×

LingQ'yu daha iyi hale getirmek için çerezleri kullanıyoruz. Siteyi ziyaret ederek, bunu kabul edersiniz: çerez politikası.

image

Barış Özcan 2018, 11 dakika'da Mars Turu

11 dakika'da Mars Turu

Mars, binlerce yıldır insanların ilgisini çeken bir gezegen. İlk kez 4000 yıl önce kayda geçirilen bu gezegeni 17. Yüzyılda teleskopun icadından sonra çok daha yakından incelemeye başladık. 1877'de Mars'ın ilk haritasını 22 cm'lik bir teleskop kullanarak İtalyan astronom Giovanni Schiaparelli yaptı. Bu haritanın en önemli özelliği içinde kanalların olmasıdır. Uzaylı deyince aklımıza ilk kez Marslıların gelmesinin sebeplerinden biri de budur. Uzunca bir süre bu kanalların orada yaşayan gelişmiş bir medeniyet tarafından yapıldığı düşünüldü. 15 yıl kadar sonra Percival Lowell tarafından daha detaylı bir haritalama çalışması yapıldı. 1930'da Eugène M. Antoniadi daha da detaylı bir Mars haritası yayınladı. İşte bu haritadan sonra Mars'taki kanalların optik bir yanılgı olduğu ortaya çıktı. 1960'larda önce Sovyetler Birliği sonra da ABD Mars'a uzay araçları göndermeye başladı. Bunlar Mars'a yaklaşıp sonra da yoluna devam eden türden “flyby” araçlardı. Sovyetler Birliği'nin gönderdiği 9 uzay aracının hiçbiri amacına ulaşamadı. ABD'nin gönderdiği Mariner 5 ise 1965'te Mars'ın yakınından geçerek Dünya dışındaki bir gezegenin yakından çekilmiş ilk fotoğraflarını yolladı. 1971'de Sovyetler Birliği bu kez Mars 2 adlı bir uzay aracı gönderdi. Ancak o da bilgisayarında meydana gelen bir arıza nedeniyle yine amacına ulaşamadı ve neredeyse tam 47 yıl önce 27 Kasım 1971'de Mars'a çakıldı. Çakıldı çakılmasına ama yine de Dünya dışında bir gezegene inen ilk insan yapımı araç olma ünvanını kazandı. Ondan bir ay kadar sonra kardeşi Mars 3 gezegene yumuşak iniş yapmayı başardı ama indikten 14,5 saniye sonra onunla da iletişimimiz kesildi. ABD'nin yine aynı yıl, 1971'de gönderdiği Mariner 9 uzay aracı Dünya dışında başka bir gezegenin yörüngesine giren ilk uzay aracı oldu ve sistematik olarak gezegeni haritaladı. Mariner 9 Mars'a ilk ulaştığında yüzeyde büyük bir toz fırtınası vardı. Fırtına yavaşladığında ilk görülen şeylerse devasa volkanların zirveleri oldu. Bu bölgeye “Tharsis Platosu” deniyor. Topografik haritada görebileceğiniz gibi bu volkanlar oldukça yüksek. Bazıları 20km, bazılarıysa Everest'in 3 katı yüksekliğinde. Güneş sisteminde henüz bunlardan daha büyüğünü görmedik. Buraya verilen isim “Tharsis” İncil ve Tevrat'ta geçen bir yerin adı ve bu adın Mersin'deki Tarsus'la da bir ilişkisi kuruluyor. Yani Mars'ta da bir Tarsus bölgesi var diyebiliriz. Mars'a başarıyla iniş yapıp bize sinyal gönderebilen ilk uzay aracı Viking 1 oldu. 20 Temmuz 1976'da Mars'ın “Golden Plain – Altın düzlükler” denilen bölgesine indi ve tam 6 yıldan uzun bir süre görev yaptı. Bu da indikten sonra gönderdiği ilk fotoğraf. Başka bir gezegeni kendi yüzeyinden gördüğümüz ilk an.

Yaklaşık 20 yıl sonra 1997'de Pathfinder aracı Mars'a iniş yaptı. Daha önce inen uzay araçlarından farklı olarak bu araç yanında küçük bir şey getirmişti. 6 tekerlekli bir gezgin. Bir rover. Artık başka bir gezegende uzaktan kumandalı bir araba dolaştırmaya başlamıştık. Gerçi en fazla 100 metre gidebildi ama Sojourner adlı bu rover ve Pathfinder 16500 fotoğraf çekti ve 8,5 milyon ölçüm yapıp sonuçlarını Dünya'ya gönderdi. 2004 yılında Mars'a iki rover daha indi. Bunlardan ilki olan Spirit'in 90 SOL yani Mars günü görev yapması ve sadece 600 metre ilerlemesi planlanmıştı. Fakat 5 yıldan uzun süre yoluna devam etmeyi başardı ve toplamda 8 km kadar yol kat ettikten sonra yumuşak kuma saplanıp kaldı.

Yine 2004'de ikiz kardeşi Spirit'ten 3 hafta sonra Mars'a inen Opportunity ise bugün hala görev yapmaya devam ediyor. İndikten sonra etrafını keşfedip yola koyulan bu araç önce “Endurance krateri”ni inceleyip fotoğraflarını çekti. Sonra güneye yöneldi ve kendisini indiren aracın parçalanmış olan ısı kalkanlarını buldu. Sonra yoluna kaldığı yerden devam etti ve irili ufaklı pek çok kratere daha uğradı. Mars'ta bir zamanlar su olduğuna dair ilk bilimsel kanıtları bize yolladı. Toplamda 46 km kadar yol aldıktan sonra Haziran 2018'de Mars'ın meşhur kum fırtınalarından birine yakalandı. Bunun üzerine bilim insanları onu derin uyku moduna aldılar. Bugünlerde tekrar uyandırılıp yoluna devam etmesi bekleniyor.

İşte biz de bu tür roverlar, uzay araçları ve yörüngede dolaşan uyduların çektiği fotoğraflar sayesinde Mars'ta ayrıntılı bir tur atabiliyoruz. Şimdi bu turun bir parçası olarak sizi Olympus Mons'a götürüyorum. Güneş sisteminin en yüksek dağına. Kapladığı alan 600 km çapında. Yani şu dairesel alan yaklaşık Fransa büyüklüğünde bir yer. Gördüğünüz konveks kenarları nedeniyle bu tür volkanik dağlara “kalkan volkan”ları deniyor. Dünyada Hawaii adaları bu tür volkanlardan oluşmuş durumda. Türkiye'de de İç Anadolu'daki Karacadağ ve Ağrı Dağı'nın güneyindeki Tendürek Dağı (ki hala aktiftir) tıpkı Mars'taki gibi kalkan volkanları. Olympus Mons'un doğusunda gri bir şerit görüyorsunuz. O bölge daha yüksek çözünürlüklü olarak fotoğraflanmış durumda. Yaklaşarak yüzeyi incelediğinizde akan lavların bıraktığı izleri görebilirsiniz. Bu fotoğraflar Mars'ın yörüngesine 2006'da gönderilen Mars Reconnaissance Orbiter aracındaki yüksek çözünürlüklü kameralarla çekildi. Ancak bu tür fotoğraflarda çözünürlüğü yüksek tutabilmek için renk bilgisinden fedakarlık ediliyor ve o yüzden siyah beyaz görünüyor. Ortada gördüğünüz biraz daha farklı renkli şeritteyse “false color” adı verilen bir fotoğraflama tekniği kullanılıyor. O bölgelerde insan gözünün görebildiği spektrumdan daha farklı spektrumlar da kaydediliyor. Bu da bize özellikle yerin yapısıyla ilgili bilimsel veriler sağlıyor.

Mars fotoğraflarına baktığımızda lavların izleri dışında bir de Mars tozları görülebiliyor. Bunlar dünyadaki karlar gibi üst üste yığılabiliyor ve yine karlı bölgelerde görülen çığlara benzer toz çığlarının oluşmasına sebep olabiliyor. Bakın şimdi iyice yaklaştığımızda siz de bu çığların izlerini fark edeceksiniz. Şu anda görmekte olduğunuz mavi nokta yaklaşık bir otobüs büyüklüğünde. Mars tozları çığ sonrasında katılaşarak bir kayaya dönüşmüş.

Çok geniş bir alanı kapladığı için yüksekliği yavaş yavaş artan, dolayısıyla eğimi az olan bu dağın kenarlarında dik yamaçlar da var. Şimdi dağın zirvesine bir göz atalım. Dünyadaki dağların zirvesinden daha farklı görünüyor. Bu bölgenin fotoğraflarına bulutlar da beyazlıklar halinde yer yer girmiş. Zirvede toplam 6 “caldera” var. Yani çökmüş krater. Bunlar yaklaşık 3,5 km derinliğinde çukurlar.

Mars'ta büyük olan başka bir şey de kanyonlar. Tharsis bölgesinin doğusunda “Valles Marineris” kanyonu uzanıyor. Onu ilk fotoğraflayan Mariner uzay aracından dolayı Mariner Vadisi ismi verilmiş. 200 km genişlikteki bu yerin uzunluğu -hazır olun- 4000 km. Yani batısında Türkiye olsa ve kanyona girerek doğuya doğru yürüseniz Çin'den çıkarsınız. Güneş sisteminin en büyüklerinden biri olsa da bundan daha büyüğü Dünya'da, Doğu Afrika'daki Rift Vadisi. Nitekim yapı olarak da birbirlerine benziyorlar. Diğer vadi tiplerinden farklı olarak bu muazzam yapılar nehirler tarafından oluşturulmuyor. Jeolojik çatlamalar ve çökmeler nedeniyle meydana geliyor.

Juventae bölgesinde çekilen bu yüksek çözünürlüklü fotoğrafta 2.5 km yükseklikte bir dağı görüyorsunuz. Çok katlı bir pasta gibi. O pastanın her bir katmanı aslında sülfat çökelmesi sonucu oluşmuş. Bilim insanları burada magnezyum sülfat da olabileceğini düşünüyor. Bu madde tıpta ve güzellik ürünlerinde kullanılıyor. Yani bir gün Mars'tan ithal edilen yüz bakım kremlerini tanıtmak için çekilen bir YouTube videosu izlerseniz bilin ki hammaddesi buradan. Mars'ın yüzeyine ilişkin bilgilerimiz her geçen gün daha da artıyor. Ancak bugüne kadar onun iç yapısıyla ilgili pek fazla bilgi edinemedik. Çok yakında bu konuda da bilgi sahibi olacağız çünkü bu videonun yayına girdiği 25 Kasım 2018'de Mars'a yaklaşan yeni bir uzay aracı var. 5 Mayıs'ta Dünya'dan fırlatılışını canlı olarak yayınladığım InSight uzay aracı 26 Kasım 2018 Pazartesi günü TSİ. 22:47'de Mars'ın ekvatoruna yakın düz bir bölgesine iniş yapacak. Ben de tıpkı fırlatışında yaptığım gibi inişinde de bir canlı yayın yapacağım. Dolayısıyla bu tarihi ana yine hep birlikte tanık olacağız. Dünya dışı bir gezegenin derinliklerine doğru yolculuğumuz başlayacak.

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

11 dakika'da Mars Turu ||Tour en|Mars Tour| في 11 دقيقة|المريخ|جولة Rundgang um den Mars in 11 Minuten Tour of Mars in 11 minutes Vuelta a Marte en 11 minutos Tour de Mars en 11 minutes Экскурсия по Марсу за 11 минут جولة على المريخ في 11 دقيقة

Mars, binlerce yıldır insanların ilgisini çeken bir gezegen. |||||||planète Mars|thousands|||interest|attracting||planet المريخ|آلاف|منذ سنوات|الناس|اهتمامهم|الذي يجذب|كوكب| Mars is a planet that has intrigued humans for thousands of years. المريخ هو كوكب أثار اهتمام البشر لآلاف السنين. İlk kez 4000 yıl önce kayda geçirilen bu gezegeni 17. ||||enregistrée|enregistrée||planète ||||recorded|recorded||planet أول|مرة|سنة|قبل|تسجيل|الذي تم|هذا|الكوكب This planet, first recorded 4000 years ago, is the 17th. تم تسجيل هذا الكوكب لأول مرة قبل 4000 عام. Yüzyılda teleskopun icadından sonra çok daha yakından incelemeye başladık. |du télescope|l'invention|||||| In the century|telescope's|"invention of"|after|much|more|closely|examine closely| ||Erfindung|||||| في القرن|التلسكوب|بعد اختراعه|بعد|كثير|أكثر|عن كثب|دراسة|بدأنا After the invention of the telescope in the century, we started to examine it much more closely. بعد اختراع التلسكوب في القرن السابع عشر، بدأنا في دراسته عن كثب. 1877'de Mars'ın ilk haritasını 22 cm'lik bir teleskop kullanarak İtalyan astronom Giovanni Schiaparelli yaptı. |||map|of 22 cm|||||||Schiaparelli| |Mars|||de 22 cm||télescope|||astronome|Giovanni Schiaparelli|Schiaparelli| |von Mars||||||||||| في عام 1877|المريخ|الأولى|خريطة|سم|تلسكوب|تلسكوب|باستخدام|الإيطالي|الفلكي|جيوفاني|شياپاريللي|صنع In 1877, Italian astronomer Giovanni Schiaparelli made the first map of Mars using a 22 cm telescope. في عام 1877، قام عالم الفلك الإيطالي جيوفاني شياپاريللي برسم أول خريطة للمريخ باستخدام تلسكوب بطول 22 سم. Bu haritanın en önemli özelliği içinde kanalların olmasıdır. |la carte|||||des canaux| |the map's|||feature||the canals|being هذه|الخريطة|الأكثر|أهمية|خاصية|في داخلها|القنوات|وجودها The most important feature of this map is that there are channels in it. أهم ميزة في هذه الخريطة هي وجود القنوات فيها. Uzaylı deyince aklımıza ilk kez Marslıların gelmesinin sebeplerinden biri de budur. Alien|when|||||||||this extraterrestre|||||les Martiens|venir|||| الكائنات الفضائية|عندما نقول|إلى أذهاننا|الأولى|مرة|المريخيين|قدومهم|من أسباب|واحد|أيضا|هذا هو This is one of the reasons why Martians are the first to come to mind when we think of aliens. واحدة من الأسباب التي تجعلنا نفكر في المريخيين عند ذكر الكائنات الفضائية هي هذه. Uzunca bir süre bu kanalların orada yaşayan gelişmiş bir medeniyet tarafından yapıldığı düşünüldü. ||||||||||||on a pensé for a long time||||of the channels|||advanced||civilization|||it was thought längere|||||||||Zivilisation||| لفترة طويلة|تلسكوب|زمن|هذه|القنوات|هناك|التي تعيش|المتقدمة|حضارة|حضارة|بواسطة|تم صنعها|اعتُقد For a long time it was thought that these canals were built by an advanced civilization living there. لفترة طويلة، كان يُعتقد أن هذه القنوات قد تم إنشاؤها بواسطة حضارة متقدمة تعيش هناك. 15 yıl kadar sonra Percival Lowell tarafından daha detaylı bir haritalama çalışması yapıldı. |||Percival Lowell|Lowell|par||||cartographie|| |||Percival||||||mapping|| سنة|حوالي|بعد|بيرسيفال|لويل|بواسطة|أكثر|تفصيلاً|عمل|رسم الخرائط|دراسة|أُجري Some 15 years later a more detailed mapping was carried out by Percival Lowell. بعد حوالي 15 عامًا، قام بيرسيفال لويل بإجراء دراسة خرائطية أكثر تفصيلًا. 1930'da Eugène M. Antoniadi daha da detaylı bir Mars haritası yayınladı. ||M||||||||published |Eugène M Antoniadi||Antoniadi|||||||publia في عام 1930|يوجين|م|أنطونادي|أكثر|أيضاً|تفصيلاً|خريطة|المريخ|خريطة|نشر In 1930, Eugène M. Antoniadi published an even more detailed map of Mars. في عام 1930، نشر يوجين م. أنطونياتي خريطة أكثر تفصيلًا للمريخ. İşte bu haritadan sonra Mars'taki kanalların optik bir yanılgı olduğu ortaya çıktı. ||la carte||sur Mars||optique||illusion||| here|||||of the canals|||||became evident| ها هي|هذه|من هذه الخريطة|بعد|على المريخ|القنوات|بصري|وهم|خطأ|أنه|ظهر|تبين After this map, it turned out that the channels on Mars were an optical illusion. بعد هذه الخريطة، تبين أن القنوات على المريخ كانت وهمًا بصريًا. 1960'larda önce Sovyetler Birliği sonra da ABD Mars'a uzay araçları göndermeye başladı. ||||||États-Unis|vers Mars|vaisseaux spatiaux||envoyer des vaisseaux| |||Union|||||space|spacecraft|sending| في الستينيات|أولاً|السوفييت|الاتحاد|ثم|أيضاً|الولايات المتحدة|إلى المريخ|الفضاء|المركبات|إرسال|بدأ In the 1960s, first the Soviet Union and then the USA began sending spacecraft to Mars. في الستينيات، بدأت كل من الاتحاد السوفيتي ثم الولايات المتحدة في إرسال مركبات فضائية إلى المريخ. Bunlar Mars'a yaklaşıp sonra da yoluna devam eden türden “flyby” araçlardı. |||||||continuing|||vehicles ||s'approchant|||||||sonde spatiale|vaisseaux هؤلاء|إلى المريخ|الاقتراب|ثم|أيضا|مساره|الاستمرار|الذي|من النوع|المرور بالقرب|كانوا مركبات These were "flyby" vehicles, the kind that would approach Mars and then continue on their way. كانت هذه مركبات "فلاي باي" من النوع الذي يقترب من المريخ ثم يستمر في مساره. Sovyetler Birliği'nin gönderdiği 9 uzay aracının hiçbiri amacına ulaşamadı. |de l'Union soviétique|a envoyé||vaisseau spatial||| |of the Union|||||| السوفييت|الاتحاد|الذي أرسله|فضاء|مركبة|أي منها|إلى هدفه|لم تصل Of the nine spacecraft sent by the Soviet Union, none achieved its goal. لم تحقق أي من المركبات الفضائية التسعة التي أرسلتها الاتحاد السوفيتي هدفها. ABD'nin gönderdiği Mariner 5 ise 1965'te Mars'ın yakınından geçerek Dünya dışındaki bir gezegenin yakından çekilmiş ilk fotoğraflarını yolladı. |||on the other hand|||close to|passing|||||close|taken|||sent ||Mariner 1||||proximité de|||||planète|||||a envoyé ||||||von nahe|||||||||| أمريكا|الذي أرسلته|مارينر|أما|في عام 1965|المريخ|بالقرب من|المرور|الأرض|خارج|كوكب|كوكب|عن قرب|الملتقطة|الأولى|صورها|أرسل Mariner 5, sent by the USA, passed by Mars in 1965 and sent the first close-up photos of a planet other than Earth. أما مارينر 5 التي أرسلتها الولايات المتحدة، فقد مرت بالقرب من المريخ في عام 1965 وأرسلت أول صور قريبة لكوكب خارج الأرض. 1971'de Sovyetler Birliği bu kez Mars 2 adlı bir uzay aracı gönderdi. |||||||||spacecraft| في عام 1971|السوفييت|الاتحاد|هذه|مرة|المريخ|المسمى|مركبة|فضاء|مركبة|أرسل In 1971, the Soviet Union sent another spacecraft, this time Mars 2. في عام 1971، أرسل الاتحاد السوفيتي مرة أخرى مركبة فضائية باسم مارس 2. Ancak o da bilgisayarında meydana gelen bir arıza nedeniyle yine amacına ulaşamadı ve neredeyse tam 47 yıl önce 27 Kasım 1971'de Mars'a çakıldı. |||||||panne||||||||||27 novembre|||s'est écrasé |||on his computer||||malfunction|due to||its goal|could not reach|||exactly|||November|||crashed into Mars ||||||||||||||||||||landete لكن|هو|أيضا|في حاسوبه|حدث|الذي حدث|عطل|عطل|بسبب|مرة أخرى|إلى هدفه|لم يصل|و|تقريبًا|تمامًا|سنة|قبل|نوفمبر|في عام 1971|إلى المريخ|تحطم However, he also failed to achieve his goal due to a malfunction in his computer and crashed on Mars on November 27, 1971, almost exactly 47 years ago. Cependant, il n'a pas non plus atteint son objectif en raison d'une panne sur son ordinateur et s'est écrasé sur Mars presque exactement 47 ans plus tard, le 27 novembre 1971. ومع ذلك، لم يتمكن من تحقيق هدفه مرة أخرى بسبب عطل حدث في حاسوبه، واصطدم بالمريخ تقريبًا قبل 47 عامًا في 27 نوفمبر 1971. Çakıldı çakılmasına ama yine de Dünya dışında bir gezegene inen ilk insan yapımı araç olma ünvanını kazandı. ||||||outside|||landing||human-made vehicle|human-made|spacecraft||title| |de sonner||||||||||||||| |des Steinens||||Welt||||||||||Titel| تحطم|تحطمه|لكن|مرة أخرى|أيضا|الأرض|خارج|كوكب|إلى كوكب|الذي هبط|أول|إنسان|مصنوع|مركبة|كونها|لقبها|حصلت It crashed but still earned the title of being the first man-made vehicle to land on a planet other than Earth. Il s'est écrasé, mais il a tout de même remporté le titre de premier engin fabriqué par l'homme à se poser sur une planète autre que la Terre. لقد اصطدم، لكن مع ذلك حصل على لقب أول مركبة من صنع الإنسان تهبط على كوكب خارج الأرض. Ondan bir ay kadar sonra kardeşi Mars 3 gezegene yumuşak iniş yapmayı başardı ama indikten 14,5 saniye sonra onunla da iletişimimiz kesildi. ||||||||douce|atterrissage||||atterrissage|||||communication| |||about||his/her sibling||||||succeeded in|||||||our communication|was lost بعده|شهر|شهر|حوالي|بعد|أخوه|المريخ|إلى كوكب|ناعم|هبوط|القيام|نجح|لكن|بعد الهبوط|ثانية|بعد|معه|أيضا|اتصالاتنا|انقطعت About a month after that, his brother succeeded in making a soft landing on Mars 3 planet, but we lost communication with him 14.5 seconds after landing. Environ un mois plus tard, son frère a réussi à atterrir en douceur sur la planète Mars 3, mais 14,5 secondes après l'atterrissage, nous avons perdu tout contact avec lui. بعد حوالي شهر من ذلك، تمكن شقيقه من الهبوط الناعم على كوكب المريخ 3، ولكن بعد 14.5 ثانية من الهبوط، انقطع الاتصال معه أيضًا. ABD'nin yine aynı yıl, 1971'de gönderdiği Mariner 9 uzay aracı Dünya dışında başka bir gezegenin yörüngesine giren ilk uzay aracı oldu ve sistematik olarak gezegeni haritaladı. ||||||||||||||orbite de||||||||||a cartographié ||same||||||||||||orbit||||spacecraft||||||mapped ||||||||||||||in die Umlaufbahn|||||||||| الولايات المتحدة|مرة أخرى|نفس|سنة|في عام 1971|الذي أرسلته|مارينر|فضاء|مركبة|الأرض|خارج|آخر|كوكب|لكوكب|إلى مداره|الذي دخل|أول|فضاء|مركبة|أصبحت|و|منهجي|بشكل|الكوكب|خرّطت In the same year, 1971, the US Mariner 9 spacecraft became the first spacecraft to orbit a planet other than Earth and systematically mapped the planet. كانت مركبة مارينر 9 الفضائية التي أرسلتها الولايات المتحدة في نفس العام، 1971، هي أول مركبة فضائية تدخل مدار كوكب آخر خارج الأرض، وقامت برسم خريطة الكوكب بشكل منهجي. Mariner 9 Mars'a ilk ulaştığında yüzeyde büyük bir toz fırtınası vardı. |||||||dust|| |||arrived|à la surface||||dust storm| مارينر|إلى المريخ|أول|عندما وصل|على السطح|عاصفة|عاصفة|غبار|عاصفة|كانت موجودة When Mariner 9 first reached Mars, there was a huge dust storm on the surface. عندما وصلت مارينر 9 إلى المريخ، كانت هناك عاصفة غبارية كبيرة على السطح. Fırtına yavaşladığında ilk görülen şeylerse devasa volkanların zirveleri oldu. |when||seen|the things|massive||peaks of volcanoes| tempête|lorsque la tempête|||||volcans|les sommets| der Sturm|||||||Gipfel| العاصفة|عندما تباطأت|أول|المرئي|الأشياء|هائلة|البراكين|القمم|أصبحت When the storm slowed down, the first things to see were the peaks of massive volcanoes. عندما تباطأت العاصفة، كانت أول الأشياء التي تم رؤيتها هي قمم البراكين الضخمة. Bu bölgeye “Tharsis Platosu” deniyor. ||Tharsis Plateau|plateau| هذه|المنطقة|ثارسيس|هضبة|تُسمى This area is called the "Tharsis Plateau". تسمى هذه المنطقة "هضبة ثارسيس". Topografik haritada görebileceğiniz gibi bu volkanlar oldukça yüksek. |||||||high topographique|la carte topographique|que vous pouvez voir|||volcans|| الطبوغرافية|على الخريطة|التي يمكنكم رؤيتها|كما|هذه|البراكين|مرتفعة|عالية As you can see on the topographic map, these volcanoes are quite high. كما يمكنك أن ترى في الخريطة الطبوغرافية، فإن هذه البراكين مرتفعة جداً. Bazıları 20km, bazılarıysa Everest'in 3 katı yüksekliğinde. |||||altitude de some||others are|||in height بعضهم|20 كيلومتر|وبعضهم|إيفرست|أضعاف|في الارتفاع Some are 20km, some are 3 times as high as Everest. بعضها بارتفاع 20 كم، والبعض الآخر بارتفاع ثلاثة أضعاف إيفرست. Güneş sisteminde henüz bunlardan daha büyüğünü görmedik. |||||a bigger one| |système solaire||||plus grand|nous avons pas vu الشمس|في النظام|حتى الآن|من هذه|أكبر|منها|لم نرَ We haven't seen any bigger than these in the solar system yet. لم نرَ شيئًا أكبر من ذلك في نظام الشمس. Buraya verilen isim “Tharsis” İncil ve Tevrat'ta geçen bir yerin adı ve bu adın Mersin'deki Tarsus'la da bir ilişkisi kuruluyor. ||||||||||||||à Mersin|Tarse|||relation|est établi ||||the Bible||in the Torah|||place's name|||||||||relationship| إلى هنا|المعطى|الاسم|ثارسيس|الإنجيل|و|في التوراة|المذكور|مكان|اسم|الاسم|و|هذا|الاسم|في مرسين|مع طرسوس|أيضا|علاقة|العلاقة|يتم تأسيسها The name given here, "Tharsis", is the name of a place mentioned in the Bible and Torah, and this name is also associated with Tarsus in Mersin. الاسم المعطى هنا هو "ثارسيس"، وهو اسم مكان ورد في الإنجيل والتوراة، وهناك علاقة تربط هذا الاسم بتارسوس في مرسين. Yani Mars'ta da bir Tarsus bölgesi var diyebiliriz. |sur Mars|||Tarsus||| يعني|في المريخ|أيضا|منطقة|طرسوس|المنطقة|يوجد|يمكننا أن نقول In other words, we can say that there is a Tarsus region on Mars. لذا يمكننا أن نقول إن هناك منطقة تارسوس أيضًا على المريخ. Mars'a başarıyla iniş yapıp bize sinyal gönderebilen ilk uzay aracı Viking 1 oldu. |avec succès|||||capable of sending||||Viking 1| |successfully||||signal|||||| auf den Mars||||||||||| إلى المريخ|بنجاح|هبوط|وقام ب|لنا|إشارة|القادر على إرسال|أول|فضاء|مركبة|فايكنغ|أصبح Viking 1 was the first spacecraft to successfully land on Mars and send a signal to us. كانت المركبة الفضائية فايكنغ 1 هي الأولى التي هبطت بنجاح على المريخ وأرسلت لنا إشارة. 20 Temmuz 1976'da Mars'ın “Golden Plain – Altın düzlükler” denilen bölgesine indi ve tam 6 yıldan uzun bir süre görev yaptı. ||||||plains|called|||||||||| ||||plaine dorée||plaines dorées||région||||||||| يوليو|في عام 1976|على المريخ|الذهبية|السهول|الذهبية|السهول|المسمى|إلى المنطقة|هبط|و|تمامًا|من السنوات|طويلة|واحدة|فترة|مهمة|قام بها On July 20, 1976, it landed on the so-called "Golden Plain" region of Mars and served for more than 6 years. هبطت في 20 يوليو 1976 في منطقة تُعرف باسم "السهل الذهبي" وظلت تعمل لأكثر من 6 سنوات. Bu da indikten sonra gönderdiği ilk fotoğraf. هذه|أيضًا|بعد الهبوط|بعد|التي أرسلها|أول|صورة This is the first photo he posted after downloading. هذه هي أول صورة أرسلتها بعد الهبوط. Başka bir gezegeni kendi yüzeyinden gördüğümüz ilk an. ||||surface||| ||||surface|we saw|| كوكب آخر|واحد|كوكب|الخاص|من سطحه|الذي رأيناه|أول|لحظة The first time we see another planet from its surface. هذه هي اللحظة التي رأينا فيها كوكبًا آخر من سطحه.

Yaklaşık 20 yıl sonra 1997'de Pathfinder aracı Mars'a iniş yaptı. ||||Pathfinder|||| حوالي|سنة|بعد|في عام 1997|بايثفايندر|المركبة|إلى المريخ|هبوط|قام به Nearly 20 years later, in 1997, the Pathfinder lander landed on Mars. بعد حوالي 20 عامًا، هبطت مركبة بايثفايندر على المريخ في عام 1997. Daha önce inen uzay araçlarından farklı olarak bu araç yanında küçük bir şey getirmişti. ||||vaisseaux spatiaux|||||||||avait apporté ||||the spacecraft||||||||| أكثر|سابقا|هبطت|الفضاء|المركبات|مختلف|عن|هذه|المركبة|معها|صغيرة|شيء||كانت قد أحضرته Unlike the spacecraft that had landed before, this one had brought something small with it. على عكس المركبات الفضائية التي هبطت سابقًا، كانت هذه المركبة قد أحضرت معها شيئًا صغيرًا. 6 tekerlekli bir gezgin. ||campeur 6-wheeled||traveler ||Reisebus ذات 6 عجلات|مركبة|متجول A 6-wheeled traveler. عربة ذات 6 عجلات. Bir rover. |un rover مركبة|روفر A rover. روفر. Artık başka bir gezegende uzaktan kumandalı bir araba dolaştırmaya başlamıştık. ||||||||driving around| |||planète||télécommandée|||faire circuler| |||||ferngesteuert|||fahren| لقد|آخر|واحد|على كوكب|عن بعد|يتحكم فيه|واحد|سيارة|لتجول|كنا قد بدأنا We were now driving a remote-controlled car around on another planet. لقد بدأنا الآن في قيادة سيارة عن بُعد على كوكب آخر. Gerçi en fazla 100 metre gidebildi ama Sojourner adlı bu rover ve Pathfinder 16500 fotoğraf çekti ve 8,5 milyon ölçüm yapıp sonuçlarını Dünya'ya gönderdi. ||||||||||||||||measurements|||| ||||a pu aller||Sojourner||||||||||mesures|||à la Terre| |nur||||||||||||||||||| على الرغم من أن|أكثر|حد|متر|استطاع أن يذهب|لكن|سوغورنر|المسمى|هذه|مركبة|و|بايثفايندر|صورة|التقطت|و|مليون|قياس|بعد أن قام ب|نتائجه|إلى الأرض|أرسل Although it could go up to 100 meters, this rover called Sojourner and Pathfinder took 16500 photos and made 8.5 million measurements and sent the results to Earth. على الرغم من أنها كانت قادرة على السير لمسافة 100 متر فقط، إلا أن هذه العربة المسماة Sojourner وPathfinder التقطت 16500 صورة وأجرت 8.5 مليون قياس وأرسلت النتائج إلى الأرض. 2004 yılında Mars'a iki rover daha indi. في عام|إلى المريخ|اثنين|مركبة|أخرى|هبطت In 2004, two more rovers landed on Mars. في عام 2004، هبطت عربة روفر أخرى على المريخ. Bunlardan ilki olan Spirit'in 90 SOL yani Mars günü görev yapması ve sadece 600 metre ilerlemesi planlanmıştı. |||de Spirit||||||||||avancer|était prévu |erste||||||||||||| من بين هذه|الأولى|التي|سبيريت|سول|أي|يوم|يوم|مهمة|أن يقوم ب|و|فقط|متر|أن يقطع مسافة|كان مخططًا له The first of these, Spirit, was planned to operate on 90 SOL, or Mars days, and only advance 600 meters. كان من المخطط أن تعمل العربة الأولى، Spirit، لمدة 90 SOL أي 90 يومًا مريخيًا، وأن تسير لمسافة 600 متر فقط. Fakat 5 yıldan uzun süre yoluna devam etmeyi başardı ve toplamda 8 km kadar yol kat ettikten sonra yumuşak kuma saplanıp kaldı. |||||||||||||||||sable fin|s'est enfoncé| ||||its path||||||||||after covering||soft sand|soft sand|got stuck in| |||||||schaffte||||||zurückgelegt||||Sand|stecken geblieben| لكن|من سنة|طويل|فترة|طريقه|الاستمرار|في الاستمرار|نجح|و|إجمالاً|كيلومتر|حوالي|طريق|قطع|بعد أن قطع|بعد|ناعم|إلى الرمل|علق|بقي But it managed to keep going for more than 5 years and after traveling a total of about 8 kilometers, it got stuck in soft sand. لكنها تمكنت من الاستمرار في طريقها لأكثر من 5 سنوات وبعد أن قطعت حوالي 8 كيلومترات، علقت في رمال ناعمة.

Yine 2004'de ikiz kardeşi Spirit'ten 3 hafta sonra Mars'a inen Opportunity ise bugün hala görev yapmaya devam ediyor. ||jumeau||l'esprit|||||Opportunity||||||| مرة أخرى|في عام 2004|توأم|أخيه|من Spirit|أسبوع|بعد|إلى المريخ|الذي هبط|Opportunity|أما|اليوم|لا يزال|مهمة|في القيام|الاستمرار|يفعل Opportunity, which landed on Mars three weeks after its twin sister Spirit, in 2004, is still operating today. مرة أخرى في عام 2004، هبطت Opportunity على المريخ بعد 3 أسابيع من شقيقها التوأم Spirit، ولا تزال تعمل حتى اليوم. İndikten sonra etrafını keşfedip yola koyulan bu araç önce “Endurance krateri”ni inceleyip fotoğraflarını çekti. ||||on the road|set out||||||||| |||explorant||partie||||Endurance(1) cratère|cratère d'Endurance||étudier|| ||||Reise|||||||||| بعد أن هبط|بعد|محيطه|استكشاف|إلى الطريق|الذي بدأ|هذه|المركبة|أولاً|Endurance|فوهة|إلى|دراسة|صور|أخذ After landing, this vehicle explored its surroundings and set out on the road, first examined and photographed the "Endurance crater". بعد الهبوط، بدأت هذه المركبة في استكشاف محيطها وبدأت في دراسة فوهة "Endurance" والتقاط صور لها. Sonra güneye yöneldi ve kendisini indiren aracın parçalanmış olan ısı kalkanlarını buldu. |||||dropped off|the vehicle's|shattered||heat|| |au sud||||qui l'a déposé|du véhicule|démantelés||boucliers thermiques|boucliers thermiques| |||und||||||Wärme|| بعد ذلك|إلى الجنوب|توجه|و|نفسه|الذي هبط|المركبة|المكسورة|التي|حراري|دروع|وجد Then he headed south and found the shattered heat shields of the vehicle that had landed him. Puis il s'est dirigé vers le sud et a trouvé les boucliers thermiques du vaisseau qui l'avait déposé, maintenant brisés. ثم اتجهت نحو الجنوب ووجدت الأجزاء المكسورة من درع الحرارة الذي هبط بها. Sonra yoluna kaldığı yerden devam etti ve irili ufaklı pek çok kratere daha uğradı. |||||||grands et petits|||||| |||||||large and small|small|||craters|more|encountered |||||||groß und klein||||||trafte ثم|طريقه|الذي توقف فيه|من المكان|استمر|فعل|و|كبير|صغير|كثير|كثير|فوهة|أكثر|زار Then he continued on his way and visited many more craters, large and small. Ensuite, il a continué son chemin à partir de l'endroit où il s'était arrêté et a rencontré de nombreux cratères de différentes tailles. ثم واصل طريقه من حيث توقف وزار العديد من الفوهات الكبيرة والصغيرة. Mars'ta bir zamanlar su olduğuna dair ilk bilimsel kanıtları bize yolladı. ||||||||preuves|| |a||||about|||evidence|| |||Wasser||||||| على المريخ|واحد|في زمن ما|ماء|أنه كان|بشأن|أول|علمي|الأدلة|لنا|أرسل He sent us the first scientific evidence that there was water on Mars once. Il nous a envoyé les premières preuves scientifiques qu'il y a eu de l'eau sur Mars. أرسل لنا أول أدلة علمية على وجود الماء على المريخ. Toplamda 46 km kadar yol aldıktan sonra Haziran 2018'de Mars'ın meşhur kum fırtınalarından birine yakalandı. |||||||||célèbre|sable|tempêtes de sable||a été pris ||||||June|||famous|sand|||got caught in |||Weg|||||||||| إجمالاً|كيلومتر|حوالي|طريق|بعد أن قطع|ثم|يونيو|في عام 2018|المريخ|الشهير|رمل|من العواصف|واحدة|تعرض After traveling a total of 46 kilometers, it was caught in one of Mars' famous sandstorms in June 2018. بعد أن قطع مسافة إجمالية تبلغ حوالي 46 كيلومترًا، تعرض لعاصفة رملية مشهورة على المريخ في يونيو 2018. Bunun üzerine bilim insanları onu derin uyku moduna aldılar. ||||||||ont mis ||science||||sleep|| darüber|||||||Modus| لذلك|بعد ذلك|العلم|العلماء|له|عميق|نوم|وضع|أخذوا Scientists then put him into deep sleep mode. Sur cela, les scientifiques l'ont plongé dans un état de sommeil profond. وبناءً على ذلك، وضعه العلماء في وضع السكون العميق. Bugünlerde tekrar uyandırılıp yoluna devam etmesi bekleniyor. ||réveillé|||| ||wachgerüttelt|||| في هذه الأيام|مرة أخرى|بعد أن يتم إيقاظه|إلى طريقه|الاستمرار|من المتوقع أن|يُنتظر He is expected to wake up again these days and continue on his way. On s'attend à ce qu'il soit de nouveau réveillé ces jours-ci et qu'il poursuive son chemin. من المتوقع أن يتم إيقاظه مرة أخرى ومتابعة طريقه.

İşte biz de bu tür roverlar, uzay araçları ve yörüngede dolaşan uyduların çektiği fotoğraflar sayesinde Mars'ta ayrıntılı bir tur atabiliyoruz. |||||rover||||en orbite|en orbite|satellites||photos|||détaillée|||nous pouvons ||||type|||||in orbit|orbiting|of the satellites|||||detailed|||can take ||||||||||||||||||Tour| ها هي|نحن|أيضًا|هذه|نوع|الروفرات|الفضاء|المركبات|و|في المدار|التي تدور|الأقمار|التي تلتقط|الصور|بفضل|على المريخ|مفصل|جولة||يمكننا القيام بها Thanks to the photographs taken by such rovers, spacecraft and orbiting satellites, we are able to take a detailed tour of Mars. C'est grâce à ces rovers, engins spatiaux et satellites en orbite qui prennent des photos que nous pouvons faire un tour détaillé de Mars. وهكذا، بفضل الصور التي تلتقطها هذه الروفرات، والمركبات الفضائية، والأقمار الصناعية التي تدور في المدار، يمكننا القيام بجولة مفصلة على المريخ. Şimdi bu turun bir parçası olarak sizi Olympus Mons'a götürüyorum. ||tour|||||Mont Olympe|au Mont Olympe| الآن|هذه|الجولة|جزء|من|ك|أنتم|أوليمبوس|إلى مونز|أُخذكم Now I'm taking you to Olympus Mons as part of this tour. الآن، كجزء من هذه الجولة، سأخذكم إلى أوليمبوس مونس. Güneş sisteminin en yüksek dağına. الشمس|النظام|أعلى|مرتفع|إلى جبل To the highest mountain in the solar system. أعلى جبل في النظام الشمسي. Kapladığı alan 600 km çapında. Covered area is||| qu'il couvre|||de diamètre |||Durchmesser التي تغطيها|مساحة|كيلومتر|بقطر It covers an area of 600 kilometers. تغطي مساحة 600 كم في القطر. Yani şu dairesel alan yaklaşık Fransa büyüklüğünde bir yer. ||circulaire|||||| That|||||||| يعني|هذه|الدائرية|مساحة|تقريبًا|فرنسا|بحجم|| So this circular area is about the size of France. أي أن هذه المنطقة الدائرية بحجم تقريبًا فرنسا. Gördüğünüz konveks kenarları nedeniyle bu tür volkanik dağlara “kalkan volkan”ları deniyor. ||convex edges|"because of"|||||shield||| |volcan à bouclier|bords convexes||||||||les| |konvex||||Art|||||| التي ترونها|المحدبة|حواف|بسبب|هذه|النوع|البركانية|الجبال|الدرع|البركان|هذه| Because of the convex edges you can see, such volcanic mountains are called "shield volcanoes". بسبب حوافها المحدبة التي ترونها، تُسمى هذه الأنواع من الجبال البركانية "البراكين الدرعية". Dünyada Hawaii adaları bu tür volkanlardan oluşmuş durumda. |||||volcanoes||in a state |Hawaï||||volcans|| في العالم|هاواي|الجزر|هذه|النوع|من البراكين|تشكلت|في حالة The Hawaiian Islands are made up of such volcanoes. Dans le monde, les îles Hawaii sont constituées de ce type de volcans. تتكون جزر هاواي في العالم من هذه الأنواع من البراكين. Türkiye'de de İç Anadolu'daki Karacadağ ve Ağrı Dağı'nın güneyindeki Tendürek Dağı (ki hala aktiftir) tıpkı Mars'taki gibi kalkan volkanları. ||||Karacadağ|||||||||||||| في تركيا|أيضا|داخل|الأناضول|كارا جاداغ|و|آغري|جبل|الجنوبي|تندرك|جبل|الذي|لا يزال|نشط|تماما مثل|على المريخ|مثل|الدرع|البراكين In Turkey, Karacadağ in Central Anatolia and Tendürek Mountain (which is still active) to the south of Ağrı Mountain are shield volcanoes just like on Mars. En Turquie, le Karacadağ dans l'Intérieur Anatolie et le Mont Tendürek au sud du Mont Ağrı (qui est encore actif) sont des volcans boucliers, tout comme sur Mars. في تركيا، يوجد أيضًا جبل كاراجا داغ في وسط الأناضول وجبل تندورك جنوب جبل آغري (الذي لا يزال نشطًا) وهو بركان درعي مثل الموجود على المريخ. Olympus Mons'un doğusunda gri bir şerit görüyorsunuz. |||||gray streak| |Mons||||bande| |||||Streifen| أوليمبوس|جبل|في الشرق|رمادي|شريط|شريط|ترون To the east of Olympus Mons you see a gray stripe. À l'est de l'Olympus Mons, vous pouvez voir une bande grise. تستطيع رؤية شريط رمادي شرق أوليمبوس مونس. O bölge daha yüksek çözünürlüklü olarak fotoğraflanmış durumda. ||||||photographed| ||||haute résolution||photographed| ||||auflösender||| تلك|المنطقة|أكثر|عالية|الدقة|بشكل|تم تصويرها|في حالة That area is photographed in higher resolution. تم تصوير تلك المنطقة بدقة أعلى. Yaklaşarak yüzeyi incelediğinizde akan lavların bıraktığı izleri görebilirsiniz. |surface|||la lave||traces| approaching|||flowing||left|traces| |Oberfläche||fließenden|Lava||| بالاقتراب|السطح|عندما تفحصون|المتدفقة|الحمم|التي تركتها|الآثار|يمكنكم رؤيتها When you approach and examine the surface, you can see the traces left by the flowing lava. عند الاقتراب ودراسة السطح، يمكنك رؤية آثار الحمم المتدفقة. Bu fotoğraflar Mars'ın yörüngesine 2006'da gönderilen Mars Reconnaissance Orbiter aracındaki yüksek çözünürlüklü kameralarla çekildi. |||||envoyé||Reconnaissance|orbiteur|vaisseau|||| هذه|الصور|المريخ|مداره|في عام 2006|المرسلة|المريخ|الاستطلاع|المركبة|الموجودة في|عالية|الدقة|بالكاميرات|تم التقاطها These photos were taken with high-resolution cameras on the Mars Reconnaissance Orbiter, which was sent into orbit around Mars in 2006. تم التقاط هذه الصور بواسطة الكاميرات عالية الدقة في مركبة Mars Reconnaissance Orbiter التي أُرسلت إلى مدار المريخ في عام 2006. Ancak bu tür fotoğraflarda çözünürlüğü yüksek tutabilmek için renk bilgisinden fedakarlık ediliyor ve o yüzden siyah beyaz görünüyor. ||||||||color information||||||||| |||les photos|la résolution||maintenir haute résolution|||information||on sacrifie|||||| لكن|هذه|نوع|في الصور|الدقة|عالية|القدرة على الحفاظ|من أجل|اللون|المعلومات|التضحية|يتم|و|لذلك|بسبب|الأسود|الأبيض|يبدو However, in such photographs, color information is sacrificed in order to keep the resolution high, so it looks black and white. ومع ذلك، للحفاظ على دقة عالية في هذه الأنواع من الصور، يتم التضحية بمعلومات اللون، ولهذا تبدو بالأبيض والأسود. Ortada gördüğünüz biraz daha farklı renkli şeritteyse “false color” adı verilen bir fotoğraflama tekniği kullanılıyor. ||||||la bande|couleur false(1)|couleur fausse||||photography|| ||||||"in the strip"|||||||| ||||||auf dem Streifen||||||Fotografie|| في الوسط|الذي ترونه|قليلاً|أكثر|مختلف|الملون|في الشريط|زائف|اللون|الاسم|المعطى|تقنية|التصوير|التقنية|يتم استخدامه In the slightly different colored band you see in the middle, a photography technique called “false color” is used. أما الشريط الملون الذي تراه في المنتصف، فيستخدم تقنية تصوير تُعرف باسم "الألوان الزائفة". O bölgelerde insan gözünün görebildiği spektrumdan daha farklı spektrumlar da kaydediliyor. ||||||||||are recorded |||de l'œil|peut voir|spectre|||spectres||sont enregistrés ||||||||||werden aufgezeichnet تلك|في المناطق|الإنسان|عينه|التي يمكنه رؤيتها|من الطيف|أكثر|مختلف|الأطياف|أيضاً|يتم تسجيلها In those regions, spectra different from the spectrum that the human eye can see are also recorded. في تلك المناطق، يتم تسجيل طيف مختلف عن الطيف الذي يمكن للعين البشرية رؤيته. Bu da bize özellikle yerin yapısıyla ilgili bilimsel veriler sağlıyor. |||||structure of|related to|scientific|scientific data| ||nous||sous-sol||||| هذا|أيضا|لنا|خصوصا|الأرض|تركيبها|المتعلقة|علمية|بيانات|يوفر This provides us with scientific data, especially about the structure of the earth. Cela nous fournit également des données scientifiques surtout concernant la structure du sol. هذا يوفر لنا بيانات علمية تتعلق بشكل خاص بتركيبة الأرض.

Mars fotoğraflarına baktığımızda lavların izleri dışında bir de Mars tozları görülebiliyor. ||||||||||on peut voir |||lava||||||Mars dust|can be seen المريخ|إلى صوره|عندما ننظر|الحمم|آثار|بخلاف|واحد|أيضا|المريخ|غبار|يمكن رؤيته When we look at Mars photographs, apart from the traces of lava, Martian dust can be seen. Lorsque nous regardons des photos de Mars, en plus des traces de lave, nous pouvons également voir des poussières de Mars. عندما ننظر إلى صور المريخ، يمكننا رؤية آثار الحمم البركانية بالإضافة إلى غبار المريخ. Bunlar dünyadaki karlar gibi üst üste yığılabiliyor ve yine karlı bölgelerde görülen çığlara benzer toz çığlarının oluşmasına sebep olabiliyor. ||||||s'accumulent|||enneigées|||avalanches|||avalanches de poussière||| ||snowfalls||||can pile up||||||avalanches||dust|||| ||||ü||||||||Lawinen||Staub||Entstehung|Ursache| هذه|في العالم|الثلوج|مثل|فوق|فوق|يمكن أن تتراكم|و|مرة أخرى|الثلجية|في المناطق|التي تُرى|الانهيارات الثلجية|مشابهة|غبار|الانهيارات الثلجية|لتشكلها|سبب|يمكن أن يكون These can pile up like snow in the world and cause dust avalanches similar to those seen in snowy areas. Celles-ci peuvent s'accumuler comme les neiges sur Terre et peuvent également causer la formation de coulées de poussière semblables à des avalanches observées dans les régions enneigées. يمكن أن تتراكم هذه مثل الثلوج على الأرض، ويمكن أن تسبب تكوين زلازل غبارية مشابهة لتلك التي تُرى في المناطق الثلجية. Bakın şimdi iyice yaklaştığımızda siz de bu çığların izlerini fark edeceksiniz. |||quand nous approchons||||traces de glaces|traces|| ||"closely"|when we get close||||||| انظروا|الآن|جيدا|عندما نقترب|أنتم|أيضا|هذه|الانهيارات الثلجية|آثارها|لاحظ|ستلاحظون Now, when we get closer, you will notice the traces of these avalanches. انظر الآن، عندما نقترب أكثر، ستلاحظون أيضًا آثار هذه الزلازل. Şu anda görmekte olduğunuz mavi nokta yaklaşık bir otobüs büyüklüğünde. ||en train de voir||||||| ||seeing||||||| |||Sie sind|||||| هذا|الآن|أرى|الذي ترونه|الأزرق|النقطة|حوالي|حجم|حافلة|بحجم The blue dot you see now is about the size of a bus. النقطة الزرقاء التي تراها الآن بحجم حافلة تقريبًا. Mars tozları çığ sonrasında katılaşarak bir kayaya dönüşmüş. ||||en se solidifiant||roche| ||||solidifying into||rock| ||||verfestigend||Felsen| المريخ|غبار|انهيار|بعد|متصلبًا|صخرة|صخرة|تحول Martian dust solidified into a rock after the avalanche. تحولت غبار المريخ إلى صخرة بعد الانهيار الثلجي.

Çok geniş bir alanı kapladığı için yüksekliği yavaş yavaş artan, dolayısıyla eğimi az olan bu dağın kenarlarında dik yamaçlar da var. |||||||||||pente|||||||pentes abruptes|| |||||||||||slope|||||"at the edges"|steep|steep slopes|| |||||||||||||||||steile|Hänge|| جدًا|واسع|مساحة|منطقة|التي تغطيها|لأن|ارتفاعه|ببطء|ببطء|المتزايد|وبالتالي|انحداره|قليل|الذي|هذا|الجبل|على جوانبه|شديدة الانحدار|المنحدرات|أيضًا|موجودة There are also steep slopes on the sides of this mountain, whose height gradually increases because it covers a very large area, and therefore has a low slope. نظرًا لأنها تغطي مساحة واسعة، فإن ارتفاعها يزداد ببطء، وبالتالي فإن جوانب هذا الجبل تحتوي أيضًا على منحدرات شديدة. Şimdi dağın zirvesine bir göz atalım. ||sommet de la montagne||| |||ein|| الآن|قمة الجبل|إلى|نظرة|لنلقي|دعونا نلقي Now let's take a look at the top of the mountain. الآن دعونا نلقي نظرة على قمة الجبل. Dünyadaki dağların zirvesinden daha farklı görünüyor. ||sommet||| في العالم|الجبال|من قمتها|أكثر|اختلافا|يبدو It looks different from the summits of mountains around the world. يبدو مختلفًا عن قمم الجبال في العالم. Bu bölgenin fotoğraflarına bulutlar da beyazlıklar halinde yer yer girmiş. |||||blancs|||| |||||white patches|in the form||| |||||Weißheiten|||| هذه|المنطقة|إلى صور|السحب|أيضا|بياضات|على شكل|مكان|مكان|دخلت Clouds also entered the photographs of this region in places in the form of whites. دخلت السحب في صور هذه المنطقة ككتل بيضاء في بعض الأماكن. Zirvede toplam 6 “caldera” var. ||caldeira| ||calderas| ||Kessel| في القمة|إجمالي|كالديرا|يوجد There are a total of 6 “calderas” at the summit. يوجد في القمة ما مجموعه 6 "كالدرات". Yani çökmüş krater. |effondré| |collapsed| |eingestürzt| يعني|المنهار|فوهة So it's a collapsed crater. أي فوهات بركانية منهارة. Bunlar yaklaşık 3,5 km derinliğinde çukurlar. ||||des trous ||||deep pits ||||Gruben هؤلاء|حوالي|كيلومتر|عمق|حفر These are pits about 3.5 km deep. هذه حفر بعمق حوالي 3.5 كيلومتر.

Mars'ta büyük olan başka bir şey de kanyonlar. على المريخ|كبير|الذي|آخر|شيء||أيضا|أخاديد Another thing that is big on Mars is the canyons. هناك شيء آخر كبير على المريخ وهو الأودية. Tharsis bölgesinin doğusunda “Valles Marineris” kanyonu uzanıyor. |||Valles Marineris|Valles Marineris|canyon|s'étend ||to the east of||||stretches تارسي|منطقة|في الشرق|وادي|مارينيريس|الأخدود|يمتد To the east of the Tharsis region lies the “Valles Marineris” canyon. يمتد وادي "فالي مارينيريس" شرق منطقة ثارسيس. Onu ilk fotoğraflayan Mariner uzay aracından dolayı Mariner Vadisi ismi verilmiş. |||||spacecraft||||| ||celui qui a photographié|||vaisseau spatial|||||nom donné |||||Raumschiff||||| له|أول|مصور|مارينر|فضاء|من مركبة|بسبب|مارينر|وادي|اسم|تم إعطاؤه It is named Mariner Valley because of the Mariner spacecraft that first photographed it. سُمي وادي مارينر نسبةً إلى المركبة الفضائية مارينر التي صورته لأول مرة. 200 km genişlikteki bu yerin uzunluğu -hazır olun- 4000 km. |de largeur|||||| كيلومتر|بعرض|هذا|المكان|طوله|جاهز|كونوا|كيلومتر The length of this 200 km wide place - get ready - is 4000 km. عرض هذا المكان 200 كم وطوله -استعدوا- 4000 كم. Yani batısında Türkiye olsa ve kanyona girerek doğuya doğru yürüseniz Çin'den çıkarsınız. |à l'ouest||||canyon||vers l'est||vous marchez||vous sortirez |"to the west"|||||||||| يعني|في غربه|تركيا|كانت|و|إلى الوادي|دخولاً|شرقاً|نحو|إذا مشيتم|من الصين|ستخرجون In other words, if there was Turkey to the west and you entered the canyon and walked eastward, you would leave China. أي أنه إذا كانت تركيا في الغرب وبدأت تسير شرقًا عبر الوادي، ستخرج من الصين. Güneş sisteminin en büyüklerinden biri olsa da bundan daha büyüğü Dünya'da, Doğu Afrika'daki Rift Vadisi. |||les plus grandes|||||||sur Terre|||Rift| الشمس|النظام|الأكثر|من الأكبر|واحد|كانت|لكن|من هذا|أكبر|الأكبر|على الأرض|شرق|في أفريقيا|الوادي|الوادي One of the largest in the solar system, though larger than that, is the Rift Valley in East Africa on Earth. على الرغم من أنه واحد من أكبر الأنظمة الشمسية، إلا أن هناك ما هو أكبر منه على الأرض، وهو وادي ريفت في شرق إفريقيا. Nitekim yapı olarak da birbirlerine benziyorlar. في الواقع|البنية|من حيث|أيضاً|لبعضهم البعض|يشبهون As a matter of fact, they are similar to each other in structure. En effet, elles se ressemblent également par leur structure. في الواقع، هي متشابهة في التركيب أيضًا. Diğer vadi tiplerinden farklı olarak bu muazzam yapılar nehirler tarafından oluşturulmuyor. ||||||immense||rivers|| |vallée|types|||||||| ||||||gewaltig|||| diğer|وادي|الأنواع|مختلف|ك|هذه|هائلة|هياكل|أنهار|بواسطة|لا يتم تشكيلها Unlike other valley types, these enormous structures are not created by rivers. Contrairement aux autres types de vallées, ces structures énormes ne sont pas créées par les rivières. على عكس أنواع الأودية الأخرى، فإن هذه الهياكل الضخمة لا تتشكل بواسطة الأنهار. Jeolojik çatlamalar ve çökmeler nedeniyle meydana geliyor. |cracks||subsidence||| géologiques|fissures géologiques||affaissements||| |Risse||Absenkungen||| جيولوجية|تشققات|و|انهيارات|بسبب|تحدث|تأتي It occurs due to geological cracks and collapses. Elles se forment en raison de ruptures et d'effondrements géologiques. إنها ناتجة عن التشققات والانهيارات الجيولوجية.

Juventae bölgesinde çekilen bu yüksek çözünürlüklü fotoğrafta 2.5 km yükseklikte bir dağı görüyorsunuz. |||||high resolution|||||| Juventae||prise||||||à 25 km||| جوانتاي|في المنطقة|الملتقطة|هذه|عالية|الدقة|في الصورة|كيلومتر|على ارتفاع|جبل|جبل|ترون In this high-resolution photo taken in the Juventae region, you see a mountain 2.5 km high. في هذه الصورة عالية الدقة الملتقطة في منطقة جوانتي، ترى جبلًا بارتفاع 2.5 كيلومتر. Çok katlı bir pasta gibi. |à plusieurs étages||| جدا|متعدد الطبقات|كعكة|كعكة|مثل It's like a multi-layered cake. مثل كعكة متعددة الطبقات. O pastanın her bir katmanı aslında sülfat çökelmesi sonucu oluşmuş. ||||couche||sulfate|précipitation de sulfate|| ذلك|الكعكة|كل|طبقة|طبقة|في الواقع|كبريتات|ترسبها|نتيجة|تشكلت Each layer of that cake was actually formed as a result of sulfate precipitation. كل طبقة من هذه الكعكة تشكلت في الواقع نتيجة ترسب الكبريتات. Bilim insanları burada magnezyum sülfat da olabileceğini düşünüyor. |||sulfate de magnésium|||| |||Magnesium|||| العلم|العلماء|هنا|المغنيسيوم|كبريتات|أيضا|يمكن أن تكون|يعتقدون Scientists think there may also be magnesium sulfate here. يعتقد العلماء أنه قد يكون هناك أيضًا كبريتات المغنيسيوم هنا. Bu madde tıpta ve güzellik ürünlerinde kullanılıyor. ||médecine|||produits de beauté| ||in medicine|||| هذه|المادة|في الطب|و|الجمال|المنتجات|تُستخدم This substance is used in medicine and beauty products. تستخدم هذه المادة في الطب ومنتجات التجميل. Yani bir gün Mars'tan ithal edilen yüz bakım kremlerini tanıtmak için çekilen bir YouTube videosu izlerseniz bilin ki hammaddesi buradan. ||||||||crèmes de soin|||||||si vous regardez|||matière première| ||||imported||face|skin care||promote|||||||||raw material| ||||importiert|importiert|||||||||||||Rohstoff| يعني|يوم|يوم|من المريخ|المستورد|الذي تم استيراده|الوجه|العناية|الكريمات|لتقديم|من أجل|الذي تم تصويره|فيديو|يوتيوب|الفيديو|إذا شاهدتم|اعلموا|أن|خامه|من هنا In other words, if you watch a YouTube video to promote face care creams imported from Mars one day, know that the raw material is from here. لذا إذا شاهدت يومًا فيديو على يوتيوب يروج لكريمات العناية بالوجه المستوردة من المريخ، فاعلم أن المادة الخام تأتي من هنا. Mars'ın yüzeyine ilişkin bilgilerimiz her geçen gün daha da artıyor. ||regarding||||||| |surface de Mars|concernant|nos informations|||||| المريخ|سطحه|المتعلقة|معلوماتنا|كل|يوم|يوم|أكثر|أيضا|تزداد Our knowledge of the surface of Mars is growing every day. تزداد معلوماتنا عن سطح المريخ يوماً بعد يوم. Ancak bugüne kadar onun iç yapısıyla ilgili pek fazla bilgi edinemedik. ||||||||||nous n'avons pas pu obtenir لكن|حتى اليوم|حتى|عن|الداخلي|هيكله|المتعلقة|ليس|كثير|معلومات|لم نتمكن من الحصول على However, we haven't been able to obtain much information about its internal structure so far. ومع ذلك، لم نتمكن حتى الآن من الحصول على الكثير من المعلومات حول تركيبه الداخلي. Çok yakında bu konuda da bilgi sahibi olacağız çünkü bu videonun yayına girdiği 25 Kasım 2018'de Mars'a yaklaşan yeni bir uzay aracı var. |||||||||||publication|yayına girdi||||||||| قريباً|قريباً|هذه|القضية|أيضا|معلومات|مالك|سنكون|لأن|هذا|الفيديو|البث|الذي تم بثه|نوفمبر|2018|إلى المريخ|الذي يقترب|جديد|مركبة|فضائية|المركبة| We will know about it very soon, because on November 25, 2018, when this video goes live, there is a new spacecraft approaching Mars. سنكون قريباً على دراية بهذا الموضوع أيضاً، لأن هناك مركبة فضائية جديدة تقترب من المريخ في 25 نوفمبر 2018، عندما تم نشر هذا الفيديو. 5 Mayıs'ta Dünya'dan fırlatılışını canlı olarak yayınladığım InSight uzay aracı 26 Kasım 2018 Pazartesi günü TSİ. ||its launch||||InSight spacecraft|||||| en mai|de la Terre|sondage de lancement|||que j'ai diffusé|InSight||||||heure d'été في مايو|من الأرض|إطلاقها|مباشرة|ك|الذي قمت ببثه|إنسايت|فضائية|المركبة|نوفمبر|يوم الإثنين|يوم|بتوقيت تركيا The InSight spacecraft, which I broadcast live from Earth on May 5, is on Monday, November 26, 2018 at TSI. مركبة InSight الفضائية التي قمت ببث إطلاقها مباشرة من الأرض في 5 مايو، ستصل إلى المريخ يوم الاثنين 26 نوفمبر 2018 بتوقيت تركيا. 22:47'de Mars'ın ekvatoruna yakın düz bir bölgesine iniş yapacak. ||à l'équateur||plateau|||| ||equator of||flat|||| في الساعة 2247|المريخ|إلى خط الاستواء|بالقرب من|مسطح|منطقة|إلى منطقة|هبوط|سيفعل At 22:47, it will land on a flat area of Mars near the equator. سوف تهبط في منطقة مسطحة بالقرب من خط استواء المريخ في الساعة 22:47. Ben de tıpkı fırlatışında yaptığım gibi inişinde de bir canlı yayın yapacağım. |||||like|||||| |||lancer|||atterrissage||||diffusion en direct| أنا|أيضا|تماما|في إطلاقه|الذي فعلته|مثل|في هبوطه|أيضا|بث|مباشر|بث|سأفعل I'm going to do a live stream on your landing, just like I did on your launch. سأقوم أيضًا ببث مباشر أثناء الهبوط كما فعلت أثناء الإطلاق. Dolayısıyla bu tarihi ana yine hep birlikte tanık olacağız. ||||encore|||| Therefore|||||||witness| لذلك|هذه|التاريخية|اللحظة|مرة أخرى|جميعا|معًا|شهود|سنكون Therefore, we will witness this historical moment together again. لذا سنكون جميعًا شهودًا على هذه اللحظة التاريخية مرة أخرى. Dünya dışı bir gezegenin derinliklerine doğru yolculuğumuz başlayacak. |||||towards|| ||||vers les profondeurs||| الأرض|الخارجي|كوكب|كوكب|إلى أعماق|نحو|رحلتنا|ستبدأ Our journey into the depths of an extraterrestrial planet will begin. ستبدأ رحلتنا نحو أعماق كوكب خارج الأرض.

ai_request(all=50 err=0.00%) translation(all=100 err=0.00%) cwt(all=1100 err=0.73%) ar:B7ebVoGS openai.2025-02-07 PAR_TRANS:gpt-4o-mini=4.05 PAR_CWT:B7ebVoGS=11.68