×

We use cookies to help make LingQ better. By visiting the site, you agree to our cookie policy.

image

Türkçe Okuyorum, Kumkapı

Kumkapı

Kumkapı İstanbul'da çok eski ve ünlü bir yer. Sahilde. küçük bir semt. İstanbul'da her semtin özel bir karakteri vardır. Taksim, Kadıköy, Bakırköy, Kumkapı... Hepsi başka, her semt başka güzel ve farklı kültürleri var.

Kumkapı'da insanların sakin hayatları var, genellikle. Sabah kalkıyorlar işe gidiyorlar, işten sonra alışveriş yapıyorlar ve eve gidiyorlar. Kumkapı'nın sokaklarında bakkallar, manavlar, fırınlar var. Sahilde balıkçılar var ve her zaman taze balık satıyorlar. Kumkapı'da herkes balığı çok seviyor. Bazı akşamlar balıkçılardan balık alıyorlar, evlerinin teraslarında veya balkonlarında arkadaşlarıyla ve komşularıyla yiyorlar, sohbet ediyorlar. Yaz akşamları herkes balkonda veya terasta oturuyor. Çocuklar sokakta top oynuyor, gençler sohbet ediyor.

Kumkapı'da ünlü, turistik bir cadde var. Bu caddede restoranlar var ve restoranların önünde masalar var. İnsanlar sokakta bu masalarda oturuyorlar ve balık, kebap yiyorlar. Sohbet ediyorlar ve müzik dinliyorlar. Caddede her akşam iki veya üç müzisyen var. Onlar çeşitli şarkılar çalıyorlar ve caddede geziyorlar, masalara gidiyorlar ve para alıyorlar. Bu müzisyenler genellikle keman, akordeon, klarnet ve darbuka çalıyorlar.

Eskiden Kumkapı turistik bir yer değildi. Ünlüydü, çok Türk oraya gidiyor ve balık yiyordu, ama turistik değildi. Şimdi turistik bir yer, restore ettiler ve şimdi turizm acentalarının programlarında Kumkapı da var. Turistler burayı seviyorlar, çünkü burası otantik bir yer. Eski İstanbul'un eğlence akşamlarını burada görüyorlar ve onlar da eğleniyorlar.

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

Kumkapı Kumkapı Kumkapı Kumkapı district كومكابي Kumkapi Kumkapi Kumkapi Kumkapi Kumkapi Kumkapi クムカピ Kumkapi Kumkapi Кумкапи Kumkapi 库姆卡皮 庫姆卡皮

Kumkapı İstanbul’da çok eski ve ünlü bir yer. |||||berühmt|| Kumkapı|in Istanbul|very|old||famous|a|place Kumkapı|||||famous||plaats Kumkapı|||||famous|| Kumkapı|||||famoso|| كومكابي مكان قديم ومشهور في اسطنبول. Kumkapi is a very old and famous place in Istanbul. Kumkapi est un lieu très ancien et célèbre à Istanbul. Sahilde. On the beach. Aan het strand on the beach على الشاطئ. On the beach. Sur la plage. küçük bir semt. ||neighborhood small||small neighborhood ||neighborhood ||bairro ||kleiner Stadtteil ||neighborhood منطقة صغيرة. small neighborhood. un petit quartier. İstanbul’da her semtin özel bir karakteri vardır. ||quartier|||| in Istanbul|each|neighborhood|special||unique character|exists ||wijk|||| ||neighborhood|||character| ||Stadtteil|besonderen||| ||neighborhood|special||character| كل منطقة في اسطنبول لها طابع خاص. Each district has a special character in Istanbul. Chaque quartier d'Istanbul a un caractère particulier. Taksim, Kadıköy, Bakırköy, Kumkapı... Hepsi başka, her semt başka güzel ve farklı kültürleri var. |Kadıköy|Bakırköy||||||||||cultures| Taksim|Kadıköy|Bakırköy|Kumkapı|All of them|different|every|neighborhood|different|beautiful||different|cultures|there are ||||Allemaal||||||||| ||Bakırköy||||||other|||different|| Taksim||Bakırköy||Alle von ihnen||||||||| Taksim|Kadıköy|Bakırköy||All|other||neighborhood|他||||cultures| Taksim و Kadıköy و Bakırköy و Kumkapı ... كلهم مختلفون ، كل منطقة لها ثقافات مختلفة جميلة ومختلفة. Taksim, Kadikoy, Bakirkoy, Kumkapi ... All other, each neighborhood has other beautiful and different cultures. Taksim, Kadıköy, Bakırköy, Kumkapi... Ils sont tous différents, chaque quartier est beau et possède des cultures différentes. タクシム、カドゥキョイ、バクルキョイ、クムカプ... それらはすべて異なり、各地区は異なり、美しく、異なる文化を持っています。

Kumkapı’da insanların sakin hayatları var, genellikle. à Kumkapı|||lives|| in Kumkapı||||| In Kumkapı|people's|quiet|lives||usually in Kumkapı||quiet|||generally ||||var = there is|generally يعيش الناس في كومكابي حياة هادئة بشكل عام. Die Menschen in Kumkapı haben im Allgemeinen ein ruhiges Leben. People in Kumkapı have a quiet life, usually. Les habitants de Kumkapi mènent généralement une vie tranquille. クムカプの人々は一般的に静かな生活を送っています。 Sabah kalkıyorlar işe gidiyorlar, işten sonra alışveriş yapıyorlar ve eve gidiyorlar. |se lèvent||||||||| in the morning|"They get up"|||work|after|shopping|they shop||home|they go |stehen auf||||||||| |they are getting up||they are going|from work||shopping|they are doing||| ||||after work|||||| يستيقظون في الصباح ، ويذهبون إلى العمل ، ويتسوقون بعد العمل ، ويعودون إلى المنزل. They get up in the morning, they go to work, they shop after work and they go home. Ils se lèvent le matin, vont au travail, font leurs courses après le travail et rentrent chez eux. 朝起きて仕事に行き、仕事が終わったら買い物をして家に帰ります。 Kumkapı’nın sokaklarında bakkallar, manavlar, fırınlar var. de|dans les rues|épiceries|markets|des boulangeries| of Kumkapı's|in the streets|grocery stores|greengrocers|bakeries| ||supermarkten|groentewinkels|| ||grocery stores||| |||Gemüseläden|Bäckereien| of Kumkapı|in its streets|grocery stores|grocery stores|bakeries| توجد متاجر بقالة ومحلات بقالة ومخابز في شوارع كومكابي. In den Straßen von Kumkapı gibt es Lebensmittelgeschäfte, Gemüsehändler und Bäckereien. There are grocery stores, grocery stores and ovens in the streets of Kumkapı. Sahilde balıkçılar var ve her zaman taze balık satıyorlar. On the beach|fishermen||||time|fresh|fish|they sell ||||||fresh||they sell ||||||||they are selling يوجد صيادون على الشاطئ ويبيعون دائمًا الأسماك الطازجة. There are fishermen on the beach and they always sell fresh fish. Il y a des pêcheurs sur la plage et ils vendent toujours du poisson frais. Kumkapı’da herkes balığı çok seviyor. |бәрі|балықты|| |iedereen||| in Kumkapı|||| in Kumkapı|everyone|the fish||loves fish |everyone||| الجميع يحب السمك في كومكابي. Everyone in Kumkapı loves fish. À Kumkapi, tout le monde aime le poisson. Bazı akşamlar balıkçılardan balık alıyorlar, evlerinin teraslarında veya balkonlarında arkadaşlarıyla ve komşularıyla yiyorlar, sohbet ediyorlar. |||||de leurs maisons|sur les terrasses||sur leurs balcons|||avec les voisins||| some|evenings|from the fishermen|fish|"buy fish"|their house's|on their terraces|or|on their balconies|with their friends||with their neighbors|they eat|chatting|they eat |'avonden'||||||||||||| |||||their|terraces|||||with their neighbors||| |in the evenings|from the fishermen||are getting|their|terraces||on their balconies|with their friends||with neighbors|they eat|| |||||sus casas||||||||| في بعض الأمسيات ، يشترون الأسماك من الصيادين ، ويأكلون ويتحدثون مع أصدقائهم وجيرانهم على تراسات أو شرفات منازلهم. In some evenings, they buy fish from the fishermen, eat and chat with friends and neighbors on the terraces or balconies of their homes. Certains soirs, ils achètent du poisson aux pêcheurs, mangent et discutent avec leurs amis et voisins sur les terrasses ou les balcons de leurs maisons. ある夜、彼らは漁師から魚を買い、自宅のテラスやバルコニーで友人や近所の人たちと食事をしたり、おしゃべりしたりします。 Yaz akşamları herkes balkonda veya terasta oturuyor. |||balcon||terrasse| |abends||||| Summer|evenings|everyone|on the balcony|or|on the terrace|is sitting |evenings||||| ||||or||is sitting في أمسيات الصيف ، يجلس الجميع على الشرفة أو التراس. On summer evenings, everyone sits on the balcony or on the terrace. Les soirs d'été, tout le monde s'assoit sur le balcon ou la terrasse. 夏の夜には、みんなバルコニーやテラスに座ります。 Çocuklar sokakta top oynuyor, gençler sohbet ediyor. ||Ball||Jugendliche|| the children|on the street|ball|playing ball|the youth|chatting|are chatting ||||jongeren|| ||||young people|| يلعب الأطفال الكرة في الشارع ويتحدث الشباب. Children are playing ball on the street, young people are chatting. Des enfants jouent au ballon dans la rue, des jeunes discutent. 子供たちは路上でボール遊びをしており、若者はおしゃべりをしている。 Дети играют в мяч на улице, молодые люди общаются.

Kumkapı’da ünlü, turistik bir cadde var. ||||rue| in Kumkapı|famous|tourist||street| ||||straat| ||||street| ||||Straße| クムカパ||touristic||street| يوجد شارع سياحي شهير في كومكابي. Kumkapı is a famous, touristic street. Il y a une rue touristique célèbre à Kumkapi. Bu caddede restoranlar var ve restoranların önünde masalar var. ||||||vor|Tische| This street|on the street|restaurants|||of the restaurants|in front of|tables| ||||||voor|tafels| |street|restaurants|||||| ||||||in front of|| يوجد مطاعم في هذا الشارع وهناك طاولات أمام المطاعم. It has restaurants down the street and there are tables in front of restaurants. Il y a des restaurants dans cette rue et des tables devant les restaurants. İnsanlar sokakta bu masalarda oturuyorlar ve balık, kebap yiyorlar. |||||||kebap|comen |||Tischen||||Kebab| People|on the street|these|at these tables|sitting||fish|kebabs| |||||||kebab| |in the street|||are sitting|||| يجلس الناس على هذه الطاولات في الشارع ويأكلون السمك والكباب. People sit at these tables on the street and eat fish, kebabs. Les gens s'assoient à ces tables dans la rue et mangent du poisson et des brochettes. Sohbet ediyorlar ve müzik dinliyorlar. they are chatting||||"are listening" ||||they are listening يتحدثون ويستمعون إلى الموسيقى. They're chatting and listening to music. Ils discutent et écoutent de la musique. Caddede her akşam iki veya üç müzisyen var. auf der Straße||||||| on the street||evening|two|or|three|musician|on the street en la calle||||||músicos| happens||||||| ||||||musician| هناك موسيقيان أو ثلاثة موسيقيين في الشارع كل مساء. There are two or three musicians on the street every night. Il y a deux ou trois musiciens dans la rue tous les soirs. Onlar çeşitli şarkılar çalıyorlar ve caddede geziyorlar, masalara gidiyorlar ve para alıyorlar. |||||||tables|||| |various|songs|play||street|walking around|to the tables|||money|they take |verschillende|||||||||| |various||||||to the tables||||they are taking |verschiedene|||||||||| |various||they are playing|||are walking|to the tables|||| إنهم يعزفون أغانٍ مختلفة ويتنزهون في الشارع ، ويذهبون إلى الطاولات ويحصلون على المال. They play a variety of songs and travel around the street, go to tables and get paid. Ils jouent diverses chansons et se promènent dans la rue, vont aux tables et prennent de l'argent. 彼らはさまざまな曲を演奏し、通りを歩き回り、テーブルに行き、お金を受け取ります。 Они играют разные песни, ходят по улице, подходят к столикам и берут деньги. Bu müzisyenler genellikle keman, akordeon, klarnet ve darbuka çalıyorlar. |musiciens||violon|accordéon|clarinette||darbouka| These|musicians|usually|violin|accordion|clarinet||goblet drum|they play |||Violine||||Darbuka| ||||acordeón|clarinete||darbuka|tocan |||violin||||| عادة ما يعزف هؤلاء الموسيقيون على الكمان والأكورديون والكلارينيت والدربوكة. These musicians often play violin, accordion, clarinet and darbuka. Ces musiciens jouent généralement du violon, de l'accordéon, de la clarinette et de la darbuka. これらの音楽家は通常、ヴァイオリン、アコーディオン、クラリネット、ダラブッカを演奏します。

Eskiden Kumkapı turistik bir yer değildi. früher||||| In the past|Kumkapı|tourist||place|was not لم تكن كومكابي مكانًا سياحيًا في الماضي. Formerly, Kumkapi was not a touristy place. Kumkapı n'était pas un lieu touristique dans le passé. かつて、クムカプは観光地ではありませんでした。 Кумкапы в прошлом не был туристическим местом. Ünlüydü, çok Türk oraya gidiyor ve balık yiyordu, ama turistik değildi. célèbre|||||||mangeait du poisson||| It was famous||Turkish|"there"|"is going"||fish dish|was eating fish||touristy|wasn't touristy beroemd|||||||||| was famous|||||||||| er war berühmt|||||||aß|||war es nicht |||||||was eating||| كانت مشهورة ، ذهب العديد من الأتراك إلى هناك وأكلوا السمك ، لكنها لم تكن سياحية. It was famous, very Turkish going there and eating fish, but it was not touristy. Il était célèbre, de nombreux Turcs s'y rendaient pour manger du poisson, mais il n'était pas touristique. Şimdi turistik bir yer, restore ettiler ve şimdi turizm acentalarının programlarında Kumkapı da var. ||||restaurer|||||des agences de tourisme|||| "Now"|||place|restored it|restored it||now|tourism|tourism agencies'|"in the programs"|Kumkapı|| |||||||||reisorganisaties|programma||| |||||||||of travel agencies|||| |||||||||der Reisebüros|||| الآن أصبح مكانًا سياحيًا ، وقد أعادوا ترميمه وأصبح كومكابي الآن مدرجًا في برامج وكالات السياحة. Now it's a touristic place, restored and now there are also tourist agencies in Kumkapi. Aujourd'hui, c'est un lieu touristique, ils l'ont restauré et Kumkapı figure désormais dans les programmes des agences de tourisme. Turistler burayı seviyorlar, çünkü burası otantik bir yer. Tourists|"this place"|they love|because|this place|authentic|an|place ||||this place||| |this place|||||| يحب السياح هذا المكان لأنه مكان أصيل. Tourists like it here because this place is authentic. Les touristes l'apprécient car c'est un lieu authentique. この場所は本物の場所であるため、観光客に愛されています。 Eski İstanbul’un eğlence akşamlarını burada görüyorlar ve onlar da eğleniyorlar. |||les soirées||||||s'amusent Old|Old Istanbul's|entertainment|evening entertainments|here|"they see"||they|"also"|having fun ||entertainment||||||| ||entertainment|||||||they are having fun |Istanbul|Unterhaltung|||||||sie haben Spaß |||evenings||they see||||are having fun يرون أمسيات الترفيه في اسطنبول القديمة هنا ويستمتعون أيضًا. Sie sehen hier die Unterhaltungsabende des alten Istanbul und haben auch Spaß. They see the entertainment evenings of old Istanbul and they have fun. Ils assistent ici aux soirées de divertissement du vieil Istanbul et s'amusent aussi. 彼らはここで古いイスタンブールのエンターテイメントの夜を鑑賞し、楽しんでいます。