حياة عيلتنا: الإساءة للأطفال
Our Family Life: Child Abuse
La vie de notre famille : la maltraitance des enfants
La nostra vita familiare: abusi sui minori
Ons gezinsleven: kindermisbruik
Жизнь нашей семьи: жестокое обращение с детьми
Vår familjs liv: Barnmisshandel
أنا مش فاهم، كيف يعني عليكي دراسة؟
Ich verstehe nicht, wie meinst du studieren?
I don‘t understand how you're still studying! Your mother said that you finished your exams yesterday
당최 이해할 수가 없구나! 왜 또 공부를 한다는 거냐?
Anlamıyorum, nasıl hala dersler çalışıyorsun!
وأمك بتقول امبارح إنك خلصتي امتحانات
너희 엄마가 네 시험 기간이 어제까지였다고 하셨는데!
En je moeder zegt dat je gisteren je examens hebt afgerond
Ve annen dün sınavlarını bitirdiğini bana söyledi
بابا علي كثير واجبات ما بلحق
Dad‚ I have a lot of homework, I don‘t have time
아빠, 그래도 숙제가 엄청 많아요. 시간이 없다고요.
Baba Ali heeft veel huiswerk
Baba, çok ödevlerim var,vaktim yoktur
ما رح نطول بالزيارة، يلا بس نرجع بتكملي
It won't take long. Come on, when we get back you can finish
별로 오래 걸리지도 걸리지도 않을 거다. 갔다 와서 마저 하렴.
Het bezoek zal niet lang meer duren, laten we gewoon teruggaan en het voltooien
Uzun sürmeyecek. Hadi, geri döndüğümüzde devam edebilirsin
آآخ آآخ بطني كثير عم بوجعني
Ouch! My stomach hurts so much! Dad is it okay if I don't go?
아.야.아.야. 갑자기 배가 아프네!!
AH ! midem çok acıyor!
بابا بصير ما أروح؟
Baba Besir, what do I go to?
아빠, 저 그냥 안 가면 안 돼요?
Babam gitmezsem sorun olur mu ?
أي قبل شوي كنت زي القردة ما مالك إشي
Just a minute ago you were fine! What happened?
방금 전까지만 해도 멀쩡했잖니!
Een tijdje geleden waren jullie net apen, jullie hadden niets
Bir dakika önce iyiydin !
شو صارلك؟
도대체 뭐가 문제냐?!
wat is er met jou gebeurd
Sana ne oldu?
يلا قومي بسرعة غيري أواعيكي
Get up quickly and get ready, we don‘t want to be late to your uncle Lateef's house
얼른 일어나서 나갈 준비하렴.
Kom op nationaal, verander snel je bewustzijn
Hadi hemen kalk ve hazırlan
بلاش نتأخر على بيت عمك لطيف
안 그럼 라티프 삼촌네에 가는데 늦겠구나.
Lateef amcanın eve geç kalmak istemiyoruz
بتتحجج، أكيد بدها تظل قاعدة عالموبايل
She‘s making excuses! I‘m sure she just wants to stay on her phone. Do you think I don‘t understand her?
말도 안되는 변명만 하고 있어요! 당연히 그냥 집에서 휴대폰이나 보고 있고 싶은 거겠죠.
Ze stelt dat ze absoluut de basis van de mobiele wereld wil blijven
Mazeret uyduruyor! O sadece telefonunda kalmak istiyor eminim
فكرك أنا مش فاهم عليها
당신 생각엔 내가 우리 딸을 이해 못하고 있는 거 같아요?
Sence onu anlamıyor muyum?
بس هي بتحب تلعب مع أمل، غريب
But she loves to play with Amal. It's strange. The last few times we went to visit them, she came back not feeling well.
그치만 샐리는 아말이랑 노는 걸 좋아하는데.. 이상하네요.
Amel ile oynamayı sever, tuhaf bir şey
أنا ملاحظة عليها آخر أكم مرة
I remark on it the last time
내가 기억하기로는 저번에 몇번 다녀왔을 때
Ik noteer het de vorige keer
Son birkaç kez onları ziyarete gittik
عم ترجع مش مزبوطة من زيارتهم
You are not coming back from visiting them
샐리 기분이 별로 좋지 않았던 것 같기는 해요.
Oom komt niet goed terug van hun bezoek
Kendini iyi hissetmeden geri döndü
طيب شو رأيك تأجلي تحليلاتك
Okay, how about you postpone your analysis and go tell her to hurry up
그럼 여기서 추측만 하고 있지 말고 가서
Oké, wat denk je, stel je analyses uit
Peki analizini ertelemeye ne dersin?
وتروحي تستعجليها
빨리 오라고 재촉하는 건 어때요?
En ga er haast mee maken
Ona git ve acele etmesini söyle
طب شو رأيك أنت تخلي عنك، أنا داخلة أشوف شو مالها
How about you calm down! I‘m going inside to see what‘s wrong with her
그럼 당신은 좀 진정하고 있는 건 어때요? 난 가서 뭐가 문제인지 물어보고 올게요.
Nou, wat denk jij?
Sakinleşmeye ne dersin ! Onun neyin olduğunu görmek için içeri giriyorum
إفففتتت، أنا جاهزة
I'm ready, I'm ready
갈 준비 다 했어요.
Offf ya hazırım ben
ماما حبيبتي، مالك إشي؟
Darling? Is something wrong?
우리 딸, 무슨 일 있어?
Canım benim ? Bir sorun.var mı?
إيييي لا ما في إشي
어… 아니요. 괜찮아요.
Offf hayır ya , hiç bir şey
سالي
Sally! Why don‘t you want to go to uncle Lateef‘s house?
샐리,
Sally !
إنتي ليش ما بدك تروحي عبيت عمو لطيف؟
너 왜 라티프 삼촌네에 가기 싫은 거니?
Neden Lateef amcanın evine gitmek istemiyorsun ?
كان، كان لما يلاقيني عمو لطيف لحالي بالغرفة
제가.. 제가 라티프 삼촌네에 갔을 때 방에 혼자 있으면
Lateef amca beni odada yalnız bulduğunda
بيدخل بسرعة وبيسكر الباب
삼촌이 방에 쏜살같이 들어와서 문을 잠궜어요.
Hemen içeri giriyor ve ve kapıyı kapatıyor
أنا يصير قلبي يدق يدق بسرعة
My heart would start beating fast, and he would approach me in an uncomfortable way
가슴이 막 쿵쾅대는데
Benim kalbim çok hızlı çarpıyor
ويقرب مني بطريقة مش مريحة
삼촌은 부담스럽게 다가왔었어요.
Rahatsız bir şekilde yanıma gelir
وبعدين ماما، احكي ما تخافي
And then dear? Tell me, don‘t be afraid
그러고는, 우리 아가? 겁내지 말고 말하렴.
Sonra ne oldu canım? bana söyle , korkmayın !
كان يحط إيده تحت فستاني
He would put his hand under my dress. I didn‘t know what to do, I was so scared
그러고는 제 치마 안으로 손을 넣었어요.
Elini elbisemin altına koyardı.
ما عرفت شو أعمل كنت كثير خايفة
I didn't know what to do, I was so scared
너무 무서워서 뭘 어떻게 해야 할지 몰랐어요.
Ne yapacağımı bilmiyordum çok korkmuştum
شو؟!
What?!
뭐라고?!
Ne ?!
شايفة؟ عشان هيك ما كنت بدي أقلِّك
You see!
보셨죠? 이래서 제가 이야기 안 한 거에요!
Görüyor musun ! Bu yüzden sana söylemek istemedim
لأني عارفة إنكم رح تزعلوا مني وما رح تصدقوني
저한테 화내면서 제 말 안 믿어주실 거잖아요.
Omdat ik weet dat je boos op me zult zijn en me niet zult geloven
Bana kızacağını ve bana inanmayacağını biliyordum
أنا مش زعلانة منك
I‘m not mad at you! Thank you for telling me.
엄만 너한테 화 안 났어!
Sana kızgın değilim!
برافو عليكي إنك خبرتيني
말해줘서 너무너무 고맙구나.
Bana söylediğin için bravo
كان لازم لما صار هذا الإشي إنك تحكيلي على طول
You should‘ve told me as soon as this happened
그런 일이 있으면 바로 이야기 해주렴.
Bu sana olur olmaz bunu bana söylemeliydin
أنا بصدقك وإحنا دايماً منقلكم
I believe you, and we always tell you to inform us about everything that goes on with you
우리가 늘 이야기했잖니, 엄만 널 믿으니까
Bu sana olur olmaz bunu bana söylemeliydin
خبرونا بكل شي بصير معكم
무슨 일이 있으면 다 말해달라고.
sizinle olan her şeyi bize bildiriniz
كنت خايفة تخرب صحبتكم معهم
I was afraid to ruin your friendship with them because he is dad‘s friend and co-worker
전 엄마, 아빠랑 그 분들 관계가 틀어질까봐 겁났어요.
Ik was bang om samen met hen je bedrijf te verpesten
Onlarla arkadaşlığını mahvetmekten korktum ben
لأنه هو صاحب بابا ومعاه بالشغل
왜냐면 그 분은 아빠 친구고 직장 동료잖아요.
Omdat hij de eigenaar is van Baba en met hem aan het werk is
Çünkü o babamın arkadaşı ve iş arkadaşı
أي شو هالصحبة
What is this friendship? You are more important than anyone, whomever it is
이게 무슨 친구니?!
Wat is dit bedrijf?
Bu arkadaşlık nedir ?
أنتي أهم من أي حدا مين ما كان يكون
You are more important than anyone who used to be
넌 이 세상 누구보다도 소중하고
Jij bent belangrijker dan wie dan ook
Herkesten sen daha önemlisin
وأكيد انتي ما عليكي حق باللي صار
And of course you are not to blame for what happened. Don‘t feel guilty! And don‘t be afraid.
당연히 그런 일이 생긴 건 네 잘못이 아니야.
Natuurlijk heb je geen recht op wat er is gebeurd
Ve tabi olanların sorumlusu sen değilsin
أوعك تحسي بالذنب وما تخافي، احنا موجودين لحمايتك
죄책감 느끼지 마렴! 무서워 하지도 말고! 우리가 항상 널 지켜주려고 하잖니.
Voel je niet schuldig en wees niet bang, we zijn hier om je te beschermen
Kendini suçlu hissetme! Ve korkma, Seni korumak için buradayız
هذه وظيفتنا
그게 우리가 해야하는 거고.
Bu bizim işimiz
ما تخافي حبيبتي
Don‘t be afraid dear. I'll tell your dad and we will take action. Don‘t worry about anything
우리 딸, 무서워 하지 말거라.
Korkmayın canım benim
هلأ رح أحكي للبابا ورح نتصرف
난 가서 아빠한테 이야기하고 조치를 취해야겠구나.
Babana söyleyeceğim ve bir işlem yapacağız
ما تقلقي من أي إشي
아무 것도 걱정하지 마렴.
Hiçbir şey için endişelenme
فكرك شو رح يحكي البابا؟
What do you think dad will say?
아빠가 뭐라고 하실까요?
Sence babam ne diyecek ?
تعالي حبيبتي أمسح لك دموعك
Come my love, let me wipe your tears. Don‘t you remember what happened with Sanad?
우리 아기, 이리 오렴. 눈물 닦아줄게.
Gel canım benim, gözyaşlarını sileyim
إنتي مش متذكرة شو صار مع سند؟
사나드한테 무슨 일 있었는지 기억나니?
Sanad ile ne olduğunu hatırlamıyor musun?
سند!
Sanad!
사나드!
Benim hakkımda mı konuşuyorsunuz ? beni aradınız mı ?
بتحكوا عني؟ ناديتوني؟
Are you talking about me? Did you call me?
أفففتتت أنت ما رح تبطل هالعادة؟
When will you stop this habit?
으휴, 그거 언제 그만 둘래?
Off yaa Bu alışkanlığı ne zaman bırakacaksın?
تعال تعال ما دامك سمعت
Come in since you've already heard…I want you tell Sally what happened with you when dad dropped you off at the supermarket
이미 들은 거 알고 있으니까 이리 오렴.
Zaten duyduğundan beri içeri gel gel
بدي تحكي لسالي شو صار معك لما نزلك بابا عالسوبرماركت
I want to tell Sally what happened to you when Papa came to the supermarket
저번에 아빠가 너 슈퍼마켓 데려다 주셨을 때 무슨 일 있었는지 누나한테 이야기 해주렴.
Baban seni süpermarkete bıraktığında sana ne olduğunu Sally'ye anlatmanı istiyorum
نزلني البابا أشتري علبة لبن
Dad dropped me off to buy yoghurt, but the man inside suddenly pulled me from my shirt, and pinched me here
아빠가 저더러 요거트 좀 사오라고 슈퍼마켓에 내려주셨는데
Babam beni yoğurt almaya bıraktı
بس العمو اللي جوا فجأة لقيته شدني من بلوزتي
But the uncle who was in the air suddenly I found him pulled me by my blouse
갑자기 어떤 남자가 오더니 내 셔츠를 끌어당기고는
Ama içerideki adam birden beni gömleğimden çekti
وقرصني من هون
and pinch me from hon
여기를 꼬집었어.
Ve beni burada kıstırdı
وأنا تذكرت شو تعلمنا بالمدرسة
And I remembered what we learned at school, that it‘s forbidden for anyone to touch me on my private areas
그 때 학교에서 배운 걸 기억해냈는데
Ve okulda ne öğrendiğimizi hatırladım
أنه ممنوع حدا يمسكني من الأماكن الخاصة
어느 누구도 내 소중한 부위를 함부로 만지면 안된다는 거였지.
Özel bölgelerimde kimsenin bana dokunması yasaktır
من هون ومن هون ومن هون أو من هون
here, here, here or here
여기나 여기, 여기 아니면 여기.
buraya , buraya, buraya yada buraya
وإذا حدا عمل هيك أقلُّه
And if anyone does that, I should tell them "Stop! Don‘t touch me" and run and tell my parents or anyone I trust
만약 누가 날 만지면, 바로
Ve eğer biri bunu yaparsa, bunu söylemek gerekiyor
وقف! ما تمسكني
‘그만하세요! 만지지 만지지 마세요!' 라고 해야 해.
Yeter artık ! bana dokunma
وأركض أحكي لأهلي أو لأي حدا بثق فيه
그리고 부모님이나 믿을 수 있는 사람한테 가서 이야기 해야 해.
Ve koşup aileme veya güvendiğimi herhangi birine söylüyorum
فركضت وحكيت للبابا والبابا نزل صرخ عليه ونادى له الشرطة
So I ran and told dad, and dad came and yelled at him and called the police
그래서 난 아빠한테 가서 이야기했고 아빠는 그 사람한테 소리지르고 경찰을 부르셨어.
Ve ben koştum ve babama söyledim, ve baba geldi ve ona bağırdı ve polisi aradı
وقالوا لي برافو عليك اللي خبرتنا عن هالمجرم
경찰관 아저씨들은 나한테 그런 범죄자 신고를 해줘서 고맙다고 했어.
Ve ( bize bu suçludan bahsettiğiniz için bravo) bana dedi
عشان كمان ما يأذي ولاد ثانيين
이젠 다른 아이들한테 똑같은 짓을 못할테니까 말이야.
Bu yüzden diğer çocuklara zarar vermeyecek
سامعة حبيبتي
Did you hear that my dear? And I‘m confident that your dad will do the exact same thing for you
들었지, 우리 딸?
Duydun mu canım ?
وأنا متأكدة البابا رح يعمل معك مثل ما عمل مع سند بالظبط
엄만 아빠가 이번에도 사나드한테 하신 거랑 똑같이 하실 거라고 확신해.
Ve eminim baban senin için aynı şeyi yapacaktır
حبيبتي ما تخافي إنتي ما عملتي شي غلط
Darling don‘t be afraid, you didn‘t do anything wrong
우리 딸, 겁내지 마렴. 넌 잘못한 거 하나도 없어.
Canım korkmayın , yanlış bir şey yapmadın sen
هالمجرم أنا رح أدبره
I will deal with that criminal!
이 나쁜 놈은 내가 처리하지!
Bu suçluyla halledeceğim
مركز الشرطة، دائرة حماية الأسرة، نعم سيدي تفضل
Police station‚ Family protection department‚ yes sir?
경찰서 가정 안전계입니다. 말씀하십시오.
Polis merkezi, Aile koruma dairesi , Evet efendim buyrun?
اسمع العيلة ما رح تيجي معي
Listen, the family is not coming with me. But I‘m coming to see you! And I'm bringing a guest with me…
여보세요, 우리 가족은 오늘 같이 안 갈 겁니다.
dinle , Aile benimle gelmiyorlar
بس أنا جاي أشوفك ومعي ضيف
대신 난 손님 한 분이랑 같이 갈 거에요.
Ama ben seni görmeye geliyorum, ve yanımda bir misafirim var