×

LingQ'yu daha iyi hale getirmek için çerezleri kullanıyoruz. Siteyi ziyaret ederek, bunu kabul edersiniz: çerez politikası.


image

Daha Türkçe Okuyorum, Hayvanat Bahçesinde

Hayvanat Bahçesinde

HAYVANAT BAHÇESİNDE

Can - Baba, daha çok yol var mı?

Gelmedik mi? Baba - Biraz daha var, oğlum!

Hayvanat bahçesi şehir dışında. Bak, burası Darıca. Can - Baba, hayvanlar hayvanat bahçesinde birbirlerini yemezler mi?

Baba - Hayır, oğlum.

Orada aslanlar kapalı bir bahçede, balıklar ayrı ayrı akvaryumlarda, kuşlar da kocaman kafeslerde yaşıyor. Can - Baba, fillerle zürafaları da görecek miyiz?

Baba - İşte geldik oğlum !

Otobüsten inelim, bilet alalım. Can - Baba, burada atlar da var mı?

Baba - Sabırlı ol!

Yavaş yavaş hayvanat bahçesini dolaşacağız. Can - Aaa... bak!

Burada yavru bir at var. Baba - O at değil, zebra.

Ayrıca atın yavrusuna 'tay' diyoruz. Can - Ne komik, zebra pijamalı eşek gibi.

Baba - Zebraların hepsi pijamalı, oğlum!

Bak, burada geyikler ve karacalar var. Can - Hangisi karaca?

Baba - Şuradaki karaca, oradaki büyük boynuzlu hayvan da geyik.

Can - Baba, aslanlar nerede?

Baba - İşte burada!

Bak, burada bir de kaplan var. Can - Baba, kaplanlar her şeyi yer mi?

Baba - Hayır, her şeyi yiyemez, sadece et yerler.

Can - Aaa.. baba, bak!

Bu kuşların gagası torba gibi. Baba - Onlar pelikan.

Can - Çok büyükler; uçabilirler mi?

Baba - Evet, uçabilirler, ama bütün kuşlar uçamaz.

Can - Hangileri uçamaz?

Baba - Meselâ, penguenler, tavuklar uçamaz.

Can - Baba, burada bir yılan uyuyor.

Baba - Dinleniyor, uyumuyor.

Hayvanlardan hangisini beğendin? Can - Bunu beğendim.

Baba - Bu yılanın adı kobra.

Evet, güzel bir hayvan, ama çok tehlikeli! Sen yılanlardan korkmuyor musun? Can - Şimdi korkmuyorum, çünkü şimdi buraya gelemez, değil mi?

Balıklara bakalım mı? Baba - Akılı çocuk!

Haydi gel! Belki timsahları da görürüz. Can - Timsahlar beni yiyebilir mi?

Baba - Timsahlar her canlıyı yiyebilir, ama insanlar hayvanlardan daha güçlü, oğlum.

Çünkü biz akıllıyız. Ama maalesef vahşi hayvanları boynuzları, dişleri, kürkleri için öldürüyoruz. Can - Biliyorum baba, okulda da öğreniyoruz.

Bunun için ben hayvanlara kötü bir şey yapmıyorum. Baba- Ne yapmıyorsun, meselâ?

Can- Meselâ bazı çocuklar gibi köpeklere taş atmıyorum, kedilerin kuyruğuna basmıyorum.

Baba- Aferin aslan oğluma!


Hayvanat Bahçesinde في حديقة الحيوان Im Zoo In the zoo En el zoo Au zoo 동물원에서 В зоопарке

HAYVANAT BAHÇESİNDE في حديقة الحيوان IN THE ZOO

Can - Baba, daha çok yol var mı? هل - أبي ، هل هناك طريق طويل لنقطعه؟ Can - Dad, are there more roads? Can - Papa, le chemin est encore long ? Может - Папа, а впереди еще долгий путь?

Gelmedik mi? ألم نأت؟ Do not come? Nous ne sommes pas venus ? Разве мы не пришли? Baba - Biraz daha var, oğlum! Dad - I got some more, boy! Dad - Il y en a un peu plus, fiston !

Hayvanat bahçesi şehir dışında. حديقة الحيوان خارج المدينة. The zoo is out of town. Le zoo n'est pas en ville. Зоопарк находится за городом. Bak, burası Darıca. اسمع ، هذه داريكا. Look, this is Darica. Смотри, это Дарика. Can - Baba, hayvanlar hayvanat bahçesinde birbirlerini yemezler mi? Can the father eat animals in the zoo? Can - Papa, les animaux ne se mangent pas entre eux au zoo ? Можно - Папа, а разве в зоопарке животные не едят друг друга?

Baba - Hayır, oğlum. Dad - No, my son. Père - Non, mon fils.

Orada aslanlar kapalı bir bahçede, balıklar ayrı ayrı akvaryumlarda, kuşlar da kocaman kafeslerde yaşıyor. There lions in a closed garden, fish separately in aquariums, birds live in huge cages. Les lions y vivent dans un jardin clos, les poissons dans des aquariums séparés et les oiseaux dans d'immenses cages. Там львы живут в закрытом саду, рыбы - в отдельных аквариумах, а птицы - в огромных клетках. Can - Baba, fillerle zürafaları da görecek miyiz? هل - أبي ، هل سنرى الأفيال والزرافات أيضًا؟ Can we see giraffes with elephants? Можно - папа, а слонов и жирафов мы тоже увидим?

Baba - İşte geldik oğlum ! أبي - نحن هنا! Dad - Here we are! Papa - Nous y voilà ! Папа - Вот и мы!

Otobüsten inelim, bilet alalım. Son, get off the bus, get a ticket. Fils, descendons du bus et achetons un billet. Сынок, давай выйдем из автобуса и купим билет. Can - Baba, burada atlar da var mı? Can - Dad, do you have horses here? Can - Papa, il y a aussi des chevaux ici ?

Baba - Sabırlı ol! أبي - كن صبورا! Father - be patient! Père - Sois patient ! Папа - Потерпи!

Yavaş yavaş hayvanat bahçesini dolaşacağız. Slowly, we'll walk around the zoo. Nous ferons une visite guidée du zoo. Can - Aaa... bak! Can - Uh ... look! Can - Aaa... regarde !

Burada yavru bir at var. هنا حصان صغير. There's a baby horse here. Il y a un bébé cheval ici. Здесь есть детская лошадь. Baba - O at değil, zebra. Dad - He's not a horse, Zebra. Papa - Ce n'est pas un cheval, c'est un zèbre.

Ayrıca atın yavrusuna 'tay' diyoruz. كما نطلق على عجل الحصان اسم "المهر". We also call the horses 'foal'. La progéniture d'un cheval est également appelée "poulain". Мы также называем теленка лошади «жеребенком». Can - Ne komik, zebra pijamalı eşek gibi. Can - كم هو مضحك ، مثل حمار في بيجاما حمار وحشي. Can - What a funny, zebra pajamas. Can - Comme c'est drôle, on dirait un âne en pyjama zébré.

Baba - Zebraların hepsi pijamalı, oğlum! أبي - الحمير الوحشية كلها في منامة ، يا بني! Father - the zebras are all in pajamas, my son! Dad - Les zèbres sont tous en pyjama, fiston ! Папа - Зебры все в пижамах, сынок!

Bak, burada geyikler ve karacalar var. Look, there's deer and deer here. Regardez, il y a des cerfs et des chevreuils ici. Смотрите, здесь есть олени и косули. Can - Hangisi karaca? Can - Which roe? Can - Lequel est le cerf ? Можно - Какой из них олень?

Baba - Şuradaki karaca, oradaki büyük boynuzlu hayvan da geyik. أبي - هذا غزال ، وهذا الحيوان ذو القرون الكبيرة غزال. Daddy - There's the roe deer, the big horned beast there. Le père - C'est un chevreuil et ce grand animal à cornes là-bas est un cerf. Отец - Это косуля, а вон то большое рогатое животное - олень.

Can - Baba, aslanlar nerede? Can - Dad, where are the lions? Can - Papa, où sont les lions ?

Baba - İşte burada! Dad - Here it is! Papa - Le voilà ! Папа - Вот он!

Bak, burada bir de kaplan var. Look, there's a tiger here. Regardez, il y a un tigre ici. Смотри, здесь тоже тигр. Can - Baba, kaplanlar her şeyi yer mi? Can - Dad, do tigers eat everything? Peut - Papa, les tigres mangent-ils tout ? Можно - Папа, а тигры все едят?

Baba - Hayır, her şeyi yiyemez, sadece et yerler. أبي - لا ، لا يستطيع أن يأكل كل شيء ، يأكلون اللحوم فقط. Dad - No, he can't eat anything, they just eat meat. Father - Non, ils ne peuvent pas manger de tout, seulement de la viande.

Can - Aaa.. baba, bak! Can, uh ... dad, look! Can - Aaa... papa, regarde !

Bu kuşların gagası torba gibi. These birds are like a buggy bag. Ces oiseaux ont des becs comme des sacs. У этих птиц клювы похожи на мешки. Baba - Onlar pelikan. They're pelicans.

Can - Çok büyükler; uçabilirler mi? Can - Very big; Can they fly? Peut - Ils sont très grands ; peuvent-ils voler ? Могут - Они очень большие; могут ли они летать?

Baba - Evet, uçabilirler, ama bütün kuşlar uçamaz. Dad - Yeah, they can fly, but not all birds can fly. Le père - Oui, ils peuvent voler, mais tous les oiseaux ne peuvent pas voler. Папа - Да, они умеют летать, но не все птицы умеют летать.

Can - Hangileri uçamaz? Can - Who can not fly?

Baba - Meselâ, penguenler, tavuklar uçamaz. Father - for example, penguins, chickens cannot fly. Père - Par exemple, les pingouins et les poules ne peuvent pas voler. Отец - Например, пингвины и цыплята не могут летать.

Can - Baba, burada bir yılan uyuyor. يمكن - أبي ، ثعبان ينام هنا. Can, Dad, a snake is here. Can - Papa, un serpent dort ici. Можно - Папа, здесь спит змея.

Baba - Dinleniyor, uyumuyor. Father - resting, not sleeping. Papa - Il se repose, il ne dort pas. Папа - Он отдыхает, а не спит.

Hayvanlardan hangisini beğendin? Welches der Tiere magst du? Which one did you like? Lequel de ces animaux préfères-tu ? Кто из животных вам нравится? Can - Bunu beğendim. Can - I like this. Can - J'aime ça.

Baba - Bu yılanın adı kobra. Father - this snake's name is cobra. Papa - Ce serpent s'appelle cobra.

Evet, güzel bir hayvan, ama çok tehlikeli! Yes, a beautiful animal, but very dangerous! Oui, un bel animal, mais très dangereux ! Sen yılanlardan korkmuyor musun? Are you not afraid of snakes? N'avez-vous pas peur des serpents ? Вы не боитесь змей? Can - Şimdi korkmuyorum, çünkü şimdi buraya gelemez, değil mi? Kann - ich habe jetzt keine Angst, weil er jetzt nicht hierher kommen kann, oder? Can - I'm not afraid now, because he can't come here now, can he? Je n'ai pas peur maintenant, parce qu'il ne peut pas venir ici, n'est-ce pas ? Можно - я теперь не боюсь, потому что он не может сюда прийти, да?

Balıklara bakalım mı? Let's see the fish. Allons-nous voir le poisson ? Baba - Akılı çocuk! Dad - a smart kid! Le père - Sage garçon !

Haydi gel! Come on! Allez, on y va ! Belki timsahları da görürüz. Maybe we can see alligators. Nous verrons peut-être des crocodiles. Может быть, мы увидим крокодилов. Can - Timsahlar beni yiyebilir mi? Can the crocodiles eat me?

Baba - Timsahlar her canlıyı yiyebilir, ama insanlar hayvanlardan daha güçlü, oğlum. أبي - يمكن للتماسيح أن تأكل أي شيء حي ، لكن البشر أقوى من الحيوانات ، يا بني. Father - Crocodiles can eat every living thing, but people are stronger than animals, son. Le père - Les crocodiles peuvent manger n'importe quelle créature vivante, mais les hommes sont plus forts que les animaux, mon fils. Отец - Крокодилы могут съесть любое живое существо, но люди сильнее животных, сынок.

Çünkü biz akıllıyız. Because we're smart. Parce que nous sommes intelligents. Потому что мы умные. Ama maalesef vahşi hayvanları boynuzları, dişleri, kürkleri için öldürüyoruz. لكن لسوء الحظ نقتل الحيوانات البرية من أجل قرونها وأسنانها وفرائها. Unfortunately, we kill wild animals for horns, teeth, fur. Malheureusement, nous tuons les animaux sauvages pour leurs cornes, leurs dents et leur fourrure. Но, к сожалению, мы убиваем диких животных ради их рогов, зубов, меха. Can - Biliyorum baba, okulda da öğreniyoruz. Can - I know, Dad, we learn in school. Can - Je sais papa, nous apprenons aussi à l'école.

Bunun için ben hayvanlara kötü bir şey yapmıyorum. Deshalb tue ich Tieren nichts Schlimmes. For that I don't do anything bad to the animals. C'est pourquoi je ne fais rien de mal aux animaux. Поэтому я не делаю ничего плохого животным. Baba- Ne yapmıyorsun, meselâ? Dad- What are you not doing, for example? Papa - Qu'est-ce que tu ne fais pas, par exemple ?

Can- Meselâ bazı çocuklar gibi köpeklere taş atmıyorum, kedilerin kuyruğuna basmıyorum. I'm not throwing rocks at dogs, like some kids. Peut- Par exemple, je ne jette pas de pierres aux chiens et je ne marche pas sur la queue des chats comme certains enfants. Можно - Например, я не бросаю камни в собак и не наступаю на хвосты кошкам, как некоторые дети.

Baba- Aferin aslan oğluma! Papa - Guter Junge, Löwenjunge! Father - well done, lion son! Père- Bravo mon fils lion ! Отец - Молодец, мой львиный сын!