×

We use cookies to help make LingQ better. By visiting the site, you agree to our cookie policy.


image

Who is She?, Bölüm Üç

CENGİZ: Sadece bilmek istiyorum.

Şimdi kimden bahsettiğiniz anladım.

Abiniz size benziyor.

O beşinci katta yaşıyor.

CANAN: Abimle birlikte yaşayan kimse var mı?

CENGİZ: Evet.

CANAN: Abimle birlikte kim yaşıyor?

CENGİZ: Bir kız var, o abinizle beraber yaşıyor.

CANAN: O kız kim?

Lütfen, bana biraz ondan bahsedin.

CENGİZ: Ben size onun kim olduğunu söyleyemem.

Neden abinize sormuyorsunuz?

CANAN: Onun kim olduğunu bilmek istiyorum.

Onun kim olduğunu merak ediyorum.

CENGİZ: Üzgünüm, onun kim olduğunu size söyleyemem.

Abiniz eğer isterse size söyleyecektir.

CANAN: Eminim bilirsiniz, fakat sadece bana söylemek istemiyorsunuz.

CENGİZ: Ben size söylemek zorunda değilim.

Size söylemem gerektiğini düşünmüyorum.

CANAN: Fakat isteseydiniz, söyleyebilirdiniz.

Söylemek zorundasınız.


CENGİZ: Sadece bilmek istiyorum. سينجيز: أريد فقط أن أعرف. CENGIZ: Ich will es nur wissen. CENGİZ: I just want to know. CENGIZ : Je veux juste savoir.

Şimdi kimden bahsettiğiniz anladım. أنا أفهم من الذي تتحدث عنه الآن. Jetzt verstehe ich, von wem Sie sprechen. I understand who you are talking about now. Maintenant je comprends de qui tu parles.

Abiniz size benziyor. أخوك يشبهك. Dein Bruder sieht aus wie du. Your brother looks like you. Ton frère te ressemble.

O beşinci katta yaşıyor. يسكن في الطابق الخامس. Er wohnt im fünften Stock. He lives on the fifth floor. Il habite au cinquième étage.

CANAN: Abimle birlikte yaşayan kimse var mı? هل هناك من يعيش مع أخي؟ CANAN: Gibt es jemanden, der mit meinem Bruder zusammenwohnt? CANAN: Is there anyone living with my brother? CANAN : Y a-t-il quelqu'un qui habite avec mon frère ?

CENGİZ: Evet. CENGIZ: نعم. CENGIZ: Ja. CENGİZ: Yes.

CANAN: Abimle birlikte kim yaşıyor? هل: من يعيش مع أخي؟ CANAN: Wer wohnt bei meinem Bruder? CANAN: Who lives with my brother?

CENGİZ: Bir kız var, o abinizle beraber yaşıyor. سنغيز: هناك فتاة تعيش مع أخيك. CENGİZ: Da ist ein Mädchen, sie lebt mit deinem Bruder zusammen. CENGİZ: There is a girl, she lives with your brother. CENGİZ : Il y a une fille qui vit avec votre frère.

CANAN: O kız kim? هل: من هي تلك الفتاة؟ CANAN: Wer ist das Mädchen? CANAN: Who is that girl? CANAN : Qui est cette fille ?

Lütfen, bana biraz ondan bahsedin. من فضلك قل لي قليلا عنه. Bitte erzähl mir ein wenig über ihn. Please, tell me a little about it. S'il vous plaît, parlez-moi un peu de lui. Пожалуйста, расскажите мне немного о нем. Snälla, berätta om honom.

CENGİZ: Ben size onun kim olduğunu söyleyemem. CENGIZ: لا أستطيع أن أخبرك من هو. CENGIZ: Ich kann Ihnen nicht sagen, wer er ist. CENGİZ: I can't tell you who he is. CENGIZ : Je ne peux pas vous dire qui il est. CENGIZ: Я не могу сказать вам, кто он. CENGIZ: Jag kan inte säga vem han är.

Neden abinize sormuyorsunuz? لماذا لا تسأل اخيك؟ Warum fragst du nicht deinen Bruder? Why don't you ask your brother? Pourquoi ne demandes-tu pas à ton frère ? Почему бы тебе не спросить своего брата? Varför frågar du inte din bror?

CANAN: Onun kim olduğunu bilmek istiyorum. كانان: أريد أن أعرف من هو. CANAN: Ich möchte wissen, wer sie ist. CANAN: I want to know who he is. CANAN : Je veux savoir qui il est. КАНАН: Я хочу знать, кто он.

Onun kim olduğunu merak ediyorum. أتساءل من هو. Ich frage mich, wer sie ist. I wonder who he is. Je me demande qui il est. Интересно, кто он?

CENGİZ: Üzgünüm, onun kim olduğunu size söyleyemem. CENGIZ: أنا آسف ، لا أستطيع أن أخبرك من هو. CENGIZ: Es tut mir leid, ich kann Ihnen nicht sagen, wer er ist. CENGİZ: Sorry, I can't tell you who it is. CENGIZ : Je suis désolé, je ne peux pas vous dire qui il est. CENGIZ: Извините, я не могу вам сказать, кто он.

Abiniz eğer isterse size söyleyecektir. سيخبرك أخوك إذا كان يريد ذلك. Dein Bruder wird es dir sagen, wenn er will. Your brother will tell you if he wants. Votre frère vous dira s'il le veut. Твой брат расскажет тебе, если захочет.

CANAN: Eminim bilirsiniz, fakat sadece bana söylemek istemiyorsunuz. CANAN: أنا متأكد من أنك تعلم ، لكنك لا تريد أن تخبرني. CANAN: Ich bin sicher, du weißt es, aber du willst es mir einfach nicht sagen. CANAN: I'm sure you know, but you just don't want to tell me. CANAN : Je suis sûr que vous le savez, mais vous ne voulez tout simplement pas me le dire. КАНАН: Я уверен, что ты знаешь, но ты просто не хочешь мне говорить.

CENGİZ: Ben size söylemek zorunda değilim. CENGIZ: ليس علي أن أخبرك. CENGIZ: Ich muss es Ihnen nicht sagen. CENGİZ: I don't have to tell you. CENGIZ : Je n'ai pas à vous le dire. ЧЕНГИЗ: Мне не нужно вам говорить.

Size söylemem gerektiğini düşünmüyorum. لا أعتقد أنني يجب أن أخبرك. Ich glaube nicht, dass ich es Dir sagen sollte. I don't think I should tell you. Je ne pense pas que je devrais te le dire.

CANAN: Fakat isteseydiniz, söyleyebilirdiniz. كان: لكن إذا أردت ذلك ، كان بإمكانك أن تقول ذلك. CANAN: Aber wenn du wolltest, hättest du es sagen können. CANAN: But if you wanted to, you could say. CANAN : Mais si tu l'avais voulu, tu aurais pu le dire.

Söylemek zorundasınız. يجب ان تقول. Du musst sagen. You have to say. Tu dois dire.