×

We use cookies to help make LingQ better. By visiting the site, you agree to our cookie policy.

image

ZihinX, Tembellik ve erteleme hastalığını tamamen yok etmenin tek yolu

Tembellik ve erteleme hastalığını tamamen yok etmenin tek yolu

Daha çok zaman var, şimdi hiç uğraşasım yok,içimden de gelmiyor.

Canim isteyince devam ederim işime.

Şu an hiç zamanım yok,

olduğunda spor salonuna kaydımı yaptırcam

gece gündüz demeden spor yaparak vücudumu forma sokacağım.

Bu sigara paketini de bitireyim son, kesin bırakıcam sigarayı, söz.

Şu an hiç tadım yok, sonra bitiririm derslerimi.

Şu üniversite bir bitsin, kendimi geliştirmek için gece gündüz kitap okuyacağım, kurslara, seminerlere katılacağım.

Ya,bugün arkadaşlarla buluşayım, yarın bitiririm işimi.

Herkese tanıdık geldi değil mi bu düşünceler?

Kimi kandırıyoruz?

Kendimizi mi?..

Yok ‘Hevesim olduğunda yaparım', yok ‘Kendimi hazır hissettiğimde yaparım', yok ‘hevesim çok çabuk kaçıyor benim, yeniden bu işi yapabilmek için kendimi motive edemiyorum',

Bunların hepsi ne biliyor musunuz?

Boş boş bahaneler. Tembellikten başka bir şey değil bunlar.

Yapmak zorunda olduğunuz şeyleri yapmayarak kendinizi şuçlu hissetmemeniz için

bahaneler uydurarak sadece kendinizi kandırıyorsunuz.

Bir çoğumuz ancak hayalimizde bir şeyleri başarabildiğimizi düşünür ve

bir gün başarılı olacağımıza kendimizi inandırırız.

Fakat o ‘Bir gün' ne zaman, hangi gün bunu bilmiyoruz.

Ve bu şekilde de hayatımıza devam edip gidiyoruz.

Günler, aylar, seneler birbirini kovalıyor.

Bir bakıyoruz ki, 1 sene ,2 sene su gibi geçmiş, bizse hala aynı noktadayız ve düşünüyoruz,

daha hiçbir şeye başlayamamışız. Bence, kitabı okuyanlar, sizlerle su an hangi kitap hakkında konuşacağımı hemen tahmin etmiştir.

Evet, bu günkü kitabımız Brian Tracyi'nin ‘Bahane Yok- Kendi kendine disiplinin gücü' adli kitabı.

Büyük bir motivasyon ve heyecanla bir şey üzerinde çalışmak için

ideal şartların oluşması tabiki de çok güzel.

Keşke, işimizi yaparken önümüze hiçbir engel çıkmasa.

Fakat, trafikte, hiçbir zaman bütün ışıkların aynı anda yeşil yanmadığı gibi

hayatta da hiçbir başarı çok rahat bir şekilde elde edilmez.

Dikkat ettiyseniz, bizim için en yararlı olan işlerin büyük çoğunluğu hep sıkıcı ve yorucu işlerdir.

Sıkıcı bir işi erteleyerek, onu yapmak için

heves ve enerjimizin gelmesini beklersek sadece kendimizi kandırmış oluruz. Çünkü büyük ihtimalle, o heves hiç bir zaman gelmeyecek

ve böyle devam ederse de, biz hiç bir zaman amaçlarımıza ulaşamayacagiz.

Üstüne bir de o işler beynimizde ağır bir yüke dönüşüp ekstra stres yaratacak.

Bu yüzden, bir işi ne kadar ertelersek, o iş bize sanki 10 kat ağır bir iş yapıyormuşuz gibi gelmeye baslar

ve bizim için büyük bir eziyete dönüşür.

Kısacası şimdi yapmanız gereken bir işiniz varsa, onu ya şimdi yapmalısınız, ya da hiçbir zaman. Bunu unutmayın;

Başarı elde etmek için zahmet çekmeliyiz, enerji harcamalıyız ki,

bu enerji bize başarı şeklinde geri dönsün.

Motivasyonumuz olmadan kendimizi bir işi yapmaya zorlamamıza öz disiplin denir. Öz disiplin bir kasa benzer,

ona sürekli egzersiz yaptırmamız lazım.

Egzersiz yaptıkca o da gelişir ve bir süre sonra daha ağır ve sıkıcı işleri,

hic içimizden gelmese de yapmaya başlarız.

Tembel olmayan, çalışkan ve başarılı insanların en büyük meziyeti

öz disiplinlerinin diğer insanlardan daha güçlü olması

ve uzun yıllar çalışarak onu daha da iyi seviyeye getirmeleri..

Diyelim ki öğrencisiniz.

‘ Yaaa o kadar yorgunum ki, hic film izleyesim yok.

Keşke şu an çalışacağım bir ders olsaydı da, biraz üzerine çalışıp, sonra dinlenseydim'

diyen birini hiç gördünüz mü?

Ya da diyelim ki arkadaşlarınızla bir kafedesiniz.

O an bir arkadaşınızın ‘Keşke şu an işte olsaydım .

Müdürün bana verdiği binlerce detayı olan kontratlar listesini excele yazarak biraz eğlenirdim'

dediğini duydunuz mu hiç?

Ya da her hafta başkalari televizyonda sevdigi filmleri izlerken

veya bilgisayar oyunu oynarken,

benimse bu videolar için metin yazarken çok eğlendiğimi düşünmüyorsunuzdur herhalde. O yüzden ‘Benim hevesim çabuk kaçıyor, hic motivasyonum yok' gibi boş ve anlamsız bahaneler ureterek kendinizi haklı çıkarmaya calismayin lütfen.

Eğer hevesiniz yoksa ve çabuk bıkıyorsanız, bu sadece sizin suçunuz.

Öz disiplininizi yeterince geliştirememişsiniz demek ki.

Öz disiplini geliştirmenin tek yolu kendimiz için bir hedef koyarak kendimizi zorlamamızdır.

Mesela diyelim ki, her sabah erken uyanmak için 15 defa her 2 dakikada bir çalacak şekilde alarmı ayarlamak yerine,

yalnız bir kez çalacak şekilde alarmı ayarlayıp,

alarm çalar çalmaz da yatakta oyalanmadan hemen kalkacağımıza dair kendimize söz verebiliriz.

2-3 hafta bunu devamlı olarak yaptıktan sonra daha zor şeylere, mesela, 1 ay içinde çok sevdiğimiz fakat bizim için zararlı herhangi bir tatlı

veya yemekten uzak durmaya kendimizi zorlayabiliriz.

Bu şekilde her defasında sabah kalktığımızda soğuk duş almak gibi biraz daha zor şeyleri yapmaya

kendimizi zorlarsak öz disiplinimiz geliştikce sigarayı birakmak için bile bu yöntemi uygulayabiliriz. Öz disiplinimizi bu şekilde geliştirdikçe bizim için sıkıcı işleri yapmak

artık heves ve motivasyonumuza bağlı olmayacaktır.

Bu yolla işlerimize duygularımızla değil, mantığımızla yaklaşmis oluruz

ve onları zamanında başlayıp zamaninda bitirmeyi öğreniriz.

Böylece her gün meditasyon yapmaya, spor yapmaya, ya da dindar biriysek günlük ibadetlerimizi yapmaya

engel olan tembellik duygumuzun da üstesinden gelebiliriz.

Öz disiplinimizin güçlü olmasının bize kazandırdığı ikinci bir avantaj ise,

yaptığımız işin çokluğu, efektifliği ve güzel sonuçlarından dolayı kendimiz için çalışkan bir kişi imajı çizdiğimizde,

bu bizim yapmak zorunda olduğumuz işler icin,heves ve motivasyonumuzu arttıracaktır. Genelde insanoğlu doğası geregi iyi özelliklere (meziyetlere) sahip olduğunu karsi taraftan duyunca

kendini mutlu hisseder ve herhangi bir özelliğinden dolayı insanlar ona saygı gösterirse,

o zaman elinden geldigince o itibarı korumaya calisir. Kendinizi düşünün.

Diyelim ki, bir çok kişi sizi ‘ çok iyi sır tutan' biri olarak biliyor

ve birkaç kez size ‘helal olsun sana, gerçekten de ser verip sır vermeyen birisin' demişler.

Bu neye sebep olacak?

Siz buna benzer iltifatları duymaktan zamanla daha çok hoşlanacak,

bu konudaki itibarınızı kaybetmemek ve hep sizi bildikleri kişi olarak kalmanız için

o kişilerin sırlarına hassasiyetle yaklaşacaksınız.

Aynı şey ‘Çalışkan , gayretli‘ vs. gibi sözler için de geçerli.

Kisacasi siz öz disiplininizi geliştirip,

daha kısa zamanda daha çok verimli çalışarak daha iyi sonuçlar elde edebilirseniz,

etrafınızdakilerin, iş arkadaşlarınızın veya müdürünüzün gözünde çalışkan biri olarak itibar kazanacaksınız.

Sizi böyle biri olarak tanıdıklarındaysa, işiniz bayagi kolaylaşacaktır.

Çünkü siz artık işinizi hem de, yaratmis oldugunuz bu itibarı korumak icin yapacaksınız ve bu sizin motivasyonunuz olacak..

Yani hem güçlü bir öz disiplininiz hem de yeterli motivasyonunuz olacaktır.

Böylece yaptığınız işler size daha az sıkıcı gelecek ve iş yapma hızınız da artacaktır. Öz disiplininizi daha da güçlendirmek, aynı zamanda hayat kalitenizi daha da arttırmak için para biriktirmeyi öğrenmelisiniz. ‘Aldığım maaş belli, o kadarcik maaşla ben nasıl para biriktireyim?' dediğinizi duyar gibiyim.

Para biriktirebilmeniz için illaki gelirinizin yuksek olması gerekmez.

Önce gelirinizin sadece %1-ini bir kenara atmakla başlayıp, bunu daha sonra %10'a kadar çıkarabilirsiniz.

Diyelim ki, 1600 lira maaş alıyorsunuz ve bu miktar, ailenizin aylık harcamasına zar zor yetiyor.

Mesela, yarın müdürünüz size ‘Şirketimizin durumu çok kötü. Bu yüzden maaşları düşürmek zorundayiz.

Bundan sonraki aylık maaşın 1600 lira yerine %10 daha az, yani 1440 lira olacak.' dedi.

Simdi, o 160 lira yüzünden açlıktan ölecek misiniz?

Günümüzde iş bulmanın ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz.

O yüzden büyük ihtimalle, bir çoğumuz işten ayrılıp yeni bir iş arayışına girmeyi düşünmeyecektir. Tabi ki, 1600 lirayla ailenizi nasıl geçindirmeye çalıştıysanız,

bundan sonra da 1440 lirayla geçinmeyi bir şekilde başarmaya calisacaksiniz.

Başka çareniz olmadığı icin de başa gelen çekilir diyeceksiniz.

Yani istersek biz de az olan gelirimizin bile %10'unu bir kenara atarak para biriktirebiliriz.

Bunun için İllaki mudurun maaşımızı dusurmesine veya kendi işinizse satışların azalmasına gerek yok degil mi?

Çoğumuz bu miktari azimsayip, aylık 160 lira biriktirmekle ne yapabilirim ki diye dusunebilir.

O zaman şöyle bir soru sorayım ben size.

0 mı büyük yoksa 160mı?

Tabiki de 160.

En kotu senaryoda hayat şartlarınız veya kariyerinizde onunuzdeki 5 sene içerisinde hiçbir gelişme,

, maas zammi veya gelirinizin bir şekilde artması vs. gibi bir durum olmasa bile

o zaman bir kenarda birikmiş 9600 liranız olacak. Kenarda birikmiş bir paraninizin olması kendinizi daha rahat ve guvendehissetmenizi saglayacak.

Sizi yeni bir şeyler yapma konusunda motive edecek,

bir yerlere para yatırmak veya birileriyle ortak olup küçük bir girişim yapma şansınız olacak. Üstelik bu yatırımı yaptığınızda size daha önce riskli gorunen şeyler o kadar da riskli gelmeyecek. Çünkü siz artık aylik 1440 liraya alışmış olacaksınız ve sizin için o 9600 lira ek bir para.

Hem de kendi paranız,

hiç kimseden ödünç almadığınız, kredi çekmeden biriktirdiğiniz bir para.

Aslinda onu kaybetmenizle bir kenarda durmasının herhangi bir farkı yok.

Ama size daha kaliteli bir yasam şansı yaratan bir para.

Öz disiplinle elde ettiğimiz birçok şey zamanla alışkanlığa dönüşür ve hayatımızı daha da kolaylaştırır.

Kısacası öz disiplinimizi geliştirmekle zamanimizi daha kaliteli kullanmak kendimiz için

veya çocuklarımız için tamamen farklı bir gelecek oluşturmamızı sağlayabilir..

Sunu unutmayın,

, bugun bizi biz yapan geçmişte aldığımız kararlardir .

Bu gün vereceğimiz kararlar ise gelecekte nasıl biri olacağımızı belirleyecektir.

Learn languages from TV shows, movies, news, articles and more! Try LingQ for FREE

Tembellik ve erteleme hastalığını tamamen yok etmenin tek yolu лень|и|откладывание|болезнь|полностью|не|уничтожение|единственный|путь ||procrastination|la maladie||||seule| Faulheit|und|Aufschub|Krankheit|völlig|nicht|beseitigen|einziger|Weg ||先延ばし|病気を||||| Ο μόνος τρόπος για να εξαλείψετε εντελώς την ασθένεια της τεμπελιάς και της αναβλητικότητας The only way to completely eradicate laziness and procrastination 怠惰と先延ばしの病を完全に根絶する唯一の方法 Det enda sättet att helt utrota sjukdomen lathet och förhalning Єдиний спосіб повністю викорінити хворобу ліні та прокрастинації Единственный способ полностью избавиться от лени и прокрастинации Der einzige Weg, Faulheit und Aufschieberitis vollständig zu beseitigen

Daha çok zaman var, şimdi hiç uğraşasım yok,içimden de gelmiyor. еще|много|времени|есть|сейчас|совсем|не хочется заниматься|нет|изнутри|тоже|не приходит ||||||je n'ai pas envie|||| mehr|viel|Zeit|gibt|jetzt|gar|ich will mich anstrengen|nicht|aus mir heraus|auch|es kommt nicht ||||||したい||心の中から|| There is more time, now I have nothing to worry about, I don't feel like it. Il y a encore beaucoup de temps, je n'ai pas envie de m'en occuper maintenant, ça ne me dit rien. 時間はたっぷりあるし、今はそんな気分じゃない。 Времени еще много, сейчас не хочу ничего делать, и у меня нет на это желания. Es ist noch viel Zeit, ich habe jetzt überhaupt keine Lust, es kommt mir auch nicht in den Sinn.

Canim isteyince devam ederim işime. душа|когда захочу|продолжать|я| |when I want||| meine Seele|wenn ich will|ich mache weiter|ich werde|mit meiner Arbeit 私の|欲しいとき||| I will continue my work whenever I want. Quand j'en ai envie, je continue mon travail. 気が向いたら仕事に戻るよ。 Когда мне захочется, я продолжу свою работу. Wenn ich Lust habe, mache ich mit meiner Arbeit weiter.

Şu an hiç zamanım yok, сейчас|момент|совсем|времени|нет jetzt|gerade|gar|meine Zeit|nicht I don't have any time right now Je n'ai pas du tout de temps en ce moment. Сейчас у меня совсем нет времени, Ich habe gerade überhaupt keine Zeit,

olduğunda spor salonuna kaydımı yaptırcam когда ты станешь|спорт|в спортзал|мою регистрацию|я сделаю ||||je vais m'inscrire wenn ich|Sport|ins Fitnessstudio|meine Anmeldung|ich werde machen lassen ||||する I will sign up for the gym when そうなったらジムで申し込むよ。 Когда я буду, я запишусь в спортзал. Wenn ich es geschafft habe, werde ich mich im Fitnessstudio anmelden.

gece gündüz demeden spor yaparak vücudumu forma sokacağım. Nacht|Tag|ohne|Sport|ich werde machen|meinen Körper|in Form|ich werde bringen |||||体を|調子|整える ночь|день|не считая|спорт|занимаясь|моё тело|в форму|я приведу |||||||je mettrai en |||exercise|by exercising||| I will get my body in shape by doing sports day and night. 昼も夜もスポーツをすることで、体を鍛えておく。 Я буду заниматься спортом день и ночь, чтобы привести свое тело в форму. Ich werde Tag und Nacht trainieren, um meinen Körper in Form zu bringen.

Bu sigara paketini de bitireyim son, kesin bırakıcam sigarayı, söz. этот|сигарета|пачку|тоже|я закончу|последний|точно|я брошу|сигарету|слово ||la cigarette||||||| dieses|Zigaretten|Paket|auch|ich werde aufrauchen|letzte|bestimmt|ich werde aufhören|mit dem Rauchen|Wort ||||終わらせよう||||タバコ| このタバコを吸い終わったら、絶対に禁煙するよ。 Я закончу эту пачку сигарет, и точно брошу курить, обещаю. Ich werde auch diese Zigarettenschachtel aufrauchen, dann höre ich definitiv mit dem Rauchen auf, versprochen.

Şu an hiç tadım yok, sonra bitiririm derslerimi. jetzt|Moment|gar|Geschmack|nicht|später|ich werde beenden|meine Lektionen |||||||授業 сейчас|момент|вообще|вкус|нет|потом|я закончу|свои уроки |||goût|||| |||||later|I will finish|my classes I don't have any taste at the moment, I'll finish my lessons later. 今はそんな気分じゃない。 Сейчас у меня нет настроения, потом я закончу свои уроки. Im Moment habe ich keinen Appetit, später werde ich meine Hausaufgaben beenden.

Şu üniversite bir bitsin, kendimi geliştirmek için gece gündüz kitap okuyacağım, kurslara, seminerlere katılacağım. diese|Universität|ein|ich beende|mich selbst|verbessern|um|Nacht|Tag|Bücher|ich werde lesen|Kursen|Seminaren|ich werde teilnehmen |||||||||||コースに|セミナーに|参加する этот|университет|один|закончится|себя|развивать|для|ночь|день|книги|буду читать|курсы|семинары|буду посещать |||||||||||||je participerai |||||||||||||I will attend Let this university end, I will read books day and night to improve myself, I will attend courses and seminars. この大学が終わったら、昼夜を問わず本を読み、講座やセミナーに出席し、自分を向上させるつもりだ。 Как только этот университет закончится, я буду читать книги день и ночь, посещать курсы и семинары, чтобы развиваться. Wenn diese Universität erst einmal vorbei ist, werde ich Tag und Nacht Bücher lesen, an Kursen und Seminaren teilnehmen, um mich weiterzuentwickeln.

Ya,bugün arkadaşlarla buluşayım, yarın bitiririm işimi. да|сегодня|с друзьями|встречусь|завтра|закончу|свою работу |||je vais rencontrer||| ja|heute|mit Freunden|ich treffe mich|morgen|ich werde beenden|meine Arbeit |||会おう||| Ya, let me meet with friends today, I'll finish my work tomorrow. まあ、今日は友達と会うし、明日仕事を終わらせるよ。 Да, сегодня встречусь с друзьями, а завтра закончу свою работу. Ja, heute treffe ich mich mit Freunden, morgen mache ich meine Arbeit fertig.

Herkese tanıdık geldi değil mi bu düşünceler? всем|знакомыми|пришли|не|ли|эти|мысли jedem|bekannt|es kam|nicht|Fragepartikel|diese|Gedanken |||"Isn't it"||| Are these thoughts familiar to everyone? このような思いは誰にでもあることだろう? Эти мысли всем знакомы, не так ли? Kamen diese Gedanken nicht jedem bekannt vor?

Kimi kandırıyoruz? кого|обманываем |nous trompons wen|wir täuschen |騙しています Who are we fooling? 誰をバカにしているんだ? Кого мы обманываем? Wen täuschen wir?

Kendimizi mi?.. себя|ли uns selbst|Fragepartikel 私たち自身を| Себя ли?.. Uns selbst?..

Yok ‘Hevesim olduğunda yaparım', yok ‘Kendimi hazır hissettiğimde yaparım', es gibt nicht|meine Lust|wenn ich Lust habe|ich mache es|es gibt nicht|mich selbst|bereit|wenn ich mich fühle|ich mache es |||||||感じたとき| нет|желание|когда|я сделаю|нет|себя|готов|когда я чувствую|я сделаю |||||||je me sens| |My enthusiasm||||||| No 'I do it when I have the urge', no 'I do it when I feel ready', 気が向いたらやる』でも『準備ができたらやる』でもない、 Нет, 'Я сделаю, когда у меня будет желание', нет, 'Я сделаю, когда почувствую себя готовым', Nein, ‚Ich mache es, wenn ich Lust habe', nein, ‚Ich mache es, wenn ich mich bereit fühle', yok ‘hevesim çok çabuk kaçıyor benim, yeniden bu işi yapabilmek için kendimi motive edemiyorum', нет|желание|очень|быстро|уходит|моё|снова|эту|работу|смочь сделать|для того чтобы|себя|мотивировать|не могу ||||s'en va||||||||| es gibt nicht|meine Lust|sehr|schnell|sie verschwindet|mein|wieder|diese|Arbeit|machen können|um|mich selbst|motiviert|ich kann nicht |やる気|||逃げる||再び|||できる||||できません すぐに熱意を失ってしまい、またこの仕事をやろうという気になれない」、 нет, 'Мое желание очень быстро пропадает, я не могу замотивировать себя, чтобы снова заняться этим', nein, ‚Meine Lust vergeht sehr schnell, ich kann mich nicht motivieren, um diese Arbeit wieder zu machen',

Bunların hepsi ne biliyor musunuz? всего этого|всё|что|знает|вы all das|alles|was|ich weiß|Sie wissen Do you know what all of these are? これがどういうことかわかるかい? Знаете, что все это означает? Wisst ihr, was all das ist?

Boş boş bahaneler. пустые|пустые|отговорки ||des excuses leer|leere|Ausreden ||言い訳 Empty excuses. 空虚な言い訳。 Пустые отговорки. Leere Ausreden. Tembellikten başka bir şey değil bunlar. от лени|другое|одно|дело|не|это la paresse||||| von Faulheit|nichts|ein|Ding|nicht|diese 怠けから||||| They are nothing but laziness. 怠惰以外の何物でもない。 Это не что иное, как лень. Das ist nichts anderes als Faulheit.

Yapmak zorunda olduğunuz şeyleri yapmayarak kendinizi şuçlu hissetmemeniz için делать|обязан|что вы|вещи|не делая|себя|виновным|чтобы вы не чувствовали|для того чтобы ||||en ne pas|||| machen|verpflichtet|dass Sie|Dinge|indem Sie nicht machen|sich selbst|schuldig|dass Sie sich nicht fühlen| ||||しないことで|||感じない| So that you don't feel guilty by not doing the things you have to do やらなければならないことをやらないことに罪悪感を感じないようにするためだ Вы просто обманываете себя, придумывая отговорки, чтобы не чувствовать себя виноватым за то, что не делаете то, что должны. Um sich nicht schuldig zu fühlen, weil Sie die Dinge, die Sie tun müssen, nicht tun,

bahaneler uydurarak sadece kendinizi kandırıyorsunuz. отговорки|придумывая|только|себя|вы обманываете Ausreden|indem Sie erfinden|nur|sich selbst|Sie täuschen ||||騙している You are only fooling yourself by making excuses. Вы только обманываете себя. täuschen Sie sich nur selbst mit Ausreden.

Bir çoğumuz ancak hayalimizde bir şeyleri başarabildiğimizi düşünür ve один|большинство из нас|только|в нашем воображении|что-то|вещи|что мы смогли добиться|думаем|и ||||||nous avons réussi|| ein|die meisten von uns|nur|in unserem Traum|etwas|Dinge|dass wir es geschafft haben|denken|und ||||||成功できる|| Many of us think that we can only achieve something in our dreams and Многие из нас думают, что мы можем добиться чего-то только в своих мечтах, Viele von uns denken, dass wir nur in unseren Träumen etwas erreichen können, und

bir gün başarılı olacağımıza kendimizi inandırırız. один|день|успешный|что мы будем успешными|себя|убеждаем |||nous réussirons|| ein|Tag|erfolgreich|dass wir sein werden|uns selbst|wir überzeugen uns |||なる||信じさせる We convince ourselves that one day we will be successful. и убеждаем себя, что однажды мы добьемся успеха. wir überzeugen uns selbst, dass wir eines Tages erfolgreich sein werden.

Fakat o ‘Bir gün' ne zaman, hangi gün bunu bilmiyoruz. но|тот|один|день|когда|время|какой|день|это|не знаем aber|das|ein|Tag|wann|Zeit|welcher|Tag|das|wir wissen nicht |||||||||わかりません But we don't know when or what day that 'Someday' is. Но мы не знаем, когда это 'однажды' произойдет, в какой день. Aber wann ist dieses 'Eines Tages', an welchem Tag, das wissen wir nicht.

Ve bu şekilde de hayatımıza devam edip gidiyoruz. и|это|образом|тоже|в нашу жизнь|продолжение|продолжая|идем und|das|auf diese Weise|auch|in unser Leben|fortsetzen|und|wir gehen weiter |||||||行っています И так мы продолжаем жить своей жизнью. Und so leben wir unser Leben weiter.

Günler, aylar, seneler birbirini kovalıyor. die Tage|die Monate|die Jahre|einander|sie verfolgen ||年||追いかけている дни|месяцы|годы|друг друга|гонятся ||||se succèdent ||||chasing each other Дни, месяцы, годы следуют друг за другом. Tage, Monate, Jahre jagen einander.

Bir bakıyoruz ki, 1 sene ,2 sene su gibi geçmiş, один|смотрим|что|год|года|вода|как|прошло |nous regardons|||||| ein|wir schauen|dass|Jahr|Jahre|Wasser|wie|vergangen |見ている|||||| We see that 1 year, 2 years have passed like water, Посмотрим, как 1 год, 2 года пролетели как вода, Plötzlich stellen wir fest, dass 1 Jahr, 2 Jahre wie Wasser vergangen sind, bizse hala aynı noktadayız ve düşünüyoruz, а мы|все еще|тот же|находимся|и|думаем |||au même point|| wir hingegen|immer noch|denselben|wir sind||wir denken |||地点|| а мы все еще на том же месте и думаем, wir jedoch immer noch am selben Punkt stehen und denken,

daha hiçbir şeye başlayamamışız. еще|ничто|делу|не смогли начать |||nous n'avons pas commencé noch|nichts|auf etwas|wir haben nicht anfangen können |||始められなかった We haven't started anything yet. что еще ни с чем не начали. dass wir mit nichts begonnen haben. Bence, kitabı okuyanlar, sizlerle su an hangi kitap hakkında konuşacağımı hemen tahmin etmiştir. я думаю|книгу|читающие|с вами|сейчас|момент|какую|книгу|о|я буду говорить|сразу|угадать|они угадали |||||||||je vais parler||| ich denke|das Buch|die es lesen|mit euch|jetzt|über|welches|Buch|über|ich sprechen werde|sofort|Vermutung|sie haben gemacht |||||||||話す||| I think those who read the book immediately guessed which book I'm going to talk to you about right now. この本を読んだ人は、私がどの本について話そうとしているのか、もう想像がついたと思う。 Я думаю, что те, кто читает книгу, уже сразу догадались, о какой книге я буду говорить. Ich denke, die Leser des Buches haben sofort erraten, über welches Buch ich jetzt sprechen werde.

Evet, bu günkü kitabımız Brian Tracyi'nin ‘Bahane Yok- Kendi kendine disiplinin gücü' adli kitabı. ja|dieses|heutige|unser Buch|Brian|Tracys|Ausrede|Keine|eigene|sich selbst|Disziplin|Kraft|mit dem Titel|Buch |||私たちの本|ブライアン|トレーシー|言い訳||||||に関する| да|этот|сегодняшняя|наша книга|Брайан|Трейси|оправдание|нет|своей|самодисциплины|дисциплины|сила|под названием|книга ||||Brian Tracy||||||||| ||||Brian Tracy|Brian Tracy's|||||||| はい、今日の本はブライアン・トレーシーの『No Excuses - The power of self-discipline』です。 Да, сегодня наша книга — «Никаких отговорок — Сила самодисциплины» Брайана Трейси. Ja, unser heutiges Buch ist ‚Keine Ausreden - Die Kraft der Selbstdisziplin‘ von Brian Tracy.

Büyük bir motivasyon ve heyecanla bir şey üzerinde çalışmak için большая|одна|мотивация|и|с волнением|одно|дело|над|работать|для große|eine|Motivation|und||einer|Sache|an|arbeiten|um ||||興奮して||||| Travailler sur quelque chose avec une grande motivation et excitation. Работать над чем-то с большой мотивацией и волнением — это, конечно, очень здорово. Es ist natürlich sehr schön, wenn ideale Bedingungen geschaffen werden, um mit großer Motivation und Begeisterung an etwas zu arbeiten.

ideal şartların oluşması tabiki de çok güzel. идеальные|условия|создание|конечно|тоже|очень|хорошо ||la formation|||| ideale|Bedingungen|Entstehung|natürlich|auch|sehr|schön ||形成|||| Of course, it is very nice to create ideal conditions. Il est bien sûr très agréable que les conditions idéales se mettent en place. Создание идеальных условий, безусловно, прекрасно. .

Keşke, işimizi yaparken önümüze hiçbir engel çıkmasa. если бы только|нашу работу|выполняя|перед нами|никакой|препятствие|не возникало бы |||||obstacle|ne se présente wenn nur|unsere Arbeit|während wir tun|vor uns|kein|Hindernis|nicht auftauchen würde ||する|||障害|出ない I wish there were no obstacles in our way while doing our job. Si seulement il n'y avait aucun obstacle sur notre chemin en faisant notre travail. 私たちの仕事を邪魔するものがなければいいのだが......。 Хотелось бы, чтобы на нашем пути не возникало никаких преград. Ich wünschte, dass uns bei der Arbeit keine Hindernisse im Weg stehen.

Fakat, trafikte, hiçbir zaman bütün ışıkların aynı anda yeşil yanmadığı gibi но|в движении|никогда|время|все|светофоров|одновременно|в одно время|зеленый|не горел|как |||||||||s'allument| aber|im Verkehr|niemals|Zeit|alle|Ampeln|gleichzeitig|Zeit|grün|nicht leuchtet|wie |||||信号の||||点灯しない| But in traffic, just as all the lights are never green at the same time. Cependant, dans le trafic, comme il n'y a jamais tous les feux au vert en même temps. しかし、交通渋滞では、すべての信号が同時に青になることはない。 Однако, как в движении, никогда не бывает, чтобы все светофоры горели зелёным одновременно, Aber im Verkehr, wie niemals alle Ampeln gleichzeitig grün leuchten,

hayatta da hiçbir başarı çok rahat bir şekilde elde edilmez. в жизни|тоже|никакой|успех|очень|легко|один|образом|получен|не достигается |||succès|||||| im Leben|dort|kein|Erfolg|sehr|einfach|ein|Weise|erlangt|wird nicht |||成功||||||得られない No success in life is achieved easily. 人生においても、簡単に成功することはない。 так и в жизни никакой успех не достигается слишком легко. wird auch im Leben kein Erfolg ganz einfach erreicht.

Dikkat ettiyseniz, bizim için en yararlı olan işlerin büyük çoğunluğu hep sıkıcı ve yorucu işlerdir. внимание|вы обратили|для нас|для|самый|полезный|из|работ|большая|большинство|всегда|скучный|и|утомительный|это ||||||||||||||sont Achtung|wenn Sie bemerkt haben|für uns|für|die|nützlichsten|die|Arbeiten|große|Mehrheit|immer|langweilig|und|anstrengend|sind |注意した場合||||||仕事の||||||| If you have noticed, most of the jobs that are most useful to us are always boring and tiring jobs. お気づきのように、私たちにとって最も有益な仕事のほとんどは、いつも退屈で疲れる仕事である。 Если вы заметили, большинство самых полезных для нас дел всегда скучные и утомительные. Wenn Sie genau hingeschaut haben, sind die meisten der für uns nützlichsten Arbeiten immer langweilige und anstrengende Aufgaben.

Sıkıcı bir işi erteleyerek, onu yapmak için скучный|один|работу|откладывая|её|делать|для |||en reportant||| langweilig|eine|Arbeit|aufschiebend|sie|machen|um |||先延ばしにして||| Postponing a tedious task to get it done Откладывая скучную работу, мы ждем, когда появится Wenn wir eine langweilige Aufgabe aufschieben und darauf warten,

heves ve enerjimizin gelmesini beklersek sadece kendimizi kandırmış oluruz. желание|и|нашей энергии|прихода|если мы будем ждать|только|себя|обманувший|мы станем |||||||tromper| Lust|und|unsere Energie|kommen|wenn wir warten|nur|uns selbst|getäuscht|wir werden 意欲||エネルギー|||||騙して| If we wait for our enthusiasm and energy to come, we are only deceiving ourselves. 熱意やエネルギーが湧いてくるのを待っていては、自分自身を欺くだけだ。 наше желание и энергия для ее выполнения, просто обманываем себя. dass unsere Motivation und Energie kommen, Çünkü büyük ihtimalle, o heves hiç bir zaman gelmeyecek потому что|большой|вероятно|оно|желание|никогда|одно|время|не придет ||||enthousiasme|||| denn|groß|wahrscheinlich|diese|Lust|nie|eine|Zeit|kommen wird ||||||||来ない Потому что, скорее всего, это желание никогда не появится betrügen wir uns nur selbst.

ve böyle devam ederse de, biz hiç bir zaman amaçlarımıza ulaşamayacagiz. и|так|продолжение|если это будет продолжаться|то|мы|никогда|одно|время|к нашим целям|не достигнем |||||||||nos objectifs| und|so|fortfahren|wenn es so weitergeht|dann|wir|nie|ein|Zeit|unseren Zielen|erreichen |||||||||目標に|到達できない And if it goes on like this, we will never reach our goals. и если так будет продолжаться, мы никогда не достигнем своих целей. Denn höchstwahrscheinlich wird diese Motivation niemals kommen,

Üstüne bir de o işler beynimizde ağır bir yüke dönüşüp ekstra stres yaratacak. на это|один|тоже|те|дела|в нашем мозгу|тяжелый|один|груз|превращаясь|дополнительный|стресс|создаст ||||||||||supplémentaire|| darauf|ein|auch|diese|Dinge|in unserem Kopf|schwer|eine|Last|sich verwandelnd|zusätzlich|Stress|erzeugen wird ||||仕事|私たちの脳の中で|||負担|||| On top of that, those things will turn into a heavy load on our brain and create extra stress. その上、それらの仕事は私たちの脳にとって大きな負担となり、余計なストレスを生むことになる。 Кроме того, эти дела превращаются в тяжелую ношу в нашем мозгу и создают дополнительный стресс. Darüber hinaus wird das Ganze zu einer schweren Last in unserem Kopf und verursacht zusätzlichen Stress.

Bu yüzden, bir işi ne kadar ertelersek, o iş bize sanki 10 kat ağır bir iş yapıyormuşuz gibi gelmeye baslar это|поэтому|один|дело|как|можно|отложим|это|дело|нам|как будто|раз|тяжелым|одной|работой|мы делаем|как|становиться|начинает ||||||plus|||||||||nous faisons||| dies|deshalb|ein|Arbeit|wie|viel|wir aufschieben|diese|Arbeit|uns|als ob|fache|schwer|eine|Arbeit|wir tun|wie|zu erscheinen|es beginnt |||||||||||||||しているようだ|||始まる So, the longer we delay a task, it starts to feel like we're doing 10 times harder work. そのため、仕事を先延ばしにすればするほど、10倍重い仕事をやっているように感じ始める。 Поэтому, чем больше мы откладываем дело, тем больше оно начинает казаться нам, как будто мы выполняем работу в 10 раз тяжелее. Deshalb beginnt eine Aufgabe, die wir so lange aufschieben, uns wie eine zehnmal schwerere Aufgabe vorzukommen.

ve bizim için büyük bir eziyete dönüşür. и|нашим|для|большим|одной|муке|превращается |||||souffrance| und|unser|für|große|eine|Qual|es verwandelt sich |||||苦痛|変わる and it becomes a great torment for us. そして、それは私たちにとって大きな痛手となる。 И это превращается в большое мучение для нас. Und es wird zu einer großen Qual für uns.

Kısacası şimdi yapmanız gereken bir işiniz varsa, короче говоря|сейчас|ваше дело|необходимое|одно|ваше дело|если есть kurz gesagt|jetzt|dass Sie tun|notwendige|ein|Arbeit|wenn Sie haben ||すること|||| In short, if you have a job to do now, 要するに、今すぐやるべき仕事があるのなら、 Короче говоря, если у вас есть дело, которое нужно сделать сейчас, Kurz gesagt, wenn Sie jetzt eine Aufgabe zu erledigen haben, onu ya şimdi yapmalısınız, ya da hiçbir zaman. его|или|сейчас|вы должны сделать|или|же|никакой|время |||vous devez|||| es|entweder|jetzt|ihr müsst es tun|oder|niemals|| |||するべきです|||| You must do it now or never. вы должны сделать это сейчас или никогда. Entweder müssen Sie es jetzt tun, oder nie. Bunu unutmayın; это|не забудьте das|vergesst nicht Не забывайте об этом; Vergessen Sie das nicht;

Başarı elde etmek için zahmet çekmeliyiz, enerji harcamalıyız ki, успех|получение|достигать|для|усилие|мы должны приложить|энергия|мы должны потратить|чтобы |||||||nous devons dépenser| Erfolg|erreichen|bekommen|um|Mühe|wir müssen|Energie|wir müssen aufwenden|damit |||||しなければなりません||使わなければなりません| To achieve success, we must suffer, we must expend energy, 成功を収めるためには、労働し、エネルギーを消費しなければならない、 Чтобы добиться успеха, мы должны потрудиться, потратить энергию, чтобы, Um Erfolg zu haben, müssen wir uns anstrengen, Energie aufwenden, damit,

bu enerji bize başarı şeklinde geri dönsün. эта|энергия|нам|успех|в виде|обратно|вернулась ||||||revienne diese|Energie|uns|Erfolg|in Form von|zurück|sie kehre zurück ||||の形で||戻ってくる let this energy come back to us in the form of success. эта энергия вернулась к нам в виде успеха. diese Energie uns in Form von Erfolg zurückgegeben wird.

Motivasyonumuz olmadan kendimizi bir işi yapmaya zorlamamıza öz disiplin denir. наша мотивация|без|себя|одну|работу|делать|заставлять|сам|дисциплина|называется ||||||||auto-discipline| unsere Motivation|ohne|uns|eine|Arbeit|zu machen|uns zu zwingen|Selbst|Disziplin|wird genannt ||||||私たちを無理やり||自己管理| Forcing ourselves to do something without motivation is called self-discipline. 自己規律とは、やる気もないのに無理やり何かをすることだ。 Без мотивации заставлять себя делать что-то называется самодисциплиной. Ohne unsere Motivation wird das Zwingen, eine Aufgabe zu erledigen, als Selbstdisziplin bezeichnet. Öz disiplin bir kasa benzer, сам|дисциплина|как|ящик|похожа |la discipline||coffre-fort| Selbst|Disziplin|eine|Muskel|ähnelt Self-discipline is like a safe, 自己規律は金庫のようなものだ、 Самодисциплина похожа на мышцу, Selbstdisziplin ähnelt einem Muskel,

ona sürekli egzersiz yaptırmamız lazım. ему|постоянно|упражнения|заставлять делать|нужно |||lui faire faire| sie|ständig|Training|wir müssen sie trainieren|notwendig |||する| We need to exercise it constantly. 彼を運動させ続ける必要がある。 которую нужно постоянно тренировать. den wir ständig trainieren müssen.

Egzersiz yaptıkca o da gelişir ve bir süre sonra daha ağır ve sıkıcı işleri, упражнения||она|тоже|развивается|и|через|время|потом|более|тяжелые|и|скучные|работы ||||progrès||||||||| Training|je mehr|sie|dann|sie entwickelt sich|und|eine|Zeit|später|schwerere|schwere|und|langweilige|Arbeiten ||||成長する||||||||| As you exercise, it also improves, and after a while, it does more heavy and boring tasks, À mesure que nous faisons de l'exercice, cela se développe et après un certain temps, nous commençons à faire des travaux plus lourds et ennuyeux, Чем больше мы тренируем, тем она развивается, и через некоторое время мы можем справляться с более тяжелыми и скучными задачами, Je mehr wir trainieren, desto mehr entwickelt sie sich, und nach einer Weile werden auch schwerere und langweiligere Aufgaben,

hic içimizden gelmese de yapmaya başlarız. nie|aus uns|käme|aber|zu machen|wir beginnen ||来ない|||始めます ни|из нас|не приходит|даже|делать|начинаем |from within us|istemesek||başlamaya| |de nous|||| Even if we don't feel like it, we start doing it. même si cela ne vient pas de nous. даже если это не приходит нам в голову, мы начинаем это делать. auch wenn es nicht aus uns herauskommt, fangen wir an, es zu tun.

Tembel olmayan, çalışkan ve başarılı insanların en büyük meziyeti ленивый|не являющийся|трудолюбивый|и|успешный|людей|самый|великое|достоинство paresseux||||||||qualité faul|nicht|fleißig|und|erfolgreich|Menschen|die|größte|Tugend ||||||||長所 The greatest virtue of lazy, hardworking and successful people La plus grande qualité des personnes qui ne sont pas paresseuses, qui travaillent dur et qui réussissent. 怠け者ではない勤勉な成功者の最大の美徳 Самая большая добродетель трудолюбивых и успешных людей, которые не ленятся, Die größte Tugend von Menschen, die nicht faul, sondern fleißig und erfolgreich sind,

öz disiplinlerinin diğer insanlardan daha güçlü olması собственная|дисциплины|других|людей|более|сильный|быть |de leur discipline||||| Selbst|ihrer Disziplin|anderen|Menschen|mehr|stark|sein |自分の дисциплины||||| their self-discipline is stronger than other people c'est que leur autodiscipline est plus forte que celle des autres. 自制心が人一倍強い это то, что их самодисциплина сильнее, чем у других людей, ist, dass ihre Selbstdisziplin stärker ist als die anderer Menschen,

ve uzun yıllar çalışarak onu daha da iyi seviyeye getirmeleri.. и|долгие|годы|работая|его|более|еще|хорошее|уровень|доведение |||||||||l'amener à und|lange|Jahre|durch Arbeiten|es|noch|auf|gut|Niveau|ihr Erreichen |||働いて||||||持ってくること и они продолжают работать над ней в течение многих лет, чтобы улучшить её ещё больше.. und dass sie es durch jahrelange Arbeit noch weiter verbessern.

Diyelim ki öğrencisiniz. скажем|что|вы студент sagen wir|dass|Sie sind Schüler ||学生です Let's say you are a student. Предположим, вы студент. Angenommen, Sie sind ein Student.

‘ Yaaa o kadar yorgunum ki, hic film izleyesim yok. дааа|тот|настолько|я устал|что|совсем|фильм|мне не хочется смотреть|нет |||||||je veux regarder| ja|das|so|ich bin müde|dass|überhaupt|Film|ich möchte schauen|nicht vorhanden ああ|||||||見たい| ' I'm so tired that I can't watch any movies. ‘ Oh, je suis tellement fatigué que je n'ai même pas envie de regarder un film. ‘ Ой, я так устал, что даже не хочу смотреть фильмы. ‘Oh, ich bin so müde, ich habe überhaupt keine Lust, einen Film zu schauen.

Keşke şu an çalışacağım bir ders olsaydı da, biraz üzerine çalışıp, sonra dinlenseydim' если бы|этот|момент|я буду учить|один|предмет|был бы|и|немного|над ним|поработав|потом|я бы отдохнул ||||||||||||je me repose wenn nur|dieser|jetzt|ich werde lernen|ein|Fach|es wäre|dass|ein bisschen|darauf|ich werde arbeiten|dann|ich hätte mich ausgeruht ||||||||||||休めたらよかったのに I wish I had a course to study right now so I could work on it a little and then rest" J'aimerais qu'il y ait un cours sur lequel je pourrais travailler en ce moment, puis me reposer un peu. Хотелось бы, чтобы сейчас был какой-то предмет, над которым я мог бы поработать, а потом отдохнуть. Ich wünschte, es gäbe jetzt ein Fach, an dem ich arbeiten könnte, um ein wenig daran zu arbeiten und dann zu entspannen.

diyen birini hiç gördünüz mü? говорящий|кого-то|никогда|вы видели|ли der sagt|eine Person|jemals|Sie haben gesehen| |||見ました| Have you ever seen someone say Avez-vous déjà vu quelqu'un dire ça? Вы когда-нибудь видели кого-то, кто так говорит? Haben Sie jemals jemanden gesehen, der so spricht?

Ya da diyelim ki arkadaşlarınızla bir kafedesiniz. ||||||Kaffee Or let's say you are in a cafe with your friends. Ou disons que vous êtes dans un café avec vos amis. Или скажем, что вы находитесь в кафе с друзьями. Oder sagen wir, Sie sind mit Ihren Freunden in einem Café.

O an bir arkadaşınızın ‘Keşke şu an işte olsaydım . 友人が『今、仕事中だったらよかったのに』と言っているのを聞いたときだ。 В этот момент вы слышите, как один из ваших друзей говорит: 'Как бы я хотел быть сейчас на работе. Haben Sie jemals gehört, wie ein Freund sagt: 'Ich wünschte, ich wäre jetzt bei der Arbeit.

Müdürün bana verdiği binlerce detayı olan kontratlar listesini excele yazarak biraz eğlenirdim' ||||||Verträge||Excel|||hätte Spaß I used to have some fun writing the list of contracts with thousands of details that the manager gave me in excel. Je m'amuserais un peu à écrire dans Excel la liste des contrats avec des milliers de détails que le directeur m'a donnés. マネージャーから渡された何千もの詳細な契約書のリストをエクセルで書くのが楽しかった。 Я бы немного повеселился, записывая в Excel список контрактов с тысячами деталей, которые мне дал начальник' Ich würde mich ein wenig amüsieren, indem ich die Liste der Verträge mit den tausenden von Details, die mir der Chef gegeben hat, in Excel schreibe.'

dediğini duydunuz mu hiç? Did you ever hear it say? Avez-vous déjà entendu ce qu'il a dit ? 君は名誉を重んじる男ではないのか? Вы когда-нибудь это слышали? ?

Ya da her hafta başkalari televizyonda sevdigi filmleri izlerken или|же|каждую|неделю|других|по телевизору|любимые|фильмы|смотря ||||les autres|||| oder|oder|jede|Woche|andere|im Fernsehen|Lieblings-|Filme|während ich schaue ||||他の人|||映画|見るとき Or every week while other people watch their favorite movies on TV. Ou chaque semaine, pendant que d'autres regardent leurs films préférés à la télévision. あるいは毎週、他の人がテレビで好きな映画を見ているとき。 Или каждую неделю кто-то другой смотрит свои любимые фильмы по телевизору, Oder jede Woche andere Filme im Fernsehen schauen, die sie mögen.

veya bilgisayar oyunu oynarken, или|компьютер|игру|играя |||en jouant oder|Computer|Spiel|während ich spiele |||遊んでいる или играет в компьютерные игры, Oder Computerspiele spielen,

benimse bu videolar için metin yazarken çok eğlendiğimi düşünmüyorsunuzdur herhalde. а я|эти|видео|для|текст|пиша|очень|что я развлекался|вы|наверное |||||||je m'amuse||je suppose ich hingegen|diese|Videos|für|Text|während ich schreibe|sehr|dass ich Spaß hatte|ihr denkt wahrscheinlich nicht| 私||||||||考えていないでしょう| I guess you don't think I have a lot of fun writing the text for these videos. おそらく、私がこれらのビデオのために文章を書くのが楽しかったとは思わないだろう。 вы, наверное, не думаете, что мне очень весело писать тексты для этих видео. denkst du wahrscheinlich nicht, dass ich beim Schreiben von Texten für diese Videos viel Spaß habe. O yüzden ‘Benim hevesim çabuk kaçıyor, hic motivasyonum yok' gibi это|поэтому|мой|энтузиазм|быстро|уходит|никакой|мотивация|нет|как |||||||ma motivation|| das|deshalb|mein|Enthusiasmus|schnell|vergeht|keine|Motivation|nicht vorhanden|wie |||||||モチベーション|| That's why it's like 'My enthusiasm runs away quickly, I have no motivation' だから、『すぐに熱が冷めてしまう、やる気が出ない』という感じなんだ。 Поэтому я говорю: «Мой энтузиазм быстро угасает, у меня нет никакой мотивации». Deshalb sage ich Dinge wie: 'Meine Begeisterung schwindet schnell, ich habe überhaupt keine Motivation.' boş ve anlamsız bahaneler ureterek kendinizi haklı çıkarmaya calismayin lütfen. пустые|и|бессмысленные|оправдания|вырабатывая|себя|правым|оправдывать|не старайтесь|пожалуйста ||||en produisant||justifier||| leer|und|sinnlos|Ausreden|indem Sie erzeugen|sich selbst|rechtfertigen|herausbringen|versuchen|bitte |||||||出す|| Please do not try to justify yourself by making empty and meaningless excuses. 空虚で意味のない言い訳をして自分を正当化しようとしないでほしい。 Пожалуйста, не пытайтесь оправдать себя, придумывая пустые и бессмысленные отговорки. Bitte versuchen Sie nicht, sich mit leeren und sinnlosen Ausreden zu rechtfertigen.

Eğer hevesiniz yoksa ve çabuk bıkıyorsanız, bu sadece sizin suçunuz. если|ваше желание|нет|и|быстро|устаёте|это|только|ваша|вина |||||||||votre faute wenn|Ihre Begeisterung|nicht vorhanden ist|und|schnell|Sie müde werden|das|nur|Ihr|Fehler |||||飽きるなら||||あなたの罪 熱意がなく、すぐに飽きてしまうなら、それは自分の責任でしかない。 Если у вас нет энтузиазма и вы быстро утомляетесь, это только ваша вина. Wenn Sie keine Lust haben und schnell gelangweilt sind, ist das nur Ihre Schuld.

Öz disiplininizi yeterince geliştirememişsiniz demek ki. сам|вашу дисциплину|достаточно|вы|значит|что |votre autodiscipline|||| Selbst|Ihre Disziplin|ausreichend|Sie haben nicht entwickeln können|das bedeutet|dass ||十分に|できていない|| It means that you haven't developed your self-discipline enough. 自己鍛錬が足りない。 Значит, вы недостаточно развили свою самодисциплину. Das bedeutet, dass Sie Ihre Selbstdisziplin nicht ausreichend entwickelt haben.

Öz disiplini geliştirmenin tek yolu kendimiz için bir hedef koyarak kendimizi zorlamamızdır. сам|дисциплину|развития|единственный|способ|для себя|для|одной|цели|устанавливая|себя|это заставление себя |||||||||||devoir de se for Selbst|Disziplin|das Entwickeln|einzige|Weg|uns selbst|für|ein|Ziel|indem wir setzen|uns selbst|es ist notwendig |自己管理||||||||||することです The only way to develop self-discipline is to push ourselves by setting a goal for ourselves. 自己規律を身につける唯一の方法は、自分自身に目標を設定して挑戦することだ。 Единственный способ развить самодисциплину - это ставить перед собой цель и заставлять себя. Der einzige Weg, Selbstdisziplin zu entwickeln, besteht darin, sich selbst ein Ziel zu setzen und sich herauszufordern.

Mesela diyelim ki, her sabah erken uyanmak için zum Beispiel|sagen wir|dass|jeden|Morgen|früh|aufwachen|um zu 例えば、毎朝、早起きするために、次のようなことをするとしよう。 Например, скажем, что для того, чтобы просыпаться рано каждое утро, Nehmen wir an, dass wir jeden Morgen früh aufwachen wollen. 15 defa her 2 dakikada bir çalacak şekilde alarmı ayarlamak yerine, mal|alle|Minuten|einmal|wird klingeln|Art und Weise|den Wecker|einstellen|statt Instead of setting the alarm to sound every 2 minutes 15 times, アラームを2分おきに15回鳴らす代わりに、 вместо того, чтобы настраивать будильник на 15 раз с интервалом в 2 минуты, Anstatt den Wecker 15 Mal alle 2 Minuten klingeln zu lassen,

yalnız bir kez çalacak şekilde alarmı ayarlayıp, nur|einmal|mal|wird klingeln|Art und Weise|den Wecker|einstellen und set the alarm to sound only once, アラームが一度だけ鳴るように設定する、 мы можем установить будильник так, чтобы он звонил только один раз, könnten wir den Wecker so einstellen, dass er nur einmal klingelt,

alarm çalar çalmaz da yatakta oyalanmadan hemen kalkacağımıza dair kendimize söz verebiliriz. der Wecker|klingelt|nicht klingelt|dass|im Bett|ohne zu zögern|sofort|dass wir aufstehen werden|bezüglich|uns selbst|Versprechen|wir können geben We can promise ourselves that as soon as the alarm goes off, we will get up immediately without lingering in bed. ベッドでぐずぐずせずに、目覚ましが鳴ったらすぐに起きると約束すればいい。 и пообещать себе, что как только он прозвонит, мы сразу же встанем, не задерживаясь в постели. und uns versprechen, sofort aufzustehen, ohne im Bett zu trödeln, sobald der Wecker klingelt.

2-3 hafta bunu devamlı olarak yaptıktan sonra daha zor şeylere, недели|это|постоянно|как|сделав|после|более|сложным|вещам Wochen|das|ständig|als|nachdem ich es gemacht habe|danach|noch|schwieriger|Dingen ||||した|||| これを2-3週間続けていると、物事が難しくなってくる、 После 2-3 недель постоянного выполнения этого, мы можем перейти к более сложным вещам, Nach 2-3 Wochen, in denen wir dies kontinuierlich gemacht haben, können wir uns schwierigeren Dingen zuwenden, mesela, 1 ay içinde çok sevdiğimiz fakat bizim için zararlı herhangi bir tatlı например|месяц|в течение|очень|любимых|но|нашим|для|вредным|любым|один|сладости ||||que nous aimons||||||| zum Beispiel|Monat|innerhalb|sehr|die wir lieben|aber|für uns|für|schädlich|irgendein|ein|Süßigkeit ||||好きな||||||| For example, in 1 month, any sweet that we like very much but is harmful for us. 例えば、1ヶ月でとても気に入ったデザートでも、私たちにとっては害になる。 например, избегать любимых, но вредных для нас сладостей в течение месяца. zum Beispiel, auf eine Süßigkeit zu verzichten, die wir sehr lieben, aber die für uns schädlich ist,

veya yemekten uzak durmaya kendimizi zorlayabiliriz. or we may force ourselves to abstain from food. あるいは、無理に食事を控えることもできる。 Или мы можем заставить себя воздерживаться от еды. oder uns dazu zwingen, von bestimmten Lebensmitteln Abstand zu nehmen.

Bu şekilde her defasında sabah kalktığımızda soğuk duş almak gibi biraz daha zor şeyleri yapmaya そうすれば、朝起きるたびに、冷たいシャワーを浴びるなど、少し難しいことをしなければならない。 Таким образом, каждый раз, когда мы просыпаемся, мы можем делать что-то немного более сложное, как холодный душ. Auf diese Weise können wir jedes Mal, wenn wir morgens aufstehen, etwas schwierigere Dinge tun, wie eine kalte Dusche nehmen.

kendimizi zorlarsak öz disiplinimiz geliştikce sigarayı birakmak için bile bu yöntemi uygulayabiliriz. себя|если мы будем стараться|собственная|дисциплина|по мере того как мы развиваем|курение|бросить|для|даже|этот|метод|мы можем применять ||||||arrêter de fumer|||||nous pouvons appliquer uns selbst|wenn wir uns anstrengen|eigene|Disziplin|je mehr wir entwickeln|die Zigarette|aufhören|um|sogar|diese|Methode|wir können anwenden |もし私たちが|||||やめる|||||適用できる If we force ourselves, we can even use this method to quit smoking as our self-discipline improves. この方法は、自制心を養えば禁煙にも応用できる。 Если мы будем стараться, то по мере развития нашей самодисциплины мы сможем применять этот метод даже для того, чтобы бросить курить. Wenn wir uns anstrengen, können wir diese Methode sogar anwenden, um mit dem Rauchen aufzuhören, während sich unsere Selbstdisziplin entwickelt. Öz disiplinimizi bu şekilde geliştirdikçe bizim için sıkıcı işleri yapmak собственная|дисциплину|этот|образом|по мере того как мы развиваем|нашим|для|скучные|дела|делать ||||en développant||||| eigene|Disziplin|diese|Art und Weise|je mehr wir entwickeln|für uns|um|langweilige|Arbeiten|machen ||||発展させるほど||||| Doing tedious work for us as we develop our self-discipline in this way По мере того как мы развиваем нашу самодисциплину, выполнение скучных задач для нас Während wir unsere Selbstdisziplin auf diese Weise entwickeln, wird es für uns nicht mehr von Interesse und Motivation abhängen, langweilige Aufgaben zu erledigen.

artık heves ve motivasyonumuza bağlı olmayacaktır. больше не|желание|и|мотивации|зависеть|не будет |||notre motivation|| nicht mehr|Lust||Motivation|abhängig|wird nicht sein |||私たちのモチベーション|| It will no longer depend on our enthusiasm and motivation. はもはや、私たちの熱意とやる気にかかっている。 больше не будет зависеть от нашего энтузиазма и мотивации. Es wird nicht mehr von unserer Begeisterung und Motivation abhängen.

Bu yolla işlerimize duygularımızla değil, mantığımızla yaklaşmis oluruz этот|способом|нашим делам|с эмоциями|не|с разумом|подходить|мы становимся ||||||approchons| dieser|Weg|unsere Arbeiten|mit unseren Gefühlen|nicht|mit unserem Verstand|haben wir uns genähert|wir werden sein |方法で||||論理|アプローチする| In this way, we approach our work with our logic, not with our emotions. このように、私たちは感情ではなく論理で仕事に取り組む。 Таким образом, мы будем подходить к нашим делам не с эмоциями, а с логикой. Auf diese Weise nähern wir uns unseren Aufgaben nicht mit unseren Emotionen, sondern mit unserem Verstand.

ve onları zamanında başlayıp zamaninda bitirmeyi öğreniriz. и|их|вовремя|начав|вовремя|заканчивать|мы учимся ||||à temps||nous apprenons und|sie|rechtzeitig|beginnend|rechtzeitig|beenden|wir lernen |||||終わらせること|学びます and we learn to start and finish them on time. そして、時間通りに開始し、終了することを学ぶ。 и мы учимся начинать и заканчивать их вовремя. und wir lernen, sie rechtzeitig zu beginnen und rechtzeitig zu beenden.

Böylece her gün meditasyon yapmaya, spor yapmaya, ya da dindar biriysek günlük ibadetlerimizi yapmaya таким образом|каждый|день|медитация|делать|спорт|делать|||религиозный|если мы|ежедневные|наши молитвы|делать |||||||||religious|if we are religious||| so|jeden|Tag|Meditation|machen|Sport|machen|oder||gläubig|wenn wir eine Person sind|tägliche|unsere Gebete|machen ||||||||||人であれば||私たちの礼拝| So we can meditate, exercise, or, if we are religious, our daily prayers. だから私たちは毎日、瞑想をしたり、スポーツをしたり、信心深ければ毎日の祈りを捧げたりする。 Таким образом, мы можем ежедневно медитировать, заниматься спортом или, если мы религиозны, выполнять наши ежедневные молитвы, So können wir jeden Tag meditieren, Sport treiben oder, wenn wir gläubig sind, unsere täglichen Gebete verrichten.

engel olan tembellik duygumuzun da üstesinden gelebiliriz. препятствие|которое|лень|наше чувство|тоже|преодолеть|мы можем |||notre sentiment|||nous pouvons hinderlich|der|Faulheit|unser Gefühl|dass|überwinden|wir können |||感情|||私たちは克服できる We can also overcome our sense of laziness that hinders us. 私たちは怠惰にも打ち勝つことができる。 и преодолевать чувство лени, которое мешает нам. Wir können auch das Gefühl der Faulheit überwinden, das uns daran hindert.

Öz disiplinimizin güçlü olmasının bize kazandırdığı ikinci bir avantaj ise, сам|нашей дисциплины|сильный|быть|нам|принесенное|второе|преимущество||же |notre autodiscipline||||nous apporte|||| Selbst|unserer Disziplin|stark|sein|uns|der Vorteil|zweite|ein|Vorteil|jedoch |||||与えてくれる|||| A second advantage that our strong self-discipline gives us is, 私たちの強い自己規律が与えてくれる第二の利点は、次のようなものだ、 Второе преимущество, которое дает нам сильная самодисциплина, Ein weiterer Vorteil, den uns unsere starke Selbstdisziplin bringt, ist,

yaptığımız işin çokluğu, efektifliği ve güzel sonuçlarından dolayı мы сделали|работа|множество|эффективность|и|хорошие|результаты|из-за |||efficacité|||| wir machen|die Arbeit|die Menge|die Effektivität|und|schöne|aus den Ergebnissen|wegen |||効果iveness|||結果から| なぜなら、私たちの仕事の多様性、有効性、そして良い結果があるからだ。 из-за большого объема нашей работы, ее эффективности и хороших результатов Die Vielzahl, Effektivität und schönen Ergebnisse unserer Arbeit, kendimiz için çalışkan bir kişi imajı çizdiğimizde, для себя|для|трудолюбивый|один|человек|образ|когда мы рисуем ||||||en dessinant für uns|für|fleißig|ein|Person|Image|wenn wir zeichnen ||||||描いたとき 勤勉な人間というイメージを植え付けるとき、 когда мы создаем образ трудолюбивого человека для себя, zeichnet ein Bild von uns als fleißige Person,

bu bizim yapmak zorunda olduğumuz işler icin,heves ve motivasyonumuzu arttıracaktır. это|наша|делать|обязан|которые|дела||желание|и|нашу мотивацию|это увеличит |||||||||notre motivation| das|unsere|machen|gezwungen|wir sind|Arbeiten|für|Begeisterung|und|unsere Motivation|wird erhöhen |||||||||私たちのモチベーション|上げる そうすることで、私たちの仕事に対する熱意とモチベーションが高まる。 это повысит наш энтузиазм и мотивацию для работы, которую мы должны выполнять. was unsere Begeisterung und Motivation für die Aufgaben, die wir erledigen müssen, steigern wird. Genelde insanoğlu doğası geregi iyi özelliklere (meziyetlere) sahip olduğunu karsi taraftan duyunca обычно|человек|природа|по необходимости|хорошие|качества|добродетели|обладающий|что он|от|другой|услышав |||||caractéristiques||||||en entendant im Allgemeinen|der Mensch|die Natur|aufgrund|gute|Eigenschaften|(Tugenden)|hat|dass er hat|von der anderen|Seite|wenn er hört ||性質|||特性||||反対||聞くと 一般的に、人間は相手から「自分にはもともと良い資質(徳)がある」と言われると В общем, когда человек слышит от другой стороны, что он обладает хорошими качествами (достоинствами) по своей природе, Im Allgemeinen hört der Mensch, aus seiner Natur heraus, gerne von den guten Eigenschaften (Vorzügen) seinerseits.

kendini mutlu hisseder ve herhangi bir özelliğinden dolayı insanlar ona saygı gösterirse, себя|счастливым|чувствует|и|любой|один|из-за своей особенности|из-за|люди|ему|уважение|проявляют ||||||caractéristique||||| sich selbst|glücklich|er fühlt|und|irgendein|ein|aufgrund seiner Eigenschaft|wegen|die Menschen|ihm|Respekt|sie zeigen ||||||特性||||| もし彼が幸福を感じ、人々が彼の資質のいずれかによって彼を尊敬するならば、 он чувствует себя счастливым, и если люди уважают его за какую-либо его черту, fühlt man sich glücklich und wenn die Menschen ihm aufgrund einer seiner Eigenschaften Respekt entgegenbringen,

o zaman elinden geldigince o itibarı korumaya calisir. тогда|время|из его рук|насколько возможно|этот|репутацию|сохранить|старается |||||||s'efforcera dann|Zeit|aus seiner Hand|so viel wie möglich|dieser|diesen Ruf|zu bewahren|er bemüht sich |||できる限り|||守ること|働く ならば、彼はその評判をできる限り守ろうとするだろう。 то он старается сохранить этот авторитет изо всех сил. dann versucht er, diesen Ruf so gut wie möglich zu bewahren. Kendinizi düşünün. себя|подумайте sich selbst|denken Sie 自分自身について考えてみよう。 Подумайте о себе. Denken Sie an sich selbst.

Diyelim ki, bir çok kişi sizi ‘ çok iyi sır tutan' biri olarak biliyor скажем|что|много|очень|людей|вас|очень|хорошим|секрет|держащим|человеком|как|знают ||||||||secret|||| sagen wir|dass|viele|sehr|Menschen|Sie|sehr|gut|Geheimnis|haltend|jemand|als|sie wissen ||||||||秘密|守る||| 例えば、あなたのことを『秘密をよく守る人』として多くの人が知っているとしよう。 Предположим, что многие люди знают вас как 'человека, который хорошо хранит секреты'. Angenommen, viele Leute kennen Sie als jemanden, der 'sehr gut Geheimnisse bewahrt'.

ve birkaç kez size ‘helal olsun sana, gerçekten de ser verip sır vermeyen birisin' demişler. и|несколько|раз|вам|халал|будет|тебе|действительно|тоже|давать|и не давать|секрет|не дающий|ты человек| |||||||||série||||| und|einige|Male|Ihnen|Lob|sei|dir|wirklich|auch|ernst|gebend|Geheimnis|nicht gebend|du bist jemand|sie haben gesagt ||||||||||与え|||人| と何度か言われた。 и несколько раз говорили вам: 'молодец, ты действительно человек, который не предает ни секретов, ни доверия'. und haben Ihnen mehrmals gesagt: 'Respekt, du bist wirklich jemand, der sein Wort hält und kein Geheimnis verrät.'

Bu neye sebep olacak? это|чему|причина|будет das|was|Ursache|wird sein К чему это приведет? Was wird das bewirken?

Siz buna benzer iltifatları duymaktan zamanla daha çok hoşlanacak, вы|этому|подобные|комплименты|слышать|со временем|более|очень|будете нравиться ||||||||aimerez Sie|das|ähnliche|Komplimente|hören|mit der Zeit|mehr|sehr|werden gefallen ||||||||好きになる 時間が経てば経つほど、このような賛辞を聞くのが好きになっていくだろう、 Со временем вам будет все больше нравиться слышать подобные комплименты, Sie werden im Laufe der Zeit immer mehr Freude daran haben, solche Komplimente zu hören,

bu konudaki itibarınızı kaybetmemek ve hep sizi bildikleri kişi olarak kalmanız için это|в этом вопросе|вашу репутацию|не потерять|и|всегда|вас|как они вас знают|человек|как|оставаться| |||||||ils vous connaissent|||rester| dies|in Bezug auf|Ihren Ruf|nicht verlieren|und|immer|Sie|wie sie Sie kennen|Person|als|Ihr Verbleib| ||あなたの評判||||||||いる| そうすることで、あなたの評判を落とすことなく、彼らがいつも知っているあなたであり続けることができる。 чтобы не потерять свою репутацию в этом вопросе и оставаться тем человеком, которого они знают. um Ihren Ruf in dieser Hinsicht nicht zu verlieren und immer die Person zu bleiben, die sie kennen.

o kişilerin sırlarına hassasiyetle yaklaşacaksınız. те|людей|секретам|с осторожностью|вы подойдете |||sensibilité| die|Personen|Geheimnisse|sensibel|ihr werdet euch nähern ||秘密に|慎重に| その人たちの秘密に敏感になる。 вы будете подходить к секретам этих людей с осторожностью. Sie werden sensibel mit den Geheimnissen dieser Personen umgehen.

Aynı şey ‘Çalışkan , gayretli‘ vs. gibi sözler için de geçerli. то же|самое|трудолюбивый|старательный|и тд|как|слова|для|тоже|актуально |||diligent|||||| dasselbe|Ding|fleißig|bemüht|usw|wie|Worte|für|auch|gültig |||努力している|||||| То же самое касается слов, таких как «трудолюбивый», «старательный» и т.д. Das Gleiche gilt für Worte wie ‚fleißig, bemüht‘ usw.

Kisacasi siz öz disiplininizi geliştirip, короче говоря|вы|самодисциплину|вашу дисциплину|развивая ||||développez kurz gesagt|ihr|eigene|Disziplin|entwickeln ||||向上させ Короче говоря, если вы сможете развить свою самодисциплину, Kurz gesagt, wenn Sie Ihre Selbstdisziplin entwickeln,

daha kısa zamanda daha çok verimli çalışarak daha iyi sonuçlar elde edebilirseniz, более|короткий|времени|более|много|эффективно|работая|более|хорошие|результаты|полученные|если вы сможете |||||||||||vous pouvez mehr|kurze|Zeit|mehr|sehr|effizient|arbeiten|bessere|gute|Ergebnisse|erreichen|ihr könnt |||||効率的に|||||| работая более эффективно за более короткое время, вы сможете добиться лучших результатов. können Sie in kürzerer Zeit effizienter arbeiten und bessere Ergebnisse erzielen,

etrafınızdakilerin, iş arkadaşlarınızın veya müdürünüzün gözünde çalışkan biri olarak itibar kazanacaksınız. окружающими вас|работа|ваших друзей|или|вашего начальника|в глазах|трудолюбивый|человек|как|репутация|вы заработаете ceux qui vous entour|||||||||réputation| die um Sie herum|Arbeit|Ihre Freunde|oder|Ihr Chef|in den Augen|fleißig|jemand|als|Ruf|Sie werden gewinnen あなたの周りの人々の||||あなたの上司の|目の前で||||| Вы заработаете репутацию трудолюбивого человека в глазах окружающих, ваших коллег или начальника. Sie werden in den Augen Ihrer Umgebung, Ihrer Kollegen oder Ihres Chefs den Ruf eines fleißigen Arbeitnehmers erlangen.

Sizi böyle biri olarak tanıdıklarındaysa, işiniz bayagi kolaylaşacaktır. вас|таким|человеком|как|если они вас узнают|ваша работа|довольно|станет легче |||||||deviendra plus facile Sie|so|jemand|als|wenn sie Sie so kennenlernen|Ihre Arbeit|ziemlich|wird einfacher werden ||||知り合いがそうなら||かなり| Когда вас узнают как такого человека, ваша работа станет значительно легче. Wenn sie Sie als solche Person kennenlernen, wird Ihre Arbeit erheblich einfacher.

Çünkü siz artık işinizi hem de, yaratmis oldugunuz bu itibarı korumak icin yapacaksınız потому что|вы|уже|вашу работу|||созданную|вами|эту|репутацию|сохранить|для|вы будете делать |||||||vous avez créé||||| denn|Sie|jetzt|Ihre Arbeit|||geschaffen|den Sie haben|diesen|Ruf|bewahren||Sie werden machen ||||||作った||||||する Потому что теперь вы будете выполнять свою работу, чтобы сохранить эту репутацию. Denn Sie werden Ihre Arbeit nun auch ausführen, um den Ruf, den Sie geschaffen haben, zu bewahren. ve bu sizin motivasyonunuz olacak.. и|это|ваша|мотивация| und|dies|Ihre|Motivation|wird |||やる気| И это станет вашей мотивацией. Und das wird Ihre Motivation sein..

Yani hem güçlü bir öz disiplininiz hem de yeterli motivasyonunuz olacaktır. значит|и|сильный|один|сам|ваша дисциплина|и|тоже|достаточная|ваша мотивация|будет |||||votre autodiscipline||||| also|sowohl|starke|eine|Selbst|Disziplin|sowohl|auch|ausreichende|Motivation|wird sein |||||あなたの自己管理||||| だから、強い自己規律と十分なモチベーションの両方を持つことができる。 То есть у вас будет как сильная самодисциплина, так и достаточная мотивация. Das bedeutet, dass Sie sowohl eine starke Selbstdisziplin als auch ausreichende Motivation haben werden.

Böylece yaptığınız işler size daha az sıkıcı gelecek ve iş yapma hızınız da artacaktır. таким образом|ваша работа|дела|вам|более|менее|скучными|будет казаться|и|работа|выполнения|ваша скорость|тоже|увеличится |||||||||||votre vitesse|| dadurch|die Sie machen|Arbeiten|Ihnen|weniger|langweilig|langweilig|wird erscheinen|und|Arbeit|machen|Geschwindigkeit|auch|wird steigen |||||||||||スピード|| こうして、あなたの仕事は退屈しなくなり、仕事のスピードも上がる。 Таким образом, выполняемая вами работа будет казаться менее скучной, и ваша скорость выполнения задач также увеличится. So werden die Aufgaben, die Sie erledigen, weniger langweilig erscheinen und Ihre Arbeitsgeschwindigkeit wird ebenfalls steigen. Öz disiplininizi daha da güçlendirmek, aynı zamanda hayat kalitenizi daha da arttırmak için сам|вашу дисциплину|более|тоже|укрепить|одновременно|также|жизнь|ваше качество|более|тоже|повысить|для того чтобы ||||renforcer||||votre qualité de vie|||| Selbst|Ihre Disziplin|noch|auch|stärken|gleichzeitig|auch|Leben|Ihre Qualität|noch|auch|erhöhen|um ||||||||質|||| 自己規律をさらに強化し、同時に生活の質を向上させる。 Чтобы еще больше укрепить свою самодисциплину и одновременно повысить качество своей жизни, Um Ihre Selbstdisziplin weiter zu stärken und gleichzeitig Ihre Lebensqualität zu erhöhen, para biriktirmeyi öğrenmelisiniz. деньги|сбережение|вы должны научиться |épargner| Geld|sparen|Sie sollten lernen ||学ぶべきです お金を貯めることを学ばなければならない。 вам следует научиться экономить деньги. sollten Sie lernen, Geld zu sparen. ‘Aldığım maaş belli, o kadarcik maaşla ben nasıl para biriktireyim?' dediğinizi duyar gibiyim. я получаю|зарплата|известна|та|лишь|с зарплатой|я|как|деньги|я могу сэкономить|вы сказали|слышу|я как будто |||||||||je vais économiser||| ich bekomme|Gehalt|klar|das|nur|mit Gehalt|ich|wie|Geld|ich kann sparen|dass Sie gesagt haben|ich höre|ich bin mir sicher ||||少し|||||貯める|おっしゃっているのを||ような 給料は決まっているのに、こんな少ない給料でどうやって節約するんだ」という声が聞こえてきそうだ。 «Я слышу, как вы говорите: 'Моя зарплата известна, как я могу с такой зарплатой откладывать деньги?'» "Ich kann euch hören, wie ihr sagt: 'Mein Gehalt ist klar, wie soll ich mit diesem Gehalt sparen?'"},{

Para biriktirebilmeniz için illaki gelirinizin yuksek olması gerekmez. деньги|ваша возможность сэкономить|для|обязательно|ваш доход|высокий|быть|не обязательно ||||vos revenus||| Geld|Sie können sparen|um|unbedingt|Ihr Einkommen|hoch|sein|es ist nicht notwendig |貯めることができる||||高い||必要ない Sie müssen nicht unbedingt ein hohes Einkommen haben, um Geld zu sparen. Чтобы откладывать деньги, не обязательно иметь высокий доход.

Önce gelirinizin sadece %1-ini bir kenara atmakla başlayıp, bunu daha sonra %10'a kadar çıkarabilirsiniz. сначала|ваш доход|только|1%|один|в сторону|откладывая|начиная|это|позже|затем|до 10%|до|вы можете увеличить |||||||||||||vous pouvez augmenter zuerst|Ihr Einkommen|nur|1%|ein|zur Seite|mit dem Sparen|und anfangen|dies|später|dann|bis zu 10%|bis|Sie können erhöhen |||||||||||||上げることができます まずは収入の1%を積み立てることから始め、その後10%まで増やすこともできる。 Вы можете начать с того, чтобы откладывать всего лишь 1% от вашего дохода, а затем увеличить эту сумму до 10%.

Diyelim ki, 1600 lira maaş alıyorsunuz ve bu miktar, ailenizin aylık harcamasına zar zor yetiyor. скажем|что|лир|зарплата|вы получаете|и|эта|сумма|вашей семьи|ежемесячный|расходам|едва|трудно|хватает ||||||||votre famille|mensuelle|||| sagen wir|dass|Lira|Gehalt|Sie bekommen|und|dieser|Betrag|Ihrer Familie|monatlichen|Ausgaben|kaum|schwer|es reicht ||||受け取っています|||||||さえ|| Nehmen wir an, Sie erhalten ein Gehalt von 1600 TL und dieser Betrag reicht kaum für die monatlichen Ausgaben Ihrer Familie. 例えば、あなたが1600TLの給料を受け取っていて、この金額で家族の毎月の支出を賄うのがやっとだとしよう。 Предположим, вы получаете 1600 лир зарплаты, и этой суммы едва хватает на ежемесячные расходы вашей семьи.

Mesela, yarın müdürünüz size ‘Şirketimizin durumu çok kötü. Bu yüzden maaşları düşürmek zorundayiz. например|завтра|ваш директор|вам|нашей компании|ситуация|очень|плохая|это|поэтому|зарплаты|снижать|мы должны ||votre directeur|||||||||| zum Beispiel|morgen|Ihr Chef|Ihnen|unserer Firma|Situation|sehr|schlecht|das|deshalb|die Gehälter|senken|wir müssen ||あなたの上司||私たちの会社の|||||||下げる| 例えば、明日上司から『会社の状況が非常に悪いので、給料を下げなければならない』と言われるだろう。 Например, завтра ваш директор скажет вам: 'Ситуация в нашей компании очень плохая. Поэтому мы вынуждены снизить зарплаты. Zum Beispiel wird Ihr Chef Ihnen morgen sagen: 'Die Situation unseres Unternehmens ist sehr schlecht. Deshalb müssen wir die Gehälter senken.

Bundan sonraki aylık maaşın 1600 lira yerine %10 daha az, yani 1440 lira olacak.' dedi. с этого|следующего|месячного|зарплата|лир|вместо|еще|меньше|то есть|лир|будет|он сказал von jetzt an|nächsten|monatlichen|dein Gehalt|Lira|statt|mehr|weniger|also|Lira|wird sein|er sagte С вашей следующей месячной зарплатой будет 1440 лир вместо 1600 лир, то есть на 10% меньше.' Ihr nächstes Monatsgehalt wird anstelle von 1600 Lira 10 % weniger, also 1440 Lira betragen.'

Simdi, o 160 lira yüzünden açlıktan ölecek misiniz? теперь|тот|лир|из-за|от голода|умрет|вы jetzt|das|Lira|wegen|vor Hunger|wird sterben|werden Sie ||||||ですか その160リラのために餓死するのか? Теперь, из-за этих 160 лир, вы умрете с голоду? Werdet ihr jetzt wegen dieser 160 Lira verhungern?

Günümüzde iş bulmanın ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz. в настоящее время|работа|найти|как|насколько|трудно|это|все мы|знаем ||trouver un emploi|||||| heutzutage|Arbeit|finden|wie|viel|schwer|dass es ist|wir alle|wir wissen ||仕事|||||| 今日、仕事を見つけるのがいかに難しいかは誰もが知っている。 Мы все знаем, как трудно найти работу в наши дни. Wir alle wissen, wie schwierig es heutzutage ist, einen Job zu finden.

O yüzden büyük ihtimalle, bir çoğumuz işten ayrılıp yeni bir iş arayışına girmeyi düşünmeyecektir. это|поэтому|большой|вероятно|один|большинство из нас|с работы|уволившись|новую|одну|работу|поиске|вступить|не будет думать |||||||||||||will not think das|deshalb|groß|wahrscheinlich|ein|die meisten von uns|von der Arbeit|und kündigen|neue|eine|Arbeit|auf der Suche|zu beginnen|wird nicht denken |||||||||||探し|入ること|考えないでしょう そのため、ほとんどの人は仕事を辞めて新しい仕事を探そうとは思わないだろう。 Поэтому, скорее всего, многие из нас не подумают о том, чтобы уйти с работы и начать искать новую. Deshalb werden wahrscheinlich viele von uns nicht daran denken, ihren Job zu kündigen und auf Jobsuche zu gehen. Tabi ki, 1600 lirayla ailenizi nasıl geçindirmeye çalıştıysanız, конечно|что|лирами|вашу семью|как|содержать|вы старались ||avec 1600 livres|||| natürlich|dass|mit Lira|Ihre Familie|wie|zu ernähren|Sie gearbeitet haben |||家族を||養う|働いていたら もちろん、1600リラでどうやって家族を養おうとしたのか、 Конечно, как вы пытались прокормить свою семью на 1600 лир, Natürlich werden Sie, wie Sie mit 1600 Lira versucht haben, Ihre Familie zu ernähren,

bundan sonra da 1440 lirayla geçinmeyi bir şekilde başarmaya calisacaksiniz. после этого|затем|тоже|лирами|жить|одним|образом|добиться| |||||||réussir à| danach|später|dass|mit Lira|zu leben|ein|auf eine Weise|zu schaffen| |||||||成功する|働くでしょう これからは何とか1440リラで生活できるように努力するんだ。 так и теперь вам придется как-то справляться с 1440 лирами. auch weiterhin versuchen, mit 1440 Lira über die Runden zu kommen.

Başka çareniz olmadığı icin de başa gelen çekilir diyeceksiniz. другой|у вас нет выбора|не имея||тоже|с головой|что пришло|терпится|вы скажете |||||la tête||| keine|Ihre Wahl|dass es nicht gibt||auch|was kommt|das|man muss es ertragen|Sie werden sagen |||||頭に|||言います 他に選択肢がないのだから、来るものは拒まずだ。 Поскольку у вас нет другого выбора, вы скажете: "Что пришло, то и пришло." Da Sie keine andere Wahl haben, werden Sie sagen, was kommt, das kommt.

Yani istersek biz de az olan gelirimizin bile %10'unu bir kenara atarak para biriktirebiliriz. то есть|если мы захотим|мы|тоже|малый|имеющийся|нашего дохода|даже|10 процентов|один|в сторону|откладывая|деньги|мы можем накопить |||||||||||||épargner also|wenn wir wollen|wir|auch|wenig|vorhandenes|unser Einkommen|sogar|10% davon|ein|zur Seite|indem wir weglegen|Geld|wir können sparen ||||||収入|||||||貯金する つまり、やろうと思えば、わずかな収入の10%でも積み立てれば、お金を貯めることができるのだ。 То есть, если мы захотим, мы можем откладывать даже 10% нашего небольшого дохода, чтобы сэкономить деньги. Das heißt, wenn wir wollen, können wir sogar 10 % unseres geringen Einkommens beiseitelegen und Geld sparen.

Bunun için İllaki mudurun maaşımızı dusurmesine veya kendi işinizse satışların azalmasına gerek yok degil mi? для этого|для|обязательно|директора|нашу зарплату|снижение|или|собственный|если это ваш бизнес|продажи|снижение|нужно|нет||ли ||||||||votre travail|ventes||||| dafür|für|unbedingt|des Direktors|unser Gehalt|dass er senkt|oder|eigenes|wenn es Ihr Geschäft ist|die Verkäufe|dass sie sinken|notwendig|nicht|nicht|oder ||||給料||||あなたの仕事なら|売上|減少|||ない| 経営者が給料を減らしたり、自分のビジネスなら売上を減らしたりする必要はないでしょう? Для этого не обязательно, чтобы директор снизил нашу зарплату или чтобы в вашем бизнесе снизились продажи, верно? Dafür muss es nicht unbedingt notwendig sein, dass der Direktor unser Gehalt senkt oder dass, wenn es Ihr eigenes Geschäft ist, die Verkäufe zurückgehen, oder?

Çoğumuz bu miktari azimsayip, aylık 160 lira biriktirmekle ne yapabilirim ki diye dusunebilir. большинство из нас|эту|сумму|недооценив|ежемесячно|лир|накоплением|что|я могу сделать|что|чтобы| |||considérant|||||||| die meisten von uns|diese|Menge|indem wir sie als wenig erachten|monatlich|Lira|mit dem Sparen|was|ich kann tun|dass|um zu|denken ||量|||||||||考えられる 私たちの多くはこの金額を過小評価し、月160リラの節約で何ができるのだろうと考えるかもしれない。 Многие из нас могут считать эту сумму незначительной и думать: "Что я могу сделать, откладывая 160 лир в месяц?" Die meisten von uns könnten diesen Betrag als gering ansehen und sich fragen, was ich mit 160 Lira im Monat sparen kann.

O zaman şöyle bir soru sorayım ben size. это|тогда|вот так|один|вопрос|я спрошу|я|вам das|dann|so|eine|Frage|ich stelle|ich|Ihnen では質問させてください。 Тогда позвольте мне задать вам такой вопрос. Dann stelle ich Ihnen mal eine Frage.

0 mı büyük yoksa 160mı? ли|большой|или|ли Fragepartikel|groß|oder|160 0が大きいか、160が大きいか? Что больше, 0 или 160? Ist 0 größer oder 160?

Tabiki de 160. конечно|же natürlich|auch Конечно, 160. Natürlich 160.

En kotu senaryoda hayat şartlarınız veya kariyerinizde onunuzdeki 5 sene içerisinde hiçbir gelişme, самый|плохой|сценарий|жизнь|ваши условия|или|в вашей карьере|в следующем|лет|в течение|никакого|развития ||||||votre carrière||||| das|schlechteste|Szenario|Leben|Ihre Bedingungen|oder|in Ihrer Karriere|in den nächsten|Jahre|innerhalb|keine|Entwicklung ||||あなたの条件||あなたのキャリアで|あなたの前にある|||| 最悪の場合、今後5年間は生活環境もキャリアも改善されない、 В худшем случае, если в ваших жизненных условиях или карьере в течение следующих 5 лет не будет никаких изменений, Im schlimmsten Fall gibt es in den nächsten 5 Jahren in Ihrem Leben oder Ihrer Karriere keine Entwicklung,

, maas zammi veya gelirinizin bir şekilde artması vs. gibi bir durum olmasa bile зарплата|повышение|или|ваш доход|какой-то|образом|увеличение|и тд|как|какой-то|ситуация|не было бы|даже |situation||||||||||| Gehalt|Erhöhung|oder|Ihr Einkommen|eine|Art und Weise|Anstieg|usw|wie|eine|Situation|auch wenn nicht|sogar 給料|||||||||||| 昇給がなくても、何らかの形で収入が増えるなどしても。 , повышения зарплаты или увеличения вашего дохода и т.д. , keine Gehaltserhöhung oder eine Art von Einkommenssteigerung usw.

o zaman bir kenarda birikmiş 9600 liranız olacak. это|время|один|в стороне|накопленный|ваша лира|будет ||||accumulated|| das|Zeit|ein|am Rand|angespart|Ihr Geld|wird sein ||||貯まっている|リラ| тогда у вас будет 9600 лир, отложенных в стороне. Dann werden Sie 9600 Lira auf der Seite haben. Kenarda birikmiş bir paraninizin olması kendinizi daha rahat ve guvendehissetmenizi saglayacak. в стороне|накопленный|один||наличие|себя|более|комфортно|и|чувство безопасности|обеспечит |accumulé|||avoir|||||| am Rand|angespart|ein|Geld|zu haben|sich selbst|mehr|bequem|und|sich sicher fühlen|wird ermöglichen |||||||||安心している|提供する 貯蓄があれば、より快適で安全な生活を送ることができる。 Наличие отложенных денег позволит вам чувствовать себя более комфортно и безопасно. Ein Erspartes auf der Seite zu haben, wird Ihnen helfen, sich sicherer und entspannter zu fühlen.

Sizi yeni bir şeyler yapma konusunda motive edecek, вас|новые|||делать|в отношении|мотивировать|будет Sie|neue|||tun|in Bezug auf|motiviert|wird 何か新しいことをしようという意欲が湧いてくる、 Это будет мотивировать вас делать что-то новое, Es wird Sie motivieren, neue Dinge zu tun,

bir yerlere para yatırmak veya birileriyle ortak olup küçük bir girişim yapma şansınız olacak. одно|места|деньги|вкладывать|или|с кем-то|партнер|став|маленький|один|предприятие|делать|ваша возможность|будет |||investir|||||||||| ein|Orten|Geld|investieren|oder|mit jemandem|Partner|werden|kleines|ein|Unternehmen|gründen|Ihre Chance|wird sein |||預ける||誰かと|||||||| どこかにお金を投資したり、誰かと組んで小さなベンチャー企業を作ったりするチャンスがあるだろう。 у вас будет возможность инвестировать деньги или объединиться с кем-то для создания небольшого бизнеса. Sie werden die Möglichkeit haben, Geld zu investieren oder mit jemandem zusammenzuarbeiten, um ein kleines Unternehmen zu gründen. Üstelik bu yatırımı yaptığınızda size daha önce riskli gorunen şeyler o kadar da riskli gelmeyecek. более того|это|инвестицию|когда вы сделаете|вам|более|раньше|рискованными|казавшимися|вещи|те|настолько|тоже|рискованными|не будут казаться ||||||||apparaissant|||||| außerdem|diese|Investition|wenn Sie gemacht haben|Ihnen|mehr|vorher|riskant|aussehend|Dinge|das|so|dass|riskant|nicht erscheinen wird |||したとき||||リスクのある||||||リスクがある| さらに、この投資をすることで、以前はリスキーに思えたことも、それほどリスキーに思えなくなる。 Более того, когда вы сделаете эту инвестицию, вещи, которые раньше казались вам рискованными, уже не будут казаться такими рискованными. Außerdem werden die Dinge, die Ihnen zuvor riskant erschienen, nicht mehr so riskant erscheinen, wenn Sie diese Investition tätigen. Çünkü siz artık aylik 1440 liraya alışmış olacaksınız ve sizin için o 9600 lira ek bir para. потому что|вы|уже|ежемесячной|лире|привыкли|будете|и|ваши|для|те|лир|дополнительными|деньгами| |||mensuel||||||||||| weil|Sie|mittlerweile|monatlich|Lira|gewöhnt|werden Sie sein|und|Ihr|für|das|Lira|zusätzlich|ein|Geld |||月額||慣れている||||||||| 月1440リラに慣れているあなたにとって、9600リラは追加料金だからだ。 Потому что вы уже привыкнете к 1440 лир в месяц, и для вас эти 9600 лир будут дополнительными деньгами. Denn Sie werden sich bereits an 1440 Lira pro Monat gewöhnt haben, und für Sie sind das 9600 Lira zusätzliches Geld.

Hem de kendi paranız, также|тоже|свои|деньги auch|auch|eigenes|Ihr Geld |||お金 自分のお金だ、 Причем это ваши собственные деньги, Und das ist Ihr eigenes Geld,

hiç kimseden ödünç almadığınız, kredi çekmeden biriktirdiğiniz bir para. никогда|ни у кого|в долг|не взятые|кредит|не взятые|накопленные|деньги| |||vous n'avez pas empr||||| nie|von niemandem|geliehen|dass Sie nicht genommen haben|Kredit|ohne zu ziehen|dass Sie gespart haben|ein|Geld ||借りる|||借りる||| 誰からも借りていないお金、ローンを組まずに貯めたお金。 деньги, которые вы накопили, не занимая у кого-либо и не беря кредит. Geld, das Sie ohne Kreditaufnahme oder von niemandem geliehen haben.

Aslinda onu kaybetmenizle bir kenarda durmasının herhangi bir farkı yok. |его|потерей|одно|в стороне|его нахождением|любое|одно|разница|нет ||le fait de perdre||||||| |ihn|mit dem Verlieren|ein|am Rand|das Stehen|irgendein|ein|Unterschied|nicht vorhanden 実際||失うこと||||||| 実際、彼を失っても、ただ傍観していても違いはない。 На самом деле, нет никакой разницы между тем, чтобы потерять его, и тем, чтобы он стоял в стороне. Tatsächlich macht es keinen Unterschied, ob Sie ihn verlieren oder ob er an der Seite steht.

Ama size daha kaliteli bir yasam şansı yaratan bir para. но|вам|более|качественной|одной|жизни|возможности|создающей|один|деньги aber|Ihnen|eine|qualitativ|eine|Leben|Chance|schaffend|ein|Geld |||||||創造する|| Но это деньги, которые создают вам шанс на более качественную жизнь. Aber es ist Geld, das Ihnen die Chance auf ein besseres Leben gibt.

Öz disiplinle elde ettiğimiz birçok şey zamanla alışkanlığa dönüşür ve hayatımızı daha da kolaylaştırır. сам|с дисциплиной|полученные|нами|многие|вещи|со временем|привычкой|превращаются|и|нашу жизнь|более|также|упрощают |||||||||||||facilite Selbst|mit Disziplin|erlangt|das wir erlangt haben|viele|Dinge|mit der Zeit|zur Gewohnheit|es wird|und|unser Leben|noch|auch|es erleichtert |||||||習慣||||||楽にする 自己鍛錬によって達成したことの多くは、時間の経過とともに習慣となり、私たちの生活をより快適なものにしてくれる。 Многие вещи, которые мы достигаем с помощью самодисциплины, со временем становятся привычкой и упрощают нашу жизнь. Viele Dinge, die wir mit Selbstdisziplin erreichen, werden im Laufe der Zeit zur Gewohnheit und erleichtern unser Leben.

Kısacası öz disiplinimizi geliştirmekle zamanimizi daha kaliteli kullanmak kendimiz için короче говоря|сам|нашу дисциплину|развивая|наше время|более|качественно|использовать|для себя| ||||notre temps||||| kurz gesagt|Selbst|unsere Disziplin|mit der Verbesserung|unsere Zeit|noch|qualitativ|nutzen|für uns| |||向上させること|私たちの時間||||| Короче говоря, развивая нашу самодисциплину, мы используем наше время более качественно для себя. Kurz gesagt, indem wir unsere Selbstdisziplin entwickeln, nutzen wir unsere Zeit qualitativ hochwertiger für uns selbst.

veya çocuklarımız için tamamen farklı bir gelecek oluşturmamızı sağlayabilir.. или|наши дети|для|совершенно|другой|один|будущее|чтобы мы создали|может обеспечить |||||||de créer| oder|unsere Kinder|für|völlig|anders|eine|Zukunft|uns ermöglichen|kann |||||||作ること|提供できる или может позволить нам создать совершенно другое будущее для наших детей.. oder es kann uns ermöglichen, eine völlig andere Zukunft für unsere Kinder zu schaffen..

Sunu unutmayın, это|не забывайте notre| dies|vergesst nicht プレゼンテーション| Не забывайте, Vergessen Sie nicht,

, bugun bizi biz yapan geçmişte aldığımız kararlardir . сегодня|нас|мы|делающий|в прошлом|принятые|решения aujourd'hui|||||| heute|uns|wir|machend|in der Vergangenheit|wir getroffenen|Entscheidungen sind 今日|||||| 過去に下した決断が、今の自分を作っているんだ。 , сегодня нас формируют решения, которые мы принимали в прошлом. , die Entscheidungen, die wir in der Vergangenheit getroffen haben, machen uns zu dem, was wir sind.

Bu gün vereceğimiz kararlar ise gelecekte nasıl biri olacağımızı belirleyecektir. эти|день|которые мы примем|решения|же|в будущем|каким|человеком|что мы станем|определит ||que nous prendrons||||||| diese|Tag|wir geben werden|Entscheidungen|hingegen|in der Zukunft|wie|jemand|wir sein werden|wird bestimmen ||与える||||||なる|決める Решения, которые мы примем сегодня, определят, какими людьми мы станем в будущем. Die Entscheidungen, die wir heute treffen, werden bestimmen, wie wir in der Zukunft sein werden.

ai_request(all=74 err=1.35%) translation(all=148 err=2.03%) cwt(all=1333 err=5.70%) ru:B7ebVoGS: de:B7ebVoGS:250509 openai.2025-02-07 PAR_TRANS:gpt-4o-mini=5.86 PAR_CWT:B7ebVoGS=10.91 PAR_TRANS:gpt-4o-mini=3.97 PAR_CWT:B7ebVoGS=13.8