×

LingQ'yu daha iyi hale getirmek için çerezleri kullanıyoruz. Siteyi ziyaret ederek, bunu kabul edersiniz: cookie policy.


image

Açık bilim - Dr Karl ile bilim sohbetleri, 13: DOLUNAY DAVRANIŞLARI ETKİLER Mİ?

13: DOLUNAY DAVRANIŞLARI ETKİLER Mİ?

Günümüzdeki kurt adam kitapları, TV dizileri ve filmlerinin hepsi 1941 yapımı Hollywood klasiği ‘Kurt Adam ‘ filmiyle uyum içerisindedir. Evet, eğer sizin de biraz meyiliniz varsa, dolunay zamanında gözü dönmüş bir kurt adama dönüşebilirsiniz.

İngilizcede gözü dönmüşlük, delilik ve cinnet gibi anlamları içeren ‘lunacy' kelimesi aslında antik bir kelime olup Roma Ay Tanrıçası Luna'nın isminden türetilmiştir. ‘Lunacy‘ kelimesinin bir anlamı da “ayın halleriyle ilişkili olduğuna inanılan ve belli aralıklarla ortaya çıkan delilik hali”dir.

Bu inanç çok eski dönemlere kadar dayanmaktadır. Romalı bilimadamı ve komutan İhtiyar Plini, dolunay geceleri ortaya çıkan nemin beyinde de anormal bir şekilde rutubet yarattığını iddia ediyordu. Ona göre dolunayın insanlarda epilepsi ve deliliğe yol açmasının sebebi de buydu. Ancak İhtiyar Plini yanılıyordu!

Günümüzde bu inanç hâlâ devam etmektedir. Amerika Birleşik Devletleri'nde yürütülen bir araştırmaya göre halkın %40'ı ve akıl sağlığı uzmanlarının %80'i ayın hallerinin insan davranışını etkilediğine inanıyor. Buna rağmen bilimsel kanıtların %99'u ayın insan üzerinde hiçbir etkisi olmadığını kanıtlamış durumda.

Ay'ın (en aydınlık) dolunaydan, yarımay, (en karanlık) yeniay ve tekrar dolunaya dönüşme süreci bir aydan kısa sürmektedir.

Ancak kazalar, alkolizm, anksiyete, taciz, acil durumlar, kumar, depresyon, aile içi şiddet, aşırı doz ilaç alımı ve acil servis ziyaretlerini gerektirecek dikkatsizlikler (her gün olmasına rağmen) dolunayla ilişkilendirilir.

Bu da yetmezmiş gibi, yasa dışı ilaç kullanımı, çocuk kaçırma, cinayetler, doğal afetler, cezaevi şiddeti, psikolojik rahatsızlıklar, psikiyatri kliniğine yatırılmayı gerektirecek durumlar, kendine zarar verme, silahlı saldırılar, bıçaklanmalar, intiharlar, trafik kazaları hatta yediğimiz yemek miktarı gibi bir sorumluluk merkezi aslında “insan” olan birçok olaydan daha güya dolunay sorumlu tutulmaktadır.

Geçtiğimiz yarım yüzyıl boyunca binlerce araştırma ve inceleme dolunayın yukarıdaki listede yer alan davranışlara olan etkisini sorgulamıştır. Nadiren de olsa yapılan araştırmalardan bir tanesi ayın tam halinin davranışlarımızla ilişkili olabileceğini gösterir. Ancak araştırmaya derinlemesine bakıldığında kesinlikle dolunayi bir ilişki olmadığı ortaya çıkar.

Unutmayın ki bu bilgiler bilimsel araştırmaların sunduğu verilerdir. Yerel gazete ve televizyonlarda size sunulan verilerden farklı olabilir. Ne de olsa muhabirlerin uymak zorunda oldukları zaman kısıtlamaları ve hikâye uydurma zorunlulukları vardır; gerçeklerin, yollarına engel teşkil etmesine izin vermezler.

Her şeye rağmen ay etkisi diye bir şeyin olduğunu kabul etmeliyiz. Akademik makalelerde incelenen insanlar modern toplumlarda yaşıyorlardır ve geceleri aydınlanmak için suni ışıktan faydalanırlar. Ancak suni ışık bulunmadan önceki zamanlarda insanlar dolunay günlerinde daha geç uyurlarmış. Sonuçta gökyüzü dolunay zamanlarında normal zamanlara göre 250 kat daha fazla aydınlık olur.

Bu sebeple günümüzde bile, dolunay suni ışık kullanmayan toplumlar için parti, eğlence ve iyi vakit geçirme sebebi olarak değerlendirilmektedir. Bu tip toplumların hayatı dolunay çevresinde gelişir ve bu dönemlerde genellikle kalabalık olunduğundan talihsiz olayların olma sıklığı da artmaktadır. Daha çok insan, şüphesiz daha çok insan eylemi demektir.

Fakat günümüz modern toplumunda insanların delirmesi, hastane acil servislerinin tıklım tıklım dolması veya kişilerin kendilerine zarar vermesi dolunayla ilişikilendirilebilir mi sizce? Hayır! Somut kanıtlar gösteriyor ki bu olayların dolunayla ilişkisi yoktur.

Bu varolmayan dolunay etkisiyle ilgili ortaya atılan bir teoriye göre, ayın dalgalar üzerinde büyük bir etkisi vardır, ve bu dalgalar da sudan meydana geliyor, değil mi? İşte teori buradan yol alıyor ve hepimiz sudan oluştuğumuz için ayın bizim üzerimizde de bir etkisi olması gerektiği kanısına ulaşıyor.

Bu “sözde” teori birçok açıdan yanlıştır.

İlk olarak aya bağlı dalga hareketi, okyanuslar çok büyük ve sıvı olduğu için ortaya çıkıyor. Aynı etki donmuş sıvı hidrojen, oda sıcaklığındaki cıva veya sıcak erimiş demir üzerinde de görülebilirdi. Etki altında olanın su olması gerekmiyor.

İkincisi ise dalgalanmalar sadece büyük kütlelerde meydana gelir, insan bedeninin küçük hacminde değil.

Üçüncü olarak, okyanus dalgalanmaları ayın hem dolunay, hem yeni ay, hem de yarımay hallerinde meydana geliyor. Güneş onun bütün yüzünü bize her zaman göstermese de ayın yerçekimsel etkisi hep devam etmektedir.

Tüm bu olan biteni açıklamak için daha iyi bir teori olarak, seçici hatırlama teorisini düşünebiliriz. Başınıza bir iş geliyor, dışarıya bakıyorsunuz ki zifiri karanlığın içerisinde ender rastlanan o hayvanı, yani dolunayı görüyorsunuz. İki ile ikiyi topluyor beş sonucunu buluyorsunuz ve başınıza iş açan şeyin dolunay olduğuna inanıyorsunuz.

Dolunayın insan davranışını muazzam derecede etkilediği inancı tamamen kültürel bir kalıntıdır. Yapay ışık üretemediğimiz geçmiş dönemlerde dolunay eşliğinde parti yaptığımız zamanlardan kalan bir hafıza etkisidir.

Fakat günümüzde dolunay sadece ay ışıdır.


13: DOLUNAY DAVRANIŞLARI ETKİLER Mİ?

Günümüzdeki kurt adam kitapları, TV dizileri ve filmlerinin hepsi 1941 yapımı Hollywood klasiği ‘Kurt Adam ‘ filmiyle uyum içerisindedir. Die heutigen Werwolf-Bücher, Fernsehserien und Filme stimmen mit dem Hollywood-Klassiker "The Wolf Man" von 1941 überein. Today's werewolf books, TV series and movies are all in harmony with the 1941 Hollywood classic 'Werewolf' movie. Evet, eğer sizin de biraz meyiliniz varsa, dolunay zamanında gözü dönmüş bir kurt adama dönüşebilirsiniz. Yes, if you have a bit of a tendency, you can turn into a werewolf in full moon time.

İngilizcede gözü dönmüşlük, delilik ve cinnet gibi anlamları içeren ‘lunacy' kelimesi aslında antik bir kelime olup Roma Ay Tanrıçası Luna'nın isminden türetilmiştir. The word 'lunacy' is an ancient word containing English meanings such as dazedness, madness and insanity, and is derived from the name of the Roman Moon Goddess Luna. ‘Lunacy‘ kelimesinin bir anlamı da “ayın halleriyle ilişkili olduğuna inanılan ve belli aralıklarla ortaya çıkan delilik hali”dir. One meaning of the word 'lunacy' is 'the state of madness that is believed to be related to the states of the moon and emerges at certain intervals'.

Bu inanç çok eski dönemlere kadar dayanmaktadır. This belief dates back to very old times. Romalı bilimadamı ve komutan İhtiyar Plini, dolunay geceleri ortaya çıkan nemin beyinde de anormal bir şekilde rutubet yarattığını iddia ediyordu. Roman scientist and commander Old Man Plini claimed that the moisture that appeared on full moon nights also caused abnormal moisture in the brain. Ona göre dolunayın insanlarda epilepsi ve deliliğe yol açmasının sebebi de buydu. That is why the full moon caused epilepsy and insanity in humans. Ancak İhtiyar Plini yanılıyordu! But Old Plini was wrong!

Günümüzde bu inanç hâlâ devam etmektedir. Today, this belief continues. Amerika Birleşik Devletleri'nde yürütülen bir araştırmaya göre halkın %40'ı ve akıl sağlığı uzmanlarının %80'i ayın hallerinin insan davranışını etkilediğine inanıyor. According to a study conducted in the United States, 40% of the public and 80% of mental health professionals believe that the state of the moon affects human behavior. Buna rağmen bilimsel kanıtların %99'u ayın insan üzerinde hiçbir etkisi olmadığını kanıtlamış durumda. However, 99% of scientific evidence has proven that the moon has no effect on man.

Ay'ın (en aydınlık) dolunaydan, yarımay, (en karanlık) yeniay ve tekrar dolunaya dönüşme süreci bir aydan kısa sürmektedir. It takes less than a month to transform the Moon from (brightest) full moon, half moon, (darkest) new moon and full moon again.

Ancak kazalar, alkolizm, anksiyete, taciz, acil durumlar, kumar, depresyon, aile içi şiddet, aşırı doz ilaç alımı ve acil servis ziyaretlerini gerektirecek dikkatsizlikler (her gün olmasına rağmen) dolunayla ilişkilendirilir. However, accidents, alcoholism, anxiety, harassment, emergencies, gambling, depression, domestic violence, overdose medication and carelessness that require emergency visits (although every day) are associated with the full moon.

Bu da yetmezmiş gibi, yasa dışı ilaç kullanımı, çocuk kaçırma, cinayetler, doğal afetler, cezaevi şiddeti, psikolojik rahatsızlıklar, psikiyatri kliniğine yatırılmayı gerektirecek durumlar, kendine zarar verme, silahlı saldırılar, bıçaklanmalar, intiharlar, trafik kazaları hatta yediğimiz yemek miktarı gibi bir sorumluluk merkezi aslında “insan” olan  birçok olaydan daha güya dolunay sorumlu tutulmaktadır. As if that wasn't enough, illegal drug use, child abduction, murders, natural disasters, prison violence, psychological disturbances, situations requiring hospitalization in psychiatry clinics, self-harm, armed attacks, stabbing, suicides, traffic accidents or even the amount of food we eat. The full moon is blamed for more incidents, the center of which is actually “human”.

Geçtiğimiz yarım yüzyıl boyunca binlerce araştırma ve inceleme dolunayın yukarıdaki listede yer alan davranışlara olan etkisini sorgulamıştır. Throughout the past half century, thousands of researches and studies have questioned the effect of full moon on the behaviors listed above. Nadiren de olsa yapılan araştırmalardan bir tanesi ayın tam halinin davranışlarımızla ilişkili olabileceğini gösterir. Rarely, only one of the studies shows that the full moon may be related to our behavior. Ancak araştırmaya derinlemesine bakıldığında kesinlikle dolunayi bir ilişki olmadığı ortaya çıkar. However, when we look at the research in depth, it turns out that there is absolutely no relationship with the full moon.

Unutmayın ki bu bilgiler bilimsel araştırmaların sunduğu verilerdir. Please note that this information is the data provided by scientific research. Yerel gazete ve televizyonlarda size sunulan verilerden farklı olabilir. Ne de olsa muhabirlerin uymak zorunda oldukları zaman kısıtlamaları ve hikâye uydurma zorunlulukları vardır; gerçeklerin, yollarına engel teşkil etmesine izin vermezler. After all, reporters have time constraints and imperative to make up a story; they do not allow facts to interfere with their path.

Her şeye rağmen ay etkisi diye bir şeyin olduğunu kabul etmeliyiz. After all, we have to admit that there is such a thing as the moon effect. Akademik makalelerde incelenen insanlar modern toplumlarda yaşıyorlardır ve geceleri aydınlanmak için suni ışıktan faydalanırlar. People studied in academic articles live in modern societies and use artificial light to illuminate at night. Ancak suni ışık bulunmadan önceki zamanlarda insanlar dolunay günlerinde daha geç uyurlarmış. However, in the times before artificial light was available, people slept later on full moon days. Sonuçta gökyüzü dolunay zamanlarında normal zamanlara göre 250 kat daha fazla aydınlık olur. As a result, the sky becomes 250 times more bright than normal times in full moon times.

Bu sebeple günümüzde bile, dolunay suni ışık kullanmayan toplumlar için parti, eğlence ve iyi vakit geçirme sebebi olarak değerlendirilmektedir. For this reason, even today, the full moon is considered as a reason for party, entertainment and a good time for societies that do not use artificial light. Bu tip toplumların hayatı dolunay çevresinde gelişir ve bu dönemlerde genellikle kalabalık olunduğundan talihsiz olayların olma sıklığı da artmaktadır. The life of such societies develops around the full moon and the frequency of unfortunate events increases as they are usually crowded during these periods. Daha çok insan, şüphesiz daha çok insan eylemi demektir. More people no doubt means more human action.

Fakat günümüz modern toplumunda insanların delirmesi, hastane acil servislerinin tıklım tıklım dolması veya kişilerin kendilerine zarar vermesi dolunayla ilişikilendirilebilir mi sizce? But in today's modern society, do you think that people going crazy, the hospital emergency rooms are overcrowded, or people hurting themselves can be associated with the full moon? Hayır! Somut kanıtlar gösteriyor ki bu olayların dolunayla ilişkisi yoktur.

Bu varolmayan dolunay etkisiyle ilgili ortaya atılan bir teoriye göre, ayın dalgalar üzerinde büyük bir etkisi vardır, ve bu dalgalar da sudan meydana geliyor, değil mi? İşte teori buradan yol alıyor ve hepimiz sudan oluştuğumuz için ayın bizim üzerimizde de bir etkisi olması gerektiği kanısına ulaşıyor. This is where the theory goes and comes to the conclusion that the moon should have an effect on us, as we are all made of water.

Bu “sözde” teori birçok açıdan yanlıştır. This “pseudo” theory is wrong in many ways.

İlk olarak aya bağlı dalga hareketi, okyanuslar çok büyük ve sıvı olduğu için ortaya çıkıyor. First, lunar wave action occurs because the oceans are so large and liquid. Aynı etki donmuş sıvı hidrojen, oda sıcaklığındaki cıva veya sıcak erimiş demir üzerinde de görülebilirdi. The same effect could be seen on frozen liquid hydrogen, room temperature mercury, or hot molten iron. Etki altında olanın su olması gerekmiyor. It doesn't have to be water that is under the influence.

İkincisi ise dalgalanmalar sadece büyük kütlelerde meydana gelir, insan bedeninin küçük hacminde değil. Second, fluctuations occur only in large masses, not in small volumes of the human body.

Üçüncü olarak, okyanus dalgalanmaları ayın hem dolunay, hem yeni ay, hem de yarımay hallerinde meydana geliyor. Third, ocean ripples occur during the full moon, new moon, and half moon phases of the moon. Güneş onun bütün yüzünü bize her zaman göstermese de ayın yerçekimsel etkisi hep devam etmektedir. Although the sun does not always show its face to us, the gravitational effect of the moon always continues.

Tüm bu olan biteni açıklamak için daha iyi bir teori olarak, seçici hatırlama teorisini düşünebiliriz. As a better theory to explain all of this, we can think of selective recall theory. Başınıza bir iş geliyor, dışarıya bakıyorsunuz ki zifiri karanlığın içerisinde ender rastlanan o hayvanı, yani dolunayı görüyorsunuz. Something happens to you, you look outside and you see that rare animal in the pitch blackness, that is, the full moon. İki ile ikiyi topluyor beş sonucunu buluyorsunuz ve başınıza iş açan şeyin dolunay olduğuna inanıyorsunuz. You add two by two, you get the result of five, and you believe it is the full moon that gets you a lot of work.

Dolunayın insan davranışını muazzam derecede etkilediği inancı tamamen kültürel bir kalıntıdır. The belief that the full moon tremendously influences human behavior is a purely cultural relic. Yapay ışık üretemediğimiz geçmiş dönemlerde dolunay eşliğinde parti yaptığımız zamanlardan kalan bir hafıza etkisidir. It is a memory effect from the past when we couldn't produce artificial light when we were partying with the full moon.

Fakat günümüzde dolunay sadece ay ışıdır. But today the full moon is just moonlight.