×

We use cookies to help make LingQ better. By visiting the site, you agree to our cookie policy.


image

Who is She?, Bölüm Dört

CENGİZ: Neden size anlatmak zorundayım?

Bunun doğru olduğunu düşünmüyorum.

CANAN: Tamam.

O kız nasıl görünüyor?

CENGİZ: Bütün bu soruları neden soruyorsunuz?

CANAN: O kız nasıl görünüyor?

Uzun mu, kısa mı?

Sarışın mı, esmer mi?

CENGİZ: Gerçekten benden onu anlatmamı istiyorsunuz.

Bütün söyleyeceklerim size söyledim.

CANAN: İyi, lütfen ondan biraz daha fazla bahsetmeyi deneyin.

CENGİZ: İyi, o sizden daha kısa, fakat Selin'den daha uzun.

Aynı zamanda benden biraz daha esmer.

CANAN: O ne yapıyor?

Nerede çalışıyor?

CENGİZ: O şehir merkezinde çalışıyor.

Sanırım, büyük bir mağazada çalışıyor.

CANAN: Onun adı ne?

CENGİZ: Onun adını size söyleyemem.

CANAN: Bana çok fazla yardım etmiyorsunuz.

Gerçekten sizin yardımınıza ihtiyacım var.


CENGİZ: Neden size anlatmak zorundayım? CENGIZ: لماذا علي أن أخبرك؟ CENGIZ: Warum muss ich es Ihnen sagen? CENGİZ: Why do I have to tell you? CENGIZ : Pourquoi dois-je vous le dire ? ЧЕНГИЗ: Почему я должен вам говорить? CENGIZ: Varför måste jag berätta det för dig?

Bunun doğru olduğunu düşünmüyorum. لا أعتقد أن هذا صحيح. Ich glaube nicht, dass das richtig wäre. I don't think this is true. Je ne pense pas que ce soit vrai. Я не думаю, что это правда. Мислим да ово није истина. Мислим да ово није истина. Jag tycker inte att det är rätt.

CANAN: Tamam. Kanan: Okay. CANAN: Okay. CANAN : OK. КАНАН: ХОРОШО. CANAN: OKEJ.

O kız nasıl görünüyor? كيف تبدو تلك الفتاة؟ Wie sieht das Mädchen aus? How does that girl look? A quoi ressemble cette fille ? Hur ser hon ut?

CENGİZ: Bütün bu soruları neden soruyorsunuz? سنغيز: لماذا تسأل كل هذه الأسئلة؟ CENGİZ: Warum stellst du all diese Fragen? CENGİZ: Why are you asking all these questions? CENGİZ : Pourquoi posez-vous toutes ces questions ? ЦЕНГИЗ: Почему вы задаете все эти вопросы? CENGIZ: Varför ställer du alla dessa frågor?

CANAN: O kız nasıl görünüyor? CANAN: Wie sieht das Mädchen aus? CANAN: How does that girl look? CANAN : A quoi ressemble-t-elle ? КАНАН: Как она выглядит? CANAN: Hur ser hon ut?

Uzun mu, kısa mı? طويلة أو قصيرة؟ Lang oder kurz? Is it long or short? Grand ou petit ? Высокий или низкий? Lång eller kort?

Sarışın mı, esmer mi? شقراء او سمراء؟ Blond oder brünett? Blonde or brunette? Blonde ou brune ? Blond eller brunett?

CENGİZ: Gerçekten benden onu anlatmamı istiyorsunuz. سنغيز: أنت حقا تريدني أن أتحدث عنه. CENGİZ: Sie wollen wirklich, dass ich davon erzähle. CENGİZ: You really want me to tell him. CENGİZ : Vous voulez vraiment que j'en parle. CENGIZ: Вы действительно хотите, чтобы я рассказал об этом. CENGIZ: Du vill verkligen att jag ska berätta om honom.

Bütün söyleyeceklerim size söyledim. لقد أخبرتك بكل ما يجب أن أقوله. Ich habe Ihnen alles gesagt, was ich zu sagen habe. I told you all I have to say. Je t'ai dit tout ce que j'avais à dire. Я сказал вам все, что должен был сказать. Jag har sagt allt jag har att säga.

CANAN: İyi, lütfen ondan biraz daha fazla bahsetmeyi deneyin. CANAN: حسنًا ، من فضلك حاول التحدث عنها أكثر من ذلك بقليل. CANAN: Nun, versuchen Sie bitte, ein wenig mehr darüber zu sprechen. CANAN: Good, please try to talk a little bit more about it. CANAN : Eh bien, s'il vous plaît, essayez d'en parler un peu plus. КАНАН: Ну, пожалуйста, попробуйте рассказать о нем чуть подробнее. CANAN: Försök att prata lite mer om honom.

CENGİZ: İyi, o sizden daha kısa, fakat Selin'den daha uzun. سنغيز: حسنًا ، إنها أقصر منك ، لكنها أطول من سيلين. CENGİZ: Nun, sie ist kleiner als du, aber größer als Selin. CENGİZ: Good, he is shorter than you, but taller than Selin. CENGİZ : Eh bien, elle est plus petite que toi, mais plus grande que Selin. CENGİZ: Ну, он ниже тебя, но выше Селина. CENGİZ: Han är kortare än du, men längre än Selin.

Aynı zamanda benden biraz daha esmer. إنها أيضًا أغمق مني قليلاً. Sie ist auch etwas dunkler als ich. He's also a little bit darker than me. Elle est aussi un peu plus foncée que moi. Она также немного темнее меня. Hon är också lite mörkare än jag.

CANAN: O ne yapıyor? CANAN: Was macht er? CANAN: What is he doing? CANAN : Qu'est-ce qu'il fait ? CANAN: Vad gör han?

Nerede çalışıyor? Wo arbeitet er? Where does it work? Où travaille-t-il ? Var arbetar han?

CENGİZ: O şehir merkezinde çalışıyor. CENGİZ: Er arbeitet im Stadtzentrum. CENGİZ: He works in the city center. CENGİZ : Il travaille dans le centre-ville. CENGİZ: Han arbetar i centrum.

Sanırım, büyük bir mağazada çalışıyor. أعتقد أنه يعمل في متجر كبير. Ich glaube, er arbeitet in einem großen Kaufhaus. I think he works in a big store. Je pense qu'il travaille dans un grand magasin. Jag tror att han arbetar på ett varuhus.

CANAN: Onun adı ne? CANAN: Wie ist sein Name? CANAN: What's her name? CANAN : Quel est son nom ?

CENGİZ: Onun adını size söyleyemem. CENGIZ: Ich kann Ihnen seinen Namen nicht sagen. CENGİZ: I can't tell you his name. CENGIZ : Je ne peux pas vous dire son nom. CENGIZ: Jag kan inte säga vad han heter.

CANAN: Bana çok fazla yardım etmiyorsunuz. هل: أنت لا تساعدني كثيرًا. CANAN: Du hilfst mir nicht viel. CANAN: You don't help me much. CANAN : Vous ne m'aidez pas beaucoup. КАНАН: Вы не очень-то мне помогаете. CANAN: Du hjälper mig inte mycket.

Gerçekten sizin yardımınıza ihtiyacım var. أنا حقا بحاجة الى مساعدتكم. Ich brauche wirklich deine Hilfe. I really need your help. J'ai vraiment besoin de ton aide. Jag behöver verkligen din hjälp.