×

LingQ'yu daha iyi hale getirmek için çerezleri kullanıyoruz. Siteyi ziyaret ederek, bunu kabul edersiniz: çerez politikası.


image

Yaşam Tadında Hikayeler, Yabancı dil öğrenmenin en hızlı yolu: KO-KO Tekniği

Yabancı dil öğrenmenin en hızlı yolu: KO-KO Tekniği

Yabancı dil öğrenme konusunda sizlerden pek çok soru geliyor.

Nasıl öğrenebilirim? Hangi teknikleri kullanmalıyım?

gibi sorular

Bu işin yani yabancı dil eğitiminin uzmanı olduğumu söyleyemem bununla birlikte,

Türkiye'de pek çok insanın bir yabancı dili öğrenmek için yaptığı hemen hemen her şeyi bende yaptım

Çeşit çeşit teknikler denedim.Bunlardan bazılarında boşa kürek çektiğimi fark ettim

Bazıları fena değildi

Ama bir teknik gerçekten işe yaradı

Ve ben bugün sizlere bu teknik den ve onu kullanma yöntemlerinden bahsetmek istiyorum.

Yabancı dil eğitimi verilen yerlerde genellikle dört yetenek üzerinde duruluyor.

Okuma becerileri , yazma becerileri, dinleme ve konuşma becerileri

Öte yandan internette araştırma yaptığınızda karşınıza envaiçeşit ilkeler ,teknikler ve yöntemler çıkıyor.

Gördüğüm bazı makalelerden sonra herhangi bir dili öğrenmekten vazgeçmek ,açıkçası bana daha kolay gelmeye başladı.

Birisi tam yirmi iki teknikten bahsetmiş.

O kadar tekniği bırakın öğrenmeyi zaten hatırlayabilsem yeni bir dili öğrenmiş kadar olurum.

Uzmanlarda bu konuda tam olarak bir fikir birliğine varabilmiş değiller.

pek çoğuna göre zaten ideal ve tek bir yöntem yok.Kişiden kişiye değişebiliyor.

mesela 14 dil bilen Richard Simcott hangi yöntemi kullanırsanız kullanın ama tutarlı olun diyor.Yani bizim zinciri kırma tekniği

eğer dinleyerek öğrenmeyi seviyorsanız dinleyerek okuyarak öğrenmeyi seviyorsanız okuyarak

"hangisini tutarlı ve sürekli bir şekilde sürdürebiliyorsanız o yöntemle ilerleyin" diyor uzmanlar.

elinize gramer kitabını alıp çalışmakta bir yöntem

Öğretmen eşliğinde çalışmakta

Yeterince kafa karıştırıcı mı ? Kesinlikle işte bu tüm kafa karışıklıkları arasında ben ne yaptım biliyor musunuz?

Bu işi en iyi yaptığını düşündüğüm insanları incelemeye başladım.

Yabancı bir dili çok hızlı bir şekilde öğrenmeyi başarabilen üç insan tipi biliyordum.

bir

turistik bir yerde mesela kapalı çarşıda turistlere bir şeyler satmaya çalışan satıcılar

iki

Küçük çocuklar

3 Turistik bir yerde mesela kapalı çarşıda turistlere bir şeyler satmaya çalışan küçük çocuklar. ki bu üçüncü kategori en hızlısı ve en başarılısı

Peki bunu nasıl başarıyorlar?Okula gitmeden ,kurslara yazılmadan ,tek bir gramer kitabı dahi okumadan

iki şekilde

Bir

Korkusuzlar hata yapmaktan çekinmiyorlar.

iki

Konuşuyorlar yabancı dili bilen insanlarla doğrudan iletişim kuruyorlar.

yani bir yabancı dil öğrenme konusunda üç insan tipinden öğrendiklerimizi formülize edicek olursak

ortaya şöyle bir şey çıkıyor.

KO-KO tekniği

Korkusuzca Konuş

Şimdi tekniğimizi kelimelerine ayırarak inceleyelim

Öncelikle cesur olun.Kafanızdaki ön yargılardan kurtulun

Yıllarca okulda yabancı dil dersi aldım, üstüne kurslara yazıldım.

Üstelik dizileri filmleri hep orijinal dilinden altyazıyla izlerim ama yinede olmuyor, öğrenemiyorum diyorsanız,

öğrenemezsiniz tabi

Tüm geçmiş tecrübelerinizi bir kenara bırakın

Unutmayın! Bizler mükemmel konuşamayınca asla konuşamama hastalığına yakalanmış insanlarız

Hata yapmaktan çekinmemek lazım hazır olun başlangıçta kelimeleri doğru düzgün telaffuz edemiyeceksiniz.

Başlangıçta pek çok gramer kuralının canına okuyup Tarzanca gibi konuşacaksınız.

Ama iletişim ormanında yolunuzu bulabilmek için belkide bunu yapmak gerek

Tarzan kadar cesur olmak

Formülümüzdeki (tekniğimizde ki) ikinci kelime konuşmak ve bunu uygulayabilmenin en kolay yolu da

O dilin konuşulduğu ülkeye gitmek

Tabi bu en kolay yolu olmakla beraber aynı zamanda en masraflı yolu üstelik her zamanda işe yaramıyor

Almanya'ya otuz kırk yıl önce gidip hala orada yaşamasına rağmen doğru düzgün almanca bilmeyen pek çok insan olduğunu biliyorum

Ama onların orada doğan çocukları şakır şakır Almanca konuşabiliyor.

Neden?

çünkü Anne ve Babaları fiziken orada olsalar da etraflarında hala sadece Türkçe konuşan insanlar var .

oysa çocuklarının etrafı Almanca konuşan insanlarla çevrili

Peki dil öğrenmeye çalışan insanlar olarak bizler bu durumu simüle edemez miyiz?

Yani fiziken başka bir ülkeye gitmeden etrafımızı o ülkenin dilini konuşan insanlarla çevreleyemez miyiz?

otuz kırk yıl önce olsa bu soruya o kadarda kolay cevap veremezdik.

Ama teknoloji her konuda olduğu gibi bu konuda da bazı fırsatlar, seçenekler sağlıyor.

Pekçok uygulama web sitesi bize bu konuda yardımcı oluyor.

Mesela Bunlardan biri Cambly sizi ana dili ingilizce eğitmenlerle buluşturan bir platform.

Özellikle İngilizce öyle bir dil ki Dünyanın farklı yerlerinde farklı şekillerde konuşulabiliyor.

Turist olarak Avustralya'ya gideceksiniz diyelim veya eğitim almak için İngiltere'ye işte bu iki ülkede konuşulan İngilizcenin arasında epeyce bir farklılık var.

Hatta Youtube'da 67 farklı aksanda ingilizce konuşabilen bir kişinin videosunu gördüm.

işte Cambly platformunda hangi ülkenin İngilizcesini öğrenmek istiyorsanız o ülkede yaşayan bir eğitmeni seçip konuşabiliyorsunuz.

uygulamada yada websitesinde hangi eğitmenlerin online olduğuna bakıp seçim yapıyorsunuz ve doğrudan o bölgenin yaşayan İngilizcesini konuşarak öğreniyorsunuz.

Karşınızdaki bir gramer kitabı yada turist değil gerçek bir insan ,gerçek bir eğitmen

bunuda yapamıyorsanız o zaman sizinle beraber aynı dili öğrenmeye çalışan bir arkadaş bulun ve onunla herzaman o dille iletişim kurmaya çalışın

peki bu yöntemin yani korkusuzca konuşma yönteminin işe yaradığını nasıl anladım nasıl ikna oldum

öncelikle kendim uygulayarak... japonyada bakalım çalışmalarımın sonucunu görebilecekmiyim birisiyle tanışmak istiyorum iyi akşamlar ne demekti ?

-İyi akşamlar. -İyi akşamlar.

-İyi misiniz? -İyiyim.

Benim adım Barış.

-Oh Barış bey. -Tanıştığıma memnun oldum. -Tanıştığıma memnun oldum.

-Teşekkür ederim. -Teşekkürler.

sonra bu tekniğin uygulayan başka insanlardanda benzeri yorumlar almaya başladım hatta bu tekniği kullanarak bir yılda dört dil öğrenmeyi başaran insanlar gördüm.

anadili İngilizce olan Scott ve Watt adındaki iki arkadaş önce ispanya gidiyorlar ve doğrudan İspanyolca konuşmaya çalışıyorlar.

ilk hafta sonuç elbette çok başarısız ama on ikinci haftaya geldiğimizde kayda değer bir gelişme gösteriyorlar

İspanyadan sonra Portekizce öğrenmek için atlayıp Brezilyaya gidiyorlar.

İlk hafta kelimeleri bile zar zor söylerken, hatırlarken onikinci hafta nerdeyse akıcı bir şekilde konuşmaya başlıyorlar.

Sonra çıtayı birazdaha yükseltip Koreye gidiyorlar.

Yılın dördüncü çeyreğinde ise Çin'e gidiyorlar ve orada üç ay geçiriyorlar.

İlk hafta durumları acıklı.

Ama korkusuzca konuşulan on iki haftanın sonunda artık sohbet edebilecek bir seviyeye ulaşıyorlar.

Tabi çok uç bir örnek bu çoğumuz böyle birşeyi yapma fırsatını malesef bulamıyoruz.

Yinede onlardan öğreniceklerimiz olmalı .Bu ikiliden Scott daha önce Fransızca öğrenmeye çalışmış ve bunun için çeşitli teknikler denemiş

Fransızca eğitim kitabları almış podcastler indirmiş dinlemiş hatta bir yıl boyunca fransaya gidip orda yaşamış

yani çok aktif bir gayret göstermiş Fransada yaşadığı dönemde de hergün nerdeyse 1 saate yakın bir sürede öğrenmek iççin çaba sarfetmiş.

Bütün bunların sonucunda dili bir seviyeye kadar öğrenebilmiş aradan yıllar geçtikden sonra ise arkadaşı ile birlikte biraz önce size bahsettiğim bu denemeye girişmişler

Tek bir farkla gittikleri ülkelerde kendi dillerinde hiç konuşmamışlar NO ENGLİSH kuralı diyorlar kendileri buna

Ne kadar zor olursa olsun ne kadar hatalı olursa olsun kendilerini İspanyolca konuşmaya zorlamışlar

Tabi takıldıkları yerlerde sözlüğü açıp bakmışlar işte Tarzanca belki tercümeler yapmaya gayret etmişler

Ama bundan vazgeçmemişler ikinci hafta işlerin kolaylaşmaya başladığını görmüşler

İlk aydan sonra ise buna iyice alışmışlar üçüncü ayın sonunda artık o dilde konuşmak için özel bir gayret özel bir çaba sarfetmemeye başladıklarını fark etmişler tıpkı yürümek,bisiklete binmek gibi

Beyniniz artık o işlemi bir kez olsun öğrendikten sonra yapmak için ekstra bir çaba sarfetmemeye başlıyor ve yine Scott 'ın söylediğine göre ben onun yalancısıyım

Üç hafta içerisinde öğrendiği İspanyolca daha önce bütün o gramer kitaplarına podcastlere

her gün 1 saat çalışmalara rağmen öğrendiği Fransızcasından çok daha iyi bir seviyeye gelmiş.

Aradaki fark ne? Sadece öğrenmek istedikleri dilde konuşmaya kendilerini zorlamışlar ve bunu korkusuzca yapmışlar.

İlk haftalarda defalarca korkunç hatalar yapmalarına rağmen pes etmemişler devam etmişler

ve zihinlerinde kendilerine koydukları o yapay engebeli zorluklu alanı aştıkdan sonra artık iş çok daha eğlenceli ve kolay bir hale gelmiş.

Şimdi başka bir örnek geliyor çok daha eğlenceli bir örnek bu iki kardeş yedi gün içerisinde Türkçe öğrenmeye karar vermişler.

Ve yedi gün içerisinde geldikleri seviyede bu

Tabi bu seviyeye ulaşmak için ne yapmışlar çarşı pazar gezip lokantalarda esnafla konuşmaya gayret etmişler.

hani size en başta söylediğim turistlere bir şey satmaya çalışan kişilerin uyguladığı teknik vardı ya ite bu kez onlar dil öğrenmek için aynı tekniği kullanmışlar

Tabi kazanan yine bizim esnaf olmuş o başka bütün bunlar iyi güzelde konuşarak dili öğrenmeye çalışalım da o dili öğrendiğimizi nereden anlayacağız?

Mesela İngilizcede bir milyondan fazla kelime olduğu söyleniyor.

Bütün bunların hepsini ezberlemek zorunda mıyız?hayır tabi ki değiliz.

Çünkü ingilizcedeki bir milyon tane kelimenin tamamını bilen yaşayan bir insan varmı çokda emin değilim

Shakespeare bile eserlerinde toplam otuz bir bin beş yüz otuz dört kelime kullanmış.

Gündelik hayatta bunların en fazla iki bin üç bin tanesi aktif olarak kullanılıyor.

Dolayısıyla bu civarda ki kelimeyi biliyorsanız o kelimenin yüzde doksan sekizini biliyorsunuz kabul ediliyor.

Şimdi KO-KO yani korkusuzca konuş tekniğinin uygulama yöntemleri konusunda kısa bir özet geçiyorum

Eğer gidebiliyorsanız öğrenmek istediğiniz dilin konuşulduğu ülkeye bizzat gidin.

Gidemiyorsanız etrafınızda o dili konuşan birilerini bulmaya çalışın bulamıyorsanız teknolojiden faydalanın

O da olmuyorsa aynı dili öğrenmeye çalışan ve bu kuralı uygulamaya hazır bir arkadaşınızla anlaşın ve bir daha asla Türkçe konuşmayın!

Arkadaşınızda yoksa o zaman aynanın karşısına geçin ve kendinizde konuşun.

Ben .. Merhaba

Deli diyeceklerse bırakın desinler.Kendinizle konuşmayı sevmiyorsanız kedinizle yada köpeğinizle konuşun

Ben..

Sen..

Canlılardan ümidi kestiyseniz cansızlardan medet umun.

Etrafınızdaki her şeye post it yapıştırın ve onlarla konuşun

Havlu

Kahvaltı

Çatal

Bıçak

Ekmek

Dizi izleyin,film izleyin ve gördüklerini anlatın

Şimdi seni öldüreceğim

Şimdi seni öldüreceğim

Seni seviyorum

Mükemmelsin

Kısaca hata yapmakdan korkmadan konuşun

Merhaba

Ben senin dedenim

ALT YAZI: youtube.com/İbrahimersan


Yabancı dil öğrenmenin en hızlı yolu: KO-KO Tekniği Der schnellste Weg, eine Fremdsprache zu lernen: KO-KO-Technik Ο γρηγορότερος τρόπος για να μάθετε μια ξένη γλώσσα: Τεχνική KO-KO The fastest way to learn a foreign language: KO-KO Technique Le moyen le plus rapide d'apprendre une langue étrangère : La technique KO-KO De snelste manier om een vreemde taal te leren: KO-KO Techniek Самый быстрый способ выучить иностранный язык: техника КО-КО Det snabbaste sättet att lära sig ett främmande språk: KO-KO-tekniken

Yabancı dil öğrenme konusunda sizlerden pek çok soru geliyor. يأتي منكم الكثير من الأسئلة بحق تعلم لغة أجنبية. There are many questions from you about learning a foreign language. Много вопросов от вас по поводу изучения иностранного языка. Det finns många frågor från dig om att lära sig ett främmande språk.

Nasıl öğrenebilirim? Hangi teknikleri kullanmalıyım? كيف يمكنني أن أتعلم؟ ماهي التقنيات التي يجب أن استخدمها؟ How can I learn? What techniques should I use? Как я могу учиться? Какие техники следует использовать? Hur kan jag lära mig? Vilka tekniker ska jag använda?

gibi sorular مثل هذه الأسئلة questions like frågor som

Bu işin yani yabancı dil eğitiminin uzmanı olduğumu söyleyemem bununla birlikte, لا يمكني أن اقول اني خبير في هذا الشيء أي تعلم لغة اجنبية مع هذا I'm not expert at education of foreign languages... Sin embargo, no puedo decir que soy un experto en este negocio, a saber, la enseñanza de idiomas extranjeros. Однако я не могу сказать, что являюсь специалистом в этом деле, а именно в обучении иностранным языкам. Jag kan dock inte säga att jag är expert på denna verksamhet, nämligen utbildning i främmande språk.

Türkiye'de pek çok insanın bir yabancı dili öğrenmek için yaptığı hemen hemen her şeyi bende yaptım تقريبا لقد فعلت كل شيء فعله الكثير من الناس لتعلم لغة اجنبية في تركيا . I did almost everything that many people in Turkey do to learn a foreign language. Я сделал почти все, что делают многие люди в Турции, чтобы выучить иностранный язык. Jag gjorde nästan allt som många människor i Turkiet gör för att lära mig ett främmande språk.

Çeşit çeşit teknikler denedim.Bunlardan bazılarında boşa kürek çektiğimi fark ettim جربت تقنيات مختلفة. لاحظت أن بعضها لاينفع ابدا I tried too many techniques. I realise that some of them was running in shovels. Я испробовал всевозможные техники, но в некоторых из них мне не хватило места. Jag provade alla möjliga tekniker. Jag kom på att jag fick ont om utrymme på några av dem.

Bazıları fena değildi وبعضها أيضا لم تكن سيئة Some techniques were not bad. Некоторые были не плохи Vissa var inte dåliga

Ama bir teknik gerçekten işe yaradı لكن هناك تقنية كانت قد نفعت حقا But one technique really worked Но одна техника действительно сработала. Men en teknik fungerade verkligen

Ve ben bugün sizlere bu teknik den ve onu kullanma yöntemlerinden bahsetmek istiyorum. وأريد هذا اليوم أن أحدثكم عن هذه التقنية وطرق استخدامها. And today I want to talk to you about this technique and the methods of using it. И сегодня я хочу поговорить с вами об этой технике и методах ее использования. Och idag vill jag prata med dig om denna teknik och metoderna för att använda den.

Yabancı dil eğitimi verilen yerlerde genellikle dört yetenek üzerinde duruluyor. عادة في الأماكن التي تعلم بها اللغات الأجنبية تكون تعتمد على المهارات الأربع. In the places where foreign language education is given, it usually focuses on four talents В местах, где преподается иностранный язык, обычно основное внимание уделяется четырем навыкам. På orter där utbildning i främmande språk ges brukar fyra färdigheter fokuseras på.

Okuma becerileri , yazma becerileri, dinleme ve konuşma becerileri مهارة القراءة ,مهارة الكتابة , مهارة الإستماع و التحدث. Reading skills , writing skills, listening and talking skills. Läsförmåga, skrivförmåga, lyssnande och talförmåga

Öte yandan internette araştırma yaptığınızda karşınıza envaiçeşit ilkeler ,teknikler ve yöntemler çıkıyor. من جهة أخرى عندما تبحثون على الإنترنت تتصادفون مع مبادئ وتقنيات وطرق مختلفة. Otherwise, when you searched on internet, you see many techniques, methods. С другой стороны, когда вы проводите исследования в Интернете, вы сталкиваетесь с широким спектром принципов, методов и методов. Å andra sidan, när du forskar på internet stöter du på en mängd olika principer, tekniker och metoder.

Gördüğüm bazı makalelerden sonra herhangi bir dili öğrenmekten vazgeçmek ,açıkçası bana daha kolay gelmeye başladı. الذي رأيته من بعد بعض المقالات وبصراحة أن التخلي عن تعلم اي لغة اجنبية اصبح اسهل بالنسبة لي. After seeing some of the articles, giving up on trying to learn, actually came easier to me. После некоторых статей, которые я видел, отказ от изучения любого языка, очевидно, начал даваться мне легко. Efter några artiklar som jag har sett har det uppenbarligen börjat bli lätt för mig att ge upp att lära mig något språk.

Birisi tam yirmi iki teknikten bahsetmiş. إحداها كان قد تحدث عن 22 تقنية Someone mentioned 22 methods. Кто-то упомянул двадцать две техники. Någon nämnde tjugotvå tekniker.

O kadar tekniği bırakın öğrenmeyi zaten hatırlayabilsem yeni bir dili öğrenmiş kadar olurum. اتركوا تعلم هذا القدر من التقنيات اساسا إذا كنت أستطيع تذكر هذا القدر من التقنيات أكون قد تعلمت لغة جديدة I have already learned a new language if I can remember to learn so much.* Если бы я мог помнить, как учиться, не говоря уже обо всех этих методах, это было бы так, как если бы я выучил новый язык. Om jag kan komma ihåg hur man lär sig, än mindre alla dessa tekniker, skulle det vara som om jag hade lärt mig ett nytt språk.

Uzmanlarda bu konuda tam olarak bir fikir birliğine varabilmiş değiller. ليس للخبراء بشكل كامل فكر موحد في هذا الموضوع Experts have no consensus about this issue. Эксперты не смогли прийти к полному консенсусу по этому вопросу. Experter har inte kunnat nå en fullständig konsensus i denna fråga.

pek çoğuna göre zaten ideal ve tek bir yöntem yok.Kişiden kişiye değişebiliyor. بالنسبة لأكثرهم لايوجد طريقة مثالية و واحدة . ممكن أن تتغير من شخص لشخص Most says that there is no ideal or single method. It changes person by person. По мнению многих, идеального и единственного метода не существует, он может варьироваться от человека к человеку. Enligt många finns det ingen idealisk och enda metod, den kan variera från person till person.

mesela 14 dil bilen Richard Simcott hangi yöntemi kullanırsanız kullanın ama tutarlı olun diyor.Yani bizim zinciri kırma tekniği مثلا Richard Simcott الذي يتحدث 14 لغة يقول استخدموا أي طريقة تريدون لكن كونوا راسخيين. For example, Richard Simcott, who knows 14 languages, says whatever method you use, but be consistent. So our technique of breaking the chain Например, Ричард Симкотт, владеющий 14 языками, говорит, какой бы метод вы ни использовали, но будьте последовательны. Till exempel säger Richard Simcott, som kan 14 språk, vilken metod du än använder, men var konsekvent. Så vår teknik att bryta kedjan

eğer dinleyerek öğrenmeyi seviyorsanız dinleyerek okuyarak öğrenmeyi seviyorsanız okuyarak إذا كنتم تحبون التعلم إستماعا فتعلموا إستماعا , إذا كنتم تحبون التعلم عن طريق القراءة فاقرءوا Listen if you like to learn by listening, If you like to learn by reading, learn by reading. если вам нравится учиться, слушая, если вам нравится учиться, читая, слушая om du gillar att lära genom att lyssna, om du gillar att lära dig genom att läsa genom att lyssna

"hangisini tutarlı ve sürekli bir şekilde sürdürebiliyorsanız o yöntemle ilerleyin" diyor uzmanlar. يقول الخبراء ( أي طريقة يمكنكم أن تتابعو التعلم بها باستمرارية و ثبات تابعو بها ) Experts says, "Keep on going which consistent and constant for you." «Продвигайтесь вперед с помощью любого метода, который вы можете поддерживать последовательно и последовательно», — говорят эксперты. "Avancera med vilken metod du än kan underhålla konsekvent och konsekvent", säger experter.

elinize gramer kitabını alıp çalışmakta bir yöntem طريقة أخذ كتاب قواعد و أتعلم Using grammar book is a method, способ взять учебник по грамматике в руки и изучить en metod att ta grammatikboken i handen och studera

Öğretmen eşliğinde çalışmakta أو أتعلم برفقة معلم but getting teached is also a method Работа с учителем Att arbeta med en lärare

Yeterince kafa karıştırıcı mı ? Kesinlikle işte bu tüm kafa karışıklıkları arasında ben ne yaptım biliyor musunuz? هل مشوش للعقل بشكل كبير؟ بالتأكيد بين كل هذه الأمور هل تعلمون أنا ماذا فعلت؟ I stated to examine the people who is experts Достаточно запутанно? Именно, вот что я сделал во всей этой неразберихе, понимаете? Förvirrande nog? Exakt, här är vad jag gjorde i all denna förvirring, vet du?

Bu işi en iyi yaptığını düşündüğüm insanları incelemeye başladım. بدأت بمتابعة ومراقبة الناس الذين أعتقد انهم قامو بهذا العمل على اكمل وجه I started studying the people I thought did the job best. Я начал изучать людей, которые, как мне казалось, лучше всего справлялись со своей работой.

Yabancı bir dili çok hızlı bir şekilde öğrenmeyi başarabilen üç insan tipi biliyordum. كنت أعرف ثلاث أنواع من الناس الذين نجحوا بتعلم لغة اجنبية باسرع شكل One Я знал три типа людей, способных очень быстро выучить иностранный язык. Jag kände tre typer av människor som kunde lära sig ett främmande språk väldigt snabbt.

bir واحد On a touristic place, like Grand Bazaar, someone who sells goods

turistik bir yerde mesela kapalı çarşıda turistlere bir şeyler satmaya çalışan satıcılar في مكان سياحي مثلا البائعون الذين يعملون على بيع الأشياء للسياح في السوق المسقوف Two продавцы, пытающиеся продать что-то туристам в туристическом месте, например на крытом рынке försäljare som försöker sälja något till turister på en turistort, till exempel en täckt marknad

iki اثنان two

Küçük çocuklar الأطفال الصغار Three

3 Turistik bir yerde mesela kapalı çarşıda turistlere bir şeyler satmaya çalışan küçük çocuklar. مثلا الأطفال الصغار الذين يعملون على بيع الأشاء للناس في الأماكن السياحية مثل السوق المسقوف Which is the quicker and succesful 3 Маленькие дети пытаются продать вещи туристам в туристическом месте, например, на крытом рынке. ki bu üçüncü kategori en hızlısı ve en başarılısı هذا الصنف الثالث الأسرع والأنجح which third category is the fastest and most successful какая третья категория самая быстрая и успешная

Peki bunu nasıl başarıyorlar?Okula gitmeden ,kurslara yazılmadan ,tek bir gramer kitabı dahi okumadan حسنا كيف يمكنهم النجاح في هذا؟ من دون الذهاب إلى المدرسة, من دون التسجيل في الدورات, حتى من دون قراءة كتاب قواعد واحد One Так как же они достигают этого, не посещая школу, не посещая курсы, не прочитав ни одной книги по грамматике.

iki şekilde بشكلين They are fearless, never afraid of making mistakes двумя способами

Bir واحد

Korkusuzlar hata yapmaktan çekinmiyorlar. عديمي الخوف لايخافون من ارتكاب الأخطاء They are speaking with someone who speaks the language Бесстрашные не боятся ошибаться.

iki اثنان So, If we formulise that we learned from 3 types

Konuşuyorlar yabancı dili bilen insanlarla doğrudan iletişim kuruyorlar. يتحدثون ويكونون إتصالات بشكل مباشر مع متحدثي اللغة الأجنبية. This comes up Они говорят и общаются непосредственно с людьми, которые знают иностранный язык. De talar främmande språk och kommunicerar direkt med personer som kan språket.

yani bir yabancı dil öğrenme konusunda üç insan tipinden öğrendiklerimizi formülize edicek olursak إذا كنا سنكتب معادلة من الذي تعلمناه من انواع الناس الثلاثة في موضوع تعلم اللغة الأجنبية KO-KO technique то есть, если бы мы должны были сформулировать то, что мы узнали от трех типов людей об изучении иностранного языка.

ortaya şöyle bir şey çıkıyor. سيظهر لنا هكذا شيء something like this comes out. что-то такое выходит.

KO-KO tekniği تقنية KO-KO KO-KO technique

Korkusuzca Konuş تحدث بدون خوف First of all. Be brave and get rid off your bias

Şimdi tekniğimizi kelimelerine ayırarak inceleyelim الأن لندقق تقنيتنا بفصلها لكلماتها If you say, "For a years I got educated and also got courses Теперь давайте рассмотрим нашу технику, разбив ее на слова.

Öncelikle cesur olun.Kafanızdaki ön yargılardan kurtulun أولا كونوا جسورين . تخلصوا من الأحكام المسبقة التي في عقولكم Also I watch all the movies and series with own language subtitles but i cant still learn" Прежде всего, будьте смелыми, избавьтесь от предубеждений в своем уме.

Yıllarca okulda yabancı dil dersi aldım, üstüne kurslara yazıldım. لسنين تعلمت اللغة الأجنبية في المدرسة, إضافة لذلك انضممت لدورات Of course you cant Я годами брал уроки иностранного языка в школе, меня зачислили на курсы по нему.

Üstelik dizileri filmleri hep orijinal dilinden altyazıyla izlerim ama yinede olmuyor, öğrenemiyorum diyorsanız, وعلاوة على كل هذا شاهدت الأفلام بلغتها الأصلية مع الترجمة لكن مجددا لا يحدث , إذا كنتم تقولون لا أستطيع أن اتعلم Leave behind all of your past progress Более того, если вы скажете, что я всегда смотрю сериалы и фильмы с субтитрами на языке оригинала, а это все равно не работает, вы ничему не научитесь,

öğrenemezsiniz tabi طبعا لن تستطيعوا أن تتعلمو Dont forget! We are obsessed with "If I cant speak perfect than I dont." Конечно, вы не можете учиться

Tüm geçmiş tecrübelerinizi bir kenara bırakın ضعوا كل تجاربكم الماضية جانبا Cem Yılmaz, Yabancı Dil (Foreign Language Talk) Отложите в сторону весь свой прошлый опыт

Unutmayın! Bizler mükemmel konuşamayınca asla konuşamama hastalığına yakalanmış insanlarız لا تنسوا, نحن عندما لا نستطيع أن نتحدث بشكل ممتاز لا يصيبنا مرض عدم إستطاعة التحدث We should never be afraid of making mistakes, be ready you are not going to pronounce words correct on the begining Помните! Мы люди, страдающие от болезни, когда мы не можем говорить, когда мы не можем говорить совершенно. Kom ihåg. Vi är människor som lider av sjukdomen att aldrig kunna tala om vi inte kan tala perfekt.

Hata yapmaktan çekinmemek lazım hazır olun başlangıçta kelimeleri doğru düzgün telaffuz edemiyeceksiniz. يجب أن لايخاف من ارتكاب الخطأ كونوا جاهزيين في البداية لن تستطيعوا أن تنطقوا الكلمات بشكل صحيح وسليم Phas Gaye Re Obama (2010) Не бойтесь ошибаться, будьте готовы, сначала вы не сможете правильно произносить слова. Var inte rädd för att göra misstag, var beredd på att du i början inte kan uttala orden korrekt.

Başlangıçta pek çok gramer kuralının canına okuyup Tarzanca gibi konuşacaksınız. في البداية ستقرأون الكثير من القواعد و ستتحدثون بطريقة طرزان In the beginning, you'll be kicking up a lot of grammar rules and speaking like Tarzan. В начале вы будете использовать множество грамматических правил и говорить как Тарзан.

Ama iletişim ormanında yolunuzu bulabilmek için belkide bunu yapmak gerek لكن في غابة التواصل لكي تجدو طريقكم ربما يجب أن تفعلو هذا But maybe that's what you need to do to find your way through the communication jungle. Но, возможно, это то, что вам нужно сделать, чтобы найти свой путь в джунглях общения.

Tarzan kadar cesur olmak أن تكونوا جسوريين بقدر طرزان To be brave as Tarzan Быть таким же храбрым, как Тарзан

Formülümüzdeki (tekniğimizde ki) ikinci kelime konuşmak ve bunu uygulayabilmenin en kolay yolu da الكلمة الثانية في معادلتنا التحدث وأسهل طريقة لتطبيقها أيضا On our technique second word is "speaking" and easiest way to performing it is Второе слово в нашей формуле (в нашей технике) — говорить, и проще всего его применить.

O dilin konuşulduğu ülkeye gitmek الذهاب إلى الدولة التي تتحدث هذه اللغة Visiting the country that speaks it поехать в страну, где говорят на этом языке

Tabi bu en kolay yolu olmakla beraber aynı zamanda en masraflı yolu üstelik her zamanda işe yaramıyor طبعا إضافة إلى كونه الطريق الأسهل فهو الأكثر تكلفة علاوة على ذلك فإنه ليس مفيد دائما Also that is the most expensive way and not so effectful sometimes Конечно, это самый простой способ, но и самый дорогой, и не всегда работает.

Almanya'ya otuz kırk yıl önce gidip hala orada yaşamasına rağmen doğru düzgün almanca bilmeyen pek çok insan olduğunu biliyorum اعرف كثير من الناس الذين لايستطيعون تحدث اللغة الألمانية بشكل سليم رغم ذهابهم وعيشهم في المانيا منذ 40 سنة . I know there is ton of people that have gone to Germany 30 years ago and still cant speak German Я знаю, что есть много людей, которые уехали в Германию тридцать или сорок лет назад и до сих пор живут там, но не говорят по-немецки должным образом.

Ama onların orada doğan çocukları şakır şakır Almanca konuşabiliyor. لكن أبنائهم الذين ولدوا هناك يتحدثون الألمانية بشكل رائع. But kids they have speaks it fluently Но их дети, рожденные там, свободно говорят по-немецки.

Neden? لأن أبائهم حتى ولو كانوا هناك فإن الذين يختلطون معهم فهم فقط من متحدثي اللغة التركية From where?

çünkü Anne ve Babaları fiziken orada olsalar da etraflarında hala sadece Türkçe konuşan insanlar var . because although their parents are physically there, there are still people who only speak Turkish around them. потому что, хотя их родители физически находятся там, вокруг них все еще есть люди, которые говорят только по-турецки.

oysa çocuklarının etrafı Almanca konuşan insanlarla çevrili غير أن محيط أبنائهم ممتلئ بمتحدثي اللغة الألمانية But kids have German speakers surronding тогда как их дети окружены немецкоязычными людьми

Peki dil öğrenmeye çalışan insanlar olarak bizler bu durumu simüle edemez miyiz? حسنا نحن كأناس يحاولون تعلم اللغة Well, can we simulate this situation? Итак, как люди, пытающиеся изучать языки, не можем ли мы смоделировать эту ситуацию?

Yani fiziken başka bir ülkeye gitmeden etrafımızı o ülkenin dilini konuşan insanlarla çevreleyemez miyiz? يعني ألا نستيطيع أن نملئ محيطنا بأناس متحدثين للغة بلد ما من دون الذهاب إلى ذلك البد؟ Like physically not going to country but surrounding our circle with someone who speaks the language Итак, не можем ли мы окружить себя людьми, говорящими на языке этой страны, не выезжая физически в другую страну?

otuz kırk yıl önce olsa bu soruya o kadarda kolay cevap veremezdik. لو كان قبل 30 سنة ما كنا إستطعنا أن نعطي جواب بهذه السهولة لهذا السؤال. We couldn't answer back in the 30-40 years ago Тридцать или сорок лет назад мы не смогли бы так просто ответить на этот вопрос.

Ama teknoloji her konuda olduğu gibi bu konuda da bazı fırsatlar, seçenekler sağlıyor. لكن التكنولوجيا مثلما إنها تؤمن فرص وخيارات في كل المجالات فهي تؤمن أيضا في هذا المجال But now technology helps us anyways, gives opportunities and offers choices Но технологии предоставляют некоторые возможности и варианты в этом отношении, как и в любом другом предмете.

Pekçok uygulama web sitesi bize bu konuda yardımcı oluyor. الكثر من مواقع الويب يمكنها أن تكون مساعدة لنا في هذا الموضوع Oodles of web sites and applications helps us this way В этом нам помогают многие веб-сайты приложений.

Mesela Bunlardan biri Cambly sizi ana dili ingilizce eğitmenlerle buluşturan bir platform. على سبيل المثال موقع Cambly الذي يجمعك مع مدربين لغتهم الأم الأنجليزية For example one them is Cambly which helps you to meet teachers have English on native Например, одна из них — Cambly, платформа, которая объединяет вас с преподавателями-носителями английского языка.

Özellikle İngilizce öyle bir dil ki Dünyanın farklı yerlerinde farklı şekillerde konuşulabiliyor. خاصة إن اللغة الأنجليزية ممكن أن تتحدث باشكال مختلفة من العالم Especially, English is a language that it could spoken differently on different places on earth Особенно английский язык такой, что на нем можно говорить по-разному в разных частях мира.

Turist olarak Avustralya'ya gideceksiniz diyelim veya eğitim almak için İngiltere'ye işte bu iki ülkede konuşulan İngilizcenin arasında epeyce bir farklılık var. لنفترض أنك تريد الذهب للسياحة في استراليا أو للتعلم في إنجلترا فإن الإنجليزية في هذين البلدين مختلفة لدرجة كبيرة As we say you're going to Australia for trip or education for England, this two country have quice a few difference Допустим, вы едете в Австралию в качестве туриста или в Англию на учебу, между английским языком, на котором говорят в этих двух странах, есть большая разница. Låt oss säga att du åker till Australien som turist eller till England för att studera, det finns en stor skillnad mellan den engelska som talas i dessa två länder.

Hatta Youtube'da 67 farklı aksanda ingilizce konuşabilen bir kişinin videosunu gördüm. حتى إنني رأيت في اليوتيوب فيديو شخص يستطيع أن يتحدث اللغة الإنجليزية ب67 طريقة نطق مختلفة Even on YouTube i see a video that someone who speaks English on 67 accents Я даже видел на Youtube видео человека, который говорит по-английски с 67 разными акцентами.

işte Cambly platformunda hangi ülkenin İngilizcesini öğrenmek istiyorsanız o ülkede yaşayan bir eğitmeni seçip konuşabiliyorsunuz. في موقع Cambly تستطيعون التحدث مع المدربيين الذين يعيشون في البلد التي ترغبون بتعلم لغتها الإنجليزية on Cambly platform you can learn English by which country you want from Здесь, на платформе Cambly, вы можете выбрать инструктора, проживающего в этой стране, и поговорить с представителями той страны, в которой вы хотите изучать английский язык.

uygulamada yada websitesinde hangi eğitmenlerin online olduğuna bakıp seçim yapıyorsunuz ve doğrudan o bölgenin yaşayan İngilizcesini konuşarak öğreniyorsunuz. في الموقع تستطيعون النظر ومعرفة أي المدربين متصل الأن ومباشرة تبدأون بالتعلم متحدثين لغة تلك المنطقة On app or site you choose one of the teachers online and directly you are learning English by talking with them from region that you choosen Вы делаете выбор, просматривая, какие тренеры есть онлайн в приложении или на сайте, и учитесь непосредственно, говоря на живом английском в этом регионе.

Karşınızdaki bir gramer kitabı yada turist değil gerçek bir insan ,gerçek bir eğitmen الذي في مقابلكم ليس كتاب قواعد أو سائح إنما إنسان حقيقي , مدرب حقيقي You are not a grammar book or a tourist, but a real person, a real instructor. Вы не учебник по грамматике и не турист, а реальный человек, настоящий инструктор.

bunuda yapamıyorsanız o zaman sizinle beraber aynı dili öğrenmeye çalışan bir arkadaş bulun ve onunla herzaman o dille iletişim kurmaya çalışın إذا كنتم لا تستطيعون فعل هذا أيضا إذن عليكم إيجاد صديق يحاول تعلم نفس اللغة وأن تحاولوا على انشاء اتصال معه دائما بهذه اللغة And also if you cant do this find a friend that trying you learn same language with you and communicate with him/her using that language Если вы и этого не можете, то найдите друга, который пытается выучить тот же язык, что и вы, и всегда старайтесь общаться с ним на этом языке.

peki bu yöntemin yani korkusuzca konuşma yönteminin işe yaradığını nasıl anladım nasıl ikna oldum حسنا هذه التقنية يعني تقنية تحدث بدون خوف كيف فهمت إنها مفيدة ؟كيف اقتنعت؟ Well, How do i realise this(KO-KO) method works? How did become convince? Так как же я узнал, что этот метод, то есть метод говорить без страха, работает?

öncelikle kendim uygulayarak... japonyada bakalım çalışmalarımın sonucunu görebilecekmiyim birisiyle tanışmak istiyorum iyi akşamlar ne demekti ? أولا طبقتها بنفسي في اليابان لنرى هل سأستطيع رؤية نتيجة أعمالي أريد التعرف على أحدهم مساء الخير ماذا كانت تعني؟ First of all I use it by myself. Прежде всего, давайте посмотрим, смогу ли я увидеть результаты своего обучения в Японии, применив его сам. Я хочу с кем-то познакомиться. Добрый вечер. Что это значит?

-İyi akşamlar. -İyi akşamlar. -Good evening. -Good evening.

-İyi misiniz? -İyiyim.

Benim adım Barış. My name is Peace.

-Oh Barış bey. -Tanıştığıma memnun oldum. -Tanıştığıma memnun oldum. -Oh, Mr. Peace. -Nice to meet you. Nice to meet you.

-Teşekkür ederim. -Teşekkürler. -Thank you. -Thank you.

sonra bu tekniğin uygulayan başka insanlardanda benzeri yorumlar almaya başladım hatta bu tekniği kullanarak bir yılda dört dil öğrenmeyi başaran insanlar gördüm. من ثم بدأت بإخذ تعليقات مشابهة أيضا من كل الناس الذين يطبقون هذه الطريقة حتى إنني رأيت اشخاص إستطاعوا أن ينجحوا بتعلم أربع لغات في عام واحد. Then I started to get similar comments from other people who practiced this technique and I even saw people who managed to learn four languages in one year using this technique. Потом я начал получать подобные комментарии от других людей, которые использовали эту технику, и я даже видел людей, которые смогли выучить четыре языка за один год, используя эту технику.

anadili İngilizce olan Scott ve Watt adındaki iki arkadaş önce ispanya gidiyorlar ve doğrudan İspanyolca konuşmaya çalışıyorlar. الصديقين Scott ve Watt لغتهم الأم الأنجليزية أولا يذهبون إلى إسبانيا ومن ثم يحاولون مباشرة تحدث اللغة الأسبانية. 2 fellas who are natively English, named Scott and Watt, goes to Spain and tries to speak Spanish Два друга по имени Скотт и Ватт, чей родной язык английский, сначала едут в Испанию и пытаются говорить по-испански напрямую. Två vänner, Scott och Watt, som har engelska som modersmål, åker först till Spanien och försöker tala spanska direkt.

ilk hafta sonuç elbette çok başarısız ama on ikinci haftaya geldiğimizde kayda değer bir gelişme gösteriyorlar بالتأكيد نتيجة أسبوعيين كانت فاشلة جدا لكن عند وصولنا للأسبوع الثاني عشر كانوا قد سجلوا تطور كبير جدا . On first week they have terrible result but on 12th week they have really good progress Результаты первой недели, конечно, очень неудовлетворительны, но когда мы подошли к двенадцатой неделе, они показали заметное улучшение. Under den första veckan är resultatet naturligtvis mycket dåligt, men under den tolfte veckan uppvisar de en anmärkningsvärd förbättring.

İspanyadan sonra Portekizce öğrenmek için atlayıp Brezilyaya gidiyorlar. من بعد إسبانيا يذهبون إلى البرتغال ثم إلى البرازيل. After Spain, they are going to Brazil for learning Portuguese После Испании они отправляются в Бразилию, чтобы выучить португальский язык. Efter Spanien åker de till Brasilien för att lära sig portugisiska.

İlk hafta kelimeleri bile zar zor söylerken, hatırlarken onikinci hafta nerdeyse akıcı bir şekilde konuşmaya başlıyorlar. بينما كانوا يقولون الكلمات بصعوبة بالغة في الأسبوع الأول , يتذكرون أنهم بدأوا التحدث بشكل رائع عندما وصلو للأسبوع الثاني عشر. On the first week they are even barely pronouncing words, they are almost fluent on week 12. В первую неделю они едва могут даже произнести слова, а на двенадцатой неделе начинают говорить почти бегло. Under den första veckan kan de knappt säga och komma ihåg ord, men under den tolfte veckan börjar de tala nästan flytande.

Sonra çıtayı birazdaha yükseltip Koreye gidiyorlar. ثم يرفعون سقف تحدياتهم ويذهبون إلى كوريا. After they are raising the level and going to South Korea Потом поднимают планку чуть выше и едут в Корею.

Yılın dördüncü çeyreğinde ise Çin'e gidiyorlar ve orada üç ay geçiriyorlar. أما في الربع الأخير من السنة فيذهبون إلى الصين ويمضون هنالك ثلاثة أشهر. on 4th quarter of the year they are going to China, and staying they for 3 months В четвертом квартале года они едут в Китай и проводят там три месяца. Under årets fjärde kvartal åker de till Kina och tillbringar tre månader där.

İlk hafta durumları acıklı. أوضاعهم لأول أسبوعيين كانت واضحة First week is pathetic -irony- Первая неделя жалкая. Deras första vecka är patetisk.

Ama korkusuzca konuşulan on iki haftanın sonunda artık sohbet edebilecek bir seviyeye ulaşıyorlar. لكن بعد إثنا عشر اسبوع من التحدث بدون خوف يكونوا قد وصلوا لمستوى يستطيعون التحدث به بشكل مريح. But after 12 weeks speaking fearless they are achiving chating level Но после двенадцати недель бесстрашных разговоров они достигли уровня, на котором они могут болтать. Men i slutet av tolv veckor av orädd samtalsmetodik har de nu nått en nivå där de kan föra en konversation.

Tabi çok uç bir örnek bu çoğumuz böyle birşeyi yapma fırsatını malesef bulamıyoruz. مع الأسف أكثرنا لا يستيطع أن يجد فرصة فعل هكذا شيء Ofcourse this is a tough example, most of us cant have somekind of opportunity Конечно, это очень крайний пример, у большинства из нас, к сожалению, нет возможности сделать подобное. Detta är naturligtvis ett mycket extremt exempel, tyvärr har de flesta av oss inte möjlighet att göra en sådan sak.

Yinede onlardan öğreniceklerimiz olmalı .Bu ikiliden Scott daha önce Fransızca öğrenmeye çalışmış ve bunun için çeşitli teknikler denemiş مع هذا يجب أن نتعلم من هذه التجارب . كان Scott سابقا قد حاول تعلم اللغة الفرنسية وجرب تقنيات مختلفة Even so we have we have to learn somethings from this journey. Тем не менее, мы должны учиться у них.У этих двоих Скотт пытался выучить французский язык раньше и пробовал для этого различные техники. Scott har försökt lära sig franska tidigare och har provat olika tekniker för att göra det.

Fransızca eğitim kitabları almış podcastler indirmiş dinlemiş hatta bir yıl boyunca fransaya gidip orda yaşamış اشترى كتب القواعد وحمل الملفات الصوتية حتى إنه على مدى عام كامل ذهب وعاش في فرنسا France learning books, podcast, even for a year he have lived in France he says Он покупал французские учебные пособия, скачивал подкасты, слушал их, даже ездил на год во Францию и жил там. Han köpte böcker om franska, laddade ner poddar, lyssnade på dem och reste till och med till Frankrike i ett år och bodde där.

yani çok aktif bir gayret göstermiş Fransada yaşadığı dönemde de hergün nerdeyse 1 saate yakın bir sürede öğrenmek iççin çaba sarfetmiş. يعني قد صرف جهدا كبيرا وفي الفترة التي عاش بها في فرنسا كان قد عمل بجهد مدة ساعة تقريبا في كل يوم So he tried so hard, while living in France he works for an hour everyday, he says Другими словами, он проявлял очень активные усилия и старался учиться почти по 1 часу каждый день в течение всей своей жизни во Франции. Med andra ord gjorde han en mycket aktiv insats för att lära sig nästan en timme varje dag när han bodde i Frankrike.

Bütün bunların sonucunda dili bir seviyeye kadar öğrenebilmiş aradan yıllar geçtikden sonra ise arkadaşı ile birlikte biraz önce size bahsettiğim bu denemeye girişmişler في نتيجة كل هذه الجهود إستطاع أن يتعلم هذه اللغة إلى مستوى ما . من بعد مرور سنين دخل مع صدبقه في هذه التجربة التي تحدثت عنها قبل قليل As a result of all this, he was able to learn the language up to a certain level, and after many years, he and his friend embarked on this experiment that I have just told you about. В результате всего этого он смог выучить язык до определенного уровня, а спустя годы он и его друг начали этот эксперимент, о котором я вам только что рассказал. Som ett resultat av allt detta kunde han lära sig språket till en viss nivå, och efter att flera år hade gått inledde han och hans vän det experiment som jag just har berättat om.

Tek bir farkla gittikleri ülkelerde kendi dillerinde hiç konuşmamışlar NO ENGLİSH kuralı diyorlar kendileri buna بفرق واحد فقط لم يتحدثوا الإنجليزية ابدا في البلاد التي ذهبوا اليها وهذا ماسموه بقاعدة لا للإنجليزية With just one change, No English rule С одной разницей, они никогда не говорили на своем родном языке в странах, в которые ездили, они называют это правилом NO ENGLISH.

Ne kadar zor olursa olsun ne kadar hatalı olursa olsun kendilerini İspanyolca konuşmaya zorlamışlar مهما يكن صعب ومهما يكون من أخطاء أجبروا انفسهم على تحدث الإسبانية No matter how hard or how mistakeful is it they force themselves to learn Spanish Как бы сильно, как бы неправильно они ни заставляли себя говорить по-испански. De tvingade sig själva att tala spanska, hur svårt det än var, hur fel det än var.

Tabi takıldıkları yerlerde sözlüğü açıp bakmışlar işte Tarzanca belki tercümeler yapmaya gayret etmişler طبعا في الكلمات التي استعصت عليهم نظروا إلى القاموس هكذا يكونوا قد حاولوا استخدام طريقة طرزان في الترجمة When they stuck they open up dictionary and tried to make some translations Конечно, там, где застряли, открывали словарь и смотрели, может, пробовали делать переводы на Тарзане. När de fastnade öppnade de förstås ordboken och tittade på Tarzan, kanske försökte de göra översättningar.

Ama bundan vazgeçmemişler ikinci hafta işlerin kolaylaşmaya başladığını görmüşler لكن لم يتخلوا عن هذا ابدا ورأوا أن عملهم بدأ يسهل في الأسبوع الثاني But they didnt give up, they have seen that is getting easier on second week Но от этого не отказались, увидели, что на второй неделе стало легче. Men de gav inte upp och under den andra veckan såg de att saker och ting började bli lättare.

İlk aydan sonra ise buna iyice alışmışlar üçüncü ayın sonunda artık o dilde konuşmak için özel bir gayret özel bir çaba sarfetmemeye başladıklarını fark etmişler tıpkı yürümek,bisiklete binmek gibi أما بعد الشهر الأول فقعد كانوا اعتادوا على هذا وفي نهاية الشهر الثالث لاحظوا إنهم لم يعودوا بحاجة لصرف جهد كبير لأجل التحدث طبقا مثل المشي , مثل ركوب البسكلية After first month, they really got used to it and after third month they realise they have no need to try hard for language like walking, cycling После первого месяца они к нему привыкли, а к концу третьего месяца поняли, что уже не прилагают особых усилий, чтобы говорить на этом языке, как ходить или ездить на велосипеде.

Beyniniz artık o işlemi bir kez olsun öğrendikten sonra yapmak için ekstra bir çaba sarfetmemeye başlıyor ve yine Scott 'ın söylediğine göre ben onun yalancısıyım دماغكم بعد أن تعلم فعل هذا الشيء ولو مرة واحدة فإنه لا يحتاج لهذا الجهد الكبير لفعله مرة اخرى ومجددا وفقا للذي قاله Scott When your brain got it, you dont have an extra forcement and also like Scott's says, I take his word Ваш мозг больше не прилагает дополнительных усилий, как только вы изучите этот процесс, и снова, по словам Скотта, я его лжец.

Üç hafta içerisinde öğrendiği İspanyolca daha önce bütün o gramer kitaplarına podcastlere إن الإسبانية التي تعلمها في ثلاثة اسابيع افضل من الفرنسية التي تعلمها رغم جميع كتب القواعد The Spanish he learned in three weeks had previously relied on all those grammar books and podcasts. Испанский, который она выучила за три недели, уже был во всех этих учебниках по грамматике и подкастах.

her gün 1 saat çalışmalara rağmen öğrendiği Fransızcasından çok daha iyi bir seviyeye gelmiş. ورغم المقاطع الصوتية التي استمع إليها Despite practicing for an hour every day, he has become much better than the French he learned. Несмотря на то, что он работает по 1 часу каждый день, он достиг гораздо более высокого уровня, чем французский, который он выучил.

Aradaki fark ne? Sadece öğrenmek istedikleri dilde konuşmaya kendilerini zorlamışlar ve bunu korkusuzca yapmışlar. ما الفرق التي بينها؟ فقط إنهم أجبروا انفسهم على التحدث باللغة التي يريدون أن يتعلموها وفعلوا هذا بدون خوف What is the difference do you think? They have force themselves to speaking on language they wanted, and made it fearless Какая разница? Они заставляли себя говорить только на том языке, который хотели выучить, и делали это без страха.

İlk haftalarda defalarca korkunç hatalar yapmalarına rağmen pes etmemişler devam etmişler رغم الأخطاء الفادحة التي ارتكبوها في الأسابيع الأولى لم يستسلموا و تابعوا On the first weeks even if they had terrible mistakes they have never gave up and they continue Несмотря на то, что в первые недели они снова и снова совершали ужасные ошибки, они не сдавались и продолжали идти вперед.

ve zihinlerinde kendilerine koydukları o yapay engebeli zorluklu alanı aştıkdan sonra artık iş çok daha eğlenceli ve kolay bir hale gelmiş. و بعد أن تجاوزوا مجال الصعوبة الأصطناعي الذي وضعوه لأنفسهم بدأ الأمر يصبح أكثر تسلية وسهولة. and they brake up the barrier of their brain built and after this everything comes funnier and easier и после того, как они преодолели эту искусственную сложную область, которую они создали для себя в своем уме, теперь работа стала намного веселее и проще.

Şimdi başka bir örnek geliyor çok daha eğlenceli bir örnek bu iki kardeş yedi gün içerisinde Türkçe öğrenmeye karar vermişler. الأن نأتي لمثال آخر أكثر تسلية هذيين الصديقين اعطوا قرار لتعلم اللغة التركية خلال سبعة أيام Now comes another example, a much more entertaining example, where two brothers decided to learn Turkish in seven days. Теперь другой пример, гораздо более занимательный: эти два брата решили выучить турецкий за семь дней.

Ve yedi gün içerisinde geldikleri seviyede bu وهذا هو المستوى الذي وصلوه في سبعة أيام and this is the level of their Turkish on 7 days И это уровень, к которому они пришли за семь дней

Tabi bu seviyeye ulaşmak için ne yapmışlar çarşı pazar gezip lokantalarda esnafla konuşmaya gayret etmişler. طبعا الذي فعلوه لأجل الوصول إلى هذا المستوى هو التجول في الأسواق و محاولة التحدث مع التجار و في المطاعم For achiving this level they visit bazaars and restaurants Конечно, что они сделали, чтобы достичь этого уровня, они пытались посетить базар и поговорить с лавочниками в ресторанах.

hani size en başta söylediğim turistlere bir şey satmaya çalışan kişilerin uyguladığı teknik vardı ya ite bu kez onlar dil öğrenmek için aynı tekniği kullanmışlar قد كنت حدثتكم عن التقنية التي طبقها الأشخاص الذين يحاولون بيع الأشياء للسياح هذه المرة هم استخدموا هذه التقنية لتعلم اللغة As a told you on the beginning, someone who tries to sell goods technique, this time works for them Вы знаете, в начале была техника, которую использовали люди, пытающиеся что-то продать туристам, и на этот раз они использовали ту же технику для изучения языков.

Tabi kazanan yine bizim esnaf olmuş o başka bütün bunlar iyi güzelde konuşarak dili öğrenmeye çalışalım da o dili öğrendiğimizi nereden anlayacağız? طبعا مجددا الرابحون كانو هم تجارنا ذلك مختلف كل هذا جيد جميل ايضا ان تتعلم لغة بتحدثها لكن من أين سنفهم اننا تعلمنا هذه اللغة؟ How can we notice that how much do learned language? Конечно, победителем снова стал наш торговец, все это, давайте попробуем выучить язык, говоря хорошо, как мы узнаем, что выучили этот язык?

Mesela İngilizcede bir milyondan fazla kelime olduğu söyleniyor. على سبيل المثال يقال إنه يوجد في اللغة الإنجليزية أكثر من مليون كلمة For example some says there is more than a million words on English Например, говорят, что в английском языке более миллиона слов.

Bütün bunların hepsini ezberlemek zorunda mıyız?hayır tabi ki değiliz. هل نحن مجبوريين أن نحفظ كل تلك الكلمات ؟ طبعا لسنا مجبوريين Do we have to memorize everything? No ofcourse we are not. Нужно ли запоминать все это? Нет, конечно.

Çünkü ingilizcedeki bir milyon tane kelimenin tamamını bilen yaşayan bir insan varmı çokda emin değilim لأنه هل يوجد شخص على قيد الحياة يعرف هذه المليون كلمة لست متأكد كثيرا Because I'm not sure if there is a living person who knows all of the million words in the English language. Потому что я не уверен, есть ли живой человек, который знает все миллион слов на английском языке.

Shakespeare bile eserlerinde toplam otuz bir bin beş yüz otuz dört kelime kullanmış. حتى شكسبير استخدم في كتاباته 31534 Even Shakespeare used 31,534 diffrent words on their pieces totally Даже Шекспир использовал в своих произведениях в общей сложности тридцать одну тысячу пятьсот тридцать четыре слова. Till och med Shakespeare använde sammanlagt trettioen tusen femhundratrettiofyra ord i sina verk.

Gündelik hayatta bunların en fazla iki bin üç bin tanesi aktif olarak kullanılıyor. 2000 أو 3000 كلمة من هؤلاء تستخدم بشكل نشط في الحياة اليومية On daily life we use maximum 2000-3000 of them activly Две тысячи три тысячи из них активно используются в быту.

Dolayısıyla bu civarda ki kelimeyi biliyorsanız o kelimenin yüzde doksan sekizini biliyorsunuz kabul ediliyor. لهذا السبب إذا كنتم تعرفون كلمات بهذا العدد فيقبل إنكم تعرفون تسعين بالمئة من هذه الكلمات Because of that is accepted as if you know that much word you know %98 of the language Поэтому, если вы знаете слово в этой области, считается, что вы знаете девяносто восемь процентов этого слова.

Şimdi KO-KO yani korkusuzca konuş tekniğinin uygulama yöntemleri konusunda kısa bir özet geçiyorum الأن لأعطي ملخص في طريقة استخدام تقنية تحدث بدون خوف Now am making a summary for Ko-Ko Сейчас я собираюсь дать краткую информацию о методах применения КО-КО, то есть говорить безбоязненно.

Eğer gidebiliyorsanız öğrenmek istediğiniz dilin konuşulduğu ülkeye bizzat gidin. إذا كنتم تستطيعون الذهاب إلى البلد التي تريدون أن تتعلموا لغتها اذهبوا If you can, go to country which belongs to language you wanna learn Если можете, поезжайте в страну, где говорят на языке, который вы хотите выучить.

Gidemiyorsanız etrafınızda o dili konuşan birilerini bulmaya çalışın bulamıyorsanız teknolojiden faydalanın إذا لا تستطيعون الذهاب فاعملوا على إيجاد الذين يتحدثون تلك اللغة في محيطكم إذا لا تستطيعون الإيجاد استفيدوا من التكنولوجيا If you cant, find someone who can speak, if you cant find use technology Если вы не можете пойти, попытайтесь найти кого-то, кто говорит на этом языке рядом с вами, если вы не можете их найти, воспользуйтесь технологиями.

O da olmuyorsa aynı dili öğrenmeye çalışan ve bu kuralı uygulamaya hazır bir arkadaşınızla anlaşın ve bir daha asla Türkçe konuşmayın! إذا هذا لايتحقق أيضا اتفقوا مع أحد أصدقائكم الذي يريد تعلم هذه اللغة وجاهز لتطبيق هذه القواعد ولا تتحدثوا مرة أخرى باللغة التركية If that doesn't work, make a deal with a friend who is trying to learn the same language and is ready to apply this rule and never speak Turkish again! Если это не сработает, договоритесь с другом, который пытается выучить тот же язык и готов применить это правило, и никогда больше не говорите по-турецки!

Arkadaşınızda yoksa o zaman aynanın karşısına geçin ve kendinizde konuşun. إذا لايوجد لديكم صديق اذن قفوا أمام المرآة وتحدثوا مع أنفسكم If your friend doesn't have one, then stand in front of the mirror and talk to yourself. Если ваш друг этого не делает, подойдите к зеркалу и поговорите с собой.

Ben .. Merhaba أنا.....مرحبا I'm.. Hello.

Deli diyeceklerse bırakın desinler.Kendinizle konuşmayı sevmiyorsanız kedinizle yada köpeğinizle konuşun إذا سيقولون مجنون ليقولو. إذا لا تحبون التحدث مع انفسكم تحدثو مع كلبكم If you are called lunatic let them say. If you dont like to speak with yourself speak with you dog or cat Если они собираются сказать «сумасшедшая», пусть говорят.Если вам не нравится разговаривать с самим собой, поговорите со своей кошкой или собакой.

Ben.. أنا... I am.

Sen.. أنت....

Canlılardan ümidi kestiyseniz cansızlardan medet umun. إذا قطعتم املكم من الكائنات الحية فاطلبوه من الجماد If you have given up on the living, seek help from the inanimate. Если вы оставили надежду на живое, надейтесь на неодушевленное.

Etrafınızdaki her şeye post it yapıştırın ve onlarla konuşun الصقوا الاوراق على كل شيء حولكم وتحدثوا معهم Write sticky notes and stick them everywhere and talk with them Разместите это на всем вокруг вас и поговорите с ними

Havlu منشفة.... Towel

Kahvaltı إفطار Breakfast

Çatal شوكة... Fork

Bıçak سكين.... Knife

Ekmek خبز Bread

Dizi izleyin,film izleyin ve gördüklerini anlatın شاهدوا المسلسلات , شاهدوا الأفلام واشرحوا كل الذي ترونه Watch TV series, watch movies and tell what you see Смотрите сериалы, смотрите фильмы и рассказывайте, что видите

Şimdi seni öldüreceğim الأن سأقتلك Now I'm gonna kill you я убью тебя сейчас

Şimdi seni öldüreceğim الأن سأقتلك Now I'm gonna kill you я убью тебя сейчас

Seni seviyorum إحبك I love you Я тебя люблю

Mükemmelsin انت رائع You are perfect

Kısaca hata yapmakdan korkmadan konuşun بإختصار تحدثوا من دون أن تخافوا من ارتكاب الأخطاء Shortly, never ever be afraid to mistake and talk Говорите кратко, не боясь ошибиться

Merhaba مرحبا

Ben senin dedenim أنا جدك

ALT YAZI: youtube.com/İbrahimersan الترجمة إلى العربية :باسل فهد Çeviri: Ali Kuşcu СУБТИТРЫ: youtube.com/İbrahimersan