160. Блондинка в самолете 160. Blondine im Flugzeug 160. Een blondine in een vliegtuig 160. blondynka w samolocie 160. uma loira num avião 160. Uçaktaki sarışın 160. The blonde on the plane

160\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\. 160\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\. 160\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\. Блондинка в самолете Uçaktaki sarışın The blonde on the plane

Блондинка проходит в самолет, окидывает взглядом салоны и занимает место, которое ей больше всего понравилось. sarışın|geçiyor|-e|uçağa|göz atıyor|bakışlarıyla|kabinlere|ve|yer alıyor|yer|hangi|ona|en|çok|hoşuna gitti blonde girl|walks|into|airplane|surveys|with a glance|cabins|and|takes|seat|that|to her|most|of all|liked Sarışın uçağa girer, kabinleri gözden geçirir ve en çok hoşuna giden yeri alır. The blonde walks into the plane, surveys the cabins, and takes the seat she likes the most.

К ней подходит мужчина и говорит: -e|ona|yaklaşıyor|adam|ve|söylüyor to|her|approaches|man|and|says Bir adam ona yaklaşır ve der ki: A man approaches her and says:

- Девушка, пройдите на своё место! kız|geçin|-e|kendi|yer girl|go|to|your|seat - Genç hanım, yerinize geçin! - Young lady, please go to your seat!

Блондинка окидывает его презрительным взглядом и отвечает: sarışın|süzüyor|onu|küçümseyen|bakışla|ve|cevap veriyor blonde girl|gives|him|contemptuous|glance|and|replies Sarışın ona küçümseyen bir bakış atar ve cevap verir: The blonde gives him a disdainful look and replies:

- Мне и тут хорошо!.. bana|ve|burada|iyi to me|and|here|good - Ben burada da iyiyim!.. - I'm fine right here!..

Мужчина потоптался на месте и заявил: adam|yerinde saydı|üzerinde|yerde|ve|açıkladı man|shuffled|in|place|and|declared Adam yerinde durdu ve şöyle dedi: The man shuffled in place and declared:

- Ах так,!.. ah| ah|so - Ah öyle mi,!.. - Oh, is that so!?.. Тогда бери штурвал и взлетай! o zaman|al|direksiyon|ve|havalan then|take|the yoke|and|take off O zaman direksiyonu al ve havalan! Then take the controls and take off!