllarda kötüleşti. Yatırımlar artık İngiltere yerine Almanya'ya yapılıyor. İngiltere'deki birçok fabrika kapandı. İnsanlar fakirleşti. Bunun için İngilizler çok sinirliler. Sonuçta İngiliz halkı Avrupa Birliğinden ayrılmaya karar verdi. Referanduma bir kez gidilir. İki kez gidilmez. Politikacılar halkın tercihlerine saygı duymalıdırlar.

Johnson İngiltere'nin Avrupa Birliğinden ayrılmasını istiyor. İngilizler onun sözlerine inandılar. Ona oy verdiler. Gelecekte İngiltere Avrupa Birliğinden ayrılacak.

İngiltere Avrupa Birliğinden ayrılınca İskoçya, Kuzey İrlanda, Galler ne yapacak? Merak ediyorum. Çünkü özellikle İskoçlar Avrupa Birliğinden ayrılmak istemiyorlar.

İskoçlar 2014'te referanduma gitmişlerdi. O zaman İngiltere'den ayrılmayı tercih etmediler. Şimdi neyi tercih ediyorlar, bilmiyorum.

Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti arasında bir sınır var. Bu sınır iki ülke de Avrupa Birliği üyesi olduğundan dolayı açık. İngiltere Avrupa Birliğinden çıktıktan sonra o sınır kapanabilir. Bu durum İrlanda'nın ekonomisini kötü yönde etkileyebilir.

Şimdi Muhafazakar Parti'nin manifestosuna bakalım: -Avrupa Birliğinden Ocak 2020'de ayrılacağız. -Ulusal Sağlık Sistemine (the NHS) daha fazla yatırım yapacağız. -50000 yeni hemşire istihdam edeceğiz. -20000 yeni polis istihdam edeceğiz. Suçlulara daha ağır ceza vereceğiz. -İngiltere'ye göç etmeyi zorlaştıracağız. -Emeklilik maaşlarını yılda en az yüzde 2.5 artıracağız. -Manchester-Leeds arasına yeni bir tren yolu yapacağız...

Umut ediyorum, Johnson sözünü tutar. Eğer tutmazsa İngiltere'nin ekonomisi kötüleşmeye devam eder.

İNGİLTERE SEÇİM SONUÇLARI نتائج الانتخابات في المملكة المتحدة WAHLERGEBNISSE IN ENGLAND ΑΠΟΤΕΛΈΣΜΑΤΑ ΤΩΝ ΕΚΛΟΓΏΝ ΣΤΟ ΗΝΩΜΈΝΟ ΒΑΣΊΛΕΙΟ ENGLAND ELECTION RESULTS RESULTADOS DE LAS ELECCIONES BRITÁNICAS RÉSULTATS DES ÉLECTIONS AU ROYAUME-UNI VERKIEZINGSUITSLAGEN UK РЕЗУЛЬТАТЫ ВЫБОРОВ В АНГЛИИ VALRESULTAT I STORBRITANNIEN 英国选举结果

Seçim sonuçlarını takip ettim. İngiltere'de Muhafazakar Parti kazandı. İngiltere'nin yeni başbakanı Boris Johnson oldu. لقد تابعت نتائج الانتخابات. فاز حزب المحافظين في إنجلترا. أصبح بوريس جونسون رئيس وزراء إنجلترا الجديد. Ich habe die Wahlergebnisse verfolgt. Die Konservative Partei gewann in England. Großbritanniens neuer Premierminister ist Boris Johnson. I followed the election results. The Conservative Party won in England. Britain's new prime minister was Boris Johnson. Я следил за результатами выборов. В Англии победила Консервативная партия. Борис Джонсон – новый премьер-министр Великобритании. Boris Johnson'ın büyük dedesinin Türk olduğunu biliyor musun. Johnson eskiden Londra Belediyesinin başkanıydı. هل تعلم أن الجد الأكبر لبوريس جونسون كان تركيًا؟ وكان جونسون يشغل منصب عمدة مدينة لندن في السابق. Wussten Sie, dass der Urgroßvater von Boris Johnson Türke war? Johnson war früher Bürgermeister der City of London. Do you know that Boris Johnson's great-grandfather is a Turk? Johnson was formerly the mayor of London. Знаете ли вы, что прадед Бориса Джонсона был турком? Джонсон был мэром Лондона.

Peki seçimi kimler kaybetti? İşçi Partisi, Jeremy Corbyn ve Liberal Demokratlar. Bu seçim İşçi Partisi için büyük bir başarısızlıktı. Muhafazakar Parti için ise büyük bir başarı. إذن من الذي خسر الانتخابات؟ حزب العمال وجيريمي كوربين والديمقراطيون الليبراليون. كانت هذه الانتخابات بمثابة فشل كبير لحزب العمال. نجاح كبير لحزب المحافظين. So who lost the election? Labor Party, Jeremy Corbyn and Liberal Democrats. This election was a major failure for the Labor Party. It is a great success for the Conservative Party. Так кто проиграл выборы? Лейбористская партия, Джереми Корбин и либерал-демократы. Эти выборы стали огромным провалом для Лейбористской партии. Огромный успех Консервативной партии.

Jeremy Corbyn henüz istifa etmedi. Ama gelecek seçimde aday olmayacağını söyledi. Acaba İşçi Partisinin yeni lideri kim olacak? جيريمي كوربين لم يستقيل بعد. لكنه أكد أنه لن يترشح في الانتخابات المقبلة. أتساءل من سيكون الزعيم الجديد لحزب العمال؟ Jeremy Corbyn ist noch nicht zurückgetreten. Aber er sagte, er werde bei der nächsten Wahl nicht mehr kandidieren. Wer wird der neue Vorsitzende der Labour Party? Jeremy Corbyn has not resigned yet. But he said he will not run for the next election. Who will be the new leader of the Workers' Party? Джереми Корбин еще не ушел в отставку. Но он сказал, что не будет баллотироваться на следующих выборах. Кто станет новым лидером Лейбористской партии?

2016'da İngilizler referanduma gittiler. Halkın yüzde 51.9'u 'Evet' dedi. Halkın yüzde 48.1'i 'Hayır' dedi. Bu, ilginç bir sonuçtu. وفي عام 2016، أجرى البريطانيون استفتاءً. وقال 51.9% من الجمهور "نعم". قال 48.1% من الجمهور "لا". وكانت هذه نتيجة مثيرة للاهتمام. In 2016, the British went to a referendum. 51.9 percent of the people said 'Yes'. 48.1 percent of the people said 'No'. This was an interesting result. В 2016 году британцы пошли на референдум. 51,9% опрошенных ответили «да». 48,1% опрошенных ответили «нет». Это был интересный результат. Çünkü oylar birbirine çok yakındı. Referandumda önem olan yüzde 50'yi geçmektir لأن الأصوات كانت متقاربة جداً. المهم في الاستفتاء هو تمرير 50 بالمئة Denn die Abstimmungen lagen sehr nah beieinander. Das Wichtigste beim Referendum ist, 50 Prozent zu erreichen. Because the votes were very close to each other. What is important in the referendum is to exceed 50 percent Потому что голоса были очень близки друг к другу. Главное на референдуме - пройти 50 процентов.

Gençlerin çoğu 'Hayır' dedi. Yaşlıların çoğu 'Evet' dedi. İskoçların çoğu 'Hayır' dedi. Gallerlilerin çoğu 'Evet' dedi. معظم الشباب قالوا "لا". فقال أغلب الشيوخ: نعم. قال معظم الاسكتلنديين "لا". قال غالبية الشعب الويلزي "نعم". Most of the youth said 'No'. Most of the elderly said 'Yes'. Most Scots said 'No'. Most of the Welshes said 'Yes'. Большинство молодых людей сказали «нет». Большинство старейшин сказали «Да». Большинство шотландцев сказали «нет». Большинство валлийцев сказали «Да». İngiltere'de Thatcher'dan itibaren özelleştirme politikaları uygulandı. Ülkede işsizlik arttı. İngiltere'nin ekonomisi son yıllarda kötüleşti. تم تنفيذ سياسات الخصخصة في إنجلترا منذ تاتشر. وزادت البطالة في البلاد. وتدهور الاقتصاد البريطاني في السنوات الأخيرة. Privatisierungspolitik wurde in England seit Thatcher umgesetzt. Die Arbeitslosigkeit im Land nahm zu. Die britische Wirtschaft hat sich in den letzten Jahren verschlechtert. Privatization policies have been implemented in England from Thatcher. Unemployment in the country has increased. Britain's economy has deteriorated in recent years. Политика приватизации проводилась в Англии со времен Тэтчер. В стране выросла безработица. В последние годы экономика Великобритании ухудшилась. Yatırımlar artık İngiltere yerine Almanya'ya yapılıyor. İngiltere'deki birçok fabrika kapandı. İnsanlar fakirleşti. Bunun için İngilizler çok sinirliler. تتم الاستثمارات الآن في ألمانيا بدلاً من إنجلترا. تم إغلاق العديد من المصانع في إنجلترا. أصبح الناس فقراء. البريطانيون غاضبون جدًا من هذا. Investitionen werden jetzt in Deutschland statt in England getätigt. Viele Fabriken in England wurden geschlossen. Die Leute wurden arm. Die Briten sind sehr wütend darüber. Investments are now being made to Germany instead of England. Many factories in the UK have been closed. People got poor. For this, the British are very angry. Инвестиции сейчас делаются в Германию, а не в Англию. Многие заводы в Великобритании были закрыты. Люди стали бедными. За это англичане очень злы. Sonuçta İngiliz halkı Avrupa Birliğinden ayrılmaya karar verdi. Referanduma bir kez gidilir. İki kez gidilmez. Politikacılar halkın tercihlerine saygı duymalıdırlar. وفي نهاية المطاف، قرر الشعب البريطاني مغادرة الاتحاد الأوروبي. هناك استفتاء واحد فقط. لا يمكنك الذهاب مرتين. وعلى السياسيين أن يحترموا خيارات الشعب. Letztendlich entschied sich das britische Volk, die Europäische Union zu verlassen. Volksabstimmung geht einmal. Du kannst nicht zweimal gehen. Politiker müssen die Entscheidungen der Menschen respektieren. After all, the British people decided to leave the European Union. Go to the referendum once. Do not go twice. Politicians must respect the public's preferences. Ведь британцы решили покинуть Евросоюз. Идти на референдум один раз. Не ходи дважды. Политики должны уважать предпочтения общественности.

Johnson İngiltere'nin Avrupa Birliğinden ayrılmasını istiyor. İngilizler onun sözlerine inandılar. Ona oy verdiler. Gelecekte İngiltere Avrupa Birliğinden ayrılacak. ويريد جونسون أن تخرج بريطانيا من الاتحاد الأوروبي. صدق البريطانيون كلماته. لقد صوتوا له. في المستقبل، ستخرج المملكة المتحدة من الاتحاد الأوروبي. Johnson will, dass Großbritannien die Europäische Union verlässt. Die Briten glaubten seinen Worten. Sie haben für ihn gestimmt. Künftig wird Großbritannien die Europäische Union verlassen. Johnson wants Britain to leave the European Union. The British believed his words. They voted for him. In the future, Britain will leave the European Union. Джонсон хочет, чтобы Великобритания покинула Европейский Союз. Англичане поверили его словам. Они голосовали за него. В будущем Британия покинет Европейский Союз.

İngiltere Avrupa Birliğinden ayrılınca İskoçya, Kuzey İrlanda, Galler ne yapacak? Merak ediyorum. Çünkü özellikle İskoçlar Avrupa Birliğinden ayrılmak istemiyorlar. ماذا ستفعل اسكتلندا وأيرلندا الشمالية وويلز عندما تغادر إنجلترا الاتحاد الأوروبي؟ انا فضولي. لأن الاسكتلنديين بشكل خاص لا يريدون مغادرة الاتحاد الأوروبي. Was werden Schottland, Nordirland und Wales tun, wenn Großbritannien die Europäische Union verlässt? Ich wundere mich. Denn gerade die Schotten wollen die Europäische Union nicht verlassen. What will Scotland, Northern Ireland, Wales do when England leaves the European Union? I wonder. Because especially the Scots do not want to leave the European Union. Что будут делать Шотландия, Северная Ирландия, Уэльс, когда Англия выйдет из Европейского Союза? Интересно Потому что шотландцы особенно не хотят покидать Евросоюз.

İskoçlar 2014'te referanduma gitmişlerdi. O zaman İngiltere'den ayrılmayı tercih etmediler. Şimdi neyi tercih ediyorlar, bilmiyorum. أجرى الاسكتلنديون استفتاءً في عام 2014. لم يختاروا مغادرة إنجلترا في ذلك الوقت. لا أعرف ماذا يفضلون الآن. Die Schotten gingen 2014 zu einem Referendum. Zu dieser Zeit zogen sie es nicht vor, England zu verlassen. Was sie jetzt bevorzugen, weiß ich nicht. The Scots went to a referendum in 2014. At that time, they did not prefer to leave England. What do they prefer now, I don't know. Шотландцы пошли на референдум в 2014 году. В то время они не предпочитали покидать Англию. Что они предпочитают сейчас, я не знаю.

Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti arasında bir sınır var. Bu sınır iki ülke de Avrupa Birliği üyesi olduğundan dolayı açık. İngiltere Avrupa Birliğinden çıktıktan sonra o sınır kapanabilir. Bu durum İrlanda'nın ekonomisini kötü yönde etkileyebilir. هناك حدود بين أيرلندا الشمالية وجمهورية أيرلندا. هذه الحدود مفتوحة لأن كلا البلدين أعضاء في الاتحاد الأوروبي. وقد تغلق هذه الحدود بعد خروج بريطانيا من الاتحاد الأوروبي. وهذا يمكن أن يؤثر سلبا على الاقتصاد الأيرلندي. Es gibt eine Grenze zwischen Nordirland und der Republik Irland. Diese Grenze ist offen, da beide Länder Mitglieder der Europäischen Union sind. Nachdem das Vereinigte Königreich die Europäische Union verlassen hat, kann diese Grenze geschlossen werden. Dies könnte sich nachteilig auf Irlands Wirtschaft auswirken. There is a border between Northern Ireland and the Republic of Ireland. This border is open since both countries are members of the European Union. Once the UK leaves the European Union, that border may be closed. This situation may adversely affect Ireland's economy. Существует граница между Северной Ирландией и Республикой Ирландия. Эта граница открыта, так как обе страны являются членами Европейского Союза. Как только Великобритания покинет Европейский Союз, эта граница может быть закрыта. Эта ситуация может негативно повлиять на экономику Ирландии.

Şimdi Muhafazakar Parti'nin manifestosuna bakalım: -Avrupa Birliğinden Ocak 2020'de ayrılacağız. -Ulusal Sağlık Sistemine (the NHS) daha fazla yatırım yapacağız. -50000 yeni hemşire istihdam edeceğiz. والآن دعونا نلقي نظرة على بيان حزب المحافظين: -سنغادر الاتحاد الأوروبي في يناير 2020. - سوف نستثمر أكثر في النظام الصحي الوطني (NHS). - سنوظف 50000 ممرضة جديدة. Schauen wir uns nun das Wahlprogramm der Konservativen Partei an: -Wir werden die Europäische Union im Januar 2020 verlassen. Wir werden mehr in das nationale Gesundheitssystem (NHS) investieren. Wir werden 50.000 neue Pflegekräfte einstellen. Let's take a look at the Conservative Party's manifesto: -We will leave the European Union in January 2020. -We will invest more in the National Health System (the NHS). We will employ 50000 new nurses. Давайте посмотрим на манифест Консервативной партии: - Мы покинем Евросоюз в январе 2020 года. - Мы будем больше инвестировать в Национальную систему здравоохранения (ГСЗ). Мы будем нанимать 50000 новых медсестер. -20000 yeni polis istihdam edeceğiz. Suçlulara daha ağır ceza vereceğiz. -İngiltere'ye göç etmeyi zorlaştıracağız. -Emeklilik maaşlarını yılda en az yüzde 2.5 artıracağız. -Manchester-Leeds arasına yeni bir tren yolu yapacağız... - سنوظف 20 ألف ضابط شرطة جديد. وسنعاقب المجرمين بأشد العقوبات. -سنجعل من الصعب الهجرة إلى المملكة المتحدة. - سنزيد المعاشات التقاعدية بنسبة 2.5 بالمئة على الأقل سنويا. -سنبني خط سكة حديد جديد بين مانشستر وليدز... Wir werden 20000 neue Polizisten einstellen. Wir werden die Schuldigen härter bestrafen. Wir werden die Einwanderung nach England erschweren. Wir werden die Renten um mindestens 2,5 Prozent pro Jahr erhöhen. -Wir werden eine neue Eisenbahn zwischen Manchester und Leeds bauen... -We will employ 20000 new police. We will punish criminals more severely. -We will make it difficult to immigrate to England. We will increase pensions by at least 2.5 percent per year. -We will build a new train route between Manchester and Leeds ... -Мы нанимаем 20000 новых полицейских. Мы накажем преступников более сурово. Мы усложним иммиграцию в Англию. Мы будем увеличивать пенсии как минимум на 2,5 процента в год. - Мы построим новый железнодорожный маршрут между Манчестером и Лидсом ...

Umut ediyorum, Johnson sözünü tutar. Eğer tutmazsa İngiltere'nin ekonomisi kötüleşmeye devam eder. وآمل أن يفي جونسون بوعده. وإذا لم يصمد هذا الأمر، فسوف يستمر الاقتصاد البريطاني في التدهور. Ich hoffe, Johnson hält sein Wort. Wenn dies nicht der Fall ist, wird sich die britische Wirtschaft weiter verschlechtern. I hope, Johnson keeps his word. If it does not, England's economy continues to deteriorate. Надеюсь, Джонсон сдержит свое слово. Если этого не произойдет, экономика Англии продолжает ухудшаться.