×

We use cookies to help make LingQ better. By visiting the site, you agree to our cookie policy.


image

Anne of Green Gables, 1. Bölüm B

1. Bölüm B

Green Gables' a geldiklerinde, Marilla, Matthew ve kızı karşılamak üzere kapıdaydı. Ancak, kızı gördüğü zaman, şaşkınlıkla ‘Matthew, bu kız kim? Yetim oğlan nerede?' diye sordu.

Üzgün bir şekilde ‘Hata yapmışlar' dedi, bir oğlan yerine kız yolladılar.'

‘Çocuk dikkatli bir şekilde dinliyordu. Birdenbire başırı ellerinin arasına aldı ve gözyaşı dökmeye başladı.

Hıçkırarak ‘Beni istemiyorsunuz' dedi. ‘Ah - ah! Ben bir oğlan olmadığım için beni istemiyorsunuz!'

Marilla nazikçe ‘Ağlama' dedi.

‘Görmüyor musun? Ah! Bu benim başıma gelen en kötü şey!' dedi.

Marilla ‘O halde, yalnızca bu gecelik burada kalabilirsin.' dedi. Ayrıca, senin adın ne bakalım?'

Çocuk şimdi ağlamıyordu. Bana Cordelia diyebilir misiniz? diye rica etti.

‘Cordelia mu? Cordelia senin gerçek adın mı?'

‘Aslında değil, ancak çok hoş bir isim, değil mi? Adımın Cordelia olmasını hayal etmeye bayılıyorum, gerçek adım Anne Shirley - çok harika değil, değil mi?'

Marilla tasvip etmemişti. ‘Çocuk aşırı hayalperest.' diye düşündü.

Marilla çocuğa ‘Peki, burada kal, ancak sadece bu gece için' dedi

Sonra, küçük kız yatınca, Marilla, Matthew'e ‘Kız yarın yurda geri dönmeli' dedi.

Matthew ‘Marilla, görmüyor musun...' diye başladı. Anne küçük tatlı bir kız.'

Marilla ‘Matthew Cuthbert, onu burada tutmak istediğini mi söylemeye çalışıyorsun?' dedi.

Matthew'in başı belada görünüyordu. ‘Ancak, kız çocuk akıllı, ve ilginç, ayrıca...'

‘Ancak bizim ihtiyacımız olan bir kız değil!'

Matthew, onun için şaşırtıcı derecede hızlı biçimde ‘Ama belki de kızın bize ihtiyacı vardır,' dedi. ‘Bugüne kadar çok çileli hayatı olmuş Marilla. Sana ev işlerinde yardım edebilir. Bana çiftlikte yardımcı olmak için köyden bir çocuk bulabilirim. Senin fikrin nedir?'

Marilla bunun üzerinde uzunca bir süre düşündü. Sonunda Tamam' dedi, ‘Sana katılıyorum. Zavallı kız burada kalabilir. Ben Anne'e bakacağım.'

Matthew mutlu bir şekilde gülümsedi. ‘Marilla, ona mümkün olduğunca iyi ve nazik davran. Onun epey sevgiye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.'

1. Bölüm B 1. abschnitt B 1. Τμήμα Β 1\. Part B 1. Sección B 1. la section B 1.セクションB 1. 섹션 B 1) Sekcja B 1. secção B 1. Раздел B 1. Avsnitt B 1.乙部分 1.乙部分

Green Gables' a geldiklerinde, Marilla, Matthew ve kızı karşılamak üzere kapıdaydı. عندما وصلوا إلى جرين جابلز ، كانت ماريلا عند الباب لتحية ماثيو وابنتها. Als sie in Green Gables ankamen, stand Marilla an der Tür und begrüßte Matthew und das Mädchen. When they arrived in Green Gables, Marilla was at the door to greet Matthew and her daughter. Lorsqu'ils arrivèrent à Green Gables, Marilla était à la porte pour accueillir Matthew et la jeune fille. Когда они приехали в Грин Гейблс, Марилла стояла у двери, чтобы поприветствовать Мэтью и девочку. Ancak, kızı gördüğü zaman, şaşkınlıkla ‘Matthew, bu kız kim? لكنه عندما رأى الفتاة تساءل: ماثيو من هذه الفتاة؟ Doch als er das Mädchen sah, fragte er erstaunt: "Matthew, wer ist dieses Mädchen? However, when he saw the girl, he wondered, 'Matthew, who is this girl? Cependant, lorsqu'il vit la jeune fille, il demanda avec surprise : "Matthieu, qui est cette jeune fille ? Однако, увидев девушку, он удивленно спросил: "Матфей, кто эта девушка? Yetim oğlan nerede?' diye sordu. أين اليتيم؟ طلبت. Wo ist der Waisenjunge?", fragte er. Where is the orphan boy?' he asked. Où est l'orphelin ? demanda-t-il. Где мальчик-сирота?" - спросил он.

Üzgün bir şekilde ‘Hata yapmışlar' dedi, bir oğlan yerine kız yolladılar.' قال بحزن: "لقد أخطأوا ، أرسلوا فتاة بدلاً من صبي". Sie haben einen Fehler gemacht", sagte er traurig, "sie haben ein Mädchen statt eines Jungen geschickt". 'They made a mistake,' he said sadly, they sent a girl instead of a boy.' Ils ont fait une erreur", dit-il tristement, "ils ont envoyé une fille au lieu d'un garçon". Они совершили ошибку, - сказал он печально, - они послали девочку вместо мальчика".

‘Çocuk dikkatli bir şekilde dinliyordu. كان الصبي يستمع بانتباه. Der Junge hörte aufmerksam zu. 'The boy was listening attentively. Le garçon écoutait attentivement. Мальчик внимательно слушал. Birdenbire başırı ellerinin arasına aldı ve gözyaşı dökmeye başladı. فجأة أخذ رأسه بين يديه وراح يبكي. Plötzlich nahm er seinen Kopf in die Hände und begann zu weinen. Suddenly he took his head in his hands and began to weep. Soudain, il se prit la tête dans les mains et se mit à pleurer. Вдруг он взял голову в руки и начал рыдать.

Hıçkırarak ‘Beni istemiyorsunuz' dedi. قالت وهي تبكي: "أنت لا تريدني". Ihr wollt mich nicht", schluchzte sie. "You don't want me," she said, sobbing. Tu ne veux pas de moi", sanglote-t-elle. "Я тебе не нужна", - всхлипывала она. ‘Ah - ah! "أوه - أوه! 'Ah - ah! 'Ah - ah! Ah - ah ! 'Ah - ah! Ben bir oğlan olmadığım için beni istemiyorsunuz!' أنت لا تريدني لأنني لست فتى! Ihr wollt mich nicht, weil ich kein Junge bin!' You don't want me because I'm not a boy!' Vous ne voulez pas de moi parce que je ne suis pas un garçon ! Я вам не нужен, потому что я не мальчик!

Marilla nazikçe ‘Ağlama' dedi. Marilla sagte sanft: "Nicht weinen. 'Don't cry,' Marilla said gently. Marilla dit doucement : "Ne pleure pas. Марилла мягко сказала: "Не плачь.

‘Görmüyor musun? 'الا ترى؟ Verstehst du nicht? 'Can not you see? Vous ne voyez pas ? Разве вы не видите? Ah! Ah! Ow ! Ой! Bu benim başıma gelen en kötü şey!' dedi. هذا أسوأ شيء حدث لي على الإطلاق! " قال. Er sagte: "Das ist das Schlimmste, was mir je passiert ist! This is the worst thing that ever happened to me!' said. Il a dit : "C'est la pire chose qui me soit jamais arrivée ! Он сказал: "Это самое страшное, что со мной когда-либо случалось!

Marilla ‘O halde, yalnızca bu gecelik burada kalabilirsin.' dedi. Marilla sagte: "Dann kannst du nur für die Nacht hier bleiben. Marilla 'Then you can only stay here for the night.' said. Marilla dit : "Alors vous ne pouvez rester ici que pour la nuit. Марилла сказала: "Тогда ты можешь остаться здесь только на ночь. Ayrıca, senin adın ne bakalım?' ما اسمك؟ Außerdem, wie heißt du? Besides, what's your name?' D'ailleurs, quel est votre nom ? Кроме того, как вас зовут?

Çocuk şimdi ağlamıyordu. Das Kind weinte jetzt nicht mehr. The boy was not crying now. Le garçon ne pleurait plus maintenant. Теперь мальчик не плакал. Bana Cordelia diyebilir misiniz? هل يمكنك مناداتي بكورديليا؟ Können Sie mich Cordelia nennen? Can you call me Cordelia? Pouvez-vous m'appeler Cordelia ? Можешь называть меня Корделией? diye rica etti. سأل. um zu sehen, ob er mir helfen kann. he asked. pour voir s'il pouvait m'aider. чтобы узнать, сможет ли он мне помочь.

‘Cordelia mu? كورديليا؟ 'Cordelia? Cordelia ? Корделия? Cordelia senin gerçek adın mı?' هل كورديليا اسمك الحقيقي؟ "Ist Cordelia dein richtiger Name? Is Cordelia your real name?' "Cordelia est ton vrai nom ? "Корделия - это твое настоящее имя?

‘Aslında değil, ancak çok hoş bir isim, değil mi? Nicht wirklich, aber es ist ein schöner Name, nicht wahr? 'Not really, but it's a pretty name, isn't it? Pas vraiment, mais c'est un joli nom, n'est-ce pas ? Adımın Cordelia olmasını hayal etmeye bayılıyorum, gerçek adım Anne Shirley - çok harika değil, değil mi?' أحب تخيل اسمي كورديليا ، اسمي الحقيقي هو آن شيرلي - ليس رائعًا ، أليس كذلك؟ Ich stelle mir gerne vor, dass ich Cordelia heiße, mein richtiger Name ist Anne Shirley - nicht so toll, oder?' I love imagining my name being Cordelia, my real name is Anne Shirley - not so great, right?' J'adore imaginer que je m'appelle Cordelia, mon vrai nom est Anne Shirley - ce n'est pas terrible, n'est-ce pas ? Мне нравится представлять, что меня зовут Корделия, а мое настоящее имя Энн Ширли - не так уж и здорово, правда?

Marilla tasvip etmemişti. لم توافق ماريلا. Marilla war damit nicht einverstanden. Marilla did not approve. Marilla n'est pas d'accord. Марилла этого не одобрила. ‘Çocuk aşırı hayalperest.' diye düşündü. "الصبي متوهّم للغاية." كان يعتقد. Das Kind hat eine zu große Fantasie", dachte er. 'The boy is extremely delusional.' he thought. Ce garçon est trop imaginatif", pensa-t-il.

Marilla çocuğa ‘Peki, burada kal, ancak sadece bu gece için' dedi قالت ماريلا للصبي ، "حسنًا ، ابق هنا ، لكن الليلة فقط" Gut, bleib hier, aber nur für heute Nacht", sagte Marilla zu dem Jungen. Marilla said to the child, 'Well, stay here, but only for tonight' Eh bien, reste ici, mais seulement pour ce soir", a dit Marilla au garçon

Sonra, küçük kız yatınca, Marilla, Matthew'e ‘Kız yarın yurda geri dönmeli' dedi. ثم ، عندما ذهبت الفتاة الصغيرة إلى الفراش ، قالت ماريلا لماثيو ، "يجب أن تعود إلى المسكن غدًا". Als das kleine Mädchen zu Bett ging, sagte Marilla zu Matthew: "Sie muss morgen zurück in die Herberge gehen. Then, when the little girl went to bed, Marilla said to Matthew, 'She must go back to the dormitory tomorrow. Puis, quand la petite fille est allée se coucher, Marilla a dit à Matthew : "Demain, elle doit retourner à l'auberge. Когда девочка легла спать, Марилла сказала Мэтью: "Завтра она должна вернуться в пансион.

Matthew ‘Marilla, görmüyor musun...' diye başladı. Matthew begann: "Marilla, verstehst du denn nicht... "Marilla, don't you see…" Matthew began. Matthew commença : "Marilla, ne vois-tu pas que...". Anne küçük tatlı bir kız.' أمي هي فتاة صغيرة حلوة. Mami ist ein süßes kleines Mädchen. Mommy's a sweet little girl.' Maman est une gentille petite fille". Мамочка - милая девочка".

Marilla ‘Matthew Cuthbert, onu burada tutmak istediğini mi söylemeye çalışıyorsun?' dedi. "ماثيو كوثبرت ، هل تحاول أن تقول أنك تريد إبقائه هنا؟" قال. Marilla sagte: "Matthew Cuthbert, willst du mir etwa sagen, dass du ihn hier behalten willst? 'Matthew Cuthbert, are you trying to say you want to keep him here?' said. Marilla dit : "Matthew Cuthbert, essayez-vous de me dire que vous voulez le garder ici ?

Matthew'in başı belada görünüyordu. بدا ماثيو مضطربًا. Matthew schien in Schwierigkeiten zu stecken. Matthew looked troubled. Matthew semblait avoir des problèmes. Мэтью, похоже, попал в беду. ‘Ancak, kız çocuk akıllı, ve ilginç, ayrıca...' "ومع ذلك ، فإن الفتاة ذكية ومثيرة للاهتمام ، بالإضافة إلى ..." Aber das Mädchen ist klug und interessant und... 'However, the girl is smart, and interesting, and also...' Cependant, la jeune fille est intelligente, intéressante et...".

‘Ancak bizim ihtiyacımız olan bir kız değil!' "لكنها ليست فتاة نحن بحاجة!" Aber sie ist nicht das Mädchen, das wir brauchen! 'But she's not the girl we need!' Mais ce n'est pas la fille qu'il nous faut !

Matthew, onun için şaşırtıcı derecede hızlı biçimde ‘Ama belki de kızın bize ihtiyacı vardır,' dedi. قال لها ماثيو بشكل مفاجئ بسرعة: `` ربما هي بحاجة إلينا. Aber vielleicht braucht sie uns", sagte Matthew, für ihn überraschend schnell. 'But maybe she needs us,' Matthew said to her surprisingly quickly. Mais peut-être qu'elle a besoin de nous", dit Matthew, étonnamment rapide pour lui. Но, возможно, мы ей нужны, - неожиданно быстро для себя сказал Мэтью. ‘Bugüne kadar çok çileli hayatı olmuş Marilla. لقد مرت بحياة محنة للغاية حتى الآن يا ماريلا. Sie hatte bisher ein sehr hartes Leben, Marilla. 'She has had a very ordeal life so far, Marilla. Elle a eu une vie très dure jusqu'à présent, Marilla. У нее была очень тяжелая жизнь, Марилла. Sana ev işlerinde yardım edebilir. يمكنه مساعدتك في الأعمال المنزلية. Er kann Ihnen bei der Hausarbeit helfen. He can help you with the housework. Bana çiftlikte yardımcı olmak için köyden bir çocuk bulabilirim. يمكنني العثور على ولد من القرية لمساعدتي في المزرعة. Ich kann einen Jungen aus dem Dorf holen, der mir auf dem Hof hilft. I can find a boy from the village to help me on the farm. Senin fikrin nedir?' ما هي فكرتك؟' Was ist Ihre Meinung? What is your idea?' Каково ваше мнение?

Marilla bunun üzerinde uzunca bir süre düşündü. فكرت ماريلا في هذا لفترة طويلة. Marilla dachte lange Zeit darüber nach. Marilla thought about it for a long time. Марилла долго думала над этим вопросом. Sonunda Tamam' dedi, ‘Sana katılıyorum. أخيرًا ، قال: `` حسنًا ، أنا أتفق معك. OK", sagte er schließlich, "ich stimme Ihnen zu. 'OK,' he finally said, 'I agree with you. D'accord, dit-il finalement, je suis d'accord avec vous. Zavallı kız burada kalabilir. يمكن للفتاة المسكينة البقاء هنا. Das arme Mädchen kann hier bleiben. The poor girl can stay here. La pauvre fille peut rester ici. Ben Anne'e bakacağım.' سأعتني بآن. Ich werde mich um Anne kümmern.' I will look after Anne.' Je m'occupe d'Anne.

Matthew mutlu bir şekilde gülümsedi. ابتسم ماثيو بسعادة. Matthew lächelte fröhlich. Matthew smiled happily. Matthew sourit joyeusement. ‘Marilla, ona mümkün olduğunca iyi ve nazik davran. "ماريلا ، عاملها بلطف ولطف قدر الإمكان. Marilla, sei so gut und freundlich zu ihm, wie du kannst. 'Marilla, treat her as well and kindly as possible. Marilla, sois aussi bonne et gentille que possible avec lui. Onun epey sevgiye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.' أعتقد أنها بحاجة إلى الكثير من الحب. Ich glaube, er braucht viel Liebe.' I think he needs a lot of love.' Je pense qu'il a besoin de beaucoup d'amour". Я думаю, ему нужно много любви".