×

LingQ'yu daha iyi hale getirmek için çerezleri kullanıyoruz. Siteyi ziyaret ederek, bunu kabul edersiniz: cookie policy.


image

Harp Tarihi, Malazgirt Muharebesi (1071) | Alparslan

Malazgirt Muharebesi (1071) | Alparslan

Abbasi Halifeliğinin son dönemlerinde...

...küffara karşı yapılan cihad akınları durmuş,

Müslümanlar arasındaki şii-sünni savaşları sebebiyle islamın yayılışı aksamıştı.

Abbasiler, Şii Büveyhoğullarının saldırılarıyla başa çıkamayacak kadar zayıflamıştı.

ve Büveyhoğulları Bağdat'ı son kez kuşattıklarında...

Abbasi Halifesi Abdullah Kaim, Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey'den destek istedi.

Tuğrul Bey'in; Abbasi Halifeliğini, Şii Büveyhoğullarının saldırısından tamamiyle kurtarmasından

ve Şii Büveyhoğulları devletini yıkmasından sonra Selçuklu,

Halifelikle birlikte İslam âleminin koruyucusu ünvanını almış oldu.

9 sene sonra Sultan Alparslan liderliğinde Selçuklu ordusu...

...hristiyanlığın 5 kutsal şehrinden biri olan Ani'yi fethedince de

Abbasi Halifesi, Alparslan'a uzun zamandan sonra Küffara karşı yapılan bu başarılı fetihten dolayı “Ebu'l Feth” yani “Fetihlerin Babası” ünvanını verdi.

Ebu'l Feth Sultan Alparslan, Şiî-Fâtımî Devletinin İslâm'a ve Halifeye tehlike arz etmesinden dolayı;

Bizans sınırına bir miktar asker konuşlandırıp, Mısır'a sefer düzenlemek için Halep'e yöneldi.

Ani'nin fethedilme haberini alan Hristiyan dünyası adeta çılgına dönmüştü.

Selçuklu'nun ilerleyişine karşı bir şeyler yapmak gerek diye düşünüyorlardı.

Bizim için Mekke ne demek ise; Hristiyan âlemi için de Ani, aynı anlamı ifade ediyordu.

Yüzyıllardır bu topraklarda hüküm süren ancak her geçen gün güç ve toprak kaybetmeye başlayan Doğu Roma;

yani Bizans, Doğu sınırlarına kadar gelen Selçuklu akınları nedeniyle endişe içindeydi.

İmparator IV. Romen Diyojen, Hem Ani'nin fethedilişini de bahane ederek

Hristiyanlardan beklediği desteği alabileceğinin hem de Sultan Alparslan Mısır Seferindeyken,

Selçuklunun başkenti İsfahan'a saldırarak Selçukluyu yok edebileceğinin hesaplarını yapmaktaydı.

Nihayet İmparator Diyojen 13 Mart 1071 tarihinde 250.000 kişilik bir orduyla İstanbul'dan ayrıldı.

Savaşın fitili ateşlenmişti artık.

İmparator Diyojen önderliğindeki büyük bir ordu Selçukluyu ve İslâm'ı yok etmek amacıyla ilerliyordu...

Anadolu'daki casuslarından bu durumu haber alan Sultan Alparslan,

Mısır Seferi hazırlıklarını iptal ederek emrindeki 30.000 Askeri ile Anadoluya yöneldi.

Ani'nin fethinden dolayı Bizans'ın saldırılar düzenleyeceğini biliyordu fakat

Bizans'ın bu kadar büyük bir ordu oluşturabileceğini beklemiyordu.

Diyarbakır dolaylarında bulunan Mervani Kürt Devleti,

Bizans ordusuna karşı Sultan Alparslan'a 10.000 atlıyla destek verirken,

çevredeki Müslümanların da desteği ile Sultan Alparslanın ordusu 50.000 civarına ulaşmıştı.

Nihayet beklenen an gelip çattı; iki ordu, Muş'un Malazgirt ovasında karşı karşıya geldi...

Gece çöktüğünde Sultan Alparslan harp taktiğini belirlemek için komutanlarını çadırına topladı.

İmparator Diyojen ise sayısal üstünlüğüne güvenerek detaylı bir savaş stratejisi belirlemedi.

Sadece ilk saldırıyı Sultan Alparslan'ın yapmasını bekleyecek ve bu saldırıyı kırınca karşı hücum emri vermekle yetinecekti.

26 Ağustos Cuma sabahı çadırından çıkan Sultan Alparslan Malazgirt ovasında kendi ordugâhının 8 kilometre uzağında

ovaya yayılmış durumdaki düşman birliklerini gördü.

Askerlerinin tedirgin ahvalini fark eden Sultan,

Cuma namazını kıldırmasının ardından şu duayı etti:

sonra atına binip ordusuna hitaben;

“Burada Allahü Teâla'dan başka bir sultan yoktur.

Emir ve kader O'nun elindedir.

Bu sebeple benimle birlikte cihad etmekte

veya benden ayrılmakta serbestsiniz. “

Selçuklu ordusu, bu destansı sözlere “Allahu Ekber” nidalarıyla haykırarak yanıt verdi.

Sultan Alparslan'ı kefen giyip şehitliği kabullenmiş gören Selçuklu ordusunun yiğit erleri birbirleri ile helalleşerek savaş düzeni aldı.

Bu esnada Bizans ordusunda dinsel ayinler yapılmakta ve Papazlar askerleri kutsamaktaydı.

İmparator Diyojen savaşı kazanacağına emindi ve Bizans'ın eski ihtişamlı günlerine döneceğini hayal ediyordu.

Ordusuna, kazanılacak bir zafer neticesine ilişkin büyük vaatlerde bulundu;

şeref, şan, onur ve kutsal savaş sevapları verileceğini duyurdu.

İmparator Diyojen ordusunu geleneksel Bizans askeri kaidelerine göre düzenlemişti.

Merkezde; İmparator Diyojen komutasında birkaç sıra derinlikte çoğu zırhlı 100.000 piyade ve okçu.

Sol kanatta; General Bryennios komutasında 50.000 süvari.

ve sağ kanatta; Kapadokyalı General Alyattes komutasında 50.000 süvari.

Selçuklu ordusu ise Hafif hilali andıran oval bir dizilişle 4 ayrı bölüğe ayrıldı;

Merkezde; Sultan Alparslan komutasında 20.000 Hafif Zırhlı Yaya ve Okçu.

Sağ kanatta; Süleyman Şah komutasında 10.000 atlı.

Sol kanatta; Afşin Bey komutasında 10.000 atlı.

Dördüncü olarak arka alanda mevzîlenen bölük ise; Artuk Bey komutasında 10.000 atlı.

Savaş, Cuma Namazının ardından, Sultan Alparslan komutasındaki

hafif zırhlı 20.000 kişilik merkez kuvvetlerinin hücumuyla başladı.

Bu hamleye karşı, İmparator Diyojen ağır zırhlı 100.000 kişilik merkez kuvvetlerini ileri sürdü.

Bir saat süren bu çarpışmadan sonra Sultan Alparslan geri çekilme emri verdi.

Geri çekilen askerleri gören İmparator Diyojen,

Yüce Allah'ın dini İslam'a ve o dine tabi olan Müslümanlara

ne denli kin ve nefret beslediğini çok net ifade eden o emri verdi:

“Bir tane bile müslümanı sağ komayın”

Bunun üzerine Bizans ordusunun sağ ve sol kanatları da Sultan Alparslan'ın peşine düştü.

Alparslan'ın Merkez kuvvetleri hafif zırhlı olduklarından dolayı seri bir şekilde kaçıyor lakin

Bizans ordusu ağır zırhlı olması sebebiyle onlara yetişemiyordu.

Bu sırada Diyojen'in ordusu düzenden bağımsız bir biçimde tek hedefe ilerliyordu.

Diyojen'in hesaba katmadığı şey ise; bu geri çekilmenin gerçek bir geri çekilme olmayışıydı.

Bu geri çekilme aslında sahte bir ricat hamlesiydi.

Önce ordusuna dur emri veren Sultan Alparsalan, sonra askerlerine, geri dönerek

250.000 kişilik Bizans ordusuna doğru hücum etmeleri emrini verdi.

Süleyman Şah komutasındaki atlılar sağ kanattan,

Afşin Bey Komutasındaki atlılar sol kanattan olmak üzere

Bizans ordusunun etrafını sararak bir hilal oluşturmaktaydılar.

Bizans ordusu sağ ve sol kanattan üzerlerine gelen atlıların şaşkınlığıyla üçe bölünürken

ordudaki 20.000 kadar Peçenek ve Kuman askeri de taraf değiştirerek Selçuklu ordusuna katıldı.

Bu esnada Artuk bey, atlılarıyla Bizans ordusunun arkasından dolanmış ve Bizans ordusunu kurt kapanının içine almıştı.

Bu kapandan çıkış yolu yoktu.

Sultan Alparslan'ın merkez kuvvetleri Diyojen'in bulunduğu alana kadar yaklaşmışlardı.

İmparatorlarından haber alamayan Bizans askerleri zırhlarını atıp kaçmaya başladılar

lakin ne tarafa doğru kaçacaklarını dahi bilemiyorlardı…

O gün o kurt kapanının içinde 123.000 Bizanslı öldü.

Sağ kalanlar Anadolunun dört bir yanına dağıldı…

Bu savaş, Türklerin komutasında eski cihad akınlarının tekrar başlayacağını gösteriyordu.

Abbasiler döneminde biten bu akınlar,

Avrupayı İslam tehdidinden kurtarmıştı.

Hristiyan Avrupa ile Müslüman Ortadoğu arasında tampon bölge oluşturan Bizans devletinin

çok büyük bir güç ve toprak kaybına neden olan Selçuklu devleti,

aradaki bu bölgeyi ele geçirerek Avrupa'ya yönelik yeni akınların habercisi oluyordu.

Bütün İslam dünyasının Müslüman Türklerin önderliğinde Avrupa'ya akın başlatacaklarını öngören Papa,

önlem olarak Haçlı Seferlerini başlatacak,

ancak yine de Müslümanların Avrupa'ya yaptığı akınları

ilelebet durduramayacaktı...


Malazgirt Muharebesi (1071) | Alparslan Schlacht von Malazgirt (1071) | Alparslan Battle of Manzikert (1071) | Alparslan Bataille de Malazgirt (1071) | Alparslan Битва при Малазгирте (1071)| Альпарслан Slaget vid Malazgirt (1071) | Alparslan

Abbasi Halifeliğinin son dönemlerinde... In the last period of Abbasid Caliphate,

...küffara karşı yapılan cihad akınları durmuş, the jihad attacks against the infidels have stopped

Müslümanlar arasındaki şii-sünni savaşları sebebiyle islamın yayılışı aksamıştı. and the spread of Islam has been slowed down because of the Shiite-Sunni wars among the Muslims.

Abbasiler, Şii Büveyhoğullarının saldırılarıyla başa çıkamayacak kadar zayıflamıştı. كان العباسيون أضعف من أن يتحملوا هجمات الشيعة البويهيين. The Abbasids were too weak to cope with the attacks of the Shia Buveyhogullari.

ve Büveyhoğulları Bağdat'ı son kez kuşattıklarında... and when the Buveyhoğulları besieged Baghdad for the last time ...

Abbasi Halifesi Abdullah Kaim, Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey'den destek istedi. Abbasid Caliph Abdullah Kaim sought support from Seljuk Sultan Tuğrul Bey.

Tuğrul Bey'in; Abbasi Halifeliğini, Şii Büveyhoğullarının saldırısından tamamiyle kurtarmasından After the Abbasid Caliphate was completely rescued from the attack of the Shiite Büveyhoğulları and...

ve Şii Büveyhoğulları devletini yıkmasından sonra Selçuklu, ... the Shiite Büveyhoğulları was demolished by Tuğrul Bey,

Halifelikle birlikte İslam âleminin koruyucusu ünvanını almış oldu. the Seljuks took the title of guardian of the Islamic world with the Caliphate.

9 sene sonra Sultan Alparslan liderliğinde Selçuklu ordusu... 9 years later, when the Seljuk army conquered Ani, one of the five holy cities of Christianity...

...hristiyanlığın 5 kutsal şehrinden biri olan Ani'yi fethedince de ... when he conquered Ani, one of the 5 holy cities of Christianity,

Abbasi Halifesi, Alparslan'a uzun zamandan sonra Küffara karşı yapılan bu başarılı fetihten dolayı “Ebu'l Feth” yani “Fetihlerin Babası” ünvanını verdi. The Abbasid Caliph gave Alparslan the title of "Ebu'l Feth", that is, the "Father of the Conquests", for this successful conquest against Küffara after a long time.

Ebu'l Feth Sultan Alparslan, Şiî-Fâtımî Devletinin İslâm'a ve Halifeye tehlike arz etmesinden dolayı; Ebu'l Feth Sultan Alparslan argued that the Şiî-Fatimî State was a danger to Islam and the Caliph;

Bizans sınırına bir miktar asker konuşlandırıp, Mısır'a sefer düzenlemek için Halep'e yöneldi. He deployed some troops to the Byzantine border and headed to Aleppo for an expedition to Egypt.

Ani'nin fethedilme haberini alan Hristiyan dünyası adeta çılgına dönmüştü. The Christian world, having heard the news of the conquest of Ani, was almost mad.

Selçuklu'nun ilerleyişine karşı bir şeyler yapmak gerek diye düşünüyorlardı. They thought that they had to do something against the progress of the Seljuks.

Bizim için Mekke ne demek ise; Hristiyan âlemi için de Ani, aynı anlamı ifade ediyordu. Ani means the same For the Christian World as Mecca means to the Muslim World.

Yüzyıllardır bu topraklarda hüküm süren ancak her geçen gün güç ve toprak kaybetmeye başlayan Doğu Roma; Eastern Rome, which has ruled in these lands for centuries, but losing power and land with each passing day;

yani Bizans, Doğu sınırlarına kadar gelen Selçuklu akınları nedeniyle endişe içindeydi. In other words, Byzantium was worried about the Seljuk invasions that reached the Eastern borders.

İmparator IV. Romen Diyojen, Hem Ani'nin fethedilişini de bahane ederek Emperor IV. Romanian Diogenes

Hristiyanlardan beklediği desteği alabileceğinin hem de Sultan Alparslan Mısır Seferindeyken, While Sultan Alparslan was in Egypt Expedition,

Selçuklunun başkenti İsfahan'a saldırarak Selçukluyu yok edebileceğinin hesaplarını yapmaktaydı. He was calculating that the Seljuks could destroy the Seljuks by attacking the capital of Isfahan.

Nihayet İmparator Diyojen 13 Mart 1071 tarihinde 250.000 kişilik bir orduyla İstanbul'dan ayrıldı. Finally, Emperor Diogenes left Constantinople (Istanbul) on March 13, 1071

Savaşın fitili ateşlenmişti artık. The war was ignited now.

İmparator Diyojen önderliğindeki büyük bir ordu Selçukluyu ve İslâm'ı yok etmek amacıyla ilerliyordu... A large army under the leadership of Emperor Diogenes was advancing with the aim of destroying the Seljuks and Islam.

Anadolu'daki casuslarından bu durumu haber alan Sultan Alparslan, Sultan Alparslan, who received news from his spies in Anatolia,

Mısır Seferi hazırlıklarını iptal ederek emrindeki 30.000 Askeri ile Anadoluya yöneldi. He canceled the preparations for the Egypt Campaign and headed towards Anatolia with 30,000 soldiers under his command.

Ani'nin fethinden dolayı Bizans'ın saldırılar düzenleyeceğini biliyordu fakat With the conquest of Ani he knew that Byzantine would organize attacks,

Bizans'ın bu kadar büyük bir ordu oluşturabileceğini beklemiyordu. He did not expect that Byzantium could form such a large army.

Diyarbakır dolaylarında bulunan Mervani Kürt Devleti, The Mervani Kurdish State, located near Diyarbakir,

Bizans ordusuna karşı Sultan Alparslan'a 10.000 atlıyla destek verirken, supported Sultan Alparslan against the Byzantine army with 10,000 cavalries and

çevredeki Müslümanların da desteği ile Sultan Alparslanın ordusu 50.000 civarına ulaşmıştı. With the support of the surrounding Muslims, Sultan Alparslan's army reached around 50,000.

Nihayet beklenen an gelip çattı; iki ordu, Muş'un Malazgirt ovasında karşı karşıya geldi... And the moment is finally came, two armies faced Muş's Plain of Manzikert…

Gece çöktüğünde Sultan Alparslan harp taktiğini belirlemek için komutanlarını çadırına topladı. At night, Sultan Alparslan gathered his commanders in his tent to determine the battle plans.

İmparator Diyojen ise sayısal üstünlüğüne güvenerek detaylı bir savaş stratejisi belirlemedi. Emperor Diogenes did not specify a detailed war strategy by relying on his numerical superiority.

Sadece ilk saldırıyı Sultan Alparslan'ın yapmasını bekleyecek ve bu saldırıyı kırınca karşı hücum emri vermekle yetinecekti. He planned to wait for the first attack from Sultan Alparslan and once this attack is blocked,

26 Ağustos Cuma sabahı çadırından çıkan Sultan Alparslan Malazgirt ovasında kendi ordugâhının 8 kilometre uzağında Sultan Alparslan who departed from his tent on Friday morning, August 26,

ovaya yayılmış durumdaki düşman birliklerini gördü. He saw enemy troops scattered across the plain.

Askerlerinin tedirgin ahvalini fark eden Sultan, The Sultan, aware of the troubled circumstances of his soldiers,

Cuma namazını kıldırmasının ardından şu duayı etti: made the Friday prayer and then prayed to Allah:

sonra atına binip ordusuna hitaben; then mounted his horse and shouted to his army;

“Burada Allahü Teâla'dan başka bir sultan yoktur. "There is no other sultan here than Allahu Teâla.

Emir ve kader O'nun elindedir. Command and destiny are in his hands. For this reason you are free to fight with me or leave me."

Bu sebeple benimle birlikte cihad etmekte That's why he's jihad with me

veya benden ayrılmakta serbestsiniz. “ or you are free to leave me. “

Selçuklu ordusu, bu destansı sözlere “Allahu Ekber” nidalarıyla haykırarak yanıt verdi. The Seljuk army responded to these epic words by shouting "Allahu Ekber".

Sultan Alparslan'ı kefen giyip şehitliği kabullenmiş gören Selçuklu ordusunun yiğit erleri birbirleri ile helalleşerek savaş düzeni aldı. The valiant soldiers of the Seljuk army, which accepted Sultan Alparslan as a martyr by wearing a shroud, became halal with each other and took the order of war.

Bu esnada Bizans ordusunda dinsel ayinler yapılmakta ve Papazlar askerleri kutsamaktaydı. At the same time religious rituals were being held in the Byzantine army and priests were blessing the soldiers.

İmparator Diyojen savaşı kazanacağına emindi ve Bizans'ın eski ihtişamlı günlerine döneceğini hayal ediyordu. Emperor Diogenes was sure that he would win the war, and he dreamed that Byzantium would return to its former glory.

Ordusuna, kazanılacak bir zafer neticesine ilişkin büyük vaatlerde bulundu; He made big promises to his army of a victory outcome;

şeref, şan, onur ve kutsal savaş sevapları verileceğini duyurdu. honor, glory, honor and holy war rewards will be given.

İmparator Diyojen ordusunu geleneksel Bizans askeri kaidelerine göre düzenlemişti. Emperor Diogenes arranged his army according to the traditional Byzantine military bases.

Merkezde; İmparator Diyojen komutasında birkaç sıra derinlikte çoğu zırhlı 100.000 piyade ve okçu. In the center; a few rows of deep and mostly armored 100,000 infantry and archers under the command of Emperor Diogenes.

Sol kanatta; General Bryennios komutasında 50.000 süvari. On the left wing; 50,000 cavalry under the command of General Bryennios

ve sağ kanatta; Kapadokyalı General Alyattes komutasında 50.000 süvari. and on the right wing; 50,000 cavalry under the command of Cappadocian General Alyattes.

Selçuklu ordusu ise Hafif hilali andıran oval bir dizilişle 4 ayrı bölüğe ayrıldı; The Seljuk army, on the other hand, was divided into 4 separate divisions with an oval arrangement resembling a light crescent.

Merkezde; Sultan Alparslan komutasında 20.000 Hafif Zırhlı Yaya ve Okçu. In the centre of the crescent stood Sultan Alpaslan who commanded...

Sağ kanatta; Süleyman Şah komutasında 10.000 atlı. On the right wing; 10,000 horsemen under the command of Suleiman Shah.

Sol kanatta; Afşin Bey komutasında 10.000 atlı. Afshin Bey took the left with the same number of cavalry force

Dördüncü olarak arka alanda mevzîlenen bölük ise; Artuk Bey komutasında 10.000 atlı. Fourthly, the company located in the rear area; 10.000 horsemen under the command of Artuk Bey.

Savaş, Cuma Namazının ardından, Sultan Alparslan komutasındaki The battle begun right after the Friday prayer with the attack launched by Sultan Alpaslan's central force ...

hafif zırhlı 20.000 kişilik merkez kuvvetlerinin hücumuyla başladı. It began with the attack of 20,000 lightly armored central forces

Bu hamleye karşı, İmparator Diyojen ağır zırhlı 100.000 kişilik merkez kuvvetlerini ileri sürdü. Against this move, Emperor Diogenes put forward the heavily armored center forces of 100,000 men.

Bir saat süren bu çarpışmadan sonra Sultan Alparslan geri çekilme emri verdi. After an hour-long fighting, Sultan ordered a retreat. Upon seeing that Alpaslan's forces were moving backwards,

Geri çekilen askerleri gören İmparator Diyojen, Romanus gave that one order which clearly showed how much hatred his heart carried against

Yüce Allah'ın dini İslam'a ve o dine tabi olan Müslümanlara Allah's religion, Islam and Muslims who follow that religion

ne denli kin ve nefret beslediğini çok net ifade eden o emri verdi: He gave this order, which clearly expressed how much hatred he harbored:

“Bir tane bile müslümanı sağ komayın” “Let not even one Muslim survive!”

Bunun üzerine Bizans ordusunun sağ ve sol kanatları da Sultan Alparslan'ın peşine düştü. Thereupon, the right and left wings of the Byzantine army followed Sultan Alparslan.

Alparslan'ın Merkez kuvvetleri hafif zırhlı olduklarından dolayı seri bir şekilde kaçıyor lakin Because Alpaslan's forces in the centre were light-armoured, they were able to retreat back at a rapid pace.

Bizans ordusu ağır zırhlı olması sebebiyle onlara yetişemiyordu. The Byzantine army could not reach them because of its heavy armor.

Bu sırada Diyojen'in ordusu düzenden bağımsız bir biçimde tek hedefe ilerliyordu. To make things worse, as Romanus' army stayed focused on the target,

Diyojen'in hesaba katmadığı şey ise; bu geri çekilmenin gerçek bir geri çekilme olmayışıydı. He also did not notice that Alpaslan's move was actually a feigned retreat to ambush the Byzantine army.

Bu geri çekilme aslında sahte bir ricat hamlesiydi. After some time, Sultan first ordered his army to stop the retreat and launch a counterattack on Byzantine positions.

Önce ordusuna dur emri veren Sultan Alparsalan, sonra askerlerine, geri dönerek Sultan Alparsalan, who first ordered his army to stop, then to his soldiers,

250.000 kişilik Bizans ordusuna doğru hücum etmeleri emrini verdi. But later he was to realize that the things were not as he thought.

Süleyman Şah komutasındaki atlılar sağ kanattan, Horsemen under the command of Suleiman Shah from the right wing,

Afşin Bey Komutasındaki atlılar sol kanattan olmak üzere The horsemen under the command of Afşin Bey are on the left wing.

Bizans ordusunun etrafını sararak bir hilal oluşturmaktaydılar. They encircled the Byzantine army and formed a crescent moon.

Bizans ordusu sağ ve sol kanattan üzerlerine gelen atlıların şaşkınlığıyla üçe bölünürken As the Byzantine army was divided into three, with the astonishment of the horsemen coming on them from the right and left wings

ordudaki 20.000 kadar Peçenek ve Kuman askeri de taraf değiştirerek Selçuklu ordusuna katıldı. Also around 20.000 Pechenegs and Cumans fighting in the Romanus' army as mercenaries came into contact with their Seljuk relatives and deserted.

Bu esnada Artuk bey, atlılarıyla Bizans ordusunun arkasından dolanmış ve Bizans ordusunu kurt kapanının içine almıştı. In the meantime Artuk Bey and his cavalry reserve forces in the rear got around the Byzantine army and attacked it from the back.

Bu kapandan çıkış yolu yoktu. There was no way out of this trap.

Sultan Alparslan'ın merkez kuvvetleri Diyojen'in bulunduğu alana kadar yaklaşmışlardı. There was indeed no way out. Sultan Alpaslan's men in the middle approached well into the area where Romanus oversaw the battle.

İmparatorlarından haber alamayan Bizans askerleri zırhlarını atıp kaçmaya başladılar The Emperor was injured and taken prisoner.

lakin ne tarafa doğru kaçacaklarını dahi bilemiyorlardı… ... fleeing the battle though did not even know which way to go…

O gün o kurt kapanının içinde 123.000 Bizanslı öldü. 123,000 Byzantines died in that wolf-trap that day.

Sağ kalanlar Anadolunun dört bir yanına dağıldı… Those who survived fled across Anatolia.

Bu savaş, Türklerin komutasında eski cihad akınlarının tekrar başlayacağını gösteriyordu. This war showed that the old jihad raids would start again at the command of the Turks.

Abbasiler döneminde biten bu akınlar, These raids which ended in the Abbasid period saved the Europeans from the Islamic threat.

Avrupayı İslam tehdidinden kurtarmıştı. It saved Europe from the threat of Islam.

Hristiyan Avrupa ile Müslüman Ortadoğu arasında tampon bölge oluşturan Bizans devletinin The Seljukid state which caused a great power and land loss of the Byzantine that formed a buffer zone between

çok büyük bir güç ve toprak kaybına neden olan Selçuklu devleti, The Seljuk state, which caused a tremendous loss of power and land,

aradaki bu bölgeyi ele geçirerek Avrupa'ya yönelik yeni akınların habercisi oluyordu. Christian Europe and the Muslim Middle East, seized this area and became the new raiders towards Europe

Bütün İslam dünyasının Müslüman Türklerin önderliğinde Avrupa'ya akın başlatacaklarını öngören Papa, Predicting that the entire Islamic world will launch into Europe under the leadership of Muslim Turks,

önlem olarak Haçlı Seferlerini başlatacak, the Pope launched the Crusades as a precaution,

ancak yine de Müslümanların Avrupa'ya yaptığı akınları but could not stop the Muslims' raids on Europe .

ilelebet durduramayacaktı... he could not stop it forever ...