**Tom der Bananenverkäufer**
Tom the banana seller
Tom trägt einen Korb mit reifen Bananen.
Tom carries a basket of ripe bananas.
Tom bir sepet olgun muz taşıyor.
湯姆提著一籃成熟的香蕉。
Tom geht zum Markt, um Bananen zu verkaufen.
Tom goes to the market to sell bananas.
Tom muz satmak için pazara gider.
湯姆去市場賣香蕉。
Die Leute auf dem Markt kaufen Obst.
People in the market buy fruit.
Pazardaki insanlar meyve alıyor.
人們在市場上購買水果。
Aber niemand kauft Toms Bananen.
But no one buys Tom's bananas.
Ama kimse Tom'un muzlarını almıyor.
但沒有人買湯姆的香蕉。
Sie kaufen lieber Obst von Frauen.
They prefer to buy fruit from women.
Kadınlardan meyve almayı tercih ediyorlar.
他們更喜歡從女性那裡購買水果。
„In unserer Gemeinschaft verkaufen nur Frauen Obst“, sagen die Leute.
"In our community, only women sell fruit," people say.
İnsanlar "Bizim toplumumuzda sadece kadınlar meyve satar" diyor.
“在我们社区，只有女人卖水果，”人们说。
「在我們的社區，只有女性賣水果，」人們說。
„Was ist denn das für ein Mann?“, fragen die Leute.
“What kind of man is that?” people ask.
"¿Qué clase de hombre es ése?", se pregunta la gente.
İnsanlar "Bu nasıl bir adam?" diye soruyor.
“那是什么样的人？”人们问。
Aber Tom gibt nicht auf.
But Tom doesn't give up.
Ama Tom pes etmez.
但湯姆並沒有放棄。
Er ruft: „Kauft meine Bananen!
He shouts, "Buy my bananas!
Bağırıyor: "Muzlarımı alın!
他喊道：「買我的香蕉！
Kauft meine süßen, reifen Bananen!“
Buy my sweet, ripe bananas!"
Benim tatlı, olgun muzlarımı alın!"
Eine Frau nimmt ein Bündel Bananen aus dem Korb.
A woman takes a bunch of bananas from the basket.
Bir kadın sepetten bir salkım muz alır.
一個女人從籃子裡拿出一串香蕉。
Sie schaut sich die Bananen genau an.
She looks closely at the bananas.
Mira de cerca los plátanos.
Muzlara yakından bakıyor.
她仔細地看著香蕉。
Die Frau kauft die Bananen.
The woman buys the bananas.
Kadın muzları satın alır.
女人買了香蕉。
Mehr Leute kommen an den Stand.
More people come to the booth.
Standa daha fazla insan geliyor.
Sie kaufen Toms Bananen und essen sie.
They buy Tom's bananas and eat them.
Tom'un muzlarını alıp yiyorlar.
他們買湯姆的香蕉並吃掉。
Bald ist der Korb leer.
Soon the basket is empty.
Çok geçmeden sepet boşaldı.
Tom zählt das Geld, das er verdient hat.
Tom counts the money he has earned.
Tom kazandığı parayı sayar.
湯姆數著他賺的錢。
Dann kauft Tom Seife, Zucker und Brot.
Then Tom buys soap, sugar and bread.
Sonra Tom sabun, şeker ve ekmek alır.
然後湯姆買了肥皂、糖和麵包。
Er legt die Sachen in seinen Korb.
He puts the things in his basket.
Eşyaları sepetine koyuyor.
他把東西放進籃子裡。
Tom balanciert den Korb auf seinem Kopf und geht nach Hause.
Tom balances the basket on his head and goes home.
Tom sepeti kafasının üzerinde dengede tutar ve eve gider.
湯姆把籃子頂在頭上保持平衡，然後回家了。
